yazar: hakan günday
yayım yılı: 2009
doğu'da zorunlu askerlik görevini yapan bir gencin yaşadıklarını, intiharı düşünecek kadar umutsuz olmasını ve atatürk'e suikast girişimi sebebiyle idam edilmiş olan ziya hurşit ile konuşmalarını anlatan romandır.
yayım yılı: 2009
doğu'da zorunlu askerlik görevini yapan bir gencin yaşadıklarını, intiharı düşünecek kadar umutsuz olmasını ve atatürk'e suikast girişimi sebebiyle idam edilmiş olan ziya hurşit ile konuşmalarını anlatan romandır.
2014 türk-fransız roman ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "hame" tarafından 14.11.2020 05:17 tarihinde açılmıştır.
1.
hakan günday abimizin askerlikten soğutan hatta nefret ettiren son derece gerçek ve çarpıcı kitabıdır.
2009 yılında yayımlanan bu roman doğuda askerlik yapan psikolojisi bozuk bir manyağın intihar etmeyi kafasına koymasını anlatır.* tabii sonra atatürk suikast girişimi falan derken akar gider kitap elinizde erir.
350 sayfalık fazla gerçek hissettiren bir romandır.
kitapta askeriye ve doğu portresi çok iyi çizilmiş. hakan günday bol bol eleştiri yapıyor.
hem hali hazırda içinde bulunduğu sisteme, hem doğuda yaşanılan olaylara bol bol gönderme yapılıyor. cesur ve gerçek bir eser, hatta o dönem bazı kısımların kitaptan çıkarıldığı yazılmıştı. gerçek mi bilmiyorum ama son haliyle bile sert bir kitap.
hakan gündayın en iyi üç kitabından birisi bence.
kurgu olarak nefis kurgulanmış bir kitap, ilmek ilmek işlenmiş.
hakan günday sanırım askerlik yaparken yazmaya karar vermiş ve yazmış bu kitabı.
içinde fazlaca eleştiri bulunur özellikle soğuğu bu kadar içten derinden anlatması çok hoşuma gitmişti.
mutlaka ama mutlaka okunması gereken bir romandır.
hangi alıntıyı eklesem diye düşünüp duruyorum sadece alıntılardan yeni bir kitap ortaya çıkar öyle bir kitaptır. alıntılara geçmeden önce ekleyeyim.
şu anda donarak ölmek üzere olan tüm askerlerimize kucak dolusu sevgiler.
emret komutanım, demek, emret öleyim demektir. çünkü askerlik, ölmenin emredilebileceği tek meslektir. hatta emre karşı gelmenin cezasının da ölüm olabileceği tek meslektir.
doğuda kızlar kadın doğar. ecellerinden önce ölürler. ilk yemeği anasının memesinden gelen ve yediği çanağa tükürmekte sakınca görmeyen erkek. o kadar çok kadın gömer ki, toprak bile artık dişidir. bu yüzden toprak ana diye bilinir. diri diri gömüle gömüle toprağı bile kadın yapmışlardır. bu yüzden verimsiz ve çoraktır; buna da kadının intikamı denir.
gölgesinde uyuyakalacak kadar peşinde koştuğum bir kadını, bana göstermeyen aynalardan nefret ediyorum.
2009 yılında yayımlanan bu roman doğuda askerlik yapan psikolojisi bozuk bir manyağın intihar etmeyi kafasına koymasını anlatır.* tabii sonra atatürk suikast girişimi falan derken akar gider kitap elinizde erir.
350 sayfalık fazla gerçek hissettiren bir romandır.
kitapta askeriye ve doğu portresi çok iyi çizilmiş. hakan günday bol bol eleştiri yapıyor.
hem hali hazırda içinde bulunduğu sisteme, hem doğuda yaşanılan olaylara bol bol gönderme yapılıyor. cesur ve gerçek bir eser, hatta o dönem bazı kısımların kitaptan çıkarıldığı yazılmıştı. gerçek mi bilmiyorum ama son haliyle bile sert bir kitap.
hakan gündayın en iyi üç kitabından birisi bence.
kurgu olarak nefis kurgulanmış bir kitap, ilmek ilmek işlenmiş.
hakan günday sanırım askerlik yaparken yazmaya karar vermiş ve yazmış bu kitabı.
içinde fazlaca eleştiri bulunur özellikle soğuğu bu kadar içten derinden anlatması çok hoşuma gitmişti.
mutlaka ama mutlaka okunması gereken bir romandır.
hangi alıntıyı eklesem diye düşünüp duruyorum sadece alıntılardan yeni bir kitap ortaya çıkar öyle bir kitaptır. alıntılara geçmeden önce ekleyeyim.
şu anda donarak ölmek üzere olan tüm askerlerimize kucak dolusu sevgiler.
emret komutanım, demek, emret öleyim demektir. çünkü askerlik, ölmenin emredilebileceği tek meslektir. hatta emre karşı gelmenin cezasının da ölüm olabileceği tek meslektir.
doğuda kızlar kadın doğar. ecellerinden önce ölürler. ilk yemeği anasının memesinden gelen ve yediği çanağa tükürmekte sakınca görmeyen erkek. o kadar çok kadın gömer ki, toprak bile artık dişidir. bu yüzden toprak ana diye bilinir. diri diri gömüle gömüle toprağı bile kadın yapmışlardır. bu yüzden verimsiz ve çoraktır; buna da kadının intikamı denir.
gölgesinde uyuyakalacak kadar peşinde koştuğum bir kadını, bana göstermeyen aynalardan nefret ediyorum.
devamını gör...
2.
askerdeyken beş altı kere daha okuduğum efsane roman. hâlâ arada açar rastgele okurum. gece nöbetlerinde yıllar önce öldüğünü söyleyen bir adamla tanışan askerin hikayesi. asil’in hikayesi.
"...asılırken dikkat etmen gereken tek şey, boşlukta kaldığın anda ağırlığını olabildiğince aşağı vermek. boynun mutlaka kırılmalı. yoksa oltanın ucundaki balık gibi sallanırsın. utanç verici... o kadar izleyenin önünde bir balığa dönüşmek utanç verici. bu yüzden, tek hamlede ölmelisin. düşüp kalmalısın. titreme yok, sarsılma yok, spazm yok. seni asanlardan yüksekte olduğun müddetçe sorun yok. ayakkabılar önemli. gözleri alacak kadar cilalı olmalı. izleyenlerin kursağında kalmalısın. ayakkabılarını kıskanmalılar. pantolon ütünü de. idamda kıyafet çok önemlidir. bunu bildikleri içinde ilmeği boynuna geçirmeden önce kefen giydirirler. ama her şey hatıralarında kalır. gözlerin solar ama üzerindeki kumaş parlamaya devam eder… dünyanın en güçlü adamını astıklarını düşünmeliler. sen öldükten sonra kıyametin geleceğini düşünüp korkmalılar. en az bir gece kabuslarına girmelisin. zavallı hayatlarında karşılaşabilecekleri tek üstün varlığı yok ettiklerini düşünüp titremeliler. tabii, üstün bir varlık olmana gerek yok. öyle görünmen yeter.."
- ziyan
"...asılırken dikkat etmen gereken tek şey, boşlukta kaldığın anda ağırlığını olabildiğince aşağı vermek. boynun mutlaka kırılmalı. yoksa oltanın ucundaki balık gibi sallanırsın. utanç verici... o kadar izleyenin önünde bir balığa dönüşmek utanç verici. bu yüzden, tek hamlede ölmelisin. düşüp kalmalısın. titreme yok, sarsılma yok, spazm yok. seni asanlardan yüksekte olduğun müddetçe sorun yok. ayakkabılar önemli. gözleri alacak kadar cilalı olmalı. izleyenlerin kursağında kalmalısın. ayakkabılarını kıskanmalılar. pantolon ütünü de. idamda kıyafet çok önemlidir. bunu bildikleri içinde ilmeği boynuna geçirmeden önce kefen giydirirler. ama her şey hatıralarında kalır. gözlerin solar ama üzerindeki kumaş parlamaya devam eder… dünyanın en güçlü adamını astıklarını düşünmeliler. sen öldükten sonra kıyametin geleceğini düşünüp korkmalılar. en az bir gece kabuslarına girmelisin. zavallı hayatlarında karşılaşabilecekleri tek üstün varlığı yok ettiklerini düşünüp titremeliler. tabii, üstün bir varlık olmana gerek yok. öyle görünmen yeter.."
- ziyan
devamını gör...
3.
bir hakan günday romanıdır.
hakan günday son dönemlerin en iyi romancılarından biri. senarist olarak da epey sansasyonel işler yapıyor. bazen sürekli aynı kitabı yazıyor olduğumu düşünsem de bazı kitaplarını çok severim hakan günday'ın. bu da o sevdiğim kitaplardan biri. bu kitap bir askerlik anısı gibi aslında.
ben de askerlik yaptım. hem de tam on iki ay. hayatımda ziyan olan bir sene varsa bu da askerlik yaptığım senedir.
tamamen şans eseri önce ülkenin en rahat asteğmen eğitim merkezi olan küçükyalı levazım maliye okulunda on dört gün eğitim aldım. tabii buna eğitim denirse. sonra da kura da gevşeklik mucizesi gemlik askeri veteriner okulunda on bir ay geçirdim.
bir öğretmen olmak için eğitim alan biri olarak hiçbir şey yapmamak üzere bir alayda kalmak dünyanın en zor işi idi. ama daha kötüsü kafalarında en büyük asker sloganlarının ateşi ile gelen genç çocukların komutanlara çay, çorba taşıyıp bot boyadığı zamanları görmekti. komilik yapan rambolarla karşılaşmak çok acı verici idi.
velhasıl ziyan bir sene yaşadım, döndükten sonra da bu kitabı okudum. içime su serpti.
hakan günday son dönemlerin en iyi romancılarından biri. senarist olarak da epey sansasyonel işler yapıyor. bazen sürekli aynı kitabı yazıyor olduğumu düşünsem de bazı kitaplarını çok severim hakan günday'ın. bu da o sevdiğim kitaplardan biri. bu kitap bir askerlik anısı gibi aslında.
ben de askerlik yaptım. hem de tam on iki ay. hayatımda ziyan olan bir sene varsa bu da askerlik yaptığım senedir.
tamamen şans eseri önce ülkenin en rahat asteğmen eğitim merkezi olan küçükyalı levazım maliye okulunda on dört gün eğitim aldım. tabii buna eğitim denirse. sonra da kura da gevşeklik mucizesi gemlik askeri veteriner okulunda on bir ay geçirdim.
bir öğretmen olmak için eğitim alan biri olarak hiçbir şey yapmamak üzere bir alayda kalmak dünyanın en zor işi idi. ama daha kötüsü kafalarında en büyük asker sloganlarının ateşi ile gelen genç çocukların komutanlara çay, çorba taşıyıp bot boyadığı zamanları görmekti. komilik yapan rambolarla karşılaşmak çok acı verici idi.
velhasıl ziyan bir sene yaşadım, döndükten sonra da bu kitabı okudum. içime su serpti.
devamını gör...
"ziyan (kitap)" ile benzer başlıklar
ziyan
5