1.
neil gaiman'ın pek çok harika eseri var kuşkusuz. ama beni en çok etkileyen hatta okuduktan sonra dünyasından çıkamadığım eseri 1989'da çıkmaya başlamış 'sandman' adlı çizgi roman serisidir. hatta ithaki yayınları tarafından türkçe çevrildi, oldukça güzel öneririm. bu seriyi okudukça yer yer içiniz ısınıyor, yer yer ise hüzün içinde oluyorsunuz. yazarın gerçekten harika bir hayal gücü var- verdiği mesajlarda öyle. kesinlikle okunması gereken bir eser.
devamını gör...
2.
üstat neil gaiman tarafından yazılan ve dc comics tarafından yayınlanan, new york times'ın çok satanlar listesine giren ilk çizgi romanlardan birisidir. sandman serisinin çizerleri arasında sam kieth, mike dringenberg, jill thompson, shawn mcmanus, marc hempel ve michael zulli yer alıyor. serinin tüm kapak tasarımlarını ise dave mckean yapıyor.
sandman gelmiş geçmiş en iyi çizgi romanlar arasında gösterilmesinin en büyük nedenlerinden birisi de kuşkusuz hikayesidir.
edit: netflix dizi için ekim 2020'de çekimlerine başlamıştı ve sorun çıkmazsa bu sonbaharda vizyona girilmesi bekleniyor. dizi cast'ı için buyrun efenim
devamını gör...
3.
neil gaiman tarafından yazılan, çeşitli çizerler tarafından resimlenen ve kapakları muhteşem sanatçı dave mckean tarafından yaratılan çizgi roman sanatının baş yapıtlarından birisi.
şahsımca sandman'i en iyi anlatan cümlelerden biri şu: "sandman, bir matruşka gibi her sayısında nice sürprizlere gebe olan bir epik. modern mitoloji ile gece kadar siyah bir fantastik edebiyatın zengin birlikteliğini, tarihe mal olmuş tiyatro eserleri ile modern zamanın kurgusunu ve efsanelerini hiç bir dikiş izi olmaksızın ören bir roman."
ayrıca çizgi romanların hala çocuklar için olduğunu düşünenler varsa 1991 yılında dünya fantastik edebiyat ödülleri'nde 'en iyi kısa hikaye ödülü'nü aldığını da hatırlatalım.
dizisinden ilk görüntüler ağzımızın suyunu akıtmışken söylemekte fayda var: okumadan ölmeyiniz.
şahsımca sandman'i en iyi anlatan cümlelerden biri şu: "sandman, bir matruşka gibi her sayısında nice sürprizlere gebe olan bir epik. modern mitoloji ile gece kadar siyah bir fantastik edebiyatın zengin birlikteliğini, tarihe mal olmuş tiyatro eserleri ile modern zamanın kurgusunu ve efsanelerini hiç bir dikiş izi olmaksızın ören bir roman."
ayrıca çizgi romanların hala çocuklar için olduğunu düşünenler varsa 1991 yılında dünya fantastik edebiyat ödülleri'nde 'en iyi kısa hikaye ödülü'nü aldığını da hatırlatalım.
dizisinden ilk görüntüler ağzımızın suyunu akıtmışken söylemekte fayda var: okumadan ölmeyiniz.
devamını gör...
4.
çayı koydum demlemesine beklerken. boş düşüncelere dalmaktansa yazayım dedim. iyi yaptığımı düşünüyorum:)öncelikle bu dizi benim hayatımda felsefe yönümü geliştirdi . bir çok şey öğretti. mesela yalansız bi dünya nasıl olur? bok gibi olur. kimse bi günden uzun yaşayamaz çünkü karmaşa ölüm şiddetten başka bişi olmaz. bu yüzden yalansız bi dünya istemiyorum herkes içindeki kötü duyguları saklasın :) bi başka en çok etkilendiğim sahne olan 11. bölümdeki yazarın hırsı ,çok popülerliğe ulaşma arzusundan dolayı ilham perisine yaptığı kötülükler. bu duruma dayanamayan ilham perisinin ;umutsuzluğa kapılmak istemeyip ,eski kocası olan düşler kralına yardım çağrısını yapması. ve bu çağrıyı ne kadar kırgın olsa da merhametle yanıt veren düş ve kabus kralının olumlu yaklaşması…
düşler ve kabuslar kralı’nın yazara fiziksel olarak öldürmeden de ona büyük bir ders vermesi. evet ona ilham olan düşünceler verdi ama nasıl ? hiç durmaksızın. her saniye düşünüyorsunuz . bi saatten sonra yazar kağıt kalem olmadığı için parmaklarıyla duvarlara yazmıştı. parmaklarını parçalaya parçalaya. bu duruma gelmesinin sebebi ilham perisine yaptığı kötülüklerin dersi olduğunu anlayıncada. yardım eden öğrencisine onu kilitlediği odadan çıkarmasını söyledi. o sahne beni benden aldı. yaptığı kötülüklerden sonra ölmekten daha kötü bi duruma geldi yazar. delirdi :)
düşler ve kabuslar kralı’nın yazara fiziksel olarak öldürmeden de ona büyük bir ders vermesi. evet ona ilham olan düşünceler verdi ama nasıl ? hiç durmaksızın. her saniye düşünüyorsunuz . bi saatten sonra yazar kağıt kalem olmadığı için parmaklarıyla duvarlara yazmıştı. parmaklarını parçalaya parçalaya. bu duruma gelmesinin sebebi ilham perisine yaptığı kötülüklerin dersi olduğunu anlayıncada. yardım eden öğrencisine onu kilitlediği odadan çıkarmasını söyledi. o sahne beni benden aldı. yaptığı kötülüklerden sonra ölmekten daha kötü bi duruma geldi yazar. delirdi :)
devamını gör...
5.
günümüzün önde gelen fantastik kurgu ve çizgiroman yazarlarından neil gaiman, her geçen gün kült eser mertebesine giderek yaklaşan sandman'i yaratırken roger zelazny'den esinlendiğini dile getiriyor. kendi internet sitesinde, zelazny'nin amber dünyasıyla sandman'e konu olan endless ailesi aradaki benzerlikler sorulduğunda gaiman bir diğer zelazny eserine atıfta bulunarak şöyle diyor:
''evet, kesinlikle ondan -zelazny'den- etkilenmiştir. zaten endless ailesi birçok bakımdan, kendini tanrılaştıran insanları konu eden harikulade roger zelazny romanı ışık tanrısı üzerinde düşünüp taşınmamın, 'acaba hikayeyi ters yüz etsem nasıl olur?' diye kafa yormamın sonucunda ortaya çıkmıştır.''
neil gaiman’ın roger zelazny’ye ithaf ettiği ve ülkemizde amerikan tanrıları adıyla yayımlanan kitabının da eleştirmenler tarafından aşırı ''zelaznyvari'' olduğu için eleştirildiğini de bilmekte fayda var. halbuki gaiman kitap için şu yorumu yapıyor:
''kitabın bir kopyasını, roger’ın ölümünden önce birkaç yıl hayatını paylaştığı jane lindskold’a gönderdim. bana yanıt yazdı ve 'roger hayatta olsa bu kitabı çok severdi' dedi. çok mutlu oldum. bu çok ilginç, çünkü ben zelaznyvari bir kitap yazmayı hedeflememiştim. bence roger formundayken 60lı 70li yılların en iyi bilimkurgu ve fantezi yazarıydı. aslında ona öykünmek değildi amacım, sadece, onun sevebileceği türden bir kitap yazmak istemiştim.''
''evet, kesinlikle ondan -zelazny'den- etkilenmiştir. zaten endless ailesi birçok bakımdan, kendini tanrılaştıran insanları konu eden harikulade roger zelazny romanı ışık tanrısı üzerinde düşünüp taşınmamın, 'acaba hikayeyi ters yüz etsem nasıl olur?' diye kafa yormamın sonucunda ortaya çıkmıştır.''
neil gaiman’ın roger zelazny’ye ithaf ettiği ve ülkemizde amerikan tanrıları adıyla yayımlanan kitabının da eleştirmenler tarafından aşırı ''zelaznyvari'' olduğu için eleştirildiğini de bilmekte fayda var. halbuki gaiman kitap için şu yorumu yapıyor:
''kitabın bir kopyasını, roger’ın ölümünden önce birkaç yıl hayatını paylaştığı jane lindskold’a gönderdim. bana yanıt yazdı ve 'roger hayatta olsa bu kitabı çok severdi' dedi. çok mutlu oldum. bu çok ilginç, çünkü ben zelaznyvari bir kitap yazmayı hedeflememiştim. bence roger formundayken 60lı 70li yılların en iyi bilimkurgu ve fantezi yazarıydı. aslında ona öykünmek değildi amacım, sadece, onun sevebileceği türden bir kitap yazmak istemiştim.''
devamını gör...
6.
bir netflix dizisi. su anda ogrendigim kadariyla bir cizgi romanmis aslinda.
cok da uzatmiyim. soyle birkac bolum izledim falan biraz sardi. tabi her zaman bir "gay" hikayesi var dizide. su anda 5. bolumunu izledim. rezillikten baska bir sey goremedim. zannediyorum ki netflix'e gore erkeklerin %65' i dibini dovduruyor, her kadin aslinda bir lezbiyen. ulan akpli haci dayiya cevirdiler beni ya. cidden artik homoseksuelligi ozendirdiklerini ve siradanlastirdiklarini dusunuyorum. kör göze sokar gibi her bir yapimda abartili sekilde, ibnelik izlemek zorunda degiliz. baydi artik bu isler.
cok da uzatmiyim. soyle birkac bolum izledim falan biraz sardi. tabi her zaman bir "gay" hikayesi var dizide. su anda 5. bolumunu izledim. rezillikten baska bir sey goremedim. zannediyorum ki netflix'e gore erkeklerin %65' i dibini dovduruyor, her kadin aslinda bir lezbiyen. ulan akpli haci dayiya cevirdiler beni ya. cidden artik homoseksuelligi ozendirdiklerini ve siradanlastirdiklarini dusunuyorum. kör göze sokar gibi her bir yapimda abartili sekilde, ibnelik izlemek zorunda degiliz. baydi artik bu isler.
devamını gör...