üniversite

liseden sonra gidilen eğitim kurumu.

içinde kaldıkça lisans öğrencilerini daha çok küçümsediğim oluşum. çünkü küçükler, salaklar, bir de gürültücüler. 30uma yaklaşmış bir insan olarak artık bunları çekemiyorum. "ya biz lisansüstü öğrencilerinin kütüphanelerinde bu ergen tiplerin ne işi var çok önemli çalışmalarımıza konsantre olamıyoruz yane" filan diyorum. sonra da arkalarından bakakalıyorum. üstüme bir hüzün çöküyor. aklıma ota b*ka gülüp kantinde kedi misali takıldığımız, cuma günleri çılgınlar gibi içtiğimiz günler geliyor. şimdi bütün arkadaşlarım kanyon'da iş arkadaşlarıyla kokteyl içer oldu. ben de fakir fakir hala üniversitede takılayım. yetişkinliğin nimetlerinden yararlanmıyoruz. bari gençliğimizi elimizde tutabilsek…

covid sebebi ile mezuniyet törensiz mezun olduğum kurum

herkesin her şeyi bildiği tavırlarında takılan rahat öğrenci topluluğundan oluşan, tuhaf hocaların bulunduğu buna rağmen bir an evvel açılsın diye baktığım yer, kurum vs

virüs bitse de biz de başlasak üniversiteye.

her gecen yil biraz daha gereksiz hale geliyor internet teknolojisi sayesinde.

kendisiyle ilgili çok hayalim vardı. her şey olabilirdi ama pandemi olmasaydı bari..

kendine saygısı olmayan insanların gittiği okul. eğitim desen yok, kalite yok, vizyon yok, başarı yok tüm bunların yanında 3 bin nüfuslu köylere bile üniversite açılması neticesinde tamamen işlevini yitiren kurumdur. üniversite okuyacağınıza meslek lisesine gidip en azından elektrikçi, bilgisayar bölümü okuyup para kazanabilirsin. üniversite okuyanın kendisine ve çevresine saygısı yoktur. anne babanızın parasını çöpe atmayın.

etimolojik olarak universitas kelimesinden türeyen, günümüz yapısının ilk örnekleri 11. yüzyıl avrupa'sında ortaya çıkan, genel yapı ve işleyişini katolik kilisesi'nden miras alan bilginin kurumsal kaynağı, düzenleyicisi ve denetleyicisi.
bütünlük ve birlik gibi anlamlara gelen universitas, katolik kilisesi'nin dünyevi ve uhrevi dünya üzerindeki yetkinliğini ifade eden patristik felsefenin bir ürünü olarak evrensellik vurgusuyla kilise tarafından kullanılmıştır. ortaçağ'ın iktisadi ve siyasi tek yetkin kurumu olan katolik kilisesi, aynı zamanda düzen ve işleyiş bakımından da evrensel tek kurumsal yapıya sahiptir. bu durum, uhrevi bilgi ile birlikte dünyevi bilginin de üretilmesi, denetlenmesi ve tek elde toplanması bakımından kilise'yi etkin ve yetkin bir hale getirmiş, bu yetkinliği eğitimle perçinleyen kilise bilginin kurumsallaşmasını sağlamıştır. ortaçağ'da astronomi ve fizik üzerine yapılan bilimsel çalışmaların çoğu ya kilise mensubu papazlar ya da kilise'nin tedrisatından geçmiş kişiler tarafından yapılmıştır.
bu gelenek üzerinde ortaya çıkan üniversiteler de günümüzde, bilimsel bilginin tek elde toplandığı, üretildiği ve denetlendiği kurumlar olarak işlev görmektedir. hatta günümüzde kullanılan cübbe, kilise geleneğinin simgesel bir parçasıdır. bununla birlikte rektör ve dekan gibi kavramlar da kilise'nin mirasıdır. rektör kelimesi başpapaz, dekan kelimesi de papaz yardımcısı anlamına gelmektedir.

her liselinin dört gözle gitmeyi beklediği ve istediği okuldur.

aktif öğrenciyim şu an kalk git desen navigasyonsuz gidemem.

akademik bilgiye doyacağımı sandığım alan. insanlar görgü kurallarını dahi bilmiyor. istanbul üniversitesi batmış.

üniversite günlerim bitmesin diye dua ederdim öyle severdim yani üniversite ortamını. nereden bilebilirdim ki 2 dönemimin odamda masa başında makale okuyarak, notlar çıkarak biteceğini. muhtemelen diğer dönemde açılmazsa şayet 3.dönemimi de bu şekilde geçirecek ve mezun olacağım. bu şekilde veda etmek istemezdim sana çorum, sokaklarında kulaklığımı takarak saatlerce gezdiğim günlerini özledim, en tepelerine çıkıp sabahlara kadar eğlendiğim günleri özledim, yurttan izin alıp kamp yaptığım günlerini özledim. ah benim güzel okulum sıralarını, hocalarını, ortamını çok özledim. bahçen de oturup öğrencilerini seyre dalmayı özledim, kantinden alarak içtiğim kahvenin tadı bile bir farklıydı bana göre ve ben o kahvenin tadını bile özledim.

türkiyede 3 üniversite dışında üniversite okumak boşa kürek çekmektir.

ülkemizde çoğu öğrencinin lise gibi okuduğu ( boş gidip, boş gelmekten bahsediyorum) yüksek öğretim kurumudur.
üniversite spesifik bir alanda uzmanlaşıp o alana değer katmak amacıyla okunması gereken bir kurumdur.
fakat öyle tercih listeleri var ki sayısal loto gibi. öğrenciler de haklı bir yandan ülkede iş bulmanın zorluğu, geçim derdi, maddi imkansızlıklar derken bir yerden sonra kafalar pırıl pırıl oluyor, gönye şaşıyor tamamen. ondan sonra istenilmeyen bir bölümde geçen bomboş dört sene ve sonrasında iş bulamama macerası. ailelerde ve öğrencilerdeki birinici hata üniversiteyi iş bulma kurumu zannetmesi. bakıyorum birey okula geliyor ve gidiyor sadece, ne derslere ilgisi var, ne diğer öğrenci arkadaşlarıyla kaynaşabiliyor. dört koca sene sonunda okul bitiyor, hiç kimeyi tanımıyor, kendini geliştirmiyor sonra, ben iş bulamadım bu bölüm işe yaramaz. hata okulda değil güzel kardeşim, hata sende. ( öğretmenlik bölümleri bu gruba dahil değildir.)

üniversite okumaya başlayacak/ yeni başlamış arkadaşların dikkatine;
- sevmediğiniz, hayatınızın geri kalanında okuduğunuz bölümle ilgili bir iş yapmayacaksanız imkanınız varsa direkt kaçın o bölümden. ( ha babanızın parası varsa, zevkine okuyorsanız devam edin. )
- üniversitede kulüplere katılın, her bölümden arkadaşınız olsun ki hem farklı kafalar tanırsınız hem de güzel bir çevre edinirsiniz kendinize.
- okulda verilen ödevleri, lisedeki gibi ''ödev'' olarak görmeyin, bir şirkete proje/sunum hazırlıyormuşçasına dikkatli ve özenli hazırlayın.
- daima hocalarınızla iyi ilişkiler kurmaya çalışın. emin olun çok yarar sağlayacaklardır.
- arkadaşlarınızla her günü kafede, barda gezerek geçirmeyin. sürekli entelektüel muhabbet edin demiyorum ama yapılan boş muhabbetin sonu gelmez.
- film/ dizi izlemekten çok youtube, udemy gibi sitelerde vaktinizi yararlı videolar izleyerek harcayın. kitaplar okuyup bilgilenin.
- en önemlisi her zaman dışadönük olun.
aklıma geldikçe bu entry'i editleyeceğim. şimdilik hoşça kalın.

sadece her liselinin değil, her hazırlık sınıfı/birinci sınıf öğrencilerinin de dört gözle beklediği okuldur covid sağ olsun.

başladığınız taktirde,tüm bıçak modellerini sırtında görebileceğiniz okul türü.

kpss ye hazırlanıyorum diye son senemi heba ettim. keşke az daha gezseydim. son dönemde evden mezun oldum...

eylül ayında açılmaması gereken yüksekokul...

bu sene gidemeyeceğim öğretici kurumdur. seneye inşallah diyorum canımı da hiç sıkmıyorum.