ünlü olma şansınız olsa hangi yolla ünlü olurdunuz sorunsalı

farklı bir eğitim öğretim yöntemi deneyip başarılı olan ve bu şekilde örnek teşkil eden bir öğretmen olarak.

acun ılıcalı ile evlenirdim.
*net

çizdiğim resimlerle ünlü olmak isterdim, henüz pek güzel çizemiyor olsam da kendi çapımda sulu boya öğrenmeye çalışıyorum.

only fans. 0 efortla bankada milyonların oluyor daha ne.

konuşarak ünlü olurdum . tedx varya oraya gitsem yeter

şarkı söyleyerek ünlü olmak isterdim müzik ruhun gıdası.

şöhret âfet gibidir. bu yüzden yavaş yavaş olmalı, öyle ki hissetmemeliyiz.

sanatımla tanınmak isterdim.

cümlenin gidişatından "kötü yolla" diyesim geldi.*
yine de kötü yola düşmeden şarkıcı olarak ünlü olmayı isterdim. ama imkansız. çünkü bilin bakalım ne eksik? önemsiz bir ayrıntı fakat ses eksik.

motorsporları ile. formula 1 yada le mans kazananı olmak isterdi.

oyuncu olarak makul. sporcular 35-40 dan sonra ya bırakıyor ya bünye kaldırmıyor. oyuncunun altmışa kadar yolu var.

oyuncu olmak cok isterdim hem arkanda bir sürü eser birakmis oluyosun, sen öldükten sonra bile insanlar filmlerini dizilerini izleyip seni yasatmaya devam ediyorlar hem bir sürü ani biriktiriyosun, isini yaparken egleniyosun, motonluktan uzak.. hayallerimin meslegi ama hem baskici hem dindar bi aileniz varsa imkansiz gibi bi sey

arkamda eser birakmak gercekten en cok istedigim seylerden bir tanesi umarim nasip olur öyle ya da böyle

voleybolcu kimliğimle.
türkiye kadın millî voleybol maçlarında dışarı kaçan topları toplamışlığım var iki/üç sene üst üste..
hayalim hep o sahada olmak olmuştur...

elon musk gibi.

müzik. şahane bir albüm yapmak isterdim.

kesinlikle sanatla. müziğimle veya yaptığım resimlerle ünlü olmak isterdim. umarım ilerde olurum.

sanırım aktör ya da futbolcu olma yollu ünlü olurdum. bu ikisinden biriyken, aynı zamanda da aktivist ve idealist bir kişiliğe sahip olurdum. gündelik hayatımda profesyonel düşünceden uzak biriyim, kurallar pek bana göre değil. kliklerden de nefret ederim. ünlüyken kamu ya da insanlık yararına olacak bir çok sansasyonel harekette başrol olurdum muhtemelen.

mesela yıldız bir futbolcusun; önemli bir turnuvanın finalinde, son saniyede kupayı getirecek golü elle attın diyelim. hakem de pozisyondan uzaktı, pozisyon var'dan da geçti, yani bir şekilde bu gol sayıldı. sonra sen bundan rahatsızlık duydun ve hakemin yanına gidip golü elle attığını söyledin ve gol iptal edildi. maç uzatmalara gitti ve sonrasında penaltılarla elendin.

yine sonrasında sezon sonu geldi ve onlarca adayın arasından dünya çapındaki fair play ödülüne layık görüldün diyelim. iç ve dış basının, bir çok önemli futbol adamının ve futbol kamuoyunun bulunduğu hınca hınç dolu bir salona çağrıldın, konuşma yapmak üzere kürsüye davet edildin. hemen yanında da ödülünü takdim etmek üzere güzel giyinimli bir kadın seni bekliyor falan filan..

mesela ben burada olsam öncelikle herkesi selamlayıp davet için teşekkürlerimi sunar, akabinde dikkatler üzerime toplanınca, bu yaptığımın zaten olması gereken bir hareket olduğunu beyan edip, ödülü almayacağımı söylerdim.

...

paralel evreni realize etmek kişinin kendi elinde. genelde düzen, toplumun dayattığı kurallar çerçevesinde ilerlediği için buna benzer şeyleri görmüyoruzdur belki ama tüm dünya insanları olarak bu tarz olayları hayatımızda daha sık görsek belki dünya bir nebze daha çekilebilir bir yer olurdu. * bayağı optimist bir yaklaşım oldu ama neyse, sözün özü sanırım futbolcu olurdum. *

soyadımla mesela sabancı olarak ünlü olmak isterdim.

soldan sağa yukarıdan aşağı sıralıyorum:
iyi bir oyuncu,
bir senarist,
bir yönetmen,
bir müzisyen,
bir yazar,
bir şair,
ya da işini hakkıyla yapan bir devlet adamı.

playboy'un sahibi olarak