1.
kendi sınırlarını bil. neyde başarılı olduğunu, nerde eksik olduğunu: sapta. yapamadıkların konusunda: kendini geliştir. olmuyorsa çokta zorlama (hayat bunun için oldukça kısa) belki de bu gücü başka şeylerde denemelisindir. iyi olduğun şeylerde: daha iyisini yapmaya çalış. kendini sev, uyandığında aynaya bakıp gülümse, bir hayvanla arkadaş ol ya da sokaklarda olan milyonlarcasına yardım et, onları besle. en zor geçen gecenin sonunda bile güneşin doğduğunu unutma. birini sev, öyle sev ki ne zaman düşecek olsan onunla tekrar kalkma gücü bulabil. bencil ol. ne yaparsan önce kendin için, kendin istediğin için yap. (bunu yanlış yerlere sakın çekeyim deme.) en sevdiğin şey kadar, yolda ki bir çiçeği de sev, ona da o kadar değer ver. unutma senin yolda yürürken karşılaştığın binlerce insanın da sevenleri var, bekleyenleri, özleyenleri var, belki evde yolunu gözleyen çocukları var. bu nedenle kimseyi aşağılama. ve en önemlisi bireysel çizgilerini belirle, karşındaki en sevdiğin bile olsa o çizginin aşılmasına asla: izin verme. bol bol şiir oku, kitapçı gez ve yeni parfümler kokla, bir parkta otur ve insanları izle onları gözlemle.(güneş gözlüğünü takmayı unutma, çünkü dikizlenmekten rahatsız olabilirler.) gün doğumunu kaçırma, şarkılara bağırarak eşlik et. (sesini beğenmesen de) yeni şeyler dene ve bundan çekinme, bir şekilde bu dünyadayız ve bunu nasıl değerlendirebileceğimiz bizim elimizde. nerden başlayacağını bilmiyorsan önce çiçeklerini sula. çiçeğin yoksa...
devamını gör...
2.
lütfen yeni şeyler öğrenebileceğiniz birini sevin, beraber öğrenebileceğiniz birini. ne kadar yaş almış olursanız olun* yaşama karşı olan heyecanınıza ortak olacak* birini sevin. sizi ilgiyle dinleyen birini sevin.*. mutluluğunuz için emek veren birini sevin. size özel şeyler: size özel olarak korunsun, ne dostunuzu ne de başkalarını bunlara dahil etmekten kaçının. (özelikle tartışmalarınızı başkalarına açmak, fikir almak gibi bir düşünceye girmeyin, öncelikle kendi aranızda halletmeye çalışın sorunları beraber aşabilin.) size ait bir parkınız olsun mesela; yazını, kışını ve sonbaharını bildiğiniz ağaçlarla çevrili bir park. en büyük sözlerinizi orada verin ona, tabii öncelikle kendinize. hayata dair planlarınızı anlatın ona, saçmalamaktan korkmayın. ancak hayatın gücüne gidecek şeylerden kaçının; onsuz yapamam demeyin; o olursa daha iyisini yaparım, deyin. mutluluğumuzu hiçbir şey bozamaz demeyin; bu mutluluğun devamı için elimden geleni yapacağım, demeyi tercih edin. ve en iyi arkadaşlar olun: ona anlatın; düşüncelerinizi, duygularınızı, sevginizi olduğu kadar nefretinizi anlatın. farklılıklarınızdan (benzerliklerinizden olduğu kadar) mutluluk duyun, onu anlamaya çalışın. bu arkadaşlık ne kadar uzun sürer ya da ne boyuta gelirse gelsin, kişisel sınırlarınızı belirleyin. bir yerde farklı iki birey olduğunuzu unutmayın. yıllarca aynı espriye ilk gün ki gibi gülün. bol film izleyin ve ortak kitaplar okuyun, deneyimleriniz hakkında düşüncelerinizi paylaşın. onu yapıcı şekilde eleştirin; onun da bunu yapmasına izin verin ki gelişebilesiniz. benim için ne kadar zor olsa da; planlarla yaşamayın, hayatın sizin için olan planlarını göz ardı etmeyin. spontane gelişen olaylara kendinizi bırakın... *
devamını gör...
3.
başlığa bak sayfalarca entry girmelik...
devamını gör...
4.
bazıları seyrederken hayatı en önden
kendime bir sahne buldum oynadım
öyle bir rol vermişler ki
okudum okudum anlamadım.
kendime bir sahne buldum oynadım
öyle bir rol vermişler ki
okudum okudum anlamadım.
devamını gör...
5.
böbrek, kalp, ciğer, dalak
devamını gör...
6.
mutlu olacağınız, mutlu edeceğiniz
anlaştığınız, anladığınız
üzgün vakitlerde yanında olacak, elinizi tutacak, öpecek, sarılacak, sevginizin değerini bilen, kavga etmenin bile tadını alacağınız, geleceğinize destek veren, yanındayım dediğinde gerçekten yanında olduğunuzu hissettiğiniz, gözlerinizle konuştuğunuz, sevmelere doyamadığınız, üzmekten çekindiğiniz, fikirlerinize saygı duyan ve en önemlisi de sizi siz gibi seven birini hayatınıza alınız.
size seni seviyorum deyip her üzüntüyü yaşatan biri hayatınızda yeri yoktur.
anlaştığınız, anladığınız
üzgün vakitlerde yanında olacak, elinizi tutacak, öpecek, sarılacak, sevginizin değerini bilen, kavga etmenin bile tadını alacağınız, geleceğinize destek veren, yanındayım dediğinde gerçekten yanında olduğunuzu hissettiğiniz, gözlerinizle konuştuğunuz, sevmelere doyamadığınız, üzmekten çekindiğiniz, fikirlerinize saygı duyan ve en önemlisi de sizi siz gibi seven birini hayatınıza alınız.
size seni seviyorum deyip her üzüntüyü yaşatan biri hayatınızda yeri yoktur.
devamını gör...
7.
içimi dökersem yere yığılırım eminim bundan. korkuyorum işte zorlamak istemiyorum. oluruna bırakmış gibi davranıyorum olmayan herşeyi. sanki her istediğimi elde etmiş gibi sesli konuşup kahkahalar atıyorum ama içime damlattığım yaşların hesabı yok. zorlarsam ya manisa, ya bakırköy. artık her akşam 2 tuborg 400 gram kaşar da kurtarmıyor.
devamını gör...
8.
subay olmak istiyordum. çok fazla. kara k. piyade olacaktım. çok çalıştım. spor yapıp fit oldum. diksiyonumu düzelttim. fiziki sınava girdim. -10 derecede kar altında 79 saniyede koştum 400 metreyi. mekik ve şınav çoğunluğundan iyi yaptım. sözlüdense geçtim. sağlıkta herşeyi sağlam aldım. ancak sağlık heyeti beni eledi şok oldum. geçmişte psikiyatriye gitmişim diye. (şuan hiçbir hastalığım yok) yönetmelikte yazıyormuş... hayatın boyunca hiç gitmicekmişin. ben hayatımda en çok istediğim mesleği askerliği saçma bir yönetmelik ile kaybettim. televizyon da sosyal medyada kamuflaşlı kimseye bakamıyorum üzüntüden. kolluk kuvvetleri (jandarma, asker ,polis) almıyormuş psikiyatriye gidenleri.. (not bu yeni çıktı). şuan ise işsizim. iş yok maddi sıkıntı içerisindeyim. herşeyi askerliğe yatırdım. sosyal bilgiler öğretmenliği okudum. atanmak imkansız ve çok fazla konusu var... kpss çalışıyorum belki atanırım diye. ama ne yaparsam yapıyım mutlu olamıcam sonsuza kadar.
devamını gör...
9.
bazı şeylerin düzelmesi lazım hayatımda ama sabretmek zorlaşıyor bazen. insanların düşüncesiz olması beni üzüyor. doğruyu yanlışı düşünürken de çok yoruluyorum. bazen bazı şeyleri düşünürken ya da bir hata yaptığımda kendimi çok yalnız hissediyorum. sanki benden başka herkes çok iyi, kimse o hatayı ya da farklı hataları yapmamış gibi. oysa ki hepimiz aynıyız. hepimizin birbirimizden sakladığı bir çok şey var. hatta kendilerinden hiç beklemediğiniz şeyleri insanlar yaşayıp sizlere söylemiyor. herkes kapalı kutu, herkes yalnız kendi içinde. ne kadar dostunuz olursa olsun, ne kadar sizi seven olursa olsun, ne kadar güvenirseniz güvenin insanlara; insan vicdanıyla baş başa kalınca, kimse kalmıyor yanında. her insan biraz yalnızdır aslında.
devamını gör...
10.
(bkz: ciğerimiz kalmamıştır)
devamını gör...
11.
yaşamıyorum, yaşayamıyorum yalnızca hayatta kalıyorum.
kendi bildim bileli çabalıyorum ama sonunda ne yapıp ediyor ve her şey tepetaklak olmayı başarıyor.
kendi bildim bileli çabalıyorum ama sonunda ne yapıp ediyor ve her şey tepetaklak olmayı başarıyor.
devamını gör...
12.
yalnızken daha özgür olduğumu fark ediyorum , otobüse binerken şoföre günaydın diyorum, biri hapşırınca iyi yaşayın diyorum hiç tanımadığım insanlara , bir ambulans geçince lütfen iyileşsin diye umunuyorum hatta tesadüfen acilde duyduğum ölüm haberinde insanların beni akrabası sanacağı kadar üzülebiliyorum. ben böyle biriyim ama insanların ben böyle davranırken benden utandıklarını hissediyorum . çok mutlu oluyorum mesela olley be diye çıkıveriyor ağzımdan sonra gözler üstümde sanki şş sakin falan tepkisi alıyorum. neden sakin olmam gerekiyor ki mesela neden duygularımı yasamama izin verilmiyor neden insanların çok tepki vermeyeni makbul . bir de mutluluklarım küçümseniyor basite indirgeniyor ee yani normal gibi tepkisini alıyorum. insanların bana garip gözlerle bakmasından benden çekindiklerini hissetmekten ve mutluluklarımı söndürmelerinden sıkıldım. her zaman o elalem faktörü var olacak ve hep kendim olmamı engelleyecek. özgürlüğe giden tek yolun yalnızlık olduğu fikri peşimi bırakmıyor. en çok istediğim ve de en çok korktuğum şey yalnızlık .ne herkesi silecek kadar cesaretim var ne de ilişkileri sürdürecek enerjim.
devamını gör...
13.
böyle bir anım bir anımı tutmaz oldu. bazı günler uyanıyorum çok mutlu ve umutlu oluyorum sonra içimden nedenini bilmediğim bir keder akıyor, ya sanki beş dakika önce mutlu olan insan ben değilmişim gibi bir anda boşluğa düşüyorum bazen gelecek kaygısı geliyor aklıma bir anda yüzümdeki gülümseme kayboluyor. bazen de bu hassaslığımı kaldıramıyorum gerçekten hassas olmak pek de iyi bir şey değil bunu çok iyi anladım. birileri yanımdayken gülüyorum eğleniyorum ama işte ne oluyorsa yalnız kalınca oluyor. çok saçma sapan kuruntular yapıyorum mesela ama anlamı yok, bunlardan hemen kurtuluyorum yoksa insanın içini yiyorlar. bu zamanlarda gidip aynada kendi kendime konuşuyorum arada inanın çok iyi geliyor. içimi dökmek için genelde kağıda yazı da yazarım o anki ruh halimle kime ne yazmak istiyorsam alırım kalemi kağıdı kimi zaman gözlerimde yaşlarla doldururum sayfaları. bu sefer de buraya yazdım inanın yazmanın çok büyük bir gücü var şimdiden daha iyi hissediyorum bile.
devamını gör...
14.
bir yıldan fazladır içinde bulunduğumuz şu süreçte bir şekilde hep tutunacak şeyler bulmaya çalıştım. keyif aldığım şeylere zaman ayırmak, bol bol kitap okumak, dersler, diziler, filmler, belgeseller, yeni hobiler, şimdi de burası. ki bunların bana birçok olumlu katkısı oldu. bir şekilde ne zaman bir şeyler yolunda gidiyorsa içimdeki rahatsızlık çok geçmeden tekrar kendini gösteriyor. bunalmışlık mı, ergenlik mi, bahane mi bilmiyorum. ama dönüp dolaşıp yine aynı noktada boşlukta hissediyorum. anlamsızlaşmaya başlıyor her şey. diyorum ki daha bu yaşında böylesine tatsız geliyorsa bunca şey... ani duygularla yazdığımdan yarın okurken gülüyor olacağımı biliyorum. umarım dediğim gibi olur. (bkz: depresyon hırkası)
devamını gör...
15.
zor sığdırdık zaten..
devamını gör...
16.
iki göğsünün arasındaki, umutlarını sonbaharda suya bırakan.
bu simsiyah kapkara odaya,
en çokta benim bedenimde
dönüp duran bu boşluğa, anlam katan. elimi çoktan bırakmış ve gidiyor olan,
öyle bir giden ki: göz ucuyla bile bi an olsun bakmamış olan. giden,
bakan,
bakan
ve giden.
sonra yine bakan ve gitmiş olan. ve yine bakan ardından bakan
ve bakan.
son baharda yapraklarıyla vedalaşan.
anı an olmayan. anda kalamayan. kalmayı unutan. unutmayı da unutan.
hep unutan.
utana sıkıla,
döne dolaşa,
son baharda
umutlarını suya bırakan.
bu simsiyah kapkara odaya,
en çokta benim bedenimde
dönüp duran bu boşluğa, anlam katan. elimi çoktan bırakmış ve gidiyor olan,
öyle bir giden ki: göz ucuyla bile bi an olsun bakmamış olan. giden,
bakan,
bakan
ve giden.
sonra yine bakan ve gitmiş olan. ve yine bakan ardından bakan
ve bakan.
son baharda yapraklarıyla vedalaşan.
anı an olmayan. anda kalamayan. kalmayı unutan. unutmayı da unutan.
hep unutan.
utana sıkıla,
döne dolaşa,
son baharda
umutlarını suya bırakan.
devamını gör...
17.
varla yok arasında ki ince çizgi, pekte hoş olmayan o telaş.
bazı kaçmalar ve kandırmacalar. beklemeler ve geç kalmalar.
yürüyen hatta koşan insanlar. yemekteki tuz, gözdeki yaş.
her sabah selamlaştığım kedi.
akan nehir ve zaman: tam ortada ben ne akrep ne yelkovan.
doğan güneşten habersiz ay. yolda bana eşlik eden yıldız. dilimle damağım arasında anlam bulan iki basit söz. artık daha anlamlı iki göz.
bazı kaçmalar ve kandırmacalar. beklemeler ve geç kalmalar.
yürüyen hatta koşan insanlar. yemekteki tuz, gözdeki yaş.
her sabah selamlaştığım kedi.
akan nehir ve zaman: tam ortada ben ne akrep ne yelkovan.
doğan güneşten habersiz ay. yolda bana eşlik eden yıldız. dilimle damağım arasında anlam bulan iki basit söz. artık daha anlamlı iki göz.
devamını gör...
18.
sağıma bakıyorum yok, soluma bakıyorum yok.
ileriyi zaten göremiyorum da, geriye bakmaya mecalim yok.
bu kadar yokun içinde bir sen vardın, bir sen diriltmiştin beni. sen de olmayınca mezar oldu bu dünya bana.
karanlık, yalnızlık ve soğuk. içinden çıkmadığım bir zindan. kaçış yok, umut yok...
ileriyi zaten göremiyorum da, geriye bakmaya mecalim yok.
bu kadar yokun içinde bir sen vardın, bir sen diriltmiştin beni. sen de olmayınca mezar oldu bu dünya bana.
karanlık, yalnızlık ve soğuk. içinden çıkmadığım bir zindan. kaçış yok, umut yok...
devamını gör...
19.
çalışıyorum deniyorum denedikçe yeniliyor gibi hissediyorum her şeyi yapmak istiyorum enerjim tükeniyor kafamı yaptiklarima veremiyorum sürekli kaygılıyım sonra durup düşününce kaygilandigim beni bu kadar geren şeyler hiç çalışıyorum meslek sahibi oluyorum ne kazanıyorum para peki para ne neden bu kadar değerli insanların kağıt üzerine değer vererek kullandıkları şey matematik ne bir kabul her şey tam zıttıyla var olur mesela şuan okudun bunları ne anladın ben neden yazıyorum kafamda 40tane tilki var kuyrukları birbirine deymiyor
devamını gör...
20.
b*ktan daha b*k, hiçden daha hiç. öylesine hiç ki sanki varolmamış gibi veya o kadar gerçek ki ne doğumlu ne de ölümlü baştan aşağı ebedi. tek bir yağmur damlası ya da koca ağaçları kökünden kavrayıp söken bir fırtına. tamamı sol yanımda.
devamını gör...