yazar: mustafa kutlu
yayım yılı: 2009
tahir sami bey ile birlikte onun dört kuşak geçmişinin de hayatını, bunların tahir sami bey'in özel hayatına etkilerini anlatan uzun hikaye türündeki eser.
yayım yılı: 2009
tahir sami bey ile birlikte onun dört kuşak geçmişinin de hayatını, bunların tahir sami bey'in özel hayatına etkilerini anlatan uzun hikaye türündeki eser.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "mihmandar" tarafından 27.05.2023 13:20 tarihinde açılmıştır.
1.
mustafa kutlu' nun ilgi çekici eserlerinden birisidir. kitabı okumam 2 günümü almıştı ve keşke bitmeseydi dediğim bir eserdi. sonunda çok üzülmüştüm. diğer kitaplarından farklı kılan şey ise yazarın kendisini de kitaba gazeteci olarak eklemiş olmasıdır. adından da anlaşılacağı üzere biyografik bir eserdir. ilk başlarda bir maceracı gibi kendi ağızından kitaba giriş yapan kutlu, hiç bilmediği bir sokakta hiç bilmediği bir medreseden bozma binaya girer. yeni neslin elinin değdiği bu bina eski ruhuna sahip değildir kutlu' nun anlatımıyla. bazı yerleri kesilmiş yontulmuş, restore edilirken de günümüz insanının estetiksiz zevkleriyle mahvolmuştur. tasvirleri sokağın ve binanın insanın zihninde kolayca canlanmasını sağlar. her şey o binaya girmesiyle başlar.
içerinin ilk başlarda boş olduğunu düşünerek hareket etsene aslında orada çalışan kişiler olduğunu öğrenir. daha doğrusu bu binanın bir devlet dairesi olduğunu. bu çalışanlardan birisi de tahir sami beydir. gazeteci mustafa ve tahir sami bey tanışırlar, sohbetler ederler. sonrasında gazeteci mustafa tahir sami bey'in hayatını konu edinen bir kitap yazmak ister. tahir bey bunu tek şartla kabul eder; kitaba gerektiği yerlerde müdahale decektir. ve nitekim ilk sayfalarda müdahaleleriyle karşılaşırız. sıradan bir yaşama sahip olan tahir bey'in kitap merakı vardır. ilk aldığı kitabı bir köy kitabı olduğu için köy kitapları biriktirmeye ve onlarla koleksiyon yapmaya başlar. kitapları yerden tava kadar ulaşır. ablası evdeki bu durumdan şikayetçi olur. bir gün binanın artık kapatılacağını ve işinden olacağını öğrenir. bu da yetmezmiş gibi evdeki kitaplar devrilir ve ablasının üstüne düşer. ablası evde onu sinirle karşılayınca o da tüm kitaplarını çalıştığı binaya taşır. kitaplarının arasında binanın kapatılmasından 1 gün önce ölüverir tahir sami bey. ölümü içeri polislerin girmesiyle öğrenilir. hayatı boyunca değer verdiği kitaplar artık onun değildir.
bazen ben de düşünüyorum, ben öldükten sonra acaba kitaplarıma kim bakacak ya da onlara ne olacak diye.
içerinin ilk başlarda boş olduğunu düşünerek hareket etsene aslında orada çalışan kişiler olduğunu öğrenir. daha doğrusu bu binanın bir devlet dairesi olduğunu. bu çalışanlardan birisi de tahir sami beydir. gazeteci mustafa ve tahir sami bey tanışırlar, sohbetler ederler. sonrasında gazeteci mustafa tahir sami bey'in hayatını konu edinen bir kitap yazmak ister. tahir bey bunu tek şartla kabul eder; kitaba gerektiği yerlerde müdahale decektir. ve nitekim ilk sayfalarda müdahaleleriyle karşılaşırız. sıradan bir yaşama sahip olan tahir bey'in kitap merakı vardır. ilk aldığı kitabı bir köy kitabı olduğu için köy kitapları biriktirmeye ve onlarla koleksiyon yapmaya başlar. kitapları yerden tava kadar ulaşır. ablası evdeki bu durumdan şikayetçi olur. bir gün binanın artık kapatılacağını ve işinden olacağını öğrenir. bu da yetmezmiş gibi evdeki kitaplar devrilir ve ablasının üstüne düşer. ablası evde onu sinirle karşılayınca o da tüm kitaplarını çalıştığı binaya taşır. kitaplarının arasında binanın kapatılmasından 1 gün önce ölüverir tahir sami bey. ölümü içeri polislerin girmesiyle öğrenilir. hayatı boyunca değer verdiği kitaplar artık onun değildir.
bazen ben de düşünüyorum, ben öldükten sonra acaba kitaplarıma kim bakacak ya da onlara ne olacak diye.
devamını gör...