taksim'de 300 entel kadının arasında kalmak
başlık "lucifer" tarafından 14.03.2021 10:54 tarihinde açılmıştır.
1.
en büyük fobim, dün fobi başlığında yazmıştım. nitekim açalım içeriği.
modern zamanlar kabusudur. allah düşmanıma yaşatmasın.
geçen sene dün 17.00 sularıydı. gün boyu taksim'de ekmeğimin peşinde koşmuş, her sadık erkek gibi evimi özlemiştim. bu yüzden 'iki bira çekeyim sağda solda' gibi düşünerek evimden uzaklarda olmak içime sinmedi. caddelerde sürtmek yerine metroya yönelip, evimin yolunu tutacaktım ama ..
yanımdaki azman yavrusu elemanı, beyoğlu'nda kaldığı yere bıraktıktan sonra çok aç olduğumu farkedip tekrar istiklal'e daldım. o ara yağmur çiseliyordu.. halkın trollü olduğum için, antin kuntin yerler yerine bursa ızgara'ya dalıp pideli köftemi söyledim delikanlıca. "acı sos da getir usta" dedim yan yan.
o ara, üst kattan aşağıya bakarken, yürüyen çevik kuvvet blokunu görünce solcuların kokusunu aldım. tüh, keşke direkt eve geçsem demek boşaydı artık.
"bu rahat durmayasıcalar yine eylem mi yapıyor garson bey" dedim usulca.
"abi sabahtan beri yürüyorlar ben de anlamadım" dedi adam.
solcular ve enteller yine zırvalayacak bir bahane bulmuş meğer. hanımlar gene ev kadınlarına özgürlük günlerindeymiş bugün. nerde entel ve mavi saçlı öğrenci bir insan var eyleme koşmuş.
nitekim yanılmamışım. bir kaç dakika geçti geçmedi düdük ve davul sesleri duyulmaya başladı.
"kocam ol, babam ol, dayım ol asiyiz özgürüz isyeeean" tipinde bazı sesler duydum kesik kesik. sürü halinde geliyordu entel bacılarım, bir yere kaçmak yersizdi. baskılamışlardı her tarafı.
ne kadar kaçıp kurtulayım desem de kaçamadım. belediye yolları mahvettiği için mecburen azgın solcularla meydana kadar yürümek zorunda kaldım. sağa sola bakıyordum..
"jin jelibon azabiş"
"kürtaja hayır bedenim süper"
gibi pankartların arasında savruluyordum. her iki kestaneciden biri sivil polis olabildiği için umutla onlara yapışıp, kurtarın beni diyordum. kimse kurtarmadı. esnafa çok dargınım.
arkamda entel kızlar davul çalıyor, kafamın içinde düdük sesleri dönüyordu. ben sadece köftesini yiyip ilk taksiye kendisini atmaya çalışan şirin bir silüettim orada. sevimli mizacım yerle bir oldu.
birden şoka girdim "kilitoris candır" yazan dövizin dibinde.
üzerine meme, bacak figürü işlnemiş bir başka dövizde de "önce yüzüme bak" yazıyordu.
başka bir hanım kızımız da, "iki dudağın dediği olur" yazmıştı.
"transfeministler" ne lan dedim içimden. sorsan yüzde 99'u sözlük yazarıdır. herkes oradaydı yaa.
lezboş olduğunu ve çok ezildiğini tahmin ettiğim bir yoldaşın yanına yaklaştım, gülümsedi. üzerime meme damlıyordu sanki.
garip garip kızlar, gadınız, haglıyız diye zırlıyordu. belki 200 belki 500 kişilerdi. bitmiyorlardı. siyah ince çoraplı bacaklar iri memelere karışmıştı.
bir kaç eski sevgiliyi aradı gözlerim. kadın-kızsal hakları, sosyalizm falan diyen bi kaç mazim olmuştu sanki bi ara. kesin bunlar da böğürüyordur dedim içimden. göremedim. keşke gelselerdi.
meydana zor attım kendimi kardeşlerim. ilk taksiye zor bindim. kulağımda özgürlükçülerin çaldığı davul sesleri...
yine gördüm ki, solculuk boş işmiş, entellik kansermiş.
aileniz sizi okumaya gönderiyor buralara. pankartla meme sallamayın. insan olun genç kardeşlerim. bu ortam tiplere kanmayın sakın.
ben büyüğünüz olarak uyarmak istedim.
entellik kusturur insanı.
modern zamanlar kabusudur. allah düşmanıma yaşatmasın.
geçen sene dün 17.00 sularıydı. gün boyu taksim'de ekmeğimin peşinde koşmuş, her sadık erkek gibi evimi özlemiştim. bu yüzden 'iki bira çekeyim sağda solda' gibi düşünerek evimden uzaklarda olmak içime sinmedi. caddelerde sürtmek yerine metroya yönelip, evimin yolunu tutacaktım ama ..
yanımdaki azman yavrusu elemanı, beyoğlu'nda kaldığı yere bıraktıktan sonra çok aç olduğumu farkedip tekrar istiklal'e daldım. o ara yağmur çiseliyordu.. halkın trollü olduğum için, antin kuntin yerler yerine bursa ızgara'ya dalıp pideli köftemi söyledim delikanlıca. "acı sos da getir usta" dedim yan yan.
o ara, üst kattan aşağıya bakarken, yürüyen çevik kuvvet blokunu görünce solcuların kokusunu aldım. tüh, keşke direkt eve geçsem demek boşaydı artık.
"bu rahat durmayasıcalar yine eylem mi yapıyor garson bey" dedim usulca.
"abi sabahtan beri yürüyorlar ben de anlamadım" dedi adam.
solcular ve enteller yine zırvalayacak bir bahane bulmuş meğer. hanımlar gene ev kadınlarına özgürlük günlerindeymiş bugün. nerde entel ve mavi saçlı öğrenci bir insan var eyleme koşmuş.
nitekim yanılmamışım. bir kaç dakika geçti geçmedi düdük ve davul sesleri duyulmaya başladı.
"kocam ol, babam ol, dayım ol asiyiz özgürüz isyeeean" tipinde bazı sesler duydum kesik kesik. sürü halinde geliyordu entel bacılarım, bir yere kaçmak yersizdi. baskılamışlardı her tarafı.
ne kadar kaçıp kurtulayım desem de kaçamadım. belediye yolları mahvettiği için mecburen azgın solcularla meydana kadar yürümek zorunda kaldım. sağa sola bakıyordum..
"jin jelibon azabiş"
"kürtaja hayır bedenim süper"
gibi pankartların arasında savruluyordum. her iki kestaneciden biri sivil polis olabildiği için umutla onlara yapışıp, kurtarın beni diyordum. kimse kurtarmadı. esnafa çok dargınım.
arkamda entel kızlar davul çalıyor, kafamın içinde düdük sesleri dönüyordu. ben sadece köftesini yiyip ilk taksiye kendisini atmaya çalışan şirin bir silüettim orada. sevimli mizacım yerle bir oldu.
birden şoka girdim "kilitoris candır" yazan dövizin dibinde.
üzerine meme, bacak figürü işlnemiş bir başka dövizde de "önce yüzüme bak" yazıyordu.
başka bir hanım kızımız da, "iki dudağın dediği olur" yazmıştı.
"transfeministler" ne lan dedim içimden. sorsan yüzde 99'u sözlük yazarıdır. herkes oradaydı yaa.
lezboş olduğunu ve çok ezildiğini tahmin ettiğim bir yoldaşın yanına yaklaştım, gülümsedi. üzerime meme damlıyordu sanki.
garip garip kızlar, gadınız, haglıyız diye zırlıyordu. belki 200 belki 500 kişilerdi. bitmiyorlardı. siyah ince çoraplı bacaklar iri memelere karışmıştı.
bir kaç eski sevgiliyi aradı gözlerim. kadın-kızsal hakları, sosyalizm falan diyen bi kaç mazim olmuştu sanki bi ara. kesin bunlar da böğürüyordur dedim içimden. göremedim. keşke gelselerdi.
meydana zor attım kendimi kardeşlerim. ilk taksiye zor bindim. kulağımda özgürlükçülerin çaldığı davul sesleri...
yine gördüm ki, solculuk boş işmiş, entellik kansermiş.
aileniz sizi okumaya gönderiyor buralara. pankartla meme sallamayın. insan olun genç kardeşlerim. bu ortam tiplere kanmayın sakın.
ben büyüğünüz olarak uyarmak istedim.
entellik kusturur insanı.
devamını gör...