terapist (dizi)

ilk iki bölümünü izledikten sonra 'noluyo biz dijitalde çok iyi şeyler mi yapmaya başlıyoruz ya yoksa' diye düşündüğüm gain dizisi.
gain hakkında açtığım 3. başlık,hayırdır ben gain'in kafa sözlük sorumlusu muyumdur?

ilk beş bölümünü izlediğim(bunu demeyeni dövüyorlar) sevdiğim dizi.

bu gece gördüm ve bu gece bitirdim beş bölümünü. ne de hızlı tüketiyoruz olric. böyle değildik eskiden. bizi bu kapitalist çağ mı mahvetti?

katil kimden ziyade katilliği kime yükleyecek gibi duruyor terapist.

ücretsiz olması en güzel yanı.
tabii şimdilik ücretsizmiş.

gain'i indirin ve bedava güzel dizili zamanlar geçirin.

7 bölüm ve yaklaşık 1,5 saat süren dizi. murat soner tavsiyesi üzerine "öyle türk dizisi mi olurmuş?" deyip seyrettim. zira televizyondaki türk dizilerinin sadece bir bölümü reklamsız olarak 2-3 saat arasında. harcadığım vakite üzülmüyorum ancak "ovvv süpermiş" de demedim. yapacak daha iyi bir işiniz yoksa seyredin. zaten kısacık. *

"geçmiş asla geçmemiş ve geçmeyecek olandır. ben bunu anladığımda her şey çoktan geçmişti."

terapi yeni nesil platformlardan gain'in 7 bölümlük ve her bölümü 8 ila 15 dakikadan oluşan minicik tatlıcık dizisi. dizimizin güncel imdb puanı 7,5.yerli bir dram dizisi için bence oldukça başarılı.

işbu entryi, bölümleri izledikçe yazacağım ancak tüm diziyi izledikten sonra yayımlayacağım. bu nedenle spoiler içerebilir. demedi demeyin anacım.

dizi sandalyeleri dizmiş terapi yapan 5 farklı karakter ve tabii ki terapistle başlıyor. normal zamanda görsek ruh hastası diyeceğimiz ama terapide tabii ki hasta görünmeyen insanların orada olma sebepleri hakkında biraz bilgi edindik ilk iki bölümde. kiminde bezlenme fetişi var, kiminde sadizm. ancak henüz detaylara hakim değiliz.

terapistimiz kanserden muzdarip eşinin hastalığı sebebiyle terapiyi bırakmak zorunda kalıyor ve terapi grubunu da güvendiği terapist arkadaşı altan'a devredeceğini söylüyor. gruptan muhteşem bir tepki: biz top muyuz da atıyosun?

yapacak bir şey yok karımı sizden daha çok seviyorum diyen terapist evine gidiyor ki bir de ne görsün? karısı öldürülmüş. hem de terapiye katılan ruh hastalarından biri tarafından!! pardon ruh hastası demeyecektik...

bunu fark eden terapistimiz katili bulmayı da türk terapistlerine emanet ediniz diyerek bulduğu delilleri ilk aşamada polisle paylaşmıyor, kendi yöntemleriyle çözmeye çalışıyor cinayeti.

diziye tek başıma başlayıp üç kişiyle bitirdim, diyalogları duyup etkilenen bi tabure çekti geldi yamacıma. kaliteli oyuncularla çok keyifli bir diziydi.

herkeşlere teşekkürler.

tür: gerilim-dram. (psikolojik gerilim)

terapist, sıradan bir grup terapisi ile başlıyor. sonrasında gizemli bir cinayet vuku buluyor.
katil kim? sorusunun sorulduğu hikayeleri seviyorsanız dizi ilginizi çekebilir. polisiye ve psikoloji türüne ilgililer tanımıma göz gezdirebilirler.

psikiyatrist: çetin'i muhammet uzuner canlandırıyor. çetin'in hasta eşi cinayet kurbanı.

cinayeti kim işledi?
5 şüpheli danışanın arasında pin pon topu gibi gidip geliyorsunuz.

kerem: narsistik kişilik bozukluğu yaşayan bir doktor. ukala ve aşağılayıcı tavırlar içinde. çocukluğuna inildiğinde tramvatik anıları ortaya çıkıyor. çağdaş onur öztürk keremi canlandıran kişi. rol ile bütünleşmiş.

armağan: erişkin bebek sendromu yaşayan iş adamı. bebeklikten kurtulamamış. anne ile bağını bir türlü koparamamış. murat kılıç mükemmel oyunculuğu ile yine göz doldurmuş.

berna: terapist tarafından sadist olarak yorumlanıyor. bdsm bağımlısı sahibe. acı ve nefretten besleniyor. dolunay soysert'in gözlerini büyüte büyüte, dişlerini sıka sıka konuştuğu her sahne etkileyiciydi.

ayşe: ileri derece aksiyete diyebiliriz. tavırlarına bakıldığında en çok hasta olarak görünen kişi. toplu seanslarda da anksiyete nöbetleri geçirdiğine şahit oluyoruz. stres yönetimi çok zayıf.
gözyaşlarına sığınan kaderci ayşe'ye hayat veren zeynep çamcı. ağlamak ayşe için bir nevi dikkat çekme, ilgiyi üzerine çekme eylemi. çamcı'nın her dakika dolu doluydu gözleri.

özlem : ben özlem'in ilk başta hastalığını anlayamadım. özlem otostopçu kız olarak karşımıza çıktı. strese girdiğinde kendini kaşıyarak zarar veriyor.
daha sonları anlamaya başlıyorsunuz hastalığını. dizi esnasında -eğer ben kaçırmadıysam- hastalığının adı tam söylenmedi. biraz araştırınca ayşe'nin freud'un penis hasedi olarak nitelendirdiği hastalıktan muzdarip olduğunu öğrendim.
ilayda alişan çok ponçik oynamış, o da sürekli ağlacak gibiydi. rolü için bana fazla şirin gibi geldi.

yeterince merak uyandırmadıysam ya da diziyi izlemeyeceksiniz, bu yazılanlardan yola çıkarak katili bulabilir misiniz?
ben izledim de bulamadım * bulursanız şaşırırım.

kısacık ama etkili bir dizi. umarım bu tarz işlerin devamı gelir.

katili baştan belli dizidir. ama güzel izlenebilir tabi. çok psikolojik roman veya terapi kitapları okuduysanız çabuk çözmeniz muhtemel.
dipnot: en müthiş zeynep çamcı oynamış.