türkiye'de feminizm

türkiye'de ki feminizm dünyada ki feminizm gibi değildir. savunucularına sorsanız, kadın-eşitliğini sağladıklarını iddia ederler ama ülkemizde ki feminizm tamamen popüler kültürün etkisinde kalmış bir erkek karşıtlığı yani bir erkek düşmanlığı ideolojisine dönüşmüştür. feminizmin gerçek mana da anlayan kadınlar, anlamayan kadınlardan azınlık durumundadır, bu da onların görünmesini seslerinin duyulmasını engelliyor. çoğunluk olan tarafın feminizmi erkek düşmanlığı olarak göstermesi, feminizmin türkiye'de erkek düşmanlığı olarak yoluna devam etmesini sağlıyor/sağlamıştır. ülkemizdeki kızların feminizmi doğru anlamadığı sürece türkiye'de feminizm, dünyada ki feminizm gibi asla olamayacaktır, çoğunluğunun da doğru anlayamadığından dolayı ülkemizde erkek düşmanlığı olarak ön plana çıkmaktadır.

twitter ve sözlüklerde yaşayan kadınların benimsediği feminizm tipidir.

bir kadın cinayeti olsa da erkeklere ölüm desek diye ellerini ovuşturarak bekler bunlar. kadın cinayetleri için kalıcı hiçbir mantıklı çözüm bulmazlar.

feministlikleri sadece fakir ve orta sınıf erkeklere söker.

zengin, altında bmw-audi-mercedes üçlüsünden biri olan nargileci,dar pantolon giyen birini gördüklerinde kedi gibi olurlar yanında.

hadi feministleri streotipler üzerinden eleştirelim, belki kadın cinayetlerine bir çözüm olur! feministleri mantıklı çözüm üretememekle suçlamak çok ilginç geliyor bana, yönetimde olmayan birini kötü yönetmekle suçlamak ile eş değer geliyor.

türkiye'deki feminizm "erkekler ölsün yaşasın kadınlar" ilkesini savunan feministlerden oluşuyor.
halbuki cinayet işleyen kadın da erkek de gerekli cezayı almalı. erkeği öldüren kadına iyi yapmış diyip cinayet işlemeyi güzellemeyin. feminizm bu değil.

başlığın feminizm olarak düzeltilmesi gerekmektedir.

yoktur.

olsa 2020 de 383 can aramızdan ayrılmazdı.

tatlı su feministleri sizi.

aptal görmek istemezseniz twittera girmeyin arkadaşlar,böylece normal hayatınızda denk gelebilirsiniz mantıklı feministlerle. ayrıca ne bekliyordunuz ben onu anlamadım. ortadoğu insanının aydın ve zeki olduğunu mu düşünüyordunuz? tüm ideolojik hayatını tek pencereden ilerleten insanlardan ılımlı ya da objektif olmalarını mı bekliyordunuz?

kelimelere gereğinden fazla anlam yüklemek yerine zihinlerde yer edinen düşüncelere bir anlam yüklemek gerektiğini düşünüyorum. feminizm başlığı altında fazla yanlış düşüncelerin yer edindiği doğru fakat feminizm'e fazlasıyla ön yargının olduğu da bir gerçek. önce feminizm'in asıl anlamına bakmak gerekiyor, feminizm erkek düşmanlığı kesinlikle değildir! feminizm çatısı altında ne yazık ki erkek düşmanlığı yapacak derecede olanlar vardır ama her feminist erkek düşmanıdır demek erkek düşmanlığı yapmak kadar tehlikelidir.

feminizm, kadın ile erkeğin eşit haklarda olması gerektiğini vurgular ve bunun için çabalar. eğer bir kadın sırf cinsiyetinden dolayı işinde hak ettiği yere gelemiyorsa veya gelmek için erkeklerden daha fazla çabalıyorsa, ve geldiğinde de ''şunun sevgilisiydi zaten onun için yükseldi'' deniliyorsa, bu herkesin kabul etmek zorunda olduğu bir haksızlık ve eşitsizliktir. bu en basit örneğiydi, dünyada daha binlerce örneği mevcut. feministler de bunun olmaması gerektiğini savunuyor fakat bence bir eşitsizliğe karşı gelmek için feminist olmaya da gerek yok, adalet duygusu olup gerçek manasıyla düşünebilen insanlar zaten bu eşitsizliğin olmaması gerektiğini fark eder.

kadınlar kötü bir şey yaptığında "genelleme yapmayın" deyip erkekler kötü bir şey yaptığında genellemenin kralını yapan feminizm türüdür. kadın erkek eşitliğini değil kadınlara pozitif ayrımcılık isterler. sadece türkiye'de değil hemen hemen bütün dünya'da bu tip feministler çoğunlukta, aklı başında feministler azınlıktadır.

(bkz: ütopya)

kadınları seven bir kadın olarak, çok çarpıtıldığını, bazı kesimlerce yanlış algılandığını, oluşan sosyal medya zihniyetine yenik düştüğünü düşünmekteyim iyi bir amaç uğruna ilerliyordu lakin karşı cinsi küçümseyerek, haklarını soyunarak arayarak, insanları kutuplaştırıcak şekilde olumlu sonuç alınabilmesi beklenilemez. gerçekten hassas bir konu kendilerini geliştirmiş güçlü kadınlar da var içerisinde bir taraftan da senin bir fazlalığın var iğrençsin tamam mığğ diyen ne yaptığı belli olmayan bir grupta var o yüzden lütfen her gördüğünüz kadın hakları savunucularını feminist sanmayalım onlarıda genellemeyelim.

türkiye'de feminizm pop feminizmdir. kadınların hakları ve özgürlükleriyle ilgili çaba sarf edeceklerine "bayan değil kadın.", "kadın kadındır, çiçek babandır." gibi saçma uğraşlar peşine düşmüşlerdir.

bir akımın doğru uygulanması, istikrar sağlaması, gelişmesi ve amacına ulaşması; o akımı uygulayanların vizyon sahibi insanlar olmasına bağlıdır. akımı benimseyenler genel olarak aldatılan, terk edilen, erkekler tarafından sevgi görmemiş kadınlardan ve sosyal medyada gördüklerini düşünüp sorgulamadan taklit edenlerden oluşuyorsa o akımın başarısız olması muhtemeldir.

yapılan yanlışlardan birini dile getirmek istiyorum. bunu benden önce zaten birçok insan, feminist ve mary wollstonecraft, a vindication of the rights of woman kitabında da dile getiriyor ve anlatmaya çalışıyor.

''i do not wish them to have power over men; but over themselves.''
ben kadınların erkekler üzerinde güç sahibi olmalarını dilemiyorum, kadınların kendi üzerlerinde güç sahibi olmalarını istiyorum/diliyorum gibi bir çeviri yapılabilir. fakat anlaşılması gereken nokta bence gayet açık. erkeği baskılamak, onu hakir görmek ya da artık dönem sizin döneminiz değil kadınların dönemi gibi radikal ya da feminazi davranışlar, feminizmin bir gereğinden ziyade bu yolla eşitliği sağlayabileceğini düşünen insanlar nedeniyle kötüleniyor. yani bu; feminizm'in düşmanı yine bir başka feminist demek gibi.
bugün radikal olan birçok görüşe karşı çıkan insanoğlu, konu eşitsizlik ya da feminizm olunca radikalliği evirip çevirip, yumuşatıp güzellemeye çalışıyor. olması gereken radikal feminizm de değil bunu yumuşatmak da değil. feminizm zaten kendi içinde rasyonel bir görüş, sadece anlayıp öyle savunmak gerekiyor.

ps: 8 mart'ta birçok şehirde yürüyüşler yapılıyor, herkes bilir bunları. ben bazen gördüklerim karşısında gerçekten kurdeşen döküyorum. pankartlara öyle şeyler yazılıyor ki gerçekten anlamak istemiyorum. yazdıklarıyla kendini metalaştıranlar mı ararsınız, seks objesiymiş gibi pankarta o***pu yazıp gururla taşıyanını mı ararsınız... neler neler ya. gerçekten insan hayret ediyor. bu yüzden kolektif değil bireysel düşünce çok önemli.

çok değişik, biraz almanya'daki, fransa'daki feministleri inceledim hiç buradakiler ile alakası yok, tamamen her olaya objektif davranıyorlar. buradakilerin çoğu ise kişisel çıkar amacında ayrıca çoğu da erkek düşmanı. bir kadın öldürülünce erkek alemi işte, bir erkek öldürülünce ohh iyi olmuş derler bunların çoğu (bunu bizzat diyeni gördüm, gözlerimin önünde). evet.

çok yanlış anlaşılmıştır. maalesef bazı hemcinslerim bunu erkek düşmanlığı olarak algılayıp erkeklere düşmanca tavıralar sergileyerek kendi haklarını savunduğunu düşünmektedir.

çok yanlış anlaşılmaktadır.

şeyma subaşı gibi kadınları örnek almak, nafakayı savunmak, erkekler ölsün pankartları açmak gibi kahkaha attıran saçmalıklar silsilesidir. twitter, instagram ve onlyfans gibi sitelerde cinsel obje olmaktan zevk alıp işlerine gelmeyince kadınlar meta değildir diye zırlarlar. neyi savunduklarını kendileri de bilmez büyük çoğunluğu toplumdan dışlanmış ezik tiplerdir. kendilerini bu gibi boş beleş şeylerle avuturlar. kısacası kendi çıkarları ve menfaatları adına olan her şeyi sorgusuz sualsiz savunurlar. ayrıca büyük bir kısmı her sene istanbul da istiklal caddesinde eylem yapar. aynı zamanda türkiye deki feministlerin çoğu potansiyel hdp destekçisidir.

türkiye'de yaşayan bir kadınsanız ve kendinize saygınız varsa feminist olmak tercih değil zorunluluktur. ne şeyma subaşıyım ne üç kuruş paranıza ihtiyacım var ne hdpliyim ne onlyfans kullanıyorum ben zaten kendi paramı kazanıyorum gölge etmeyin, ilkel normlarla karşıma gelip canımı sıkmayın yeter. azınlığı görüp* geri kalan yüzde doksanın rahat yaşadığını sanmak çok komik, olayları ne kadar yanlış anladığınız belli. nafaka maddi geliri olmayan kadın ve çocuk çük gibi ortada kalmasın diye veriliyor, maddi durumlar eşitse ve çocuk yoksa verilmeyebiliyor şartları var. erkeği mağdur eden şartlarda kesinlikle düzenlenmesi gerekir ona bir şey diyemem de feminizm deyince aklınıza ilk gelen şeyler nafaka, onlyfans olmamalı. şu başlığın altı bile mansplaining yapmaya çalışan erkeklerle dolmuş. mini etekten ibaretmiş feministliğimiz güçlü olsak bunları dile getirmeden giyermişiz, ulan dingil dingil konuşmayın şort giydi diye tekme atılan taciz edilen kadınlar var*. nerede yaşıyorsunuz siz finlandiya'da mı?

şeyma subaşını hangi feminist örnek alıyormuş ahahahaha

akp'de adalet ve kalkınma, türkiye'de feminizm.