kavram olarak ilk kez 17.yy'a rastlıyor kullanılması. sözcük olarak ise ilk olarak mosini'nin, annibale carracci'nin bologna portrelerini tanıtmak için kullanılmış. sevgili mosini, bunları çok abartılı bulduğu için, caricare kelimesini biraz türetmiş ve caricatura, yani abartmak kelimesini kullanmış. bu sözcüğü ise italyan barok mimar, heykeltıraş, usta, büyük efendimiz sevgili gian lorenzo bernini, fransa'da kullanarak oldukça tanınır bir hale getirmiş.
devamını gör...

sigarayı bırakınca bira öksüz kalır diye düşünenler çay, kahve hatta su hariç her şey için aynı şeyi düşünür. öyle gibi gelir.*
ama şöyle bir düşününce aslında birçok mekanda çayı-kahveyi ya da birayı sigarasız içmek zorunda kalıyoruz. ve anlık bir zorunluluk olduğu için o an aynı kayıp psikolojiye de girmiyoruz.
yani demem o ki sanırım o tat alınır hatta daha lezzetli gelme ihtimali bile vardır. *
devamını gör...

t: argoda önceden yalnızca"dilenmek" anlamında kullanılırken anlam daralmasına uğrayıp günümüzde çoğunlukla "birilerinden sürekli sigara istemek" anlamında kullanılmaktadır. sinyal yapmak da denir. bu işle meşgul olan zâta da sinyalci* denir.

+dümenci şerefsize bak, her gün sinyal çekiyo' utanmadan.
-verme sen de abi, alıştırmasaydın baştan.
+...
-...
devamını gör...

bir insanın, tek kişilik olmamak şartıyla, yakalanabileceği en güzel hastalık.
devamını gör...

2010 yılında tunus'ta başlayan olaylar sonrasında arap halklarının demokrasi, özgürlük ve insan hakları taleplerinden ortaya çıkan toplumsal, siyasi-silahlı iç karışıklıklar,protestolar, mitingler, gösteriler bütününe verilen addır. halklar, özgürlük mücadelesi adı altında birçok arap liderini veya diktatörünü! resmen devirmiştir. arap bahar'ından yalnızca arap ülkeleri değil arap ülkeleriyle siyasi ve ekonomik ilişkileri olan tüm dünya ülkeleri etkilenmişti hatta yirmiden fazla arap olmayan ülkelerde arap baharının etkisinde kalınarak büyük çaplı protestolar gerçekleştirildi.meksika,rusya,ispanya,türkiye ve yunanistan gibi ülkelerde gerçekleşen bu büyük protestoların neredeyse tamamı bir sonuca ulaşmasa da ayaklanmaların verdiği zarar ve özgürlükçü halkların gücü siyasi ve toplumsal olarak hissedilmişti.

2 üst tanımda bulunan ülkemiz arap ülkesi olmadığı için türkiye'de gerçekleşmeyecek olaydır düşüncesi tamamen safsata olmakla beraber, ülkemizde yaşanan gezi olayları arap bahar'ının tüm dünya ülkeleri üzerinde yaşanan etkilerinden sadece birisiydi.

yaşanan olayların sonucunda arap ülkelerinde ki bir çok lider ve kabine değişmiş, yaşanan olaylarda günümüze kadar 500.000 kişiden fazla insan hayatını kaybetmiştir. suriye'de halen sürmekte olan iç karışık,arap bahar'ının etkisinde ortaya çıkmıştır.
devamını gör...

balkonda domates yetiştirmem.
devamını gör...

bir atv programı.

bugün çok tuhaf bir olay var ekranda. evli bir adam ve karısı (nagihan ya da nagehan) gelmiş. bir de 2. kadın (nursel) var. sözde nursel'e para kaptırmışlar, nursel bunun kimliğini kullanmış falan filan... işin o kısmını geçiyorum, çok cankulağıyla dinlemedim de zaten. beni hayretler içinde bırakan kısmına geliyorum işin. daha doğrusu hayretler içinde kalmak demeyeyim, sonuçta artık bir şeye şaşırmıyoruz da işin "yuh!" dediğim kısmına geliyorum diyeyim.

adamın ifadesi şu: "nursel arabada üzerime atladı, beni kirletti."

soruyor müge: "sen ne yaptın, kaçmadın mı?"

cevap: "dışarıda yağmur vardı, çıkmadım arabadan, kirletti beni..."

nursel de "ben evli olduğunu bilmiyordum. boşandım dedi. bana imam nikâhı kıydı. evimin geçimini o sağlıyordu." falan diyor.

tüm bunlara rağmen karısı, tipik bir kendini kandırma ihtiyacı içerisinde "benim kocam yapmaz. kadın onu kandırdı. benim kocam çok saftır bla bla bla..."

güneş tutulmasını sorun anlatayım, ay tutulmasını sorun anlatayım ama akıl tutulmasına diyecek tek kelimem yok.

imdat yaaa, vallahi billahi imdaaaat!
devamını gör...

kızan erkek çocuk, genelde çoluk çocuk anlamında kullanılır.
kızçe kız çocuk anlamında kullanılır.
şavuk aydınlık
şavumak, kamaşmak anlamında da kullanılabilir.
aydamak sürmek
şırk pipiringa sırılsıklam ıslanmak
iğşimek ekşimiş
farımak sıcaklamak
mokar öküz
piiz içki
kukumav baykuş ya da gece kuşu
kaçılmak kenara çekilmek
sıbıtmak fırlatıp atmak
dırın dırın çok dar
longur longur çok bol
mintan gömlek
tosba kaplumbağa
somak dudak, ağız
kaktırmak itlemek
kaykılmak arkaya doğru yaslanarak oturmak
bırkalamak kurcalamak
tevekel saf
aga abi
mari more, mare hitap şeklidir, genellikle kadınlar arasında
tırıldama zırlama
koti arkadaş, yandaş
inge yenge
sefte ilk
kaçım kaçım telaşlı, telaş içinde ortalıkta dolanan
paysınmak didinmek, yanaşmak, pay istemek
şam şeytanı kurnaz
bikerekte bir seferde
haşlak aşlak, kaynar anlamında
soyka çakı, bıçak
acık ya da acıkın, azıcık
anca ancak
artıkın ya da artıklayın, artık
bilem bile
belkim belki
belber berber
aykırmak bağırmak
pasaranlık yabani otların büyüdüğü, girilmeyecek gibi olan yerler
biyenmek beğenmek
çetik yün çorap
devrisi gün ertesi gün
çokçana çok miktarda
giinik güzel giyinmiş olan, hazır olan
kadanak olduğu kadar
kokar kirli, miskin, uyuşuk, bozulmuş
kopça düğme, cırt cırt ya da tutma yeri
lingir lingir kıkır kıkır gülmek, ya da çok fazla gezen bir yere giden insanlar için kullanılır.

örnek: lingir lingir nire gidersın?

marzufan ya da moltofon hatta moltofan olarak da kullanılır. anlamı mankafadır.
masus mahsus
teke gibi, kokan uyuşuk
mera mere, otlak
mısandıra musandıra, yüklük, kiler
onuştan onun için
onca o kadar
oturukça oturur pozisyonda
pin bin
porta çardak, çatı altı
'popara' papara, asıl anlamı peynir çorbası olsa da karışık şeyler için kullanılır.

örnek: saçların popara gibi olmuş. aynı örnek için papaz kelimesi de kullanılabilir.

sirekseyrek
suvan soğan
şincikinşimdi
şılamış şılabık, parlamış, ışıldamış
şopar çingene çocuk, genelde abartılı bir iş yapmış, giyinmiş kişiye söylenir.

tunuk mat, donuk, donmuş
tospalık verimsiz arazi
üzbaş üst baş
yalap şap özensiz
yalaz yalaza, alev
yol çatımı yolun birleştiği yer
ünük boğaz
timsirik tiksinmiş
yudum lokma, bir parça yemek
yösam yoksa
zati zaten

aram param karışık
çoktanki eski olan, eskiden beri
eni kunu enim konum, göz göre göre, apaçık
kaçalanmak aramak
nanni beşik, bebek salıncağı
kocaannebabanne
sesetme ses çıkarmamak
ferace kadınların gezmeye giderken giydikleri bir çeşit giysi, siyah ve uzun bir pelerine benzer. yaşlılar sürekli olarak, gençler iste akşamüstü giyerler.

en çok uğraştığım entirimdir. sevgiler.
devamını gör...

haala okumakta olduğum kitap bitmek üzere ama bitsin istemiyorum. öyle bir kitap düşünün ki çağımızı anlatan geçmişten gelen bir yazar ileri görüşlülüğü o kadar açık ki zaman makinesi var mı yok mu diye sorgulatıyor bu yazar bize. kitaptan bahsetmek gerekirse spolier vermek istemiyorum ama vermeden anlatmaya çalışacağım..
politikayı iliklerinizde hissediyorsunuz , her hareketinizde suçlu sayılabileceğiniz bir ülkede yaşıyorsunuz ve tek bir dikdatör var *big brother !!*
rahat düşünme özgürlüğünüz yok her şekilde kısıtlanıyorsunuz . düşünce polisi var mesela düşündüğünüzü, her hangi bir şey hakkında bile düşündüğünüzü görse sizi buharlaştıran bir düşünce polisi..

insanoğlu düşünceyi kontrol edemez ama ediyormuş gibi korku salabilir insan ilişkilerini kontrol altına alıp kimsenin big brotheri övemek ve saygı göstermek dışında başka bir düşüncesi olamaz yoksa pufff buharlaştırılır ..

politik hiç bir şey konuşamaz düşünemez ve yazamazsınız .. yazmak günlük dahi olsa yasaktır . ve yazarımız böyle diktatör bir devletin içinde içindekileri dökmek amaçlı gizlice bir defter alır ve her günü korkuyla yazmaya başlar ..
devamını gör...

(bkz: yaşama sevinci)
devamını gör...

bırak git demek.. ne acıdır ki hala ona ihtiyaç duymak..
devamını gör...

duygusal değil diyolar ya o bende geçerli değil.
oturup her şeye ağlayasım var.
sanırım sürekli değişen ruh haline sahip olmamızın sebebi bize verilen artı özelliklerin yanına verilmiş bir tür zehirli kokteyl gibi.
ikizler burcu kadınını istediğin kadar kötüle, bildiğim tek şey herkes hayatında bi kez de olsa bi ikizlere kadınına aşık olmuş ya da sevmiştir. *
devamını gör...

üniversiteden mezun olunca çok sık maruz kaldığım bir durum. kendi içinde bir paradoks adeta. mevcut iktidarla örtüşmeyen bir dünya görüşüm var fakat yakın akrabalarım beni tek bir telefonla iş sahibi yapabilecek kadar yakınlar o iktidara.
onlarca mülakatta açıktan referans muhabbetlerinin döndüğünü gördüm. tamamından değilse büyük bir kısmından bu sebeple elendiğimi çok iyi biliyorum. açık açık yüzüme sorulduğu bile oldu torpilin var mı diye.
tüm baskılara rağmen kabul etmedim torpil ile iş sahibi olmayı. bunun için "çalışmak istemiyor bu da bahanesi" gibi suçlamalar bile yapıldı en yakınlarım tarafından.
herhangi bir şekilde anlatma gereği de duymadım bu tavrımı.
ama liyakat sahibi olmayan insanların o mülâkatlardan güle oynaya geçtiğini görünce kendime sürekli sorduğum soru şu:
bunu yaparsan başkasının hakkına mı girmiş olacaksın yoksa kendi hakkını mı savunmuş olacaksın?
ülkede o işe uygun tek kişi sen değilsen bu her şekilde birinin hakkına girmektir, diye cevap veriyorum sonra bu soruya.
işin asıl üzücü tarafı ise enayi muamelesi görmek.
artık onurlu bir hayatı seçmekle övünemiyoruz bu sebeple. torpille iş sahibi olanlar ise eskiden bunu inkar ederdi en kötü ihtimal. şimdi ise övünerek anlatıyor hatta torpil yarıştırıyorlar.
aklıma ismet inönü'nün 5 temmuz 1931'de tbmm'de söylediği o söz geliyor.
"eğer bir memlekette erbab-ı namus, laakal eşşira kadar sabur olmazsa, o memleket behemahal batar."
-bir ülkede namuslular, en az namussuzlar kadar cesur olmazsa, o ülke mutlaka batar...
devamını gör...

bir yaşar kemal şiiridir. kendi sesinden dinlemek isterseniz...

kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin.
su olsan kimse içmez,
yol olsan kimse geçmez,
elin adamı ne anlar senden?
çıkarsın bir dağ başına,
bir ağaç bulursun tellersin
pullarsın gelin eylersin.
bir de bulutları görürsün,
bir de bulutları görürsün,
bir de bulutları görürsün.
köpürmüş gelen bulutları.
başka ne gelir elden?
çın çın ötüyor yüreğimin kökünde
şu dünyanın ıssızlığı.
tanrı kimsenin başına vermesin
böyle bir yalnızlığı!
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bulursun benim babam bulursun. sen göynünü ferah tut. ne diye sıkıntı ediyorsun. vaktinden önce hangi çiçek açmış?
devamını gör...

(bkz: vikings)

devamını gör...

bildirim mutluluğu diye bir şey var.
devamını gör...

zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır anlamları, önemi kavranır. bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonradan değerini kazanır. yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır.
oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır.
murathan mungan.
devamını gör...

uzun zaman sonra ilk defa sıkıldım bugün,herkes elini eteğini çabucak çekti*.sanırım çoğunluk için yorucu bir gün..
ilk defa iki haneli rakamlar gördü bu gözler.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim