yaşamak üzerine

iyi geceler sayın dinleyen...
biz bu gece yaşamak üzerine konuşacağız.

hayat, yaşam, ömür....
birbirine geçmiş anlamlar.
peki hayat nedir? yaşamak nedir? ömür nedir?

nefes almak mı? kalbin atması mı?
bunlar hayatta kalmamızı sağlar ama her hayatta olan yaşıyor mu?
peki her köşe başında gördüğümüz gözlerinin feri, yüzlerinin rengi kaçmış, hayattan umudunu kesmiş insanlar!
onlar yaşıyorlar mı? ama hayattalar?

peki sence nedir yaşamak?
gel beraber konuşalım. saat 23'de!
yani yaklaşık 10 dk sonra...

oradan oraya koşturup dururken yaşamıyorsun gibi geliyor, mutsuzsun gibi, bıkmışsın gibi...ne zaman rahatça oturup iki satır okuyup kahvemi içeceğim acaba diyorsun, gece yarılarına kadar oturuyorsun sadece sana ait birkaç saati geçirebilmek için. sızlanıyorsun çoğunlukla zamanın yetmediğinden, her yere koşup hiçbir şeye yetişememekten.
sonra bir bakıyorsun, bir paket mendil uzatıyor minik bir el arabanın camından. kocaman gözleriyle bakıp alsana diyor. gözleriyle konuşmaya devam ediyor sonra, alsana, sen alırsan ben de çikolata alırım belki.
yaşamak anlamsızlaşıyor sonra. sızlandığın her şey saçma bir hal alıyor.
yaşamak diyorsun, kime göre ?

o kaçınılmaz son, her şeyi bitirir bir gün,

güzel olan, çirkin olan her şeyi,

bu yüzden, ardınızda güzel anılar koyun,

her şeyi bitirir bir gün, hayatlara dokunup, silinmesi zor olan, güzel anılar bırakın.

ölüm her şeyi yarım bırakır bir gün, yarım kaldığı zaman bile, pişman olmayacak gibi yaşayın..

bazıları gerçekten yaşıyor, bazıları ise sadece zannediyordur.
otomatik gerçekleşen nefes alıp-verme işlemi gerçekten yaşadığımızı göstermez.