yıllardan sonra öğretmenlerden şiddetin hesabını sormak
başlık "dostlarımızla geleceğiz" tarafından 29.07.2024 15:07 tarihinde açılmıştır.
1.
uyguladıkları şiddetin..
yıllar sonra çocukken bizi dayak manyağı yapan acımasız öğretmenlere hesap sormaya kalkmaktır. ödeşmenin sırası gelmiş midir? bu hesap nasıl kesilmelidir bir yolunu bulmak gerektiği de açıktır..
sen beni güçsüzken dövdüğünde sorun yok. ben seni senden güçlüyken döversem sorun var.. bu nasıl adalet..
neyse ki takıntılı biri değilim. ama yakalarsam liseden sağlam dövmek istediğim artvinli bir puşt var.. adını soyadını unuttum gerçi. bir gün bir yerde karşıma çıkarsa fena girişirim.
yıllar sonra çocukken bizi dayak manyağı yapan acımasız öğretmenlere hesap sormaya kalkmaktır. ödeşmenin sırası gelmiş midir? bu hesap nasıl kesilmelidir bir yolunu bulmak gerektiği de açıktır..
sen beni güçsüzken dövdüğünde sorun yok. ben seni senden güçlüyken döversem sorun var.. bu nasıl adalet..
neyse ki takıntılı biri değilim. ama yakalarsam liseden sağlam dövmek istediğim artvinli bir puşt var.. adını soyadını unuttum gerçi. bir gün bir yerde karşıma çıkarsa fena girişirim.
devamını gör...
2.
valla iyi olurdu be. kreste 4 yasinda ne kadar psikolojik ve fiziksel siddete ugramistik
devamını gör...
3.
hayat onlara zaten hesabını soruyor.
ikisi ile karşılaştım. benden özür dilediler. konuyu hiç açmadığım halde. bizim dükkanın sokağında kırtasiye vardı. sahibi ortaokulun eski müdürü idi. bu iki öğretmen, biri matematik diğeri müdür yardımcısı idi. o kırtasiyeye takılır. emekliliklerini orda geçirirdi. hepsi iş arkadaşları normal. tabi aradan yıllar geçmiş. ben 20' li yaşlara uzanmışım. boy post büyümüş.
birgün babama dedim. "baba şu matematik öğretmeni ve eski müdür yardımcısı beni haksız yere dövdüler. şimdi devran değişti. ben bunları elime alsam nolur? ama olmaz yaşlı insanlar bize yakışmaz. biri belinden sakat. diğeri alkolik olmuş. zaten feleğin sillesini yemişler. " sen git o eski defterleri bu iki öğretmenle otururken konuyu aç. onlara söyle. artık babam ne dediyse bilmiyorum. ben ortamda yoktum.
birgün kırtasiyeye gittim. matematik öğretmeni orda. "hoş geldin. yıllar önce seni dövdüğüm için özür dilerim." dedi. "olur öyle şeyler hocam. ben unuttum bile." dedim. harbiden hiç kinim falan olmadı. adam elli defa özür diledi. estağfurullah diye diye bir hal oldum.
öteki öğretmende aynı şekilde her fırsatta konuyu dövme olayına getirip özür diliyordu. nasıl bir dünya? oturup, çay içip, sohbet ediyorduk. konu zaman zaman dövme olayı ve özüre geliyordu. bazen dünya harbiden çok küçük.
ikisi ile karşılaştım. benden özür dilediler. konuyu hiç açmadığım halde. bizim dükkanın sokağında kırtasiye vardı. sahibi ortaokulun eski müdürü idi. bu iki öğretmen, biri matematik diğeri müdür yardımcısı idi. o kırtasiyeye takılır. emekliliklerini orda geçirirdi. hepsi iş arkadaşları normal. tabi aradan yıllar geçmiş. ben 20' li yaşlara uzanmışım. boy post büyümüş.
birgün babama dedim. "baba şu matematik öğretmeni ve eski müdür yardımcısı beni haksız yere dövdüler. şimdi devran değişti. ben bunları elime alsam nolur? ama olmaz yaşlı insanlar bize yakışmaz. biri belinden sakat. diğeri alkolik olmuş. zaten feleğin sillesini yemişler. " sen git o eski defterleri bu iki öğretmenle otururken konuyu aç. onlara söyle. artık babam ne dediyse bilmiyorum. ben ortamda yoktum.
birgün kırtasiyeye gittim. matematik öğretmeni orda. "hoş geldin. yıllar önce seni dövdüğüm için özür dilerim." dedi. "olur öyle şeyler hocam. ben unuttum bile." dedim. harbiden hiç kinim falan olmadı. adam elli defa özür diledi. estağfurullah diye diye bir hal oldum.
öteki öğretmende aynı şekilde her fırsatta konuyu dövme olayına getirip özür diliyordu. nasıl bir dünya? oturup, çay içip, sohbet ediyorduk. konu zaman zaman dövme olayı ve özüre geliyordu. bazen dünya harbiden çok küçük.
devamını gör...