tarkan filmindeki ahtapot

hayır mama kabından yem yediği için bir kediye kızılır mı? plastik yoğurt kabından su içen köpeğe mızrak atılır mı?

eee bu ahtapotta o gün menüde olan güzeller güzeli devrik viking kralının kayadan kayaya sekerken donu görünen taş prensesini yiyor.

hayır kardeşim sen buna viking diyarının evde kalmış kızını verdin de canım ahtapot bugün menüde kara şimşek var ben yemem mi dedi?

sonra tarkan mızrak atar, koca dev kaya atar. la nereden bilsin bu hayvan sizin taht kavganızı? okyanusun dibinde inkılap tarihi dersi mi var?

kesinlikle haksızlığa uğramış ve tarkan tarafından telef edilmiş bir sokak hayvanıdır. en azından uyutulup barınağa filan götürülüp bilmem kaç litrelik havuzda korunmaya alınması gerekirdi. tabi bir an önce vejeteryan mönüye geçip insan yerine ne bilim sebze,meyve,yosun neyimle besleyip yeni hayatına adapte edilmeliydi. ama tarkan zabıta ekipleri gibi telef etti hayvanı.

travma olarak raflarda yerini almıştır.*

olsa da yesek dediğim.

vikingler'e tutsak olan yonca hatun 'u kurtarmak için savaş veren tarkan'ın filmin göze çarpıcı bir sahnesinde mücadele ettiği camgöz isimli koca bir ahtapottur. günümüzde de hakkında çok yazılıp çizilmiştir, bir neslin özellikle de çocukların korku figürü olmuştur. tabi çekildiği dönemin şartlarında bu ahtapotu hazırlamak için epey bir emek hazırlanmıştır.

kemal sunal filmindeki gulyabani ve tarkan filmindeki ahtapot.
bu ikisi kırmızı çizgimizdir. yedirmeyiz.

cocukluk travmam.

travma ya resmen birde gulyabani mi ne vardı o ikisi travma sebebi

sezgin burak‘ın aynı adlı çizgi romanından yine burak’ın kendi senaryosuyla beyazperdeye uyarlanan 1971 yapımı tarkan: viking kanı, ülkemiz sinemasının önemli isimlerinden ertem eğilmez‘in yapımcılığında ve mehmet aslan‘ın yönetmenliğinde çekilmiş, ahtapot sahnesiyle yaş farketmesizin herkesin travması olmuştur. bu meşhur sahnenin görseli dönem dönem sosyal medyada hortlatılarak nesilden nesile aktarılan bir kültürel miras halini almıştır. *
benim dikkatimi çeken bir başka detay ise orijinal hikayede yani çizgi romanda ahtapot değil ejderha olması ama teknik yetersizlikler nedeniyle filmde onun yerine biraz da kraken’den etkilenilerek ahtapot kullanılmasıdır.
muhtemelen hiçbir ejderha bu ahtapot kadar zihinlere kazınamazdı. *

eski sevgilime o kadar benziyor ki. neyse, olsa da yeseydim keşke.

defalarca izleyip yine de gülmekten kendimi alamadığım şu meşhur branda ahtapotun nesi korkutucuydu yav. zavallı tarkan kendisi zorla sarılıp çekerek güya ahtapotun kendini sarıp bırakmadığı suya çektiği izlenimi vermek için oscarlık oyun çıkartıyordu; çünkü şişme branda batmıyor su yüzeyine yükseliyor tarkan onu kendine sardırıp suya batırma uğraşı veriyordu.. yanlış mı hatırlıyorum.

ahtapot fobimi oluşturan filmdir.

ahtapot döner olmuş.

cthulhu gibi bir canavar o artık, ahtapotu aşmış.

jaws’ın tek rakibi olan ahtapot. kartal tibet denilince aklıma ilk bu ahtapot geliyor.

şüphesiz ki malum filmde en sevdiğim karakterdir.
çocukken inanılmaz keyifle izlerdim tahtalara zincirlenmiş insanlara kollarını dolayıp hüpletmesini.

bence korkunç bir yaratık değildir.. çoğu kişi çocukluk travması falan demiş ama ben bundan hiç korkmadım. asıl travmaya sebep olan gulyabaniydi.

bu alçak p*şt yüzünden denize giremiyorum. ayağıma yosun denk gelse bile bu herif çıkıp beni uzak diyarlara götürecekmiş gibi hissediyorum

prostata uğramış şey gibi * kollara sahip hayvan. üflesen yıkılacak.

yeşilçam'ın ejderha bulamayıp yerine sürdüğü sözde viking mitolojisine ait canavar.