türklere barbar denmesine kızıp savaşçılıkla övünen türkçü
başlık "düşünüyorum öyleyse yarın" tarafından 17.05.2025 19:43 tarihinde açılmıştır.
1.
oksimoron dediğimiz şeyin somutlaştığı bir eylemi gerçekleştiren türk milliyetçisidir.
hem batılı toplumların size barbar demesinden rahatsızlık duyacaksın hem de tüm anlatıların savaş ve kahramanlık üzerine kurulu epik anlatılar olacak.
burada bir tezatlık yok mu? yalnızca bana mı tuhaf geliyor bu durum?
mesela ben hiç türklüğün insanlığa düşünsel katkısından söz eden türkçü görmedim.
bu, türklerden hiç düşün insanı çıkmadı anlamına gelmez.
nitekim çok zeki, çalışkan, dürüst insanlar çıktı türk toplumundan. ama biz bu insanların bile savaşçı yönlerine önem veren bir milliyetçilik görüyoruz.
belki de ben yanılıyorumdur. ama nolur söyleyin bana.
neden bizim bilim insanlarımız var denmiyor da fi tarihinde şu savaşı kazandık, şuraları fethettik ne bileyim papaya diz çöktürdük falan deniyor.
iyi de onlar mazide kaldı. türk milliyetçileri, bugüne yahut bu milletin yarınlarına dair ne söylüyor daha doğrusu bir şey söylüyor mu?
bu başlıktan dolayı bile ama başlığın altında ama özelden yiyeceğim küfrün haddi hesabı olmayacak.
fakat yazmasam olmazdı. bu konuda yapıcı, tutarlı ve objektif bir bakış açısına sahip milliyetçilerin beni aydınlatacağını umuyorum.
saygılarımla.
hem batılı toplumların size barbar demesinden rahatsızlık duyacaksın hem de tüm anlatıların savaş ve kahramanlık üzerine kurulu epik anlatılar olacak.
burada bir tezatlık yok mu? yalnızca bana mı tuhaf geliyor bu durum?
mesela ben hiç türklüğün insanlığa düşünsel katkısından söz eden türkçü görmedim.
bu, türklerden hiç düşün insanı çıkmadı anlamına gelmez.
nitekim çok zeki, çalışkan, dürüst insanlar çıktı türk toplumundan. ama biz bu insanların bile savaşçı yönlerine önem veren bir milliyetçilik görüyoruz.
belki de ben yanılıyorumdur. ama nolur söyleyin bana.
neden bizim bilim insanlarımız var denmiyor da fi tarihinde şu savaşı kazandık, şuraları fethettik ne bileyim papaya diz çöktürdük falan deniyor.
iyi de onlar mazide kaldı. türk milliyetçileri, bugüne yahut bu milletin yarınlarına dair ne söylüyor daha doğrusu bir şey söylüyor mu?
bu başlıktan dolayı bile ama başlığın altında ama özelden yiyeceğim küfrün haddi hesabı olmayacak.
fakat yazmasam olmazdı. bu konuda yapıcı, tutarlı ve objektif bir bakış açısına sahip milliyetçilerin beni aydınlatacağını umuyorum.
saygılarımla.
devamını gör...
2.
zenginlerin o kasıntı ifadeleriyle marka takıntısı nedir ya hiç gerek yok öyle lüks şeylere deyip pazar malı kıyafetini çıkarıp altın küvette yıkanması olayı
devamını gör...
3.
barbar kelimesinin ne olduğundan bir haber insanların saçmalaması dışında bir şey değildir.
fransızca barbare "yabancı, vahşi" sözcüğünden alıntıdır. fransızca sözcük latince aynı anlama gelen barbarus sözcüğünden alıntıdır. bu sözcük eski yunanca bárbaros βάρβαρος ""anlaşılmaz bir dil konuşan kimse"
türkler barbardı kelimesi aşağılamak amacıyla kullandığınız için sevgili musa karşı çıkıyoruz çünkü kimin ardı yansa türk'e bir şey sallıyor ama kelimenin kökenine ve asıl anlamına baktığında tabi ki bizler barbarız.
öncelikle ılık totolu fransızlar için hem yabancı hem de vahşice savaşan bir kavim olan türkler yunanlar içinde anlaşılmaz bir dil konuşan birileridir. yani avrupa merkezli bakış açısında türkler barbardır.
türk merkezli bakarsak avrupalılar barbardır.
ama sevgili musa eşek totosunda koşturup bana barbar der isen sen kumda bıcı bıcı yaparken üzengi üzerinde ok atan adamlar olarak sana kıçımızla güleriz.
fransızca barbare "yabancı, vahşi" sözcüğünden alıntıdır. fransızca sözcük latince aynı anlama gelen barbarus sözcüğünden alıntıdır. bu sözcük eski yunanca bárbaros βάρβαρος ""anlaşılmaz bir dil konuşan kimse"
türkler barbardı kelimesi aşağılamak amacıyla kullandığınız için sevgili musa karşı çıkıyoruz çünkü kimin ardı yansa türk'e bir şey sallıyor ama kelimenin kökenine ve asıl anlamına baktığında tabi ki bizler barbarız.
öncelikle ılık totolu fransızlar için hem yabancı hem de vahşice savaşan bir kavim olan türkler yunanlar içinde anlaşılmaz bir dil konuşan birileridir. yani avrupa merkezli bakış açısında türkler barbardır.
türk merkezli bakarsak avrupalılar barbardır.
ama sevgili musa eşek totosunda koşturup bana barbar der isen sen kumda bıcı bıcı yaparken üzengi üzerinde ok atan adamlar olarak sana kıçımızla güleriz.
devamını gör...
4.
düşüncesinin iki kısmısını ayrı incelemek gereken bir türkçü arkadaştır.
dünyanın her yerinde savaşçılık asker övülür azizim yaa. bu tee milat öncesi bilmemkaç bin yılından başlar, bugüne kadar gelir. insan psyche'sini anlamaya çalışalım, seni köyünü basıp kadınlarına tecavüz eden yaşlılarını öldüren yağmacılar var ve birileri çıkıp diyor ki yok arkadaş böyle olmayacak ben savaşacağım bunlarla diyor. şimdi bu insan el üstünde tutulur tabii. sonra bunlar zamanla aristokrat ilan ediliyor zaten. bugünün aristokratları bunların soyu. seven samurai var ya film, öyle yani.
sonra zaman geçtikçe geçtikçe kaynaklar sınırlandıkça popülasyon fazla vermeye başlayınca artık kendi halkına yer açmak için gidip savaşıyorsun. başkasını öldürmen gerekiyor yani napalım? bunu, o günlerin paradigmasıyla düşününüz efenim. supply chain yok, kıtlığı önleyici finansal sistem yok, üretimi patlatıcı kapitalist düzen yok.*** şimdi kıtlık olsa, şimdi yine zayıfın ekmeğini elinden alması gereken askerleri antimilitaristler bile baş tacı ederler çünkü hemen doymam lazımsa hemen öldürmen lazım başka çözümü yok.
neyse çok derine indik özetle savaş kahramanlık göstergesidir her zaman, hep de halkı için savaşanlar yüceltilir. kağıt elini kesse anne diye ağlayacak adam ne anlasın kendi canını halkı için vermeyi di mi? dolayısıyla bu bir ulusal onur gurur meselesidir. hakkını alan, hakkını yedirmeyen insan nasıl yüceltiliyorsa, ne bilim birinden tokat yeseniz nasıl gururunuz incinirse, kendinize bunu nasıl da yediremezseniz mesela mesela, savaşmak da hep onurla gururla bağdaştırılır. daha fazla bilgi için tabii ki de bakınız shakespeare eserleri.
çok uzun oldu, barbar kısmını da açıklayamam şimdi. neyse barbar denmesini istemezsiniz işte falan. onu da öyle açıklamış olalım.
disclaimer: fikir yürütmece denemesidir. üzerine çok da düşünüp ideolojileştirdiğim mevzular değildir.
dünyanın her yerinde savaşçılık asker övülür azizim yaa. bu tee milat öncesi bilmemkaç bin yılından başlar, bugüne kadar gelir. insan psyche'sini anlamaya çalışalım, seni köyünü basıp kadınlarına tecavüz eden yaşlılarını öldüren yağmacılar var ve birileri çıkıp diyor ki yok arkadaş böyle olmayacak ben savaşacağım bunlarla diyor. şimdi bu insan el üstünde tutulur tabii. sonra bunlar zamanla aristokrat ilan ediliyor zaten. bugünün aristokratları bunların soyu. seven samurai var ya film, öyle yani.
sonra zaman geçtikçe geçtikçe kaynaklar sınırlandıkça popülasyon fazla vermeye başlayınca artık kendi halkına yer açmak için gidip savaşıyorsun. başkasını öldürmen gerekiyor yani napalım? bunu, o günlerin paradigmasıyla düşününüz efenim. supply chain yok, kıtlığı önleyici finansal sistem yok, üretimi patlatıcı kapitalist düzen yok.*** şimdi kıtlık olsa, şimdi yine zayıfın ekmeğini elinden alması gereken askerleri antimilitaristler bile baş tacı ederler çünkü hemen doymam lazımsa hemen öldürmen lazım başka çözümü yok.
neyse çok derine indik özetle savaş kahramanlık göstergesidir her zaman, hep de halkı için savaşanlar yüceltilir. kağıt elini kesse anne diye ağlayacak adam ne anlasın kendi canını halkı için vermeyi di mi? dolayısıyla bu bir ulusal onur gurur meselesidir. hakkını alan, hakkını yedirmeyen insan nasıl yüceltiliyorsa, ne bilim birinden tokat yeseniz nasıl gururunuz incinirse, kendinize bunu nasıl da yediremezseniz mesela mesela, savaşmak da hep onurla gururla bağdaştırılır. daha fazla bilgi için tabii ki de bakınız shakespeare eserleri.
çok uzun oldu, barbar kısmını da açıklayamam şimdi. neyse barbar denmesini istemezsiniz işte falan. onu da öyle açıklamış olalım.
disclaimer: fikir yürütmece denemesidir. üzerine çok da düşünüp ideolojileştirdiğim mevzular değildir.
devamını gör...
5.
kimmerya'lı conan idolüm dür
devamını gör...
6.
o erol taş var ya o erol taş, hep onun işleri bunlar. yoksa bizim kadar medeni insanı dünyayı gezsen bulaman.
devamını gör...
7.
türklere barbar diyenler genelde türkler tarafından bafilenmiş topluluklardır. bileği bükemeyince galebe çalmışlar. mecbur kalmadıkça savaş cinayettir bunda hem fikiriz, barbar mecbur olmamasına rağmen savaşıp gaspedenlere denir. e biz 100 yıldan fazladır savunmak için savaşıyoruz zaten.
bazılarının derdi yunanı görünce hoşgeldin enişte diyememesinden kaynaklanıyor gibime geliyor.
bazılarının derdi yunanı görünce hoşgeldin enişte diyememesinden kaynaklanıyor gibime geliyor.
devamını gör...
8.
yooo gayette barbar bir milletiz hiç bunu saklamaya alınmaya gerek yok,
tarih boyunca araplardan tutta çinlilere oradan orta asyaya içinden geçmediğimiz millet kalmamış. arada osmanlı molası verilmiş sonrasında atatürk gelip gelip türk milletinin ne olduğunu yedi düvele göstermiş lakin barbarlıkta yapmamış.
işte isyan edenleri bombalayıp astığı için burada bağzı arkadaşlar türkler barbar tabii ki diyebilir sorun yok. en azından bazı şeyleri unutmamışlar.
tarih boyunca araplardan tutta çinlilere oradan orta asyaya içinden geçmediğimiz millet kalmamış. arada osmanlı molası verilmiş sonrasında atatürk gelip gelip türk milletinin ne olduğunu yedi düvele göstermiş lakin barbarlıkta yapmamış.
işte isyan edenleri bombalayıp astığı için burada bağzı arkadaşlar türkler barbar tabii ki diyebilir sorun yok. en azından bazı şeyleri unutmamışlar.
devamını gör...
9.
tarihi ve siyasi sebeplerle bulunulan yanlış ithamlara karşı çıkılmasını, kendini kabul ettirme eylemi olarak anlama sonucunda varılan hatalı yargı.
şimdi sevgili dostum durum temel olarak "barbar"kavramını nasıl algıladığına göre değişiklik gösterir. anlatılara, filmlere, dizilere ve kitaplara bakarak, barbarlıkla eş anlamlı gördüğün savaşçılık kavramının batı toplumlarında ve medeniyet algısında da önemli yer tuttuğunu göreceksin. en bariz örnek 300 spartalı olur sanırım. filme bakarsak spartalıların savaşçı niteliklerinin diyaloglara ve sahnelere nasıl yansıdığını görebilirsin. ha, tarihi olarak bakarsak da batılıların bize yakıştırdığı fakat greklere kondurmadığı barbarlığın nahoş örneklerini sparta polisi'nde görmek mümkün. helot adını verdikleri, topraklarını işgal ettikleri yerel halkı köleleştirip, en temel insan haklarını nasıl ellerinden aldıklarını görebilirsin. konuyla ilgili örnekler çoğaltılabilir ancak barbar nitelemesinin kullanılmasındaki taraflı tutumu anlaman için örnek verdim. bir diğer popüler örnek de vikinglere barbar nitelemesi yaparken kötüden ziyade savaşçılıklarını kutsayan, havalı bir barbarlık çağrışımı yapıldığını da göreceksin. bu doğrular ışığında iş, barbarlığı nasıl tanımladığın ve tanımlamayı hangi pencereden bakarak yaptığına göre değişkenlik gösteriyor. kastın savaşçılıksa veya savaşlarda insan öldürmekse batılı milletlerin de bizden geride kalır tarafı yok. burada kim daha iyi savaşçı tartışması da yapmıyorum. işin özünde durumların aynılığını anlatmak amacım. ezcümle, savaşçılık vurgusu barbar olmakla eş değerde göreceksek, batı toplumları da en az bizim kadar barbarlar. fazlasından da söz edebiliriz ancak konu dışı olur.
gelelim iddianın öznesine. tanım kısmında da yazdığım gibi, duyulan rahatsızlığın arkasında kendi milliyetini batılılara kabul ettirme kaygısı yoksa bu durumu oksimoronluk olarak değerlendirmek adilane bir bakış açısı değil. bu bağlamda da, "biz de avrupalıyız" söyleminde bulunanlar genellikle kendisini türkçü veya türk milliyetçisi olarak da tanımlamaz zaten. varolan durumda batı ülkelerindeki refaha imrenmek, teknik üstünlüğü kabul etmek veya bazı kültürel yaklaşımlara gıpta etmek de milliyetçi/türkçü insanların kendilerini kabul ettirmeye çalıştığı manasına gelmez. bu bilince sahip olan da kendisine yakıştırılan barbar söylemine yalnızca öfkelenir, onun dışında umrunda olmaz. istisnalar da vardır mutlaka ama genel durum böyle.
savaş ve savaşçılık da şartların gereği maalesef. çünkü: tarih ve güncel vaziyet bize değerlerimiz ve güvenliğimiz için savaşmadığımız zaman başımıza gelecek olanı net biçimde gösteriyor. türklerin geçmiş devlet tecrübelerinde doğruluğu kanıtlanmış, türkiye bağlamında da hakikatini ispatlamış olan coğrafya gerçeği var. sıcak çatışmaların yaşandığı, komşuları tarafından tarihi düşman olarak görülen ve bu doğrultuda girişimlerde bulunulan bir türkiye'nin temel caydırıcılığını sağlayan sahip olduğu askeri gücüdür. bu gerçeği anlamış ve milliyetine aidiyet hisseden insanların bu durumun sonucu ve gerekliliği olan savaşçılığa öncelik vermesi şaşırtıcı değildir. ayrıca 2. dünya savaşı'nın avrupa'yı ekonomik, sosyal ve askeri olarak zayıflatmasına müteakip, amerika hegamonyasının kıtada hakim olması ve bunun etkileri neticesinde askerliğin öneminin azalması da bir tercih değil, mecburiyettir. dolayısıyla amerika'nın emperyalist kaygılarla avrupa'nın savaşçı özelliklerini köreltmesi, sonraki yıllarda artan refah, avrupalıları daha medeni yapmıyor.
türkçülük ve milliyetçiliğin artış gösterdiği zamanları da incelersen, insanların varlıklarını tehtit eden gelişmeler sonrasında bu eğilimlere yöneldiğini anlayabilirsin. güvenlik ve topluma yönelik varoluşsal tehditler söz konusuysa da, insanların bu sorunu çözmek için savaş ve savaşçı söylemlere öncelik vermesinden daha doğal bir şey de yok. ek olarak belirtmek gerekir ki: bir olgının öncelenmesi ve daha yayygın kullanımı, sadece ondan ibaret olduğunu göstermez.
sonuç olarak: greklerin dil ve kültürüne yabancı olduğu anadolu milletlerini tanımlamak ve ötekileştirmek için kullandığı "barbar" sözcüğü, aradan geçen yüzyıllara rağmen hala benzer maksatlarla kullanılıyor. bu durum da maalesef hangi özellik ön plana çıkarılırsa çıkarılsın bu gerçek değişmeyecek. çünkü: doğrular ve hakikat, çıkarların ve kollektif bilinçaltının önüne hiçbir zaman geçemeyecek. bu sebeple de: farklı gerekçe ve anlayışa sahip toplumların ithamlarını kabullenmek doğru bir bakış açısı olmadığı gibi, söz konusu insanlar da bu bakış açısına sahip değiller zaten.
şimdi sevgili dostum durum temel olarak "barbar"kavramını nasıl algıladığına göre değişiklik gösterir. anlatılara, filmlere, dizilere ve kitaplara bakarak, barbarlıkla eş anlamlı gördüğün savaşçılık kavramının batı toplumlarında ve medeniyet algısında da önemli yer tuttuğunu göreceksin. en bariz örnek 300 spartalı olur sanırım. filme bakarsak spartalıların savaşçı niteliklerinin diyaloglara ve sahnelere nasıl yansıdığını görebilirsin. ha, tarihi olarak bakarsak da batılıların bize yakıştırdığı fakat greklere kondurmadığı barbarlığın nahoş örneklerini sparta polisi'nde görmek mümkün. helot adını verdikleri, topraklarını işgal ettikleri yerel halkı köleleştirip, en temel insan haklarını nasıl ellerinden aldıklarını görebilirsin. konuyla ilgili örnekler çoğaltılabilir ancak barbar nitelemesinin kullanılmasındaki taraflı tutumu anlaman için örnek verdim. bir diğer popüler örnek de vikinglere barbar nitelemesi yaparken kötüden ziyade savaşçılıklarını kutsayan, havalı bir barbarlık çağrışımı yapıldığını da göreceksin. bu doğrular ışığında iş, barbarlığı nasıl tanımladığın ve tanımlamayı hangi pencereden bakarak yaptığına göre değişkenlik gösteriyor. kastın savaşçılıksa veya savaşlarda insan öldürmekse batılı milletlerin de bizden geride kalır tarafı yok. burada kim daha iyi savaşçı tartışması da yapmıyorum. işin özünde durumların aynılığını anlatmak amacım. ezcümle, savaşçılık vurgusu barbar olmakla eş değerde göreceksek, batı toplumları da en az bizim kadar barbarlar. fazlasından da söz edebiliriz ancak konu dışı olur.
gelelim iddianın öznesine. tanım kısmında da yazdığım gibi, duyulan rahatsızlığın arkasında kendi milliyetini batılılara kabul ettirme kaygısı yoksa bu durumu oksimoronluk olarak değerlendirmek adilane bir bakış açısı değil. bu bağlamda da, "biz de avrupalıyız" söyleminde bulunanlar genellikle kendisini türkçü veya türk milliyetçisi olarak da tanımlamaz zaten. varolan durumda batı ülkelerindeki refaha imrenmek, teknik üstünlüğü kabul etmek veya bazı kültürel yaklaşımlara gıpta etmek de milliyetçi/türkçü insanların kendilerini kabul ettirmeye çalıştığı manasına gelmez. bu bilince sahip olan da kendisine yakıştırılan barbar söylemine yalnızca öfkelenir, onun dışında umrunda olmaz. istisnalar da vardır mutlaka ama genel durum böyle.
savaş ve savaşçılık da şartların gereği maalesef. çünkü: tarih ve güncel vaziyet bize değerlerimiz ve güvenliğimiz için savaşmadığımız zaman başımıza gelecek olanı net biçimde gösteriyor. türklerin geçmiş devlet tecrübelerinde doğruluğu kanıtlanmış, türkiye bağlamında da hakikatini ispatlamış olan coğrafya gerçeği var. sıcak çatışmaların yaşandığı, komşuları tarafından tarihi düşman olarak görülen ve bu doğrultuda girişimlerde bulunulan bir türkiye'nin temel caydırıcılığını sağlayan sahip olduğu askeri gücüdür. bu gerçeği anlamış ve milliyetine aidiyet hisseden insanların bu durumun sonucu ve gerekliliği olan savaşçılığa öncelik vermesi şaşırtıcı değildir. ayrıca 2. dünya savaşı'nın avrupa'yı ekonomik, sosyal ve askeri olarak zayıflatmasına müteakip, amerika hegamonyasının kıtada hakim olması ve bunun etkileri neticesinde askerliğin öneminin azalması da bir tercih değil, mecburiyettir. dolayısıyla amerika'nın emperyalist kaygılarla avrupa'nın savaşçı özelliklerini köreltmesi, sonraki yıllarda artan refah, avrupalıları daha medeni yapmıyor.
türkçülük ve milliyetçiliğin artış gösterdiği zamanları da incelersen, insanların varlıklarını tehtit eden gelişmeler sonrasında bu eğilimlere yöneldiğini anlayabilirsin. güvenlik ve topluma yönelik varoluşsal tehditler söz konusuysa da, insanların bu sorunu çözmek için savaş ve savaşçı söylemlere öncelik vermesinden daha doğal bir şey de yok. ek olarak belirtmek gerekir ki: bir olgının öncelenmesi ve daha yayygın kullanımı, sadece ondan ibaret olduğunu göstermez.
sonuç olarak: greklerin dil ve kültürüne yabancı olduğu anadolu milletlerini tanımlamak ve ötekileştirmek için kullandığı "barbar" sözcüğü, aradan geçen yüzyıllara rağmen hala benzer maksatlarla kullanılıyor. bu durum da maalesef hangi özellik ön plana çıkarılırsa çıkarılsın bu gerçek değişmeyecek. çünkü: doğrular ve hakikat, çıkarların ve kollektif bilinçaltının önüne hiçbir zaman geçemeyecek. bu sebeple de: farklı gerekçe ve anlayışa sahip toplumların ithamlarını kabullenmek doğru bir bakış açısı olmadığı gibi, söz konusu insanlar da bu bakış açısına sahip değiller zaten.
devamını gör...
10.
kızdığımız nokta vikingler, kozaklar, iliryalılar, rumenler, galyalılar, bretonlar, yunanlılar, süevler, burgundlar, ingilizler, ruslar, franklar-fransızlar, almanlar gibi türklerden savaş konusunda hiçbir farkı olmayan hatta devletleşip ortaya yekpare bir uygarlık dahi bırakamamış cermen kökenli avrupa milletlerinin haline bakmayıp türklere barbar demesidir. aynısı slavlar, araplar, iranlılar vb için de geçerlidir. zaten biz de bunu eleştiriyoruz

devamını gör...
11.
barbar kelimesi eski yunanca'da yabancı anlamına gelen kelimeden gelmektedir. olayın savaşçılıkla şununla bununla alakası yok. antikçağ'da yunanlılara göre romalılar da barbardı, doğu'dan gelen kavimler de. aşağılık kompleksine girmenin anlamı yok.
edit: bir ülkenin sonunu hazırlayacak olay milliyetçilik soslu popülizmdir.
edit: bir ülkenin sonunu hazırlayacak olay milliyetçilik soslu popülizmdir.
devamını gör...
12.
barbarlık başka şey, savaşçı toplum olmak başka... kaldı ki köklü toplumların çoğu da savaşçıdır. japonların savaşçı kastı var mesela, samuraylar. avrupa şövalye memleketi, ve şövalyelik kavramı üzerine inşa edilmiş bir edebiyatları, tarihleri ve ahlak kavramları var/dı. vikingler var, gelip ingiliz kıyılarında devlet kuruyorlar. antik yunan edebiyatının en büyük kahramanları şairler değil, savaşçılar. yani demem o ki; herkesin elinde kılıç var. büyük iskender bilinen dünyanın üçte ikisini güzel sözler ile fethetmiyor.
he bu demek değil ki türkler durdukları yerde duruyor. tarih boyunca fetihe dayalı bir ekonomi, fetihe dayalı bir kültür. tarım toplumu değil türkler, en azından selçuklu dönemine kadar. elbette can alıyorlar, elbette yakıp yıkıyorlar. yükseliş dönemindeki fetihler savunma savaşı değil. ama aynı dönemde ingiliz kralı da calais kıyılarında fransız kralını kovalamakla meşgul. türklerin bu kadar dikkat çekmesinin sebebi, genelde kendileri ile kültür olarak çok farklı milletler ile düşman olmalarıdır. sen bin yıldır aynı yerde durup ipek fistan giyen çin'i at sırtında kürk giyerek yağmalamaya gelirsen, adama tabi vahşi gibi gözükürsün. kaldı ki, aynı kültürden dahi olsan, canı yanmış bir millet, canını yakanları iyi anmaz. hun attila'nın ordularından kaçanlar avrupa'nın çehresini değiştirdi. sen bu insanların torunlarına türkleri anlatamazsın, onlar sadece tanrı'nın kırbacı'nı hatırlar.
tarih kan ile yazılır ve türkler de kan dökmüştür. e kanı dökülen adam da, elbette kılıcı tutan eli yazar. durum bundan ibarettir.
he bu demek değil ki türkler durdukları yerde duruyor. tarih boyunca fetihe dayalı bir ekonomi, fetihe dayalı bir kültür. tarım toplumu değil türkler, en azından selçuklu dönemine kadar. elbette can alıyorlar, elbette yakıp yıkıyorlar. yükseliş dönemindeki fetihler savunma savaşı değil. ama aynı dönemde ingiliz kralı da calais kıyılarında fransız kralını kovalamakla meşgul. türklerin bu kadar dikkat çekmesinin sebebi, genelde kendileri ile kültür olarak çok farklı milletler ile düşman olmalarıdır. sen bin yıldır aynı yerde durup ipek fistan giyen çin'i at sırtında kürk giyerek yağmalamaya gelirsen, adama tabi vahşi gibi gözükürsün. kaldı ki, aynı kültürden dahi olsan, canı yanmış bir millet, canını yakanları iyi anmaz. hun attila'nın ordularından kaçanlar avrupa'nın çehresini değiştirdi. sen bu insanların torunlarına türkleri anlatamazsın, onlar sadece tanrı'nın kırbacı'nı hatırlar.
tarih kan ile yazılır ve türkler de kan dökmüştür. e kanı dökülen adam da, elbette kılıcı tutan eli yazar. durum bundan ibarettir.
devamını gör...
13.
herhangi bir türkçüdür. türkçüde mantık aranmaz.
devamını gör...
"türklere barbar denmesine kızıp savaşçılıkla övünen türkçü" ile benzer başlıklar
barbar
16