1.
istiyorum ya tek başıma yaşamak istiyorum. ailemi çok seviyorum ama ben yalnız kalmak istiyorum
devamını gör...
2.
bu nasıl bir ihtiyaçtır şaşarım. ömrüm gitti yalnızlıktan, ben istemem ama kader işte.
devamını gör...
3.
çok yorulup, insansız kalmak istememiz en büyük hakkımız bence. tabi saygı duyan olursa..
devamını gör...
4.
söylemeye dilimin varmadığı ihtiyaç. yalnızlık istesem de korkmamak elde değil karşındakini kırmaktan, kendini yükümlü hissettirmekten.
devamını gör...
5.
bir diğer temel ihtiyacımız..
dertlerinizi evde bırakıp arkanıza bile bakmadan çıkıp gitmektir
bir süreliğine hayattan soyutlanmaktır
kuş cıvıltısını insanlara tercih etmektir
bir köy evinde gün doğumuna tanıklık etmektir
ahşaptan yapılmış masanıza bir kadeh şarap koymaktır
manevi değeri yüksek plaklarınızı pikaba yerleştirmektir
büyük bir huzurla bacaklarınızı bir başka sandalyeye uzatmaktır
eski albümleri o anı yaşarmışçasına karıştırmaktır
belki de balık tutmaktır ne dersiniz?
oltanızı atıp sazlıktan gelen seslere odaklanır vaziyette olmaktır
veya bir başınıza çekirdek çitlemektir
evde hazırladığınız termostan sıcacık çay içmektir
ateş yakmaktır odunların yanışını izlemektir
kendi kendinize şarkılar mırıldanmaktır
yerdeki otları elinizle koparıp sonrasında pişman olmaktır
uzaktan gelen köpek seslerinin ürpertisini yaşamaktır
nereden bilebilirsiniz ki? belki de sahilde uzanmaktır
gökyüzündeki tüm yıldızları teker teker saymaktır
denizden gelen dalga sesleriyle özdeşleşmektir
meltem rüzgarlarına tüm vücudunuzu teslim etmektir
kum tanelerini sayamayacağınızı bilmenize rağmen denemenizdir
veyahut belki de
yalnız kalmak için gerekli zaman tanınmamıştır biz şehir yaşamına mahkum insanlara
dertlerinizi evde bırakıp arkanıza bile bakmadan çıkıp gitmektir
bir süreliğine hayattan soyutlanmaktır
kuş cıvıltısını insanlara tercih etmektir
bir köy evinde gün doğumuna tanıklık etmektir
ahşaptan yapılmış masanıza bir kadeh şarap koymaktır
manevi değeri yüksek plaklarınızı pikaba yerleştirmektir
büyük bir huzurla bacaklarınızı bir başka sandalyeye uzatmaktır
eski albümleri o anı yaşarmışçasına karıştırmaktır
belki de balık tutmaktır ne dersiniz?
oltanızı atıp sazlıktan gelen seslere odaklanır vaziyette olmaktır
veya bir başınıza çekirdek çitlemektir
evde hazırladığınız termostan sıcacık çay içmektir
ateş yakmaktır odunların yanışını izlemektir
kendi kendinize şarkılar mırıldanmaktır
yerdeki otları elinizle koparıp sonrasında pişman olmaktır
uzaktan gelen köpek seslerinin ürpertisini yaşamaktır
nereden bilebilirsiniz ki? belki de sahilde uzanmaktır
gökyüzündeki tüm yıldızları teker teker saymaktır
denizden gelen dalga sesleriyle özdeşleşmektir
meltem rüzgarlarına tüm vücudunuzu teslim etmektir
kum tanelerini sayamayacağınızı bilmenize rağmen denemenizdir
veyahut belki de
yalnız kalmak için gerekli zaman tanınmamıştır biz şehir yaşamına mahkum insanlara
devamını gör...
6.
evde sadece üç kişi yaşıyoruz ve fazlasıyla sessiz insanlarız. dışarı çıkınca ya da biri gelince bunalım krizleri geçiriyoruz. sadece bende olan değil komple ailede olan bir ihtiyaç.
devamını gör...
7.
bulunduğum ortamda en az saygı gören ihtiyaçtır.
devamını gör...
8.
her aile evine gidildiğine yaşanan olay. bu da kafa be arkadaşım diyerek evden çıkmak hayal edilir.
devamını gör...
9.
bu kadar yalnızlığın arasında imrenerek bakarlar bazen, yalnızlığından mutlu olanlar bile. boy gösterdi mi iki insan yan yana, sanki birbirlerini tamamlayan çarkın dişleri diye lanse edilir ahaliye. abartırlar ve hatta, ''yalnızlığını paylaşıyor'' derler. sevinirler belki onlar adına. bıkkınlık getiren bir şeymiş gibi akla sokarlar ya yalnızlığı; her düz çizgi rutinleştirir sanki, nereden bilsinler.
bazıları da kıskançlığından söylenir. ''aman'' der, ''lazım bir hayat arkadaşı…'' fakat hiçbir zaman yeltenmez buna; insanlar yalnız kalsın istemezler, kendi yalnızlıklarıyla övünebilmek için. halbuki öyle bir şey değildir sadelik. havası, iç çıkarları ve sinsi planları olmaz. olsa olsa paylaşacağı, haz olur belki; o da dakik ve şaibeli…
iki insan oturmuş bir çay bahçesine, önlerinde iki sade neskafe… belki birinde şeker vardır, bilemem. yalnızlıklarını bozmamak için sormadım enselerine uzanıp. diyeceğim o ki, yanında yürüsün üç-beş-on kişi ne fark eder, sen yalnız olduktan sonra. belki gizli bir kulüptür onları yönlendiren de, topla üç-beş-on yalnızı bir araya, halk yalnız görsün. nereye kadar?
-kızılay'ın bir ucundan, diğer ucuna…
en çok da evliler yalnızdır. o kadar içe kapanırlar ki, sansınlar ki yalnızlık pis kaka. kadın desen olmuş şikayet erbabı. çamaşır ve bulaşıklarla, soba ve ütülerle yalnız kalmış evinde; birilerinin arkasını toplarken hem de…
ya baba? al sana bir kumbara. anahtarı bende ama. sen doldur tek başına, yiyen olur evelallah?!
bir de ergen var ki, sorma.
potansiyel yalnızlığını ki buna neden olan şey sadece sivilceleri değildir, cılkından posası çıkana kadar yardırır durur çevresine. anlaşılmamaktan doğan yalnızlığa söver, aklının nasıl çalıştığını bilmeden. endeksliyken susmaya…
ya düşmanları sessizliğin?
-birlikten kuvvet doğar.
-bir elin nesi, iki elin sesi…
sanki bakkal rüstem amca her sabah dükkan açmaya değil de, bir yunan adası daha katmaya gidiyor bizim topraklara.
ne var ki, hasta olana kadar, belki de yatalak. o zaman ayvayı yeriz yahut kaynatır şerbetini içeriz; hastalık bu, yedirmez eserse.
bol tıklı, çıtırdayan saatlere veda etme zamanı gelir o zaman; mineye güle güle. okumalar ve üflemelerle dolar odan. insan kokar evin her adımı. ''yanındayız'' demeler. eskiler de tarhana getirir belki, kokusu kafi… baş döndürür hastalık. o döndürmese bile, yoksa belirtilerinde, kalabalık döndürür. dön baba dön, dön kulum dön.
yalnızlığın yan etkisi, hastalıktır.
ilahi dinlerde bile topu tanrı’nın üzerine attıkları, ''bilinmek istedi'' naraları atılarak üflenmiş bir evrende, arayacaksak illaki bir zafer, o da yalnız kalmaktır. en yalnızınız oturur tahta, kibirden uzak bir tepeden bakış adına, daha da yalnız kalarak…
bazıları da kıskançlığından söylenir. ''aman'' der, ''lazım bir hayat arkadaşı…'' fakat hiçbir zaman yeltenmez buna; insanlar yalnız kalsın istemezler, kendi yalnızlıklarıyla övünebilmek için. halbuki öyle bir şey değildir sadelik. havası, iç çıkarları ve sinsi planları olmaz. olsa olsa paylaşacağı, haz olur belki; o da dakik ve şaibeli…
iki insan oturmuş bir çay bahçesine, önlerinde iki sade neskafe… belki birinde şeker vardır, bilemem. yalnızlıklarını bozmamak için sormadım enselerine uzanıp. diyeceğim o ki, yanında yürüsün üç-beş-on kişi ne fark eder, sen yalnız olduktan sonra. belki gizli bir kulüptür onları yönlendiren de, topla üç-beş-on yalnızı bir araya, halk yalnız görsün. nereye kadar?
-kızılay'ın bir ucundan, diğer ucuna…
en çok da evliler yalnızdır. o kadar içe kapanırlar ki, sansınlar ki yalnızlık pis kaka. kadın desen olmuş şikayet erbabı. çamaşır ve bulaşıklarla, soba ve ütülerle yalnız kalmış evinde; birilerinin arkasını toplarken hem de…
ya baba? al sana bir kumbara. anahtarı bende ama. sen doldur tek başına, yiyen olur evelallah?!
bir de ergen var ki, sorma.
potansiyel yalnızlığını ki buna neden olan şey sadece sivilceleri değildir, cılkından posası çıkana kadar yardırır durur çevresine. anlaşılmamaktan doğan yalnızlığa söver, aklının nasıl çalıştığını bilmeden. endeksliyken susmaya…
ya düşmanları sessizliğin?
-birlikten kuvvet doğar.
-bir elin nesi, iki elin sesi…
sanki bakkal rüstem amca her sabah dükkan açmaya değil de, bir yunan adası daha katmaya gidiyor bizim topraklara.
ne var ki, hasta olana kadar, belki de yatalak. o zaman ayvayı yeriz yahut kaynatır şerbetini içeriz; hastalık bu, yedirmez eserse.
bol tıklı, çıtırdayan saatlere veda etme zamanı gelir o zaman; mineye güle güle. okumalar ve üflemelerle dolar odan. insan kokar evin her adımı. ''yanındayız'' demeler. eskiler de tarhana getirir belki, kokusu kafi… baş döndürür hastalık. o döndürmese bile, yoksa belirtilerinde, kalabalık döndürür. dön baba dön, dön kulum dön.
yalnızlığın yan etkisi, hastalıktır.
ilahi dinlerde bile topu tanrı’nın üzerine attıkları, ''bilinmek istedi'' naraları atılarak üflenmiş bir evrende, arayacaksak illaki bir zafer, o da yalnız kalmaktır. en yalnızınız oturur tahta, kibirden uzak bir tepeden bakış adına, daha da yalnız kalarak…
devamını gör...