hangisini saysam bilemediğim başlıktır.
en komikleri adem ve ibiş'ti. adem'le bir kez bir somurtarak oturmadım. ibiş tam bir lüzumsuzdu. neredeler acaba? ah ulan be.
devamını gör...
of. kaç yıl geçti unutamıyorum. detaylandırmak istemiyorum asla. tüylerim ürperiyor aklıma geldikçe. o kadar küçüktüm ki ölüm bilgisi henüz yoktu aklımda. iki çok sarsıcı kayıp yaşadım ben çocukken. ama bilinçli çağlar olmadığından anlamlandıramıyorsun o an. sonradan düşününce nasıl korkunç hatıralar olduğu açığa çıkıyor. ikisi de maalesef tüm süreçlerine tanık olduğum çocuklardı. biri sınıf arkadaşımdı. lösemiden öldü. ya da başka bir hastalık. tanımını bilmiyorum. saçları kaşları kirpikleri döküldü. diğeri suyu boşaltılmış olmasına rağmen yağmur suyuyla dolmuş havuza düşerek kaybetti hayatını. boğularak ölen çocukla arkadaşlık bağı yoktu aramızda çok çocuktuk henüz ama tanırdık birbirimizi. diğeri ise müthiş bir kızdı. kaç yıl geçti hala onun yüzünü unutamam. okul tümden sarsılmıştı. öğretmenlerin öğretmen kimliklerinden sıyrılıp bir anne ve baba gibi canlarının yandığını gördüm. inanılmazdı. öyle hızlı gelişti ki süreç kardeşlerim, hiçbir şey yokken kız günden güne resmen eriyordu. peruk takmak zorunda kalıyordu. sesi incelmişti iyice. yaşasa şimdi yaşıtım olacaktı. her aklıma geldiğinde kötü olurum. keşke yaşasaydılar. biz kocaman olduk onlar hep çocuk kaldılar. inanılmaz ya. allah ailelerine sabır versin. hala aynı acıyı yaşadıklarına eminim.
devamını gör...
sen unutamasan da, onlar seni unutuyor.
devamını gör...
betüüülll. hain betül. bebeğimin beşiğindeki yorganı alıp kaçtı, bir daha o yorgan geri dönmedi. okursan eğer: geri ver çabuk bebeğimin yorganını. üşüdü senin yüzünden.
devamını gör...
canımın içi diyebileceğim çocukluk arkadaşım dünyanın en vefasız insanı olduğundan, unutsam daha iyi olacak gibi. ama işte girmiş unutulmazlara, bıçak kullanmayı bilmezdi küçükken ben soyardım ona portakalı, ateş ve su oynardık bir araya her geldiğimizde, he bir de kelime oyunu bağımlısıydık. beraber oratoryoda görev almıştık lisedeyken. çok güzel günlerdi. o dostluğun masumiyetini bir daha kimsede göremedim ne yazık ki. ama o dostluk da masumiyetini yitireli çok oldu. ona en çok ihtiyacım olduğunda arayıp sormaya tenezzül etmedi, kimse bu kadar hayal kırıklığına uğratmamıştı beni. aşk acısı çekenler gibi dost acısı çekmek varmış kaderde. bencilliğini geç fark ettim.
devamını gör...
küçükken maddi durumu bizden çok çok daha iyi olan bir arkadasım vardı, aynı zamanda yan komsumuzdu. annesiyle de annem çok yakın arkadastı. bi gün kızına aldığı bi eşofman takımından bana da almış, o gün giydim çıktım dışarı. o günün aksamı kızla kavga ettik, "üzerindeki eşofmanları bile biz aldık" dedi bana. doğumdan beri birlikteydik, o kadar zoruma gitti ki sokakta soyundum attım eşofmanları, bir daha da konusmadım kendisiyle. yıllarca yanyana yasadık ama yüzüne bakamadım. çocukluk arkadaşı dendiği zaman aklıma bu anım geliyor ilk başta.
devamını gör...
kendisi intihar etti.
hiç unutmamak üzere hayatıma kazıdı ismini.
devamını gör...
hala arkadaşımdır kendisi. çocukken çok güzel eğlenirdik beraber. 5 yaşından beri tanışırız. şimdi kendisi suriye'de astsubay olarak görevde. özledim aslan parçasını valla. yaz gelse de yine beraber eğlensek. sağolsun varolsun.
devamını gör...
merhaba esra.
seni unutamıyorum çünkü sen benim en yakın arkadaşımdın.
ve beni tanıdığını sanıyordum...
doğum günümde bana kitap almıştın ya hani..
kitabın ismi esrarlı şatoydu.
evet kitabın ismini unutmadım..
çünkü ben onun yerine çikolata felan bekliyordum senden. tatlı bir şeyler.
ne akla hizmet deme sakın..
çocuktum işte...

e: yazım hatası.
devamını gör...
rabia. çocukluk arkadaşım, hala arkadaşım. küçükken başka kızlarla arkadaş olmayayım diye döverdi beni :d hala çok kıskanç. ama bu benim çok hoşuma gidiyor :))
devamını gör...
kendini, onun yanındayken çocuk gibi hissediyorsan; o, senin unutamadığın çocukluk arkadaşındır. illaki karşılıklı birbirini hatırlamaya gerek yoktur. sen unutamamışsan, senin için gerçek bir arkadaştır zaten.
devamını gör...
ş.r.fsiz mert! sen benim en iyi arkadaşım filan değildin. bunu sen de ben de çok iyi biliyoruz.
aynı apartmanda ve aynı sınıfta olduğumuz için birbirimizle iyi anlaşıyormuşuz gibi yapıyorduk.
aslında bazı zamanlarda uyumlu da bir çifttik. elbette sen benden daha zekiydin. ya da bazı hallerde kendini daha zeki gibi satardın. sapsarı saçların var diye ve baban aynı okulda öğretmendi diye kendini bir bok sanırdın. aslında hepsi bu. bir s.k.me benzediğin de yoktu hani. torpillinin tekiydin. bir gün olsun okulda nöbet tutmadın lan puşt...
çakal. sınıf başkanı olma sebebin de şımarık bir velet olduğun içindi. baban öğretmendi ve sen de çok şımarıktın ve saçların da sapsarıydı diye ne olduysa ve ne olmuşsa sınıfta sınıf başkanı olarak tepeden atandın...
ne var ki bir kaç sene sonra sınıfa demokrasi sandığı geldi ve seni bütün sınıf başından s.ktir etti.
sen de o senesi olsa gerek herhalde bu olaydan etkilenip sınıfı terk ettin. b sınıfını bıraktın a sınıfına geçtin. orada da kimse sevmedi seni biliyoruz. boş ver. şimdi ne b.k yapıyorsun inan umurumda değil.
seni keremlerin evinde evire çevire dövdüğüm gün ve yetmeyip bir de kapının önünde dövdüğüm gün aklını başına getirmiştim ama.
demokrasi sandığından sonra ikinci sarsılışında kendine yaver etmeye çalıştığın fakat pek de muvaffak olamadığın ben gibi bir salaktan dayak yemenle gerçekleşmişti.
o yaşa kadar kimseden dayak yememiş olman ve bize yarım metre boyunla o kadar zaman diktatörlük taslamanın bedeliydi bu.
hiç unutmuyorum sınıf tahtasına konuşanları yazdığın günlerden biriydi.
ne hikmetse o gün o derse öğretmenimiz gelmemişti. tekrar teneffüse çıkmamıza az bir zaman kalmıştı.
sen de öğretmenliğe soyunup, şimdi bu tahtadakilerin cezalarını çekmeleri lazım! öğretmen gelmediğine göre sizi cezalandırması gereken kişi sınıf başkanı olmam münasebetiyle benim! demiştin...

ve konuşanları o yarım metrelik boyunla cetvel manyağı yapmıştın.
sonraki ders seni öğretmene şikayet ettiğimizde torpilli bir puşt olman yüzünden gerekenden az tepki almıştın öğretmenden...
bunu sen değil de bir başkası yapmış olsaydı başına neler gelebilirdi düşünmek dahi istemiyorum...

ve sana gelelim sayın a.sel hoca.. senin ben ta. ızdırabını düdükleyeyim!
adalet sağlamak için sınıfa getirdiğin o sandık var ya hani!
o sandığında senin de ta ........

allahsızlar! vicdansızlar! namussuzlar!
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların unutamadığı çocukluk arkadaşları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim