yeni başlayanlar için iş hayatı

sudan çıkmış balığa dönmenize neden olan olgudur.

şöyle ki, okul bitmiştir, artık para kazanmak, tecrübe edinmek gereklidir. bir kaç yere başvurursunuz, birine kabul edilirsiniz. sonra; okuldayken ne kadar mutlu olduğunuzu düşünürsünüz, geçim derdiniz yokken üniversitede yaşadığınız hayatın kıymetini bilip bilemediğinizi, yeterince iyi yaşayıp yaşamadığınızı sorgularsınız.
ancak, o saatten sonra yapacak bir şey yoktur, geçmişi arkada bırakıp yeni düzene alışmanız elzemdir.
başarılı olmak istiyorsanız az sorgulamanız gerekmektedir. sistemi sorgulamak yerine, sistemin bir parçası olmayı kabullenmelisiniz.
hatta ne kadar erken kabullenirseniz o kadar rahat edersiniz.

beklentinizden yüksek para veren şirketler sizi aldatabilir, 3 ay sonra kapının önüne koyabilir. ilk 1-2 sene kanaatkar olun, azla yetinmeyi bilin.

en başta çok yüksek ücretler beklemeyin. unutmayın ki, alacağınız para, tamamen verebildiklerinizle alakalıdır. ve siz yeni işe başlamış bir çömez olarak, o şirkete çok birşey veremezsiniz.

çok çalışın, disiplinli olun, geri bildirimleri yapın, not alın, kibar olun.

işe giriş-çıkış saatlerine riayet edin. ilerde şirketinizde kendinizi kabul ettirdiğinizde daha esnek çalışabilirsiniz, ama ilk zamanlardaki disiplinsizlikler çok dikkat çeker.

işten kaçmayın, her işe de sazan gibi atlamayın ama unutmayın ki, sizin oradaki önceliklerinizden biri tecrübe edinmek. o yüzden kaytarmayın, yapabileceğiniz işleri paslamayın.
sorumluluk alma ile başına buyruk hareket etme arasında ince bir çizgi vardır. yetkilerinizi iyi görün, muhtemelen ilk 1-2 sene fazla bir yetkiniz olmayacağı için vereceğiniz birçok kararda üstünüzde çalışan kişilere danışın veya en azından haber verin.

eğer sektörde önde gelen ve ciddi bir kurumsal firmada değilseniz. hakkınızı isteyin ama çok paragöz gözükmeyin. ülkemiz şirketlerinde maaşlarınızın 3-5 gün gecikmesi normal bir şeydir, idareci olun.

giyiminize, saçınıza dikkat edin ama abartmayın. işinize uygun giyinin ama fazla şık, rüküş, makyajlı, cafcaflı takılmak, sizin itibarınızı arttırmaz aksine sizi dedikodu ve alay malzemesi yapar. kararında takılın.

dürüst olun. patronlarınıza veya müdürlerinize yalan söylemeyin. unutmayın ki, hemen her yalan misliyle sizlere geri döner, adınız yalancıya çıkınca da, bunu düzeltmek çok zor olacaktır. güven verici olun.

buna birkaç aylık deneyimimle cevap vermek istiyorum. mezun olduktan sonra büyük bir şirkette işe başladım. bütün süreç online ilerledi pandemi nedeniyle. girdiğim ortamın nasıl olduğundan tamamen habersizdim ama işe başladıktan sonra ekip arkadaşlarımı, diğer çalışanları çok sevdim. hepsi yardımcı olmak için gönüllü çok tatlı insanlar. benimle beraber başlayan insanlar da öyle keza. yani bütün dünya olumsuzluklardan oluşmuyor. sadece öğrenmek istediğinizi belli edin ve yapmacık olmayın. umarım karşınıza iyi insanlar çıkar çünkü dünya sadece olumsuzluklardan oluşmadığı gibi sadece olumlu şeylerden de oluşmuyor.

şirket içi dedikodulardan uzak durun. bütün işi kimin nereye gittiği, kocası ile kavga edip etmediği gibi boş konularda uzman plaza ablalarını kulağınızın yarısı ile dinleyin. şirket çalışanlarının yaptığı dedikoduları dinlemek zorunda kalsanız bile aşırı tepkiler vermeyin. nötr olun. ne hanım takılın ne de çok iddialı olun. çevrenizi çözümleyene kadar orta karar devam.

görev tanımı ve tanışma faslı konusuna feci ayar olduğum olay.

tecrübe edinin ama kimseye de hemen güvenmeyin.
sorular sorun ama öğrendiklerinizi ilşkilendirmeyi de unutmayın.aynı soruları tekrar etmeyin.
zorluklarını da kolaylıklarını da iyi kavrayın.
ve şanslıysanız bir süre sonra sevdiğiniz işi yapabildiğinize sevinin.

hata yaparım korkusuyla yaşamayın, hata yapmaktan çekinmeyin ancak aynı hatayı defalarca tekrarlamayın. unutmayın, çömezlere hataları yüzünden kızmak ayıptır.

ilk başta gelen "resmen kölelik" düşüncesine kendinizi kaptırmayın. zaman her şeyin ilacı. zamanla alışacaksınız.

covid izinlerine aldanıp 'iş hayatı da çok kolaymış yeaa' demeyin. patronunuz, tipik patronlardansa bu izinlerin karşılığını sizden misli ile çıkarmasını bilir.

eğer yoğun bir ofis ortamında çalışıyorsanız, çok fazla bir sorumluluğunuz yoksa bile gün boyu facebook, twitter, kafa sözlük de falan takılmayın. mesai saatlerinde, bu gibi sitelerde dolaşmak için en fazla 10-15 dakikanızı ayırın, bunu da patronlarınız yokken yapın. iş dışı aktivite olarak sadece günlük gazetelere okuyun bilgisayarlardan, fazlası dikkat ve tepki çeker.

saygılı ve kibar olun ancak fazla efemine ya da kırılgan tipler iş hayatında çok ezilir, bunu unutmayın. kadınlara asla abla demeyin, hanım deyin veya yaşıtınızsa ve mevkidaşınızsa ismiyle hitap edin.

dedikodudan uzak durmaya çalışın. dinleyin ancak yorumda bulunmayın ve iş yerinden dost edinmemeye çalışın. iş yeri istisnalar haricinde dost edinecek bir yer değildir.

ülkemizde ortalama 77 yıl olan ömrün,
60 yaşına kadar içinde bulunmak zorunda kaldığınız süresi.