unutulmaz dede sözleri

unutulmaz baba sözleri kadar deruni tarafı bulunan, yaşam felsefesi, hayat mottosu yapılabilecek sözlerdir.

benim dedem klasik bir köy senaryosunda olduğu gibi salça kazanına düşmüş, yüzünün bir tarafı yanık, üstelik gerçirdiği çocuk felci hastalığı nedeniyle bir yanı topal bir adamdı. demokrat kişilikti, hukukun üstünlüğüne inanırdı. bu yüzden kızlarını umursamayıp evini en büyük oğluna hibe etmişti.

bir gün dedemlerin evinin arkasındaki bahçede oynarken dedemin kahveden geldiğini gördüm. bastonuna dayana dayana rahvan geliyor, bir ara durup cep aynasından bıyıklarını düzelttikten sonra aynı ritmle devam ediyordu. eve yaklaştıktan sonra ninemin saksı dizdiği diz boyu kadar beton duvara yanaştı, sırtını döndü. duvar üzerindeki çiçekleri sevecek sandım, ah dedem, sevgi doluydu.

o sırada komşumuz hatice teyze kapısında belirdi, bir an pek de uzakta olmayan dedeme baktı ve bağırdı; "ali emmi saksıya mı çöğdürüyon evin dahacık iki adım!"

dedem o muhteşem iç huzurunu, bilgeliğini yansıtan, birliktelik, paylaşım, diğerkamlık mesajları içeren, maltepe sigarası içmenin verdiği bariton ses tonuyla cevapladı;

"kıskanma goca donuz, gel beraber işeyek!"

dedemin bu sözünü hiç unutmam.

burnunu havaya dikip yürüme der. yani sağına soluna bak sakarlık etme anlamında söylediği bir sözdür. çok severim bu sözü. burnunuzu havaya dikip yürümeyiniz sevgili yazarlar.

iki dedemi de hiç tanımadım. keşke buraya yazacak bir anım olsaydı.

83 yaşındayken, amca yaş kaç diye soranlara "iki kırk, bir üç" derdi. karşı tarafın anlaması ile aval aval bakınması arasında geçen 3 saniyeden sonra mutlaka bir kahkaha kopardı. allah rahmet etsin.

başı bitten götü *ikten kurtulmaz. " daha çok var, elit hepsi böyle.

bir gün köyde top oynuyoruz, dedem biraz ötede "cık cık" yaparak bizi izliyor. biz durduktan sonra yaklaştı ve dedi ki:
"ulan pez...nkler, hz. ali'nin başıyla oynamayın!"

senin ağzını burnunu kırarım ha!

gün gelecek devran dönecek, bu sistem böyle devam etmeyecek elbette. kendisinin koyu bir solcu ve muhalif olduğu doğrudur keşke o günleri görebilmeye ömrü yetseydi.

"eline koluna s.çarım. bi rahat dur."

‘kimseden birşey bekleme, kendi g*tünü yine sen kendin kurtaracaksın’ derdi.

bilmem hiç dedem olmadı. nasıl bir duygu.

insanı iki şey yükseltir. bir çalışması, iki seçilmesi.

"rakıyı rokayla,hanımı aşkla severim." derdi rahmetli ama pavyona gitmekten de vazgeçmezdi.

"herkes para biriktirirken ben dost biriktirdim"

çalışmadım, ömrüm boyunca o mekandan bu mekana gezdim sonra her yere zeytin ekip durumu düzelttik demiyor da özlü sözler söylüyor iste. neyse şimdi hakkını yemeyeyim sülalecek yağa ve zeytine para vermiyoruz. arada tatlı yapmak için ayçiçek yağı alıyoruz sadece.