1521.
13 aydır sanaldan tanıştığım birini seviyorum. cidden seviyorum. hiç görüşemedik, görüşünce ne olur bilmiyorum. görüntülü konuştuk ama yüz yüze ayrı tabi. çok heycanlı olacak belki çok güzel bir şey olacak belki de kurduğum sevgiymiş diyeceğim. yüz yüze gördüğüm, yan yana olduğum kişilerden daha çok yanımda oldu. ayrıldık, hiç konuşmadık. o zaman bile beni sevdiğini biliyordum,ben de onu seviyormuşum. hayırlı gönlümüzde olsun değişik bir şey.

bir keresinde dedim ki "kalbin çok güzel." dedi ki "çünkü sen varsın."
uzakta olması sevmeme engel olmadı. en yakın zamanda görüşeceğiz, çok değişik.
sempatik biri.

kalbimde öyle bir yerdeki tarif edemem. seviyorum, der susarım.
devamını gör...
1522.
yaptığım için utanç duyduğum ama yine de yapmaya devam ettiğim birkaç sey var.
devamını gör...
1523.
#1147170

hıh!

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1524.
ıslak mendili paketinden tek tek çıkaramıyor, en sonunda sinirlenip paketi fırlatıyorum.
devamını gör...
1525.
yaş aldıkça daha duygusal hale gelmem güçlenmeme de yol açıyor aynı zamanda.
bu ilerlemeden çok memnunum açıkçası.
itiraf başlığına dün yazacaktım aslında birazdan diyeceklerimi ama biraz daha geniş geniş yazabilmek adına rahat zaman yaratmak istedim sadece.
asıl itirafıma girizgah yapacak olursam da niye daha duygusal oluyorum yaş aldıkça diye başlamamın sebebini bağlayacağım çünkü.
ülkemizde özellikle dini bayramların çok önemliymiş gibi gözüktüğü fakat aslında bir çok şey gibi içinin boş olması ve gittikçe de boşaltılmasından dolayı zaten hiç o taraklarda bezi olmayan bendeniz zaman içerisinde bu "bayramlaşma" ritüellerinden mecburi olsa bile iyice uzaklaştım. ayrıca ; (bkz: ateistspor)
fakat şu duygusallık işine geliyorum.
bu sene iyiden iyiye hissettiğim ve olaylara farklı açılardan bakabilmemi sağladığını fark ettiğim duygusallık durumunun beni daha iyi insan yaptığını hissediyorum. tabi ki duygusallığın "ağlaklık" olmadığını söylememe gerek yok diye düşünüyorum..
bu bayram hayatımda bir şekilde kısa süredir yer almış olan 2 hemcinsimden çok içten bayram mesajları aldım.
nasıl diyeyim ; hem içimden bir ses o 2 kişinin de bana yazacağını söyledi garip bir şekilde ,hem de olsun "yahu zaten olmasa da olur hem ne yapacaksın sen bayram mesajını?" dedi.
yani bunu kelimelerle anlatmam pek mümkün değil aslında ama milisaniyelik düşünceler, hisler gibi diyelim.
ve birkaç saat arayla gerçekten ikisi de beni çok mutlu eden o bayram mesajlarını gönderdiler bana. aslında sevindiğim şey bayram içerikli mesajlar değil, o 2 kadının bir şekilde içsesimi yanıltmamış olduklarının verdiği mutluluktu! 2 iyi insanı hayatıma katmış olmanın verdiği belki başkaları için küçük ama benim için çok önemli bir gurur kaynağı. ve karşılıklı duyguların beni yanıltmaması ayrıca..
gözlerim dolmaya yakın bir hale geldi bile diyebilirim..
sen ki yılların ateisti, sen ki anarşist, sen ki agresif ve atarlı,sen ki burnunun dikinden başka yol görmeyen insan!
günün birinde kurban bayramı mesajıyla mutlu olacağın aklına gelir miydi?!
-ebilmek -abilmek fiillerini hayatının düsturu yapmış bir insan olarak gelebilirdi pekala ama form olarak farklı algılardın belki..
tüm özelliklerinle "sen" olduğun şu hayatta ne güzel de büyüyorsun, duyguna duygu katıyorsun,tüm hatalarınla yüzleşiyorsun. ne güzel insanlar da tanıyorsun ve onları seviyorsun,sevindirebiliyorsun.
kızlar ; siz burayı muhtemelen şu an okumayacaksiniz,belki de uzun bir süre daha. zaten okumamanız daha anlamlı benim için *
beni çok çok mutlu ettiğinizi bilmenizi isterim,size verdiğim cevaptan daha çok daha mutlu hem de.
hep iyi,hep mutlu olun,verdiklerinizden daha fazlasını alırsınız umarım.
duygusal ablanız bildirdi*
devamını gör...
1526.
arkadaşlarımın benden daha az zeki olması beni mutlu ediyor. çevremi buna göre oluşturuyorum.
devamını gör...
1527.
#1147166 e itiraf etmemişsin ki kardeş merak ettik şimdi...

benden bi itiraf daha: telefonu şarjdan alıp kafaya girene kadar acayip öfkeliydim. şimdi geçti.. nedense... galiba burayı öfke kusmak için... veveveve e e
devamını gör...
1528.
düşündüklerimi açık açık belirtemiyorum, istediğim gibi yaşayamıyorum, giyinemiyorum. yaşım gereği zaten tamamen özgür olamayacağımın bilincindeyim ancak ben yaşadıklarımı yaşıma bağlayamıyorum maalesef. bir t-shirt giymesine bile izin verilmeyen birine kısmen dahi olsa özgür denilebilir mi? hiç sanmıyorum. hayatım yasaklarla dolu, o yasak, bu yasak. artık bu yasakları koruma içgüdüsüne de bağlayamıyorum, sadece kontrolcü bir aileye sahibim.

zaten 2 x kromozomun olunca hayata 1-0 geride başlıyorsun, bunu hepimiz biliyoruz, olaya bir de aile dahil olunca daha da geriye düşüyorum. ben de yaşıtlarım gibi deneyimlemek istiyorum bazı şeyleri, ne bileyim onlarla buluşmak istiyorum, bu bile olmuyor. aileme kızmamam gerektiğinin de farkındayım, onlar akıllarınca beni koruyorlar ama ben bu kadar da korunmak istemiyorum. rüzgarı saçlarımda hissetmek istiyorum, arkadaşlarımı toplayıp oturup onlarla beraber sohbet edebilmek istiyorum, yüz yüze.

ben dışarı çıkacağımı duyduğum zaman titremek istemiyorum mesela, bir şey giyerken 10 defa düşünmek istemiyorum. ailem bunu giyersem bana kızar mı stresini çekmek istemiyorum. çok mu şey istiyorum? balkonuma çıkmak istiyorum, onu dahi yapamıyorum. bu kadarı da abartı değil mi? akıl karı mı? bunu sorguluyorum işte, bu durum bana anormal geliyor.

vaatler havada uçuşuyor, istediğimizi yaparsan sana onu alacağım, en lüks markalardan kıyafet alacağım sana deniliyor. istemiyorum. sanki hayat lüks eşyalardan ibaret, huzurlu olmak istiyorum, isterseniz beni dünyanın en zengin insanı yapın, umurumda değil, stressiz bir hayat istiyorum ben. sadece sorguluyorum. insan evladıyla böyle bir pazarlığa girer mi, girmesi doğru mu? evladını olduğu gibi kabul etmeye çabalamak yerine onu niye manipüle etmeye çalışır insan? hiç mi düşünmez bu yaptıklarım bu çocuğu nasıl etkiliyor diye?

hep aynı şeyleri duyuyorum, ben seni yetiştirememişim, ben bunu hak edecek ne yaptım, sanki dünyanın sonu. bir örtü parçasının bu kadar umursanması beni deli ediyor. her konusu açıldığında daha az ağlamaya başladım. içime öküz oturmuş gibi hissediyorum ama artık ağlamaya bile mecalim kalmadı. hüngür hüngür ağlamak istiyorum ben oysaki, yarınlar yokmuşcasına. ama olmuyor, onu bile beceremiyorum.

özgüvenim kırılıyor, durmadan kendimi sorguluyorum. neden ben bunları yaşıyorum? hak edecek bir haltlar mı yedim? muhtemelen yemişimdir. üzgün değilim, şu an kendimi yorgun da hissetmiyorum, sadece anlam veremiyorum. ben hiçbir zaman açık giyinmedim, yaşıma uygun olmayacak davranışlarda bulunmadım, o zaman sorun ne? olduğum gibi kabul edilemeyecek miyim ben hiç?

eğer bana baş örtmek farz olduysa ne yapmak istediğime karar verebilecek yaştayımdır, değil mi? sorumluysam ne yapabileceğimi tercih edebilecek olgunluktayımdır da. ama onlar işlerine geldiklerinde 10 yaşındaymışım gibi davranıyorlar, işlerine gelmediğinde kocaman genç kız oluyorum, zannedersin 20lerimdeyim. daha reşit bile değilim neyim kocaman kız anlamıyorum. ne çocukluğumu yaşayabiliyorum, ne lise yıllarımın tadını çıkartabiliyorum, e ben ne anladım bu işten?
devamını gör...
1529.

halin bir itten beter.
devamını gör...
1530.
ebeveynlerim yanımda iken kendimi zincirlerle duvara bağlanmış gibi hissediyorum. ne ne yapmak istediğimi ben planlayabiliyorum ne de düşüncelerimi tamamıyla sizinle planlayabiliyorum. sizinle iken beynimi çıkarıp kenara koyuyorum. böyle olması en azından sorgulamamı devreden çıkarıp daha katlanılabilir hale getiriyor durumumu.
9 senedir neredeyse tamamen sizden uzak durmak için eğitim hayatımı sebep ederek uzaklaştım. bunun son bulması beni tekrardan çok geriyor. sırf sizden uzaklaşmak için bir iş bulup çalışmak istiyorum.
devamını gör...
1531.
geçenlerde babam kurabiye almayı unuttuğu için oturdum yarım saat ilk önce güldüm sonra ağlamaya başladım... psikolojim bozuk.
devamını gör...
1532.
bir gün, evime misafirliğe gelen arkadaşlarımla bira içip 101 oynamak üzere hazırlık yapmış, masaya oturduğumuzda, taşlardan bir tane siyah 3’ün eksik olduğunu farketmiştim. bir arkadaşımla gidip, evimin karşısındaki kahvede iki çay içip, kahveden siyah üç çalmıştık…

birkaç gün, cengiz atay’ın kumar fişi gibi elimde o siyah 3’ü tespih gibi taşıyıp; “bu benim cehenneme giriş kapım” diye ortalıkta dolaşmıştım.
devamını gör...
1533.
bir miktar kırgınım.
devamını gör...
1534.
sözlükte açılan futbolcu isimli başlıklardan nefret ediyorum.
devamını gör...
1535.
artık toparlayamıyorum. gücüm bitmek üzere. nefes almakta zorluk çekiyorum. geçen hafta biraz dinlenip tekrar savaşırım diye düşünüyordum. onu bile istemiyorum. iki insana karşı sorumluluğum var. onlar gitmeden gidemem. bu bir yerlere gidip kaybolma tek başına kalmak gibi değil. aldığım nefes yük bana. kalbimin atması, damarlarımda dolanan kan bile yük artık bana. çıkış yolu bulamıyorum. bir işaret bir ışık aramaktan yoruldum. yaşamak çok güzel ama keyif alamıyorum. anlamıyorlar. hayat ne kadar savaşırsan savaş kaybedeceğin bir şey..
devamını gör...
1536.
bir şeyin aşırı fanatiği olan insandan içten içe soğuma geliyor.
devamını gör...
1537.
her şey uzatmaları oynuyo gibi çok büyük bi değişimin öncesinde gibi yaşıyorum sürekli aynı his halbuki sürekli bi şeyler değişiyo ama değişmesini beklediğin şeyler değişmeyince hiçbi şey değişmedi zannediyosun..
devamını gör...
1538.
çocukların size anlattığı canavarlara inanın.
kalbiniz karardığı için siz göremiyorsunuz ama o canavarlar varlar, varım…
sabahın bu saatinde bir kaç masum meleğe kâbus olmuş canavarın kâbusu olmak için elimde sigara karanlıkta bekliyorum.
canavarlaarr…
sizi görüyooruummm… !
devamını gör...
1539.
seni seviyorum bunu biliyorsun ama bu benim olmak istediğim kişi olmamı engelleyemez. ben kendi gücümü oluşturmak istiyorum ve muhtaç olmak istemiyorum.
benliğim, seni sevmemden önce de vardı, sen olmasan da var olacak bir durum. beni, ben olmamdan ayıramazsın.hadi bunu yaptın diyelim, senin istediğin gibi oldum, ben mutlu olur muyum sence? hiç sanmıyorum ve mutlu olmadığım zaman huzursuzluk baş gösterir bilesin.
bazı şeyleri cesaret edip yapmak istiyorum bunun sonun benim için fena olduğunu bilsen de ben yapmak istediğim için yanımda olmanı istiyorum.
her şey için çok erken zamanla kararını verirsin sen de. ya benle olursun ya da olmazsın.
devamını gör...
1540.
tatillerden nefret ediyorum kendimi kesicem her an her şeyi yapabilirim beni bekleyin..
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların itiraf köşesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim