yılan

soğuk vücutlu olmak ve canlı olup hareket etmenin zihnimize zıt olarak tanımlanması yüzünden ürperti veren bir hayvandır. evet, dokundum ondan biliyorum.

diğer dokunduğum egzotik hayvanlar: jaguar(ameliyatta idi), çita(uysaldı), aslan(yavruydu), zürafa, iguana… aklıma gelirse eklerim. evet hayvanat bahçesinde, pazarlama departmanında da olsa çalıştım , hayvan bakıcılar ve veterinerlerle iyi anlaşırdım, onlar da farklı bir şey olacağı vakit beni çağırırdı.

büyük kediler hiç yumuşak değil bu arada, tüyleri çok sert. dokunabileceğiniz en yumuşak hayvan tavşandır.

üniversite yıllarımda gittiğimiz bir doğa gezisi sırasında küçük bi yılanı kafasından tutarak gayet teknik bir şekilde yakaladım. etrafımdaki (erkekler dahil) herkesin kaçıştığını gördüğümde benden mı yılandan mı kaçtıklarını bi türlü anlamamıştım.

çok büyük veya zehirli olanları dışında elle tutmayı çok sevdiğim hayvanlar. bence minik olanları çok tatlı. *

cok hoşuma giden sanat eseri bir hayvan.

doğal alanlarda görülmektedir. insanın sevesi geliyor resmen.

birkaç sene önce doğadayken mantar arıyordum önümdeki yılanı görüp korkudan yola çıkmam bir oldu.

bu hayvanı seven insanın ruh sağlığından şüphe duyulmalı ve bir kliniğe yatırılmalı. bu nasıl soğuk bir simadır, bu ne tiksinç gorüntudür arkadaş!
cehennemden kaçmış bir yaratık sanki.

yalandan korkulduğu kadar korkulmayan.

doğanın gerçek sahiplerinden biridir. piknikçilerin korkulu rüyasıdır.

kocamın sülalesi :d

gılgamış destanında nasıl deri değiştirme özelliğini elde ettiği anlatılır

serdar'ın lakabıdır.
taklidini yaptığı yegâne hayvan olduğu için ona bu lakap verilmiştir.

mitolojik olarak yeniden doğum, iyileşme, ölüm ve bilgelik anlamlarını taşır. hem görünümünü beğendiğim hem de şifalanma anlamı olduğu için dikiş izimin oraya yılan dövmesi yaptırdım. su yılanı dışında yılanlarla yakın temasım olmadı ama egzotik canlılar bence.

insanların en çok korktuğu, en fazla ürpertiği bir tür sürüngen hayvan. dünya üzerinde antarktika kıtası dışında hemen her anakarada yılan yaşar. yani, kırsalda gezintiye çıktığınızda bir yılanla karşı karşıya gelmeniz korkutucu olsa da normal bir durum. yeryüzü üzerinde bu sürüngenin binlerce cinsi bulunmaktadır. kimi zehirli, kimi zehirsiz, kiminin boyu bir metreden küçükken kiminin boyu 10 metreyi geçer. bazı yılan türlerinin domuz, inek, geyik gibi büyük hayvanları yuttuğu da olur. elleri ve ayakları olmayan sürünerek ilerleyen bir canlıdır. parlak ve desenli görünümlerinden dolayı insanoğlu tarafından pek sevilmezler. yılan fobisi olan kişi doğada karşılaşmak istemez, hatta ekran karşısında bile yılan görmeye dayanamaz. bu fobi ve korkunun sebebi de zehir taşıyan ve ısırdığında insanı öldürebilen yılanların olmasıdır. esasında insanların yılanlardan korktuğu kadar yılanlar da insanlardan korkar. tahrik edilmedikçe ve köşeye sıkıştırılmadıkça saldırmazlar, insan takip etmezler bilakis insanlardan kaçıp başka ortamlara sığınırlar. yılan zehirsiz ise zehirli yılana göre savunma mekanizması olmadığından çaresiz kaçmak zorunda kalır.

a ile ı'nın yerini degisince popcu olan hayvan.

kökeni hakkında bir 10 yıldır eski diyalektlerdeki yığ/yık/yıv=hastalık ve verem sözcüğünden +lan(bu ek muhtemelen hayvan adı türetmekte kullanılıyor ama bu kesin değil misalen arslan, kaplan sözcüklerindeki gibi) eki ile hastalıklı hayvan, uğursuz hayvan şeklinde türetilmiş olabileceğine dair bir fikrim var. bu kelime konusunda sizden iyi olmasın bir ilk yapıyorum sanırım çünkü şimdiye kadar +lan ekiyle türetilmiş olabileceğini savunan bir çok türkolog olsa da kimse kök olan yı'yı açıklayamamıştı.

bu teorim dışında ejderhavâri yaratıklara türkçede yılan denmesinden dolayı(salur kazanın ejderhayı öldürmesi dediğimiz dede korkutun 13. hikayesinde ejderhadan bahsederken geçmesinden temel aldım) geçen sene üstüne kafa yorup aklıma gelen bir düşüncemse şöyle;

belki de yır (geleneksel inanış ve tabular, duygu ve düşünce/inançların aktarıldığı söz,yazı anlamından günümüzde türkü,şarkı anlamına indirgenmiş) kelimesinden yine aynı ekle türetilmiştir. bunu düşünme sebebim ise yılanın bir çok mitoloji ve antik dinde kutsal ve yüce bir varlık anlamı taşıması ve türk geleneklerinde kurt kelimesinde olduğu gibi adının anılması uğursuz olduğu için börü yerine kurt kullanılmasına benzer bir şekilde yır+lan şeklinde bir isim takmış olabileceklerine dair. ayrıca bazı türkologların savunduğu yılanın eski türkçede malum hayvan, mahut hayvan anlamı insanların adının anılmasını istemediği için bu ismi verdiği düşüncesini destekler nitelikte.