itiraf sadece vicdanın yükünü hafifletir. tövbe etmek ve itiraf etmek arasındaki fark, tövbenin tanrı'ya yönelik bir adım olması ve itirafın toplumsal veya kişisel bir düzeyde gerçekleşmesiyken her ikisi de insanın kendini geliştirmesi ve hatalarından ders çıkarması mıdır ? tövbesiz itiraf, hatayı kabul edip düzeltme çabasına girmemek midir? ben özür dilemem. bu benim hayatım. ama düşünürüm.
devamını gör...
olaylara böyle keskin uçlu bakmamak gerektiği kanısındayım. keza itiraf etmek; yaptığınız bir suçu ya da hatayı tüm sorumluluğunu gögüsleyerek dışarıya açmaktır. tevbe etmek ise; tanrı'ya verdiğiniz sözdür. tanrı'ya verilen hiç bir sözden dönülemez. allah'a söz vermek basite alınacak bir olgu değildir. bu yüzden genelde sözlerini tutamayan, tutmaya pek gönlü olmayan insanların tevbe'ye yönlendirilmesi bence sakıncalıdır. tevbe bir kere edilir ve bir daha hayat boyu uğruna tevbe ettiğiniz şeyi yapmazsınız. yaparsanız, dini yükümlülükleri ağırdır. kefaret gerektirir ve aynı zamanda af için yalvarmanız gerekir.

bu yüzden böyle başlıklar açarken, dini hükümleri açıklayıcı şekilde vermek önemlidir. birine söz vermek basittir ama doğrudan allah'a söz vermek çok çok ciddiye alınması gereken bir husustur. bu yüzden herkes tevbe etmez çünkü bozması durumunda, yükümlülükleri bilir. yükümlülük ise " yemin kefaretidir". siz kendi kafanıza göre kefaret veremezsiniz. dini hükümlerde belirtilen şekilde kefaret vermeniz gerekir.

bu arada dünyanın en güzel davranışıdır. tevbe etmek harika bir yaklaşımdır. sadece oyun değildir. " ay ben ederim, 2 gün sonra dönerim; bir şey olmaz" diye düşünen arkadaşları uyarmak için böyle detaylı yazdım. düşündüğünüz gibi değil yani. olayın ciddiyeti ağırdır.

tabi simdi böyle okuyunca " islam dini ne kadar katı ve ağır hükümlere sahip" seklinde bir düşünce oluşuyor olabilir ama inanın öyle değil. burada önemli olan husus; insanın, tanrı ile arasındaki bağı çok ciddiye alması gerektiği ile alakalıdır. insani olarak dışarıya sergilediğiniz rahatlıkta tavırları kendi yaratıcınıza tabi ki sergileyemezsiniz çünkü uzun vade de " inancı, sevgiyi ve saygıyı" alır sizden.

rabbim istemeden yaptığınız, yapmak zorunda bırakıldığınız her şey için, her kuluna kolaylık sunar ama göz göre göre yaratıcınızı ciddiye almıyormuş gibi bir niyetle ettiğiniz her tevbeyi bozarsanız, bu iş hoş olmayan bir hale bürünür doğal olarak. bu yüzden saygıyı korumak ve dini hükümlerden haberdar olmak her zaman esas olmalı. dini gereklilikleri bilmenin " bağnazlık" olarak adlandırıldığı bu devirde, cok yanıldığınızı söylemek durumundayım. gayet seküler bir kadın olarak, dünya dinleri hakkında bir sürü şeye hakimim. din bilgisi, kimseyi " geri kafalı" yapmaz.

deist, ateist, agnostik , satanist olmakta havalı bir yaklaşım değildir. popüler kültür yukarıdaki felsefi görüşleri süsleyip püslese de, bunlar sadece ayak oyunlarıdır. satranç tahtasındasınız ve elinizde şah var, sakın rakibe aldanıp, tüm piyonlarınızı kaybetmeyin. her şeyi kaybedebilirsiniz ama aklınıza gelebilecek her şeyi, sadece tanrı sizi terk etmez. bunu unutmayın.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"tövbe etmeyip itiraf etmenin anlamı var mı sorusu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim