kafam çok karışık çok, yapsam mı yapmasam mi emin değilim. işin kötüsü bir kaç yakın seçenek var aklımda. kariyer planlama uzmanı falan var mı aranızda?
devamını gör...
valla tehlikeli sulara giriyor fikir beyan etmek bu konularda. bilemiyorum.

sadece şunu diyebilirim. doğru yahut yanlış kararlarımı hep kendim almayı yeğledim. en azından benim yanlışlarım diyebiliyorum kimseyi suçlamadan. burnumun dikine gitmeyi de severim ezelden.

iyi kötü büyüdük işte. okulmuş, meslekmiş bunlardan ziyade iç huzuru yakalamak önemliymiş. çok para kazanmanın da alemi yok hiçbir şeye yetemeyecek kadar, işten arda kalacak zamanının olmasının da. zaman olmayınca paranın olmasının hiçbir önemi yok. dostlara, aşklara ayıracak sadece mesai sonrası b.ktan akşamların da. insan gibi yaşamak lazım. gündüz yaşamak hayatı.. nasıl desem... anormal önemli.

çok para kazanırsın belki ama harcayacak zamanın olmaz. haftanın 1-2 günü o hınçla amele gibi para harcamanın hiçbir esprisi yok mesela. gibi gibi.

bilemedim yani.
devamını gör...
kolay kolay karar verilebilecek bir konu olmasa gerek. kişinin kendini çok iyi tanıması lazım; mizacını, ilgi alanlarını, yeteneklerini vs. iyi bilmesi lazım ama 20'li yaşlarda bunu bilmek biraz zor. kaldı ki, genelde o yaşlarda her şeyi deneme yanılma yoluyla öğreniyor insan...

hangi mesleğin kendisine uygun olduğunu bulmanın en kolay yolu, o işle ilgili bir şeyler okurken, yaparken vs. zamanın nasıl geçtiğini anlamayacak kadar akışta kalabiliyor olmaktır. sırf maddi kaygılarla bölüm değiştirip ya da değiştirmeyip sevmediğin bir mesleği yapmak mı? kendini kaptırıp zamanın nasıl geçtiğini unuttuğun yani sevdiğin bir işi yapmak mı?

ben sevdiğim işi yapıyorum, iş hayatında çok zorluklar yaşadım, bedeller de ödedim ama hep hayallerimin peşinden gittim ve çoğunu da gerçekleştirdim. şimdi çoğu kişiye yazdıklarım, çok uçuk gelebilir ama dünya kadar para bile kazanacak olsam, sevmediğim bir işte bir saniye bile mesai harcamayı zaman kaybı sayarım.
devamını gör...
açılın, üniversitede fakülte içinde 2 bölüm değiştirip 3.de turnayı gözünden vuran kişi geldi.

öncelikle rast gele bir yer ve bölüm tercih ettiyseniz vay halinize, gerçekten şansa oynamışsınız. benimki de bir tık böyleydi, açıklayayım...


öncelikle istediğiniz bir üniversitede ama istemediğiniz bir bölümdeyseniz yatay geçiş imkanlarıyla geçiş yapabilirsiniz. burada konu ikiye ayrılıyor;

a. eğer ösym puanı -merkezi yerleştirme puanı- ile geçiş yapmak istiyorsanız bulunduğunuz üniversiteden herhangi bir üniversitenin herhangi bir bölümüne başvuru yapabiliyorsunuz diye biliyorum. ama ve lakin... puanınız başvurduğunuz bölümün taban puanına eşit ya da yüksek olmalı. tabii kontenjanda da boş yer kalırsa yani diğer rakipleri elerseniz geçiş yapabilirsiniz. bir de genel not ortalaması ile yatay geçiş var ama bunun için geçeceğimiz okuldaki bölüm derslerinin denkliği ve kredilerin uyuşması önemli...

b. eğer üniversiteninizden memnun ya da en azından başka üniversiteye geçiş yapamayıp kendi okulunuzda bölüm değiştirmek istiyorsanız da bunun için de yine ösym puanı ile geçiş ya da not ortalaması ile geçiş yapabilirsiniz. tabii not ortalaması ile geçiş yapmak istiyorsanız burada önemli olan okuduğunuz fakültedeki bölümler arası geçiş yapabilmeniz... yani en azından bizim okuld avakti zamanında böyleydi.

ben de okula mühendislikle başlayıp "mğhendislik-mimarlık fakültesi" birleşiminden kaynaklı kontenjan kurtarmadığı için iç mimarlığa oradan da daha sonra mimarlığa geçmiş insanım. yani okuduğunuz fakültelere dikkat edin derim. belki de geçiş yapmak istediğiniz bölüm farklı fakültede olanilir. ki bizim okulda mimarlık bölümü "görsel sanatlar fakültesi" içinde olsaydı şu an belki de hala mühendistim ama işte hayat...

edit:

merkezi puanla yatay geçiş ek madde-1 olarak geçiyor ve yerleştiğiniz puanla tüm üniversite ve bölümlere geçiş imkanı sağlıyor. örneğin 2020 yılında yerleştiniz ama iki sene sonra pişman oldunuz. 2020 puanınızla ve 2020 yerleşme şartlarına göre tekrar tercih yapma imkanınız var. o sene taban puanları sıralamalar ne ise ona göre yerleşiyorsunuz. bir nevi pişman olduğunuz seneye geri dönmüş oluyorsunuz yani. ama bunun için mezun olmadan önce yapmanız gerekiyor. aynı üniversite şartı yok. hatta sayısal sözel gibi bir şart da yok. istenilen bölüm istenilen şehir veya üniversite olabilir

açıkladığı için yazar charlotte ritter teşekkür ederim.
devamını gör...
makina müh. bırakıp tıp geçişi yapmış aslında geçiş değil de yeniden sınava girip tıp yapmış birisi olarak elbette az biraz pişmanım tıp bitirmenin zorluğu karşısında. yoksa meslek icrası muazzam türkiye şartlarında dahi.

sonuç olarak bölüm kolay olsun dersin yapacağın iş tırt olur. benim gibi meslek çok iyi dersin bir sınavda bin sayfa nota çalışmayı beceremeyebilirsin.

zor karar. yolu açık olsun karar alıcıların.
devamını gör...
%50 rulet oynadığını söylememe izin ver.

ne istediğinden %100 eminsen, bu riski al derim ama bunu yine olasılık üstüne bir olguya bağlayarak yapacaksan( bölüm değişiminden bahsediyorum) yapmaman daha hayırlı olabilir çünkü ilerde değiştirdiğine pişman olabilirsin bu sefer.

ben genelde bu kararların üniversite sınavından sonra tercih listesi oluşturulurken verilmesi taraftarıyım. bir karar verin ve geri dönmeyin. bunun için kendinizi ve ne istediğinizi iyi anlamanız gerekiyor.


üniversitede bu iş zor oluyor çünkü yerleştirildiğiniz bölümün jargonuna alışmaya başladığınızda, farklı bir alan hem zor geliyor hemde içine yeni girdiğiniz sektöre karşı yabancılık hissini bir süre aşamıyorsunuz ayrıca kaybettiğiniz süre ileride iş hayatında sizi etkiliyor. 21 yaşında mezun olmak ayrı, bölüm değiştirip 25-26'da ayrı.


yapamazsınız demiyorum ama bu sefer %100 emin olun ve her şeyi hesaplayın. bölüm değiştirip, mutsuz olup yine 1 kez daha benzer bir durumda aksiyon almanız kariyer hayatınızın yarısını götürür. sahada çalışırken, deneyim eksikliğinden çok kaybedersiniz çünkü üniversite mezunları zaten 26-27 yaşına kadar sadece mesleklerinde deneyim elde ediyor yani pişiyorlar. bu süreçte ne çalışma şartları ne alınan maaşlar iyi olmuyor. 4-5 yıl deneyim biriktikten sonra herkes kendi ağırlığını koyup, iş görüşmelerinde karşı tarafa istediği maaşı sunabiliyor.

böyle bir platformda, akranlarınızın 26-27 yaşı artık ortalamanın üstünde maaş talep edebildikleri döneme denk geliyor. onların kariyer inşa ettiği yaşta, sizin yeni mezun olmanız iş bulmada ve düzgün ücret almada sıkıntı olabilir sizin için ( tabi türkiye bandında). sonuçta kimse 27 yaşında deneyimi olan insan yerine, yeni mezun birini bünyesine katmak istemez. genelde iş hayatında risk alınmaz özellikle büyük kâr getirisi olan şirketler hiç risk almayı tercih etmez.

bir kavşaktasınız ve her yerden trafiğe açıksınız. hangisi daha iyi olacaksa, iyi düşünün. bir karar bir sürü şeyi etkileyecek. :)
devamını gör...
hayatta pişman olduğum tek şey diyebilirim. üstelik ödleklik yapıp burnumun dikine gitmediğim, inat etmediğim tek şey de bu. şimdi, o herkesin "30 olmadan" dediği şeyin de eşiğindeyim. hâlâ bir üniversiteyi baştan okuma arzum var.

eğer bir tavsiye vermem elzemse "mutsuzsanız yapın" derim. en fazla pişman olur, tekrar sınava girer, en fazla 4 yılı başa sararsınız. insan ömründe 4 yıl şaka gibi bir süreç. geçenlerde bölüm değiştirmeye cesaret eden bir arkadaşıma denk geldim, işe girmiş. ben senelerdir "yapsam mı?" diye dolanıyorum. ötekiler doktora falan yaptı, ben "yapsam mı?"... yine sinirlendim, anksiyetem tutacak.
devamını gör...
ben 22 yaşımda yaptım, erkeğim. 3 yıl pdr okuduktan sonra yaptım, şu an son sınıf olacaktım, yani mezuniyeti vardı. ama gel gör ki, ybs bölümüne geçtim ve 1. sınıfım.
myp ile geçersen geri eski bölümüne dönebiliyorsun bunu belirteyim.
zorlukları için eğer cinsiyetçilik yapmak istemem ama erkeksen bu ülke seni psikolojik olarak zorlar ailen çok zengin değil ise veya çok baskıcı ise. ekonomik bağımsızlık erkekte bir belki birkaç adım daha sert vuruyor 20'li yaşlara. bu dönemde tabi bunlar da normal içsel çatışmalar, mezun olmak ve sonrasında işe girmek, bu meslekte memnun muyum gibi sorgulamalar olması normal. ancak ben en başından ybs istiyordum, hocaların yönlendirmesi vesaire yüzünden pdr seçtim. tabi benden de kaynaklı faktörler vardı. bu kararı aslında bıçak kemiğe dayandığında aldım ve bu ana kadar hep pdr'yi sevmeye çalıştım. gönüllü staj da yaptım. zor karar ancak şunu düşünmek lazım gibi, bu meslekte 20 yıl-30 yıl sonra ben var mıyım, istiyor muyum? unutmamak lazım ki ikinci kez yks veya açıköğretim okumadığın sürece bölümün diplomasını isteyen mesleklere yönelmek zor, haliyle bitirdiğin bölüm ömründe çok önemli yer kaplayacak. günün 9-10 saati belki daha fazla o meslek olacak, kendini geliştireceksin ki bu mesleğin, hayatının çalışma dışı bölümlerinde de olacağı anlamına gelir. bu bölüm ile diğer bölümü yetenekler ve ilgiler doğrultusunda mesleğin ekonomik imkanlarına da dikkat ederek karar vermek lazım kanımca. şu an ben mutluyum, kendimi çok daha olmak istediğim alanda hissediyorum, psikoloji hâlâ hayatımın bir köşesinde var, faydalanıyorum da ama ybs'yi bırakıp geri o bölüme dönmeyi düşünmüyorum.
direk şunu yap, geç, kal diyemem; ancak kendim yaşantıladığımdan deneyimimi paylaşabilirim. umarım fayda sağlar.
ek olarak bu dönemde buradan ziyade faydalanılabilecek olan üniversitenin kariyer danışmanlığı hizmeti var.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"üniversitede bölüm değiştirmek" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim