yabancı roman çevirilerinin yazarın dilini yansıtmadığı gerçeği
başlık "denediğim nicki aldım" tarafından 04.01.2021 22:51 tarihinde açılmıştır.
1.
yıllardır kafamı kurcalayan meseleye ait gerçek.
çok değerli, muazzam satışlar yapabilmiş yazarlara ait , nedense , çok da kafayı belki takmamak lazım ama, romanlarının çevirisinin çevirmenin bilgi becerisine, o kitabı nasıl çevirdiğine , kendi düşüncesini yansıttığına inanıyorum.
bir tolstoy, bir george orwell okumuyoruz aslında biz.
bana kalırsa; diline sahip olduğumuz yazarı, kendi anlatımıyla okursak eğer, biz onu aslen okumuş oluruz.
türkiye'de bunu yapabilecek insan sayısı ; oranlarsak, yüzde 1'i geçemez.
çok değerli, muazzam satışlar yapabilmiş yazarlara ait , nedense , çok da kafayı belki takmamak lazım ama, romanlarının çevirisinin çevirmenin bilgi becerisine, o kitabı nasıl çevirdiğine , kendi düşüncesini yansıttığına inanıyorum.
bir tolstoy, bir george orwell okumuyoruz aslında biz.
bana kalırsa; diline sahip olduğumuz yazarı, kendi anlatımıyla okursak eğer, biz onu aslen okumuş oluruz.
türkiye'de bunu yapabilecek insan sayısı ; oranlarsak, yüzde 1'i geçemez.
devamını gör...
2.
katıldığım bir gerçektir.
ama bazı çevirmenler öyle güzel çeviriyor ki kitap türkçe yazılmış zannediyorsunuz.
ama dostoyevskiyi rusça okumak isterdim.
neyse ihsan oktay anarı türkçe okuyorum bundan daha değerli bir şey olabilir mi ?
zannetmiyorum.
ama bazı çevirmenler öyle güzel çeviriyor ki kitap türkçe yazılmış zannediyorsunuz.
ama dostoyevskiyi rusça okumak isterdim.
neyse ihsan oktay anarı türkçe okuyorum bundan daha değerli bir şey olabilir mi ?
zannetmiyorum.
devamını gör...
3.
bir keresinde edebiyat bilen bir adam bana "eser çevirenindir yazarın değil" demişti.
devamını gör...
4.
her çevirmen bir katildir aslında. ne kadar iyi bir çeviri olursa olsun her daim çakması olarak kalacaktır.
devamını gör...
5.
keşke her yazarın dilini çok iyi anlayabilecek yabancı dil hazinem olsaydı dediğim bir durum. can yücel i bu durumun dışında tutuyorum çünkü kendisi çevirdiği eserlere kattığı yorumlarla gönlümü çalmış durumda. hele o 66. sone
vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
o kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
değil mi ki kötüler kadı olmuş yemen' e
vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
william shakespeare
çeviri : can yücel
vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
o kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
değil mi ki kötüler kadı olmuş yemen' e
vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
william shakespeare
çeviri : can yücel
devamını gör...
6.
aynı şeyi kişinin ana dilindeki eserler için de söylemek mümkündür. en nihayetinde aynı eser, farklı kişilerde farklı duygular uyandırmakta.
devamını gör...
7.
bırakın yazarın dilini yansıtmamasını, berbat çevirilen kitapların okunamadığı kesin.
devamını gör...
8.
slang içeriği fazla olan romanların çevirisiyle orjinalinin arasında çok fark var. doğrudur evet. zaten ing. türkçeye tam olarak çevrilemiyor çevrilse de saçma oluyor ing. düşününce.
devamını gör...
9.
her çevirmen için geçerli değildir bu.
şimdilerde bozuldu bu, çünkü kitap okunmuyor, bu yüzden de çevirmenler emeklerinin karşılığını almıyorlar. ama geçmişte çok iyi çevirmenler ve çok iyi çeviriler var.
örneğin alphonse daudet'in "değirmenimden mektuplar" adlı öykü kitabını çeviren sabri esat sivayuşgil çeviriyi yazara yaptırmış gibi. fransızca okuyabildiğim günlerde hem orijinalini hem de sivavuşgil'in çevirisini okumuştum. yazarın dilindeki şiir çeviride de vardı.
kemal tahir'e mahpushaneden mektuplar adlı kitapta nazım hikmet, savaş ve barış'ı nasıl rusça'daki aslına tam uyacak şekilde çevirdiğini uzun uzun anlatır. daha sonra nihal yalaza taluy adlı bir kadın çevirmen de çevirmiştir aynı eseri. bu kadının rusça'dan çevirileri mükemmeldir. gogol'ün bir öyküsünü bir taluy'dan bir de ingilizcesinden okumuştum. aynıydılar.
tabi burada türkçenin çeviri yapmaya pek uygun olmadığını da dikkate almak gerek.
şimdilerde bozuldu bu, çünkü kitap okunmuyor, bu yüzden de çevirmenler emeklerinin karşılığını almıyorlar. ama geçmişte çok iyi çevirmenler ve çok iyi çeviriler var.
örneğin alphonse daudet'in "değirmenimden mektuplar" adlı öykü kitabını çeviren sabri esat sivayuşgil çeviriyi yazara yaptırmış gibi. fransızca okuyabildiğim günlerde hem orijinalini hem de sivavuşgil'in çevirisini okumuştum. yazarın dilindeki şiir çeviride de vardı.
kemal tahir'e mahpushaneden mektuplar adlı kitapta nazım hikmet, savaş ve barış'ı nasıl rusça'daki aslına tam uyacak şekilde çevirdiğini uzun uzun anlatır. daha sonra nihal yalaza taluy adlı bir kadın çevirmen de çevirmiştir aynı eseri. bu kadının rusça'dan çevirileri mükemmeldir. gogol'ün bir öyküsünü bir taluy'dan bir de ingilizcesinden okumuştum. aynıydılar.
tabi burada türkçenin çeviri yapmaya pek uygun olmadığını da dikkate almak gerek.
devamını gör...
10.
ülke olarak çeviri kitaplarında çok gerideyiz. önce çeviri sayımızı arttıralım bunu sonra düşünürüz.
devamını gör...