yaşı geçkin amcalardaki aşırı geleneksel telefon zili merakı
başlık "echabrenef7091" tarafından 31.12.2023 20:20 tarihinde açılmıştır.
1.
var böyle bir şey. sabah veya akşam metroda giderken türlü türlü insanla karşılaşırsınız çünkü toplu taşıma aracıyla gidiyorsunuzdur. yani kendi aracınız olsa siz ve aileniz izole bir biçimde kullanırsınız trafiği fakat toplu taşıma olunca her türlü insanı görürsünüz hâliyle. telefonda bağıra çağıra konuşup ev içi problemlerini veya şirketteki başarılarını yedi düvele duyuran artist bey de vardır, ''bak şurada boşluklar var ilerleyin'' deyip metroda metrekareye düşen oksijen miktarını tek başına %45 azaltan orta yaşlı teyze de. yer verilmeyen yaşlıya yalakalık olsun diye gençleri azarlayan işgüzar da bulunur metro denen mekânda, üç büyüklerden birinin tişörtünü giyip tuttuğu takımın fikstürünü inceleyen ve ona göre puan tahmini yapan da. kozmopolittir yani bu metrolar. çeşit çeşit kültür, insan, dünya... ne ararsan var.
işte bu telefonu çalınca anadolu'dan esintiler sunan, zil sesi hep geleneksel seyreden o yaşı geçkin amca da bu kültür çeşitliliğinin parçalarından biridir. hem de en sağlam parçalarından. metro akar gider; siz de artık telefona mı bakarsınız, kitap okumaya mı çalışırsınız, çevrenizdeki insanları mı seyredersiniz orasını bilmem ama bir şey yaparsınız yani. işte tam o an bir orta yaşlı veya yüksek yaşlı amcanın telefonundan şu dizeler dökülür:
''erkilet güzeli bağlar bozuyor
ammanın amman ben yandım amman
kirpikleri kalem olmuş yazıyor
canım canım''
tabii amcanın telefonu açabilme hızına bağlı olarak sadece bu sözleri değil, şarkının nakarat kısmını da duyabilirsiniz. tam anlamıyla bedavadan bir müzik ziyafeti sunulur yani huzurunuza. siz amcanın telefonun yerini bulmasını, telefonu cebinden çıkarmasını ve yes tuşuna basacak kalibrasyonu sağladıktan sonra telefonla konuşmasını beklerken arka planda ''tek tek basaraktan, bade süzerekten, inci dizerekten gel caanım gel amman'' dizeleri altyazı gibi geçer gider. burada asıl konu amcanın telefonu açma hızı da değildir aslen. şarkı seçimlerinin hep anadolu'dan, hep bizden, hep geleneksel olmasıdır. bilirsiniz bayım, telefonun zil sesi seçenekleri arasında kısa süreli avrupai sesler de bulunur gayet tabii. fakat amca bu zilleri hiç tercih etmez. hep gerçek bir anadolu şarkısıdır onu metroda veya başka yerlerde tatmin eden. o telefon müziğini duysun diye nice yiğitleri dost edinmiştir, telefonda onlarla konuşmak için fırsat kollar durur.
bir tane de değildir bunlar genelde. bütün metroya sanki birilerince homojen şekilde yerleştirilmiş, telefonla konuşması beklenen kobaylar gibidir bu yaşı yükseğe erişmiş bilge ve tonton amcalar. kiminin zili (bkz: neşet ertaş) çalar, durduk yere hüzünlenirsiniz. kimininki ankara havasından bir şarkıyı içinde barındırır, dışınızdan sessiz sessiz dururken içinizden merdivenden inerek (bkz: ibo show)'u başlatan (bkz: ibrahim tatlıses) misali göbek atıp eğlenirsiniz. eğer yaşlı amca cumhuriyeti çok seven tam bir chp seçmeni profili çiziyorsa da (bkz: izmir marşı) yükselir ve metro da izmir'deyse bir anda bütün metro sakinlerinin içi taze bir cumhuriyet coşkusuyla dolar. metro rejim değiştirir resmen.
ama ben bu geleneksel ve yüksek sesli telefon müziklerine kızmıyorum metrodayken. aksine, böyle hava değişiklikleri ve ananevî müzik deneyimleri gerekiyor insanın yenilenmesi için. yenilenip arınmak, geleceğe sarılmak için birebir oluyor anadolu'dan kopup gelmiş telefon zili müzikleri. bir düşünün, deneyimleyin; siz metronun bir köşesindeki duvara yaslanmışken bir anda ''bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar, bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar, yaşa mustafa kemal paşa yaşa, yaşa mustafa kemal paşa yaşa'' mısralarını işitince içinizde bir coşku hasıl olmaz mı, doğrulmaz mısınız şöyle keyifle yerinizden? doğrulursunuz, ve dersiniz ki o yaşlı amcaya gururla bakıp:
''iki kere dünyaya geldim ben amca. önce annem doğurdu beni o kapkaranlığın içinden; sonra da telefonuna koyduğun coşkulu, halktan, destansı müzikle yoğruldu hamurum ve karakterim. artık, artık ben de kadirşinas bir vatansever ve müzikseverim! teşekkürler amca, teşekkürler.''
işte bu telefonu çalınca anadolu'dan esintiler sunan, zil sesi hep geleneksel seyreden o yaşı geçkin amca da bu kültür çeşitliliğinin parçalarından biridir. hem de en sağlam parçalarından. metro akar gider; siz de artık telefona mı bakarsınız, kitap okumaya mı çalışırsınız, çevrenizdeki insanları mı seyredersiniz orasını bilmem ama bir şey yaparsınız yani. işte tam o an bir orta yaşlı veya yüksek yaşlı amcanın telefonundan şu dizeler dökülür:
''erkilet güzeli bağlar bozuyor
ammanın amman ben yandım amman
kirpikleri kalem olmuş yazıyor
canım canım''
tabii amcanın telefonu açabilme hızına bağlı olarak sadece bu sözleri değil, şarkının nakarat kısmını da duyabilirsiniz. tam anlamıyla bedavadan bir müzik ziyafeti sunulur yani huzurunuza. siz amcanın telefonun yerini bulmasını, telefonu cebinden çıkarmasını ve yes tuşuna basacak kalibrasyonu sağladıktan sonra telefonla konuşmasını beklerken arka planda ''tek tek basaraktan, bade süzerekten, inci dizerekten gel caanım gel amman'' dizeleri altyazı gibi geçer gider. burada asıl konu amcanın telefonu açma hızı da değildir aslen. şarkı seçimlerinin hep anadolu'dan, hep bizden, hep geleneksel olmasıdır. bilirsiniz bayım, telefonun zil sesi seçenekleri arasında kısa süreli avrupai sesler de bulunur gayet tabii. fakat amca bu zilleri hiç tercih etmez. hep gerçek bir anadolu şarkısıdır onu metroda veya başka yerlerde tatmin eden. o telefon müziğini duysun diye nice yiğitleri dost edinmiştir, telefonda onlarla konuşmak için fırsat kollar durur.
bir tane de değildir bunlar genelde. bütün metroya sanki birilerince homojen şekilde yerleştirilmiş, telefonla konuşması beklenen kobaylar gibidir bu yaşı yükseğe erişmiş bilge ve tonton amcalar. kiminin zili (bkz: neşet ertaş) çalar, durduk yere hüzünlenirsiniz. kimininki ankara havasından bir şarkıyı içinde barındırır, dışınızdan sessiz sessiz dururken içinizden merdivenden inerek (bkz: ibo show)'u başlatan (bkz: ibrahim tatlıses) misali göbek atıp eğlenirsiniz. eğer yaşlı amca cumhuriyeti çok seven tam bir chp seçmeni profili çiziyorsa da (bkz: izmir marşı) yükselir ve metro da izmir'deyse bir anda bütün metro sakinlerinin içi taze bir cumhuriyet coşkusuyla dolar. metro rejim değiştirir resmen.
ama ben bu geleneksel ve yüksek sesli telefon müziklerine kızmıyorum metrodayken. aksine, böyle hava değişiklikleri ve ananevî müzik deneyimleri gerekiyor insanın yenilenmesi için. yenilenip arınmak, geleceğe sarılmak için birebir oluyor anadolu'dan kopup gelmiş telefon zili müzikleri. bir düşünün, deneyimleyin; siz metronun bir köşesindeki duvara yaslanmışken bir anda ''bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar, bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar, yaşa mustafa kemal paşa yaşa, yaşa mustafa kemal paşa yaşa'' mısralarını işitince içinizde bir coşku hasıl olmaz mı, doğrulmaz mısınız şöyle keyifle yerinizden? doğrulursunuz, ve dersiniz ki o yaşlı amcaya gururla bakıp:
''iki kere dünyaya geldim ben amca. önce annem doğurdu beni o kapkaranlığın içinden; sonra da telefonuna koyduğun coşkulu, halktan, destansı müzikle yoğruldu hamurum ve karakterim. artık, artık ben de kadirşinas bir vatansever ve müzikseverim! teşekkürler amca, teşekkürler.''
devamını gör...
2.
yaşlılık işte. buna bu kadar fazla analiz kasmaya gerek yoktu ki.
devamını gör...
"yaşı geçkin amcalardaki aşırı geleneksel telefon zili merakı" ile benzer başlıklar
geçkin
1