isviçre kökenli fransız yönetmen jean-luc godard’ın bir tanımlamasıdır.

sinema teknikleri, anlatım dili ve yazdığı senaryoların basit konulara işaret ediyor oluşu yüzünden döneminde çok sert eleştirilere maruz kalmasına rağmen yolundan dönmemiş bir yönetmen olan jean-luc godard oldukça da üretken bir yönetmendir.

büyük yönetmen bu sözü bu üretkenliğin sonuçlarından biri olan büyük dolandırıcılık’ta söylemiştir. başlıkta geçen tanımlama jean-luc godard tarafından sinemayı anlatmak için kullanılmıştır ve ne zaman birisi sinemayı tanımlasa benim aklıma yusuf atılgan gelir.

yusuf atılgan aylak adam isimli müthiş romanında sinemadan çıkan insanı tarif eder ve bu tarif esnasında sinemadan çıkan insanın kendinde her şeyi yapacak gücü hissettiğini söyler ve haklıdır bence de.

bu iki büyük karakterin sözleri aslında birbiri ile örtüşür. çünkü sinema o kadar güzel bir sahtekarlıktır ki bizi olmayan şeylere inandırır. aslında orda olmaması gereken bazı duygu tohumlarını eker sinemadan önce nadasta bekleyen ruhumuza.

sinema bizden anlattığı hikayelere edilgen bir kabul ile boyun eğmemizi bekler, biz de dünden teşneyizdir buna. iki arkadaşımızın tartışmasından sonra hikayeyi ilk kimden dinlersek ona hak verdiğimiz zamanlarda olduğu gibi kaypak edilgen bir tavırla kabul ederiz sinemanın anlattıklarını.

sinema öyle güzel bir sahtekarlıktır ki ne anlatsa inanırız. zaten herkes bizi aldatır her zaman, en çok da en sevdiklerimiz.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yeryüzündeki en güzel sahtekarlık" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim