yazarlarindan basindan gecen, film tadinda anlardir. gerci hayat film gibi degil filmler hayat gibi de neyse.

21 yasindaydim. bir kış günü. depresyonun dibindeyim. kapali ve her an yagmak uzere gibi duran hava da kasvetime kasvet katiyor. kotu bir iliski bitmis. baska bir suru sorun. inanilmaz bir bosluk ve degersizlik hissi. nereye kacsam kendimleyim. kactikca kaciyorum. anksiyete pesimde. cebimde bir paket ld sigarasi.

denize gittim. kimse yok. bilmem kac milyar insan varken kimse yok. kayalardan yuruyup diger koya gectim. dalgalarin kayalara vurusu icimi serinletmedi, ruhumdaki melankoliyi calkaladi. bulutlara baktim, en az icim kadar karmasiktilar. urperdim, bir insan boyle ne kadar yasayabilirdi?

diger sahile vardim. iste o adam! o tonton amca. olumune az kalmis, koca bir hayati devirmis beyaz yuzlu sakin amca. koca sahilde bir o bir ben...

devamini yazmayacagim, itlik degil mi!
devamını gör...
eşimle tanıştığım an. film tadında ve de asla unutamayacağım bir andır. ilk görüşte aşk o işte. gözlerinin gözüme değdiği o an. içimden "sen benim olcan oğlum kaçarın yok" dedim ve allem ettim kullem ettim aldım. *
devamını gör...
a 101'de fakir fakir dolaşıp alamayacağım şeylere bakarken ayağıma dokunan kediyi fark ettiğim, onunla göz göze geldiğim an. kedi "abi nbr ben buranın kedisiyim" der gibi baktı çünkü.
devamını gör...
arkadaşıma gözümün önünde motor çarpması. motorun geldiğini görmeme rağmen dilimin tutulması ve her şeyin slow motion olarak ilerlemesi.*sonrasında arkadaşımın ayağının egzoza sıkışması* ve benim çığlık atmam. sonrası hastane tabii.
devamını gör...
sene sonu bütünleme zamanıydı. öğleden sonra vakitleri, kampüs bomboş. kütüphaneden çıktım dolmuş beklemek üzere biraz ilerideki durağa gittim. birkaç dakika sonra önümde bir araba durdu, benim yaşlarımda iyi görünümlü biri kafasını camdan çıkarıp adres sordu. adresi bilmemesi mümkün değil çünkü hemen kampüsün ilerisinde bir yerden bahsediyor. bozuntuya vermeden tarif ettim sonra siz de mi oraya gidiyorsunuz dedi, evet dolmuş bekliyorum dedim. ben öyle deyince yüzünde oluşan gülümseme beni endişelendirmeye başladığı için telefonu aldım elime o an kütüphanede olan arkadaşımın numarasını girdim. yine sırıtarak aşırı kibar bir şekilde boşu boşuna para vermeyin ben eşlik edeyim dedi, teşekkür edip reddettim. bir anda camdan çıkıp bağırarak, başka birine dönüşmüş gibi, arabayı boşu boşuna mı çıkarttık binsene diye bağırdı. o sırada köşeyi dönen dolmuşu görünce dolmuşa koşup bindim, sonrasındaki bir hafta boyunca arabayı sık sık oturduğum sitenin etrafında gördüğüm için bir süre hiç tek başıma dışarı çıkamadım. bir yıl sonra, aynı kişinin bir kızı aynı şekilde arabasına alıp ardıçlı gölü denen yere*götürüp orada kıza tecavüz etmeye çalıştığını öğrendim.
devamını gör...
cepa avm daha yeni açılmış. ben de ismi lazım olmayan bi optik firmasında çalışıyorum. gencim o zaman. canım şimdi hatırlamadığım saçma sapan bir şeye feci sıkkın. mağazanın önüne çıktım. o zamanki kat planı farklıydı. katın orta alana bakan kenarına çıktım. bildiğim her şeye küfrediyorum.

sonra üst kata gözüm ilişti. iki orta yaşın az üstünde kadın... birinin bacakları yok, tekerlekli sandalyede. diğeri de onun sandalyesini sürüyor. sandalyedeki kadının dans ettiğini gördüm. o zaman avmde çalan şarkıyı fark ettim. müzikten hemen sonra; sinirden her şeyi siyah beyaz görürken kadının üstündeki kırmızı elbisenin yavaşça renklendiğini gördüm. sonra kadınla göz göze geldik. bacakları olmayan kadın dansına eşlik etmem için gülümsedi.

işte o anda derdimi unuttum. dünyanın ne kadar güzel ve aynı anda ne kadar adaletsiz bir yer olabileceğini anladım.
devamını gör...
an değil, lise 1 de yaşadıklarım filmdir. toplanın anlatayım. ya şehre yeni biri gelir ya da yeni bir şehre gidilir ben yeni bir şehre gittim. 9.sınıf tam ergeniz, dünyanın tüm sorunları bizim sırtımızda. yurda yazılıyorum her gün git gel yapmayayım diye sadece pazartesi servisle okula geliyorum cuma evci iznine çıkıyorum. serviste onunla tanışıyorum. ona merak doluyor içim. aynı zamanda okuldan da birinin içi benden habersiz bana merak dolmuş. tanımıyorum onu. yurtta benimle kalan eski sevgilileri beni her gün kenarı çekiyor, konuşma onunla yoksa kötü olur,vb. sözler işiyorum. inadıma onunla tanışıyorum. inadım yüzünden gerçek sevdiğimin gözünden düşüyorum. üzülüyorum. her şeyden, herkesten elimi eteğimi çekiyorum. yurttaki zorbalarla ise kura sonucu aynı odaya denk geliyoruz, işkenceleri artıyor. oda başkanı seçiliyorum odayı bilerek pis bırakıyorlar cezayı başkan olan ben çekiyorum - erkekler wc sini herkes dersteyken her gün temizlemek- müdürden azarlar işiyorum. ailemle ise olaylar çok daha karışık, evden atlıyorum. haftasonu ise sevdiğimle görüşmem lazım sevdiğimi itiraf etmem lazım evci iznimi kendim imzalıyorum görüşüyorum onunla. onun ise amacı farklı çıkıyor beni evine davet ediyor, cafe planı yapmışız hastasonu için ama dışarı eşortmanla çıktığı için gidemeyeceğine beni ikna etmeye çalışıyor başımdan kaynar sular dökülüyor benim saf aşkım bu mu? arkadaşımda kalıyorum haftasonu. müdür eve gitmediğimi, evdekiler ise yurtta kalmadığımı ortaya çıkarıyorlar. kaldığım arkadaşımın facebook paylaşımı sonucu (balıklı rakı sofrası fotoğrafımız) ailemin okula gelmesi ile. sigara, alkol kullandığım ve derslerimin düşük olduğu ortaya çıkıyor. müdür sahte imzacılık sonucu hapis ile tehditler ediyor.aslında olanı biteni kızları, ailevi sorunlarımı anlatıyorum . o an yaşadıklarıma, her şeye ağlıyorum. timsah gözyaşları dökme lafını işiyorum.belki de o yüzden artık insanlara yaşadıklarımı, duygularımı anlatamıyorum ve ağlayamıyorum. o sene yaşadıklarım film değil dizi tadındadır türü de dram.
devamını gör...
dibine kadar hissettiğim andır.
bir gece kardeşim ve ben köyde korku filmi izliyorduk. odada sadece ikimiz varız. odanın iki duvarındaki bütün pencereler açık. pencerenin yakınlarında dallar var. hava çok rüzgarlıydı. ay ışığı, rüzgar, dallar derken zaten korkunç bir ortam.
korku filminin tam cinli, kapıların kapandığı, eşyaların hareket ettiği sahnesinde bizim pencereler kapanıp açılmaya başladı. bağıra çağıra odadan çıkmıştık. korku filmini yaşadım ben. daha sonra haliyle rüzgardan pencerenin çarptığını anladık ama o günden sonra hiç korku filmi izlemedim.
devamını gör...
evlilik eğlencemde teknenin tepesine çıkıp deli gibi bağır çağır dans edip insanların üzerine çiçeğimi atmıştım. sanırım o an şey gibi nasıl desem bir kleopatra bir beyaz saray kraliçesi bir peri masalının en gözde perisi gibi bişi hissetmiştim kendimi. ömrümde başka hiçbir an yok o kadar bulutlarda olduğum… hatta o an beni gören dayım “abla buna çok içirmişler kızan düşmesin aşaaa”, diye ikazlarda bulunmuş ziraaaa ağzıma o gün o evliliğin her anını inanılmaz sonuna dek hissebilmek için zerre alkol sürmemiştim. öyle işte bu da böyle bir anı.
devamını gör...
daha çok küçüktüm okul çağım yeni yeni başlamış. arkadaşımın annesi annemi misafirliğe davet etmiş, icabet ettik tabii ki. biz oyun moyun oynuyoruz, annemler çay kahve sohbet muhabbet.

ev, iyi bir semtte apartmanda dublex daireydi. yemek hazır dediler ve üst kata çıktık. yemek odası mı ne varmış. ben halen onun şokundayım, kendimi ziyagil yalısında akşam yemeğine katılan behlül gibi hissetmiş olmalıyım. zaten ondan sonra hiç yemek odası da görmedim. daha üst düzey bir elit anım olamaz diye de zirvede bıraktım.

işte tam o dönem bizde de yemek hazır olunca annem mutfaktan bağıyordu. kalk şu oyunun başından buz gibi yaptın yemeği ne halin varsa gör filan diye çemkiriyordu...

kardeşim, roberto carlos'u forvete almışız gol lazım gol. önemli bir turnuvadayım. yemek mi daha önemli yoksa winning eleven mı? bence cevap basit.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların yaşadığı en film tadında an" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim