violet evergarden

kana akatsuki tarafından yazılan bir light novel serisidir. 2018 yılında animeye uyarlanmıştır.
savaş makinesi olarak yetiştirilen küçük bir kız çocuğu olan violet, en yakını olan komutanından ayrıldıktan sonra duyguların tanımını öğrenmek için otomatik anı bebeği olarak çalışmaya başlar.
tüm duyguları, violet ile birlikte seyirciye de hissettiren muhteşem anime.
(bkz: anime önerisi)

hikaye anlatımıyla,çizimleriyle,müzikleriyle diğer animelerden çok farklı bir boyutta.her bölümünde farklı karakterlerin hayatlarını izliyoruz.ana karakter violet'in hikayesi bir başka zaten.umarım en yakın zamanda ikinci filmin çevirisi yapılır.

violet’in hisleri öğrenme yolculuğunu anlatan, güzel bir anime.
bildiğim kadarıyla (bkz: kenshi yonezu) lemon şarkısını bu anime için yapmamış. yani ost.ler arasında görünmüyor. ama şu cover.ını cidden bu animeye çok yakıştırdım.

benim en sevdiğim anime. çizimi, konusu, karakterleriyle her şeyiyle çok güzel. özellikle bana kalırsa konusu çok iyi. birde işin içinde yazmakla, duyguları aktarmakla ilgili meseleler var. yazmak varsa ne türlü olursa olsun ben oradayım. *

büyüleyici çizimlere sahip. karakter gelişimleri harika bir şekilde hikayeye aktarılmış. konusu, karakterleri desen ayrı bir mükemmel. benim gibi aşırı duygusal biriyseniz izlemek için bolca peçete feda etmeniz gerekiyor ancak feda edilen onca peçeteye inanılmaz değiyor. (evet 13 bölümlük dizinin 11 bölümde ağladım. deney gibiydi benim için ertesi sabah gözlerimin en fazla ne kadar şişebileceğini öğrendim.) izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. gilbert'in yeşil gözlerine selamlar.

muhteşem bir animasyona ve çizimlere sahip anime. violetin duyguları öğrenip yavaş yavaş bir insana dönüşme hikayesini anlatıyor. duygusal bir anime olduğunu söyleyebilirim, öyle ki ölmek üzere olan bir annenin konu alındığı bölümde çok duygulanıp neredeyse ağlayacak gibi olmuştum.

animeyi izlerken hep violet'in anılarını daha çok görmeyi beklediğimi belirtmeliyim. ama arkadaşlar bu anime bir savaş animesi değil. aksiyon türünde size pek bir şey sunmuyor. yine de çizimleri, violet'in eşsiz karakter tasarımı, yapmak istedikleri ve çevresinden tamamen ayrılmasıyla sizleri etkileyeceğini düşünüyorum.

kendinize, "acaba annemlere mektup mu yazsam?" diyebilirsiniz ancak 2020 yılında çıkan filmde sizler için ufak bir sürpriz bulunuyor. iyi seyirler peçetenizi yakınınızda tutun. yurith'in sahnesinin beni bitirdiğini belirtmezsem hatrı kalır

çizimleri ve animasyonu ile çok kaliteli olan, 13 bölümlük savaş konulu dram dolu bir anime. kana akatsuki'nin aynı isimli romanından uyarlanmıştır. birden çok kez izlemişimdir ve izlediğim ilk animelerden olduğu için benim için çok değerlidir, sonrakilerin hiçbirinde aynı tadı bulamamışımdır.

savaş için özel olarak donatılmış violet, savaş esnasında ağır yaralandığından bir daha orduda görev alamaz ve sonrasında auto memories doll olarak adlandırılan otomatik anı bebeği olarak çalışır. yani insanların duygularına/gözyaşlarına şahit olmanın yanı sıra müşterileri için sevdiklerine mektup yazmakla görevlidir. insanları öldürmekle kodlandığı için bu duyguları* başta garipser ancak zamanla kendisinde de değişiklikler olduğunu fark eder; sevmenin, sevilmenin, aşkın güzelliğini öğrenir. bir anime nasıl insanı ağlatabilir, duygusallaştırabilir diye düşünebilirsiniz ama bunu izlemediğinizdendir henüz büyük ihtimalle. bunun benim her şeye ağlayabilme potansiyelim ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır kesinlikle...

son olarak müzikleri çok etkileyiciydi animenin ve aslında duyguları yazıya dökmenin ne denli önemli olduğunu anlatmaktadır. elbette ki tavsiye ediyorum ve anime izlemeye karşı ön yargılı olanlar için güzel bir başlangıç olacağını düşünüyorum.

kana akatsuki tarafından yazılan ve şahane olduğunu söyleyebileceğim bir anime serisi.
anime izlemeye alışkın biri olmamama rağmen ben bile bayıla bayıla izlediysem anime seven insanları hayal bile edemiyorum, uçuşa geçebilirsiniz izlerken. yanınızdan da gözyaşlarınızı silmek için mendil bulundurmayı ihmal etmeyin lütfen *.

övgü yeterliyse konuya geçiyorum. ana karakterimiz violet ; savaş ordusunda binbaşı gilbert tarafından büyütülmüş ve savaş içerisinde sadece silah olarak kullanılması amaçlanmış bir karakter. emirlerle hareket etmeye alışmış ve çevresinde gilbert'tan başka kimsesi yok.
violet'in savaş askeri olduğundan dolayı hiçbir duygudan haberi olmadığını da söylemeliyim, birçok duygudan bazı olaylar yaşandıktan sonra haberi oluyor. duygu kavramını yaşayarak deneyimliyor ve 'seni seviyorum' cümlesinin ne anlama geldiğini, nasıl hissettirdiğini bulmaya çalışıyor .
savaştan sonra ise kendine yeni bir hayat kuruyor, posta şirketinde otomatik hafıza bebeği olarak çalışmaya başlıyor. insanlarla empati yapabilme konusunda birçok şey öğreniyor orada çalışırken, çünkü insanların duygularını yazıya dökebilmek için onlarla empati yapmak zorunda kalıyor. kendisi hakkında birçok gerçeği de bu empati duygusunu kazandıktan sonra fark ediyor aslında.
orada çalışmak istemesinin tek sebebi ise 'seni seviyorum' cümlesinin ne demek olduğunu öğrenmek.

bu animede beni en çok etkileyen şey ise violet'in sevdiği insan için yapabileceği şeyler oldu .
'sevdiği için dünyayı yakan' tanımından daha ötesinden bahsediyorum . sevdiği insan için kendisini bile yakmayı göze alması ve sevdiği kişiye duyduğu saygı. birini sevmenin ne demek olduğunu kendinde bulması beni çok etkileyen şeylerdi.

bir kaç yıl önce izleyip bitirdiğim bir anime serisiydi.gercekten cok farkli diger animelerden bazı bölümleri baya duygusal.beni etkileyen animelerden biri cok guzeldi