21.
üst veya alt tarafta giderek azalan güçte ilerleyen bir motor ve ona yapışık olan bir dünyanın en hareketsiz nesnesi.
devamını gör...
22.
eğitim şart.
devamını gör...
23.
ben de kural belli ışığı kapa 22 saniyede işini hallet arkanı dön yat.
devamını gör...
24.
erkeğe mübah kadına günah şeklindedir. evli bir kadın için kocasına hizmet niteliğindedir. penisin vajinaya girmesinden ibarettir ama üzerine bir ahlak sistemi inşa edilmiş dallanıp budaklanmış kadın için vazife, iffetsizlik, namussuzluk, ahlaksızlık vb. türlü kalıplar kurulup içine döşenmişken erkek için elinin kiridir. yıl 2021 olmuştur ama ortadoğu arap çoğrafyası ile avrupa arasında sıkışıp kalmış kültürümüzde bu konuda ortaçağdan ileri gidilmemiştir.
devamını gör...
25.
arkada, servet kocakaya keke şarkısını açarak, tam yoksa keke sen mi geldin tez mi geldin. denilen yere denk getirmek.
devamını gör...
26.
kadınlar seksi ödül olarak, erkekler ise ceza ve kadını aşağılamak olarak görüyor. zevk almak için yapan elbette var ancak genel kafa yapısı ödül ve ceza.
devamını gör...
27.
seks yalnızca erkeğe özgü ve onun ihtiyacı düşüncesi. türkiye’de bir çok kadın hala orgazm olmamış durumda. ve cinselliği erkek ihtiyacı olarak görüp, can acıtıcı bir şey olarak tanımlıyorlar. bu durum bana erkeğin kadın bedeni içinde mastürbasyon yaptığını düşündürtür. kadın zevk almıyor ses, heyecan, tutku yok. adam da kendi kendine tepiniyor. öğrenilmesi gerek ve normalleştirilmesi.
devamını gör...
28.
bazı kadınlar için yine mi diye zorla yapılan tadına varilamayan bazıları için de yemek öğünü seklinde yenilebilir.
devamını gör...
29.
eğitimsizliğin ve toplumsal tabuların sayesinde ortaya çıkan tatminsizlik hissi.
toplumca coğrafya özellikleri yüzünden zaten yeterince gerginiz bir de üstüne cinsel olarak tatmin olamayınca bu gerginlik arşlara çıkıyor.
bakıyorum haberlere millet eften püften sebepler için kavga ediyorlar veya kadınlara yiyecek gibi bakıp gözleriyle taciz ediyorlar. en kötüsü de dokunmaya varan hatta tecavüze kadar giden vahim olaylar yaşanıyor. *bu kötü olayların yaşanmaması için evlenmeyi tavsiye ediyorlar.
evliliği sadece yatak odası olarak gören zihniyetin önerisi ancak bu olur zaten, şaşırmıyorum.
tamam abi evlensinler de millet sevişmeyi bilmiyor farkında mısın?
evlense de evlenmese de o tatmin bir türlü yaşanamıyor.
cinsiyet rollerine göre insanların üstlerine yüklenen bazı normları konuşursak:
kadınlara çocukluklarından beri kafalarına çekiçle belli kurallar çakılıyor. "onu giyersen şöylesin bunu yaparsan böylesin.", "erkekle konuşursan sen busun.", "eğer özgürce cinselliğini yaşamak istersen şu olursun, seni kimse istemez, değerin düşer, ölsen daha iyi olur, çok aşağılık bir kadın olursun çöpten farkın olmaz." gibi gibi bir sürü etiket ve saçmalık yerleştiriliyor kafalarına. evlenseler bile eşlerine sıcaklık gösteremeyecek kadar kendilerini baskılanmış hissediyorlar. çoğu ne naz yapmayı ne cilve yapmayı biliyor. içlerinden geldiği gibi davranamıyorlar. yatakta biraz kendi isteklerini söylemek isteseler kocaları "bu bunu nerden biliyor acaba benden önce bir şey mi yaşadı?" diye kendi kafasında karısını etiketleyeceğini o kadınlar biliyor zaten o yüzden ceset gibi hareketsiz uzanıp işin bitmesini bekliyorlar.
orgazm bile olamıyorlar. kocaları üstlerinde nefes nefese küfürler ede ede içlerine sanki tuvaletini yapar gibi boşalıyor. ön sevişme olmadığı için vajina uyarılmadan yapılan bu eylem sadece canlarını yakıyor. bir an önce bitmesini bekliyorlar. hatta adam daha çok tahrik olup işlerini çabucak bitirsinler diye sahte inleme sesleri çıkarıyorlar.
adam bunları duyunca kendini herkül falan zannediyor. * üzücü.
erkekler ise bir kadınla beraber olmayı "erkek olmak" olarak görüyorlar. daha doğrusu öyle öğretiliyor. bakire bir kadın ne kadar kutsanıyorsa toplumda bakir bir erkek de o kadar taşlanıyor.
hatta homofobik insanlar tarafından eşcinsel olup olmadıkları hakkında dalga konusu bile olabiliyorlar çünkü onların gözünde eşcinsel bireyler "arızalı" ve "yetersiz" erkeklerdir.
tüm bunlara karşı erkekler kendilerini ispat çabasına giriyorlar. ne kadar çok kadınla beraber olurlarsa erkekliklerine erkeklik katacaklarını düşünüyorlar.
ilişkiye girdikleri her kadın için sanki yakalarına görünmez madalyalar dizildiklerini zannediyorlar.
gün geliyor zaman geçiyor aile ve toplum baskısı kapılarını çalıyor. "ne zamam evleneceksin oğlum?" gibi sorulara maruz kalıyorlar.
efendim buraları hızlı geçiyorum sonuç olarak evleniyorlar. evlendikleri kadınları hem aileleri hem de kendileri çoğunlukla bakire istiyorlar.
kendileri bakir olmasa bile bakire bir kadınla evlenmek onların gözünde "temiz bir kadınla" beraber olmak demek.
evlendiği kadınlar da seks hakkında tecrübesiz oldukları için kafalarına göre takılıyorlar.
benim karım mutlu mu benden memnun mu acaba onu tatmin edebiliyor muyum gibi sorular umurlarında olmuyor. bir kadını mutlu görmeyi, partnerleriyle karşılıklı olarak zevk almayı bir türlü öğrenemiyorlar, o anı hayatları boyunca tadamıyorlar. kendilerini geliştirip eşlerini mutlu etmek gibi bir dertleri de olmuyor zaten. onlar için kendi mutlulukları kafi, kadın mutlu olmasa da olur. canları istedikleri zaman sevişmek istiyorlar. kadın reddettiği zaman ilişkiyi olay çıkıyor falan filan. sonuç olarak iki taraflı mutsuzluk.
"bu kadın da sürekli ölü gibi yatıyor çok sıkıcı."
"bu adam sürekli canımı yakıyor, ne iğrenç şey şu cinsellik."
toplumca coğrafya özellikleri yüzünden zaten yeterince gerginiz bir de üstüne cinsel olarak tatmin olamayınca bu gerginlik arşlara çıkıyor.
bakıyorum haberlere millet eften püften sebepler için kavga ediyorlar veya kadınlara yiyecek gibi bakıp gözleriyle taciz ediyorlar. en kötüsü de dokunmaya varan hatta tecavüze kadar giden vahim olaylar yaşanıyor. *bu kötü olayların yaşanmaması için evlenmeyi tavsiye ediyorlar.
evliliği sadece yatak odası olarak gören zihniyetin önerisi ancak bu olur zaten, şaşırmıyorum.
tamam abi evlensinler de millet sevişmeyi bilmiyor farkında mısın?
evlense de evlenmese de o tatmin bir türlü yaşanamıyor.
cinsiyet rollerine göre insanların üstlerine yüklenen bazı normları konuşursak:
kadınlara çocukluklarından beri kafalarına çekiçle belli kurallar çakılıyor. "onu giyersen şöylesin bunu yaparsan böylesin.", "erkekle konuşursan sen busun.", "eğer özgürce cinselliğini yaşamak istersen şu olursun, seni kimse istemez, değerin düşer, ölsen daha iyi olur, çok aşağılık bir kadın olursun çöpten farkın olmaz." gibi gibi bir sürü etiket ve saçmalık yerleştiriliyor kafalarına. evlenseler bile eşlerine sıcaklık gösteremeyecek kadar kendilerini baskılanmış hissediyorlar. çoğu ne naz yapmayı ne cilve yapmayı biliyor. içlerinden geldiği gibi davranamıyorlar. yatakta biraz kendi isteklerini söylemek isteseler kocaları "bu bunu nerden biliyor acaba benden önce bir şey mi yaşadı?" diye kendi kafasında karısını etiketleyeceğini o kadınlar biliyor zaten o yüzden ceset gibi hareketsiz uzanıp işin bitmesini bekliyorlar.
orgazm bile olamıyorlar. kocaları üstlerinde nefes nefese küfürler ede ede içlerine sanki tuvaletini yapar gibi boşalıyor. ön sevişme olmadığı için vajina uyarılmadan yapılan bu eylem sadece canlarını yakıyor. bir an önce bitmesini bekliyorlar. hatta adam daha çok tahrik olup işlerini çabucak bitirsinler diye sahte inleme sesleri çıkarıyorlar.
adam bunları duyunca kendini herkül falan zannediyor. * üzücü.
erkekler ise bir kadınla beraber olmayı "erkek olmak" olarak görüyorlar. daha doğrusu öyle öğretiliyor. bakire bir kadın ne kadar kutsanıyorsa toplumda bakir bir erkek de o kadar taşlanıyor.
hatta homofobik insanlar tarafından eşcinsel olup olmadıkları hakkında dalga konusu bile olabiliyorlar çünkü onların gözünde eşcinsel bireyler "arızalı" ve "yetersiz" erkeklerdir.
tüm bunlara karşı erkekler kendilerini ispat çabasına giriyorlar. ne kadar çok kadınla beraber olurlarsa erkekliklerine erkeklik katacaklarını düşünüyorlar.
ilişkiye girdikleri her kadın için sanki yakalarına görünmez madalyalar dizildiklerini zannediyorlar.
gün geliyor zaman geçiyor aile ve toplum baskısı kapılarını çalıyor. "ne zamam evleneceksin oğlum?" gibi sorulara maruz kalıyorlar.
efendim buraları hızlı geçiyorum sonuç olarak evleniyorlar. evlendikleri kadınları hem aileleri hem de kendileri çoğunlukla bakire istiyorlar.
kendileri bakir olmasa bile bakire bir kadınla evlenmek onların gözünde "temiz bir kadınla" beraber olmak demek.
evlendiği kadınlar da seks hakkında tecrübesiz oldukları için kafalarına göre takılıyorlar.
benim karım mutlu mu benden memnun mu acaba onu tatmin edebiliyor muyum gibi sorular umurlarında olmuyor. bir kadını mutlu görmeyi, partnerleriyle karşılıklı olarak zevk almayı bir türlü öğrenemiyorlar, o anı hayatları boyunca tadamıyorlar. kendilerini geliştirip eşlerini mutlu etmek gibi bir dertleri de olmuyor zaten. onlar için kendi mutlulukları kafi, kadın mutlu olmasa da olur. canları istedikleri zaman sevişmek istiyorlar. kadın reddettiği zaman ilişkiyi olay çıkıyor falan filan. sonuç olarak iki taraflı mutsuzluk.
"bu kadın da sürekli ölü gibi yatıyor çok sıkıcı."
"bu adam sürekli canımı yakıyor, ne iğrenç şey şu cinsellik."
devamını gör...
30.
aile yapısındadır.
devamını gör...
31.
pornodan öğrenilmiş hareketlerin yapılma çabasıdır. cidden çevremdeki kadınlardan dinlediğim kadarıyla türk erkeği hiç anı kollamıyor, ezbere seks yapıyor.
kadınlar ise hayli değişken olabiliyor. kimisi kendini tanıyor, kimisi ise kendini obje sanıyor ve en fazla ıhlıyor, kimisi de baya majosit, çok azı ise liderliği istiyor.
kadınlar ise hayli değişken olabiliyor. kimisi kendini tanıyor, kimisi ise kendini obje sanıyor ve en fazla ıhlıyor, kimisi de baya majosit, çok azı ise liderliği istiyor.
devamını gör...
32.
tiyatrodur.
erkek aşık olmuş rolüne girer sekse ulaşabilmek için, kadının da kandırılmaya ihtiyacı vardır aslında içinde bir yerlerde.
fakat sonuç olarak acı çeken taraf genellikle kadınlar olur.
çünkü erkek çoktan başka avlarının peşine düşmüştür bile.
(buradaki erkek seks odaklı ilişki düşünen birey, sözüm meclisten dışarı)
erkek aşık olmuş rolüne girer sekse ulaşabilmek için, kadının da kandırılmaya ihtiyacı vardır aslında içinde bir yerlerde.
fakat sonuç olarak acı çeken taraf genellikle kadınlar olur.
çünkü erkek çoktan başka avlarının peşine düşmüştür bile.
(buradaki erkek seks odaklı ilişki düşünen birey, sözüm meclisten dışarı)
devamını gör...
33.
bi girip çıkıcam.
devamını gör...
34.
agali o ne
devamını gör...
35.
36.
37.
hanım hanımlık kızı tebrik ederim çok güldürdü beni. serdar bey ve perdeleri bu ülkenin kültüründe önemli bir yere sahiptir. perdelerim türk aile yapısına olan etkileri adlı eserimde bu konuya değineceğim.
devamını gör...
38.
bana kalırsa sadece cinsel açlığı doyurmak için yapılmaya çalışan bir eylemdir. yani insanların birbirini aşkla öpüp sevip ön sevişme yaşadığını falan düşünmüyorum. yalap şalap iki dakikada bitiriyorlarmış gibi geliyor. o yüzden aşkı bekliyorum.*
devamını gör...
39.
herkes kendi tecrübelerini yazıyor gibi.
devamını gör...
40.
bence cinsel ilişki sevginin dile getirildiği ve yeterlilik hissinin yaşandığı en uç noktadır. öyle olduğunda zevk alınması partnerin zevk almasına bağlı olur yani iki kişi de sevgisini dile getirmek ve karşısındaki orgazma ulaştırarak kendi yeterliliğini kanıtlamak ister tatmin açısından ideal bir ortam oluşur ama tabi ki bu durumda partnerin nelerden hoşlandığını anlayacak analiz yeteneğine ve biraz da cinsel eğitime ihtiyaç vardır. türkiye'de insanlar sevse bile bu iki koşuldan yoksun oldukları için durum zamanla sahte bir hal almaya başlar.
devamını gör...