ulan bu millet seni dışişleri'nin lağımcısı yapmaz

(bkz: siyasetçilerin kullandığı nezih dil)

dedi atanmış bakan.

seni de içişlerine yapmazlardı ancak “seçilmiş” değil atanmış olduğundan elden bir şey gelmiyor be!

bu arada siyaset yapacağım, millete yalan satacağım diye hangi kurumun başına geçeceğini şaşırdı. yahu süleyman, dışişleri bakanının dili yok mu? sen onun avukatı mısın?

doğru demiş. sezgi tanrıkulu denilen zervzevat bir pkk destekçisidir. chp'nin içindeki apocuların sesidir. chp'nin içindeki kürt ayrılıkçıların sesi, nefesidir. sezgin tanrıkulu ülke batarken, enflasyon yüzde 150 iken ana muhalafet partisinin nasıl yüzde 25'lerde kaldığının kısa bir özetidir. soylu benim nazarımda kifayetsiz bir adamdır, ama bu kez doğru söylemiş. durmuş bir saat bile günde 2 kez doğruyu gösterir misali.

konuyla alakalı sesimiz çıkmasın, hadi sonra düşünelim, başka zaman bakalım konuya diyoruz diyoruz da ne oluyor?
tanrıkulu gibi bir birey çıkıp abuk sabuk laflarla gollük geri pası bırakıyor,
soylu gibi bir birey de golü doksana çakıyor.
sonra ben ve benim gibiler bu ikisini beğenmeyince sağdan soldan yani her iki tarafın trollerince taciz atışlarına maruz kalıyoruz. şahsen son kısım benim umrumda bile değil. hatta bunun argosunu söyleyelim "ipimde değil" yani ipimle kuşağım kısmını sen tamamla, kapito?
biz şimdiye değin dimdik durmuşuz, ne pkklısına ne fettöşçüsüne ne de din bezirganlarına eyvallahımız olmamış, yazdıklarımız orada açın öğrenin.
en güçlü olduklarını düşündükleri zamanlarda hepsiyle ben mantar geçebildim, sizin kaç taneniz ben ve benim gibilerin sahip olduğu bu lükse sahip?
şimdi de diyorum ki birinin söylediği doğru öbürünün söylediği yalandan kıymetsizdir.
denkleme hangisini koyarsan koy, sarmal sonsuza akar gider...
sen hala bu denklemin parçası olmaya kararlı mısın değerli kardeşim?
esas soru o.
cevap da sende.

ülkeyi komple 20 sene önce olsa yüzüne bakıp adamdan saymayacağınız...
yani.. şey.. kişilerle doldurmuşlar.
b-bbakanım haklı.. a-a-aynen !

lağımcı, humbaracı,,, yeniçeri ocağının farklı birimlerinin ısimleri idi, sanırım.
lağımcılar, istanbul un fethi sırasında tünel kazarak, fetih için toprağın altından faaliyet yürütmüşler, bizans askerleri de aynı noktadan tünel kazıp bu noktalara su vererek veya patlayıcı yerleştirerek toprak altından fetihin gerçekleşmesine izin vermemiş; "istanbul un fethini" tüm yönleri ile inceleyen kitaplarda bu tarz bilgilere yer veriliyor.
lağımcı birliği şu an da ki orduda, "istihkâm taburu" olarak düşünülebilir sanırım.
istihkâm taburu, avcı boy çukuru kazarak, kara mayını döşeyerek, ordunun intikali için seyyar köprü inşa ederek, ordunun işini kolaylaştıran "yarı savaşcı" bir birliktir. neden "yarı savaşcı" bu işleri yapmakla zaman kaybettiği için savaşma işini daha çok komando bordo bereli gibi "savaşçılar" savaşır.

ana konuya dönecek olursak;
s.t. kendini dev aynasında gördüğü kesin, 2009 öncesinde değil şu an ki görevi delege dahi olamayacağı partide çok ciddi bir görev yürütüyor.
ancak, bu kişiye söylenen cümle saygı sınırlarını zorluyor.
şimdi bu sözü söyleyen kişi dokunulmazlığı olan bir kişi olmasa, örneğin gariban bir öğrenci olsa idi, s.t. isimli kişi bu kişiye karşı her türlü hukukî süreci başlatabilirdi;
neden mi başlatırdı? çünkü bu cümle s.t. isimli kişiyi tahkir ettiği, rencide ettiği, küçük düşürdüğü ortada;

hani hep dediğim bir metin var;
anayasa 10. madde; kanun önünde eşitlik.

1789 fransız ihtilalinin üç sloganından birisi;
"özgürlük, eşitlik, adalet"
hatta fransız bayrağının renklerini dahi bu üç değerden aldığı söylenir; hatta fransızlar abartmış birde, "üç renk: mavi", "üç renk; kırmızı" ve "üç renk: beyaz" diye film bile yapmışlardır. izlemesi şiddetle veya şiddet olmaksızın önerilir.

yorumu atatürk e ait bir sözle bitirelim;
"hürriyet,
istiklâl,
ve istikbâl;
ancak adalet ile kaimdir."

yani;
"özgürlük,
kurtuluş,
ve gelecek;
ancak adalet ile mümkündür."

ben içeriği bile okumadan yıllardır süren bu kayıkçı kavgasına olan kinimi gizlemeyeceğim. soylu gibi her devrin adamı, sağcı, abd piyonu siyasal islamcılar ile tanrıkulu gibi tr705 kodlu, cia ajanı kürtçü profillerin kayıkçı kavgasından bu ülke kurtarılmalıdır. bu ülke her iki tiplemeyi de haketmiyor. üçüncü ve türkçü bir yol lazım. tam bağımsızlıktan yana namuslu ve onurlu bir siyaset gerekiyor bu topraklara.

ama seni içişleri bakanı yapar. sezgin tanrıkulu eğri de sen doğru musun sanki. sen bırak sezgin’in laflarını peker’e cevap versene hadi. içişleri bakanı değil misin çıkıp kanıtlarla iddiaları çürütüp, itibarını kazansana.
halka sorsalar çoğunluğu senden daha çok güveniyordur mafya dediğiniz adama. bundan da mı utanmıyorsunuz?

sezgin tanrıkulu nün aciklamasi tam bir zevatlik içerir ayrı konu 6 milyon usd lik tb2 dururken 30 milyon usd lik anka mi kaldiracaksiniz halkın vergileriyle. nereden tutsak elimde kalıyor uçuş maliyeti ve kendi maliyeti en az 4 katı olan iha/siha yi siyasi sayiklerle 5 te 1 fiyatlı iha/siha üreten fabrikayı kapatarak halka yük bindirmek resmen aptallıktır.

yalnız siyasi saiklerle her önüne gelene hakaret etmek daha büyük aptallıktır izahı da olmaz.

rte'ye hesap sormazsam namussuzum diyen kişinin beyanı.

bu soylu denen atanmış bakan, ağar adlı katilin koldaşı, halefi...
bunun karşısında kim varsa, kişiliğinden, siyasal görüşünden, her şeyinden bağımsız olarak o haklıdır. bektaşinin tadına bakmadığı şaraba daha iyi demesi gibi yani.

bu millet seni de içişleri bakanı yapmazdı, atanma olmasa! sanki seçilmiş herif, sözlere bak assdgh

ulan, sürtük, namussuz, şerefsiz...

yahu bu kelimeler ne kadar normalleşti. sıktı artık.
benim kumarhanede bile bir usturup, bir dikkatli konuşma şekli var.

artık biraz devlet adamı gibi konuşmanız hoş olmaz mı?

haklı. çünkü o millet,13 nisan 2020 de kendisi istifa ettiğinde sokağa döküldü.. böyle millete böyle bakan..