tanrının insana verdiği en büyük ceza

doğmuşsun işte. bundan büyük ceza mı var?
evlendin dert bekar kaldın dert
boşandın dert
sevgilin oldu kavga, küs, barış
kırılgan bir beden, çeşit çeşit hastalık
yaşlılıkta daha başka daha ciddi hastalık, bunların eziyeti
çocuğun olmadı, oldu engelli doğdu
yok efendim araba alamadın, aldın hadi hep daha iyisi
sevdiklerinin ölümü, ayrılık acısı, ot acısı bok acısı
geçim derdi
iki ayaklı hayvanlarla uğraşmak.
günün birinde öleceğini bilmek.
doğmasan iyi veya kötü, bunların hiçbirini bilmeyecektin. öyle düz siyah ekran.

başta kıymetini bilmediğiniz şeylerin kıymetini, sonradan size acı çektire çektire öğretmesi.

bilinç; farkında olmak.

dostoyevski boşuna söylememişti;

"baylar, yemin ederim ki, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık."

ınsan kisvesi altindaki sinama unsurlari tarafindan cevrilmis olmak.

aşk

savaş.

ben.

kendi yaptıklarımızın cezasını çekiyoruz gençler.. ne tanrı ne başka birinin verdiğini değil..

yaşam. bunu ben demiyorum anlatı kendisi söylüyor.

cennetten kovarak dünya'da yaşamaya mahkum ediyor

hafıza