1.
çok sevdiğim fantastik varlık.
tepegöz, türk mitolojisinde adı geçen tek gözlü devdir. değişik türk dillerinde tübegöz, töbököz, töpekös olarak da söylenir.
türleri:
eğegöz: iğegöz olarak da bilinir. başının üzerinde tek gözü olan canavardır. tek göz şeytaniliği simgelemektedir. tepegöz’ün bir türüdür.
yalgızgöz: yalgöz de denir. başının ortasında tek bir gözü vardır. tepegöz’ün bir türü olarak geçer.
tepegöz, türk mitolojisinde adı geçen tek gözlü devdir. değişik türk dillerinde tübegöz, töbököz, töpekös olarak da söylenir.
türleri:
eğegöz: iğegöz olarak da bilinir. başının üzerinde tek gözü olan canavardır. tek göz şeytaniliği simgelemektedir. tepegöz’ün bir türüdür.
yalgızgöz: yalgöz de denir. başının ortasında tek bir gözü vardır. tepegöz’ün bir türü olarak geçer.
devamını gör...
2.
ortaokulda almanca derslerinde tanıştığımız yansıtıcı, projeksiyonun ilkel hali. kağıdı koyardık, o da büyüteçle büyütür, aynayla duvara yansıtırdı. hey gidi günler hey.
aha da bu
aha da bu
devamını gör...
3.
1933 yılında thomas hall shastid
isimli göz doktoru doktoru, uzak olmayan bir gelecekte insanların bu şekilde olacağını tahmin etmiş. öngörüsüne göre insanlar okurken, yazarken, tamir yaparken, taş işlerken, örgü örerken aynı noktaya odaklandığı için evrim geçirecek ve tek göz sistemine geçilecek.
isimli göz doktoru doktoru, uzak olmayan bir gelecekte insanların bu şekilde olacağını tahmin etmiş. öngörüsüne göre insanlar okurken, yazarken, tamir yaparken, taş işlerken, örgü örerken aynı noktaya odaklandığı için evrim geçirecek ve tek göz sistemine geçilecek.
devamını gör...
4.
aramıza yeni katılan yazarımız, tebrik ediyoruz.
devamını gör...
6.
ilkokuldayken asetat kağıdına yazıp çizip sunum yaptığımız cihazdır. başlarda yalnızca siyah renk kalemle yazardık, sonra mavi ve kırmızı rengi çıkınca çok sevinmiştim. karanlık sınıfta ders anlatırdı öğretmenimiz.
devamını gör...
7.
dede korkut hikayelerinde adı geçen bir varlıktır.
alnının ortasındaki bir taş büyüklüğündeki gözü dışında zayıf noktası yoktur. vücudunun hiçbir yerine kılıç işlemez. bir peri kızı ile bir çobanın çocuğudur ve çoban için edebileceğim hakarete yetecek bir kelime dağarcığım yoktur.
tepegöz insan eti yiyerek beslenen bir canlıdır. nedense içimden canavar demek gelmiyor. insan kemiklerinden yapılmış bir evde yaşadığı söylenir. ve en önemli noktalardan biri parmağındaki yüzüktür benim için.
çocukken ben dede korkut hikayelerini iştahla okuyup bitirdikten sonra tepegözü bulmaya ve öldürmeye karar vermiştim. fındık ağaçlarının ışkınlarından iki kılıç yapıp birini kardeşime verip ava başladık. bir isim kazanmamız gerekiyordu. sonunda nerden baksanız ben sekiz kardeşim beş yaşına gelmişti. hala isim kazanamamış olmak çok acıydı.
yüksek bir köy olan köyümüzde zaten yapacak pek bir şey olmadığı için uçsuz bucaksız bahçelerde tepegöz aradık. birkaç kez de bulduk aslında. tek gözlü değildi bulduklarımız ama parmaklarında yüzük vardı. köydeki bütün yaşlıları elimizdeki amatör kılıçlarla korkutup avladıktan sonra köyün korkulan cengaverleri olmuştuk.
köydeki yaşlılar bizi şikayet edince babam bize birer isim vermeye karar verdi. sonuçta birkaç tepegöz avlayarak isim almaya hak kazanmıştık. benim adım da kardeşimin adı da tam dedem korkut’un verebileceği isimlerdendir. babam bu isimler ölümsüz ve unutulmaz olsun diye bizi bir güzel dövdükten sonra öldürdüğümüz yaşlı tepegözlerin evine yollayıp tek tek özür diletmişti. evleri insan kemiklerinden olan bu yaşlı köylülerin başına gelecekler bu kadarla kalmayacaktı.
son tepegöz bu dünyadan göçene kadar bu savaş devam edecek.
alnının ortasındaki bir taş büyüklüğündeki gözü dışında zayıf noktası yoktur. vücudunun hiçbir yerine kılıç işlemez. bir peri kızı ile bir çobanın çocuğudur ve çoban için edebileceğim hakarete yetecek bir kelime dağarcığım yoktur.
tepegöz insan eti yiyerek beslenen bir canlıdır. nedense içimden canavar demek gelmiyor. insan kemiklerinden yapılmış bir evde yaşadığı söylenir. ve en önemli noktalardan biri parmağındaki yüzüktür benim için.
çocukken ben dede korkut hikayelerini iştahla okuyup bitirdikten sonra tepegözü bulmaya ve öldürmeye karar vermiştim. fındık ağaçlarının ışkınlarından iki kılıç yapıp birini kardeşime verip ava başladık. bir isim kazanmamız gerekiyordu. sonunda nerden baksanız ben sekiz kardeşim beş yaşına gelmişti. hala isim kazanamamış olmak çok acıydı.
yüksek bir köy olan köyümüzde zaten yapacak pek bir şey olmadığı için uçsuz bucaksız bahçelerde tepegöz aradık. birkaç kez de bulduk aslında. tek gözlü değildi bulduklarımız ama parmaklarında yüzük vardı. köydeki bütün yaşlıları elimizdeki amatör kılıçlarla korkutup avladıktan sonra köyün korkulan cengaverleri olmuştuk.
köydeki yaşlılar bizi şikayet edince babam bize birer isim vermeye karar verdi. sonuçta birkaç tepegöz avlayarak isim almaya hak kazanmıştık. benim adım da kardeşimin adı da tam dedem korkut’un verebileceği isimlerdendir. babam bu isimler ölümsüz ve unutulmaz olsun diye bizi bir güzel dövdükten sonra öldürdüğümüz yaşlı tepegözlerin evine yollayıp tek tek özür diletmişti. evleri insan kemiklerinden olan bu yaşlı köylülerin başına gelecekler bu kadarla kalmayacaktı.
son tepegöz bu dünyadan göçene kadar bu savaş devam edecek.
devamını gör...
8.
gördüğüm en saçma ve en boş alettir. 2 satır yazı yazamayan, zamanında hazırlanan yansıları bir ömür kullanan, beş para etmez hocaların kullandığı bir eğitim katilidir.
devamını gör...
9.
türk mitolojisi dede korkut hikâyelerinde tek gözlü dev olarak bilinir.
sadece gözüne kurşun işlediği rivayet edilir.
sadece gözüne kurşun işlediği rivayet edilir.
devamını gör...
10.
keloglandaki tek gözlü yaratık.
devamını gör...
11.
projeksiyonun atası.
devamını gör...
12.
coğrafya hocam aklıma gelirdi. haritaları koyardı böle kalın kalın klasörleri bana taşıttırırdı. hey gidi günler.
devamını gör...