zaman tüneli
öz güveni artıran şeyler
kafana takılan eleştirilerin, korkuların, pişmanlıkların hepsinin kafanda olduğunu farktmek.
o noktada kendinle uzun bir sohbete oturur, o özgüvenini kıran şeylerin sonuna kadar bağırıp rahatlamasına izin verir, "her ne çıkarsa yoluma, selam verip yürümek istiyorum ben" dersin. millet "bambaşka bir insan oldun, yanında duran kendini hissediyor" der. 15'imde yaşadım bunu. 45'inde de yaşasan aynı şey.
o noktada kendinle uzun bir sohbete oturur, o özgüvenini kıran şeylerin sonuna kadar bağırıp rahatlamasına izin verir, "her ne çıkarsa yoluma, selam verip yürümek istiyorum ben" dersin. millet "bambaşka bir insan oldun, yanında duran kendini hissediyor" der. 15'imde yaşadım bunu. 45'inde de yaşasan aynı şey.
devamını gör...
yaşamanın en güzel yanı
sevdiklerimin sesini her gün duyuyor olmak.
(bkz: çok şükür)
(bkz: çok şükür)
devamını gör...
yaşamanın en güzel yanı
belirsizliğidir. bu belirsizlik hem endişe hem umut verir ama umut, hepsinden güçlüdür.
devamını gör...
sardalya yiyen insanların balıktan anladığı gerçeği
hep ızgara somon yediğim için balıktan anlamadığımı öğrendiğim bir akşam oluyor.
devamını gör...
ölmenin en kötü yanı
annemin çok üzüleceğini bilmek.
devamını gör...
hayatı tek kelime ile anlat
yalan
devamını gör...
günün menüsü
ekmek arası makarna
devamını gör...
öz güveni artıran şeyler
ben kendimle dalga geçtiğimde aşırı mutlu oluyor ve özgüvenim artıyorken; birisi benimle aymı konu üzerinde defalarca dalga geçtiğinde aşırı mutsuz oluyor ve özgüvenim kırılıyor.
saç konusu var bir de. saçımı o gün beğendiysem dünyada benden özgüvenlisi yok.
saç konusu var bir de. saçımı o gün beğendiysem dünyada benden özgüvenlisi yok.
devamını gör...
sardalya yiyen insanların balıktan anladığı gerçeği
sardalya efsane bir balıktır. ekmek arasında da güzel gider, elle ayıklaya ayıklaya yediğinizde de.
bu balığı yiyen balıktan anlıyor demektir.
bu balığı yiyen balıktan anlıyor demektir.
devamını gör...
pozitif yazıyoruz kampanyası
eğlenmeyi de bilmeliyiz. dertlenmeyi de. tamamen pozitifleşemeyiz. çünkü hayatımızda kötü zamanlarımız olabilir. duyguyu anına göre yaşamanın önemli olduğunu düşünüyorum. eğer mutsuzsan otur, dinlen, düşün, içini dök. çok mutsuzken mutlu imajı yaratmaya çalışma.(bir an önce toparlanabilmek şartıyla) mutsuzluğunu yaşayamazsan, onu görmemezlikten gelirsen hiç ummadığın bir zamanda, hiç ummadığın bir yerde ve belki de en sevdiğin kişiye karşı patlama yaşayabilirsin. anın duygusunu önemseyin.
devamını gör...
the medusa touch
türkiye'de medusa adıyla gösterilmiş filmin gerçek adı. medusa dokunuşu.
ingiliz romancı peter van greenaway'in aynı adlı romanından (1973) sinemaya uyarlanmış 1978 yapımı film. başrollerde morlar rolünde richard burton, komiser rolünde lino ventura ve psikiyatrist zonfeld rolünde de lee remick oynamaktaydı. filmde zonfeld (lee remick) kadın olarak seçilmiştir ama kitapta o da erkektir.
komiser brunel bir cinayeti araştırmak için cinayet yeri apartman dairesine gider. daire yazar morlar'a aittir. öldürülen kişi morlardır. kafasına çok ağır bir cisimle vurularak öldürülmüştür. ağır cisim de yerde durmakta olan bronz bir napolyon heykelciğidir.
morlar'ın cenazesi kaldırılırken adamın ölmediği, beyninin tam sürat çalıştığı fark edilir. ancak adam iyileşecek gibi değildir.
brunel zonfeld'le görüşür. morlar nihilist birisidir. zonfeld'e bunu kimin yaptığını bilip bilmediğini sorar. soruşturma ilerledikçe zonfeld'den kuşkulanmaya başlar. zonfeld inanılmaz bir hikaye anlatmakta ve morlar'ın felaketler yaratan bir telekinetik olduğunu söylemektedir.
ingiliz romancı peter van greenaway'in aynı adlı romanından (1973) sinemaya uyarlanmış 1978 yapımı film. başrollerde morlar rolünde richard burton, komiser rolünde lino ventura ve psikiyatrist zonfeld rolünde de lee remick oynamaktaydı. filmde zonfeld (lee remick) kadın olarak seçilmiştir ama kitapta o da erkektir.
komiser brunel bir cinayeti araştırmak için cinayet yeri apartman dairesine gider. daire yazar morlar'a aittir. öldürülen kişi morlardır. kafasına çok ağır bir cisimle vurularak öldürülmüştür. ağır cisim de yerde durmakta olan bronz bir napolyon heykelciğidir.
morlar'ın cenazesi kaldırılırken adamın ölmediği, beyninin tam sürat çalıştığı fark edilir. ancak adam iyileşecek gibi değildir.
brunel zonfeld'le görüşür. morlar nihilist birisidir. zonfeld'e bunu kimin yaptığını bilip bilmediğini sorar. soruşturma ilerledikçe zonfeld'den kuşkulanmaya başlar. zonfeld inanılmaz bir hikaye anlatmakta ve morlar'ın felaketler yaratan bir telekinetik olduğunu söylemektedir.
devamını gör...
aniden gelen artık evlenmem gerek hissi
ben turşumun kurulmasını talep ediyorum. saygılar.
devamını gör...
antalya'da 55 liralık sigarayı 146 tl'ye satan esnaf
haklılar.
devamını gör...
sadece sen
başrolde belçim bilgin ve ibrahim çelikkol'un olduğu 2014 yapımlı türk aşk ve dram filmi.
izleyeli çok olsa da başlığının açılmadığını görünce şaşırdım, yazayım dedim, belki izleyen olur. ^^
hazal ve eski boksör ali'nin aşkını, ali'nin geçmişte yaptığı bir hata sonucu bilmeden bir kadının kaza yapmasına sebep olması sonucu gözlerini kaybetmesini, onunla yıllar sonra tanışmasını, onun kör olmasına kendinin sebep olduğunu anlayışını, ama önce ona aşık olmasını anlatıyor.
hazal görme engelli ve çok güzel bir kadın, çağrı merkezinde çalışıyor ve tek yaşıyor çünkü ailesini o kazada kaybetti.
ali ise boksör ve romantik.
bir gün bir adamın yerine işe girmesi ile hazal ile tanışıyor ve ilişkileri ilerliyor, görmese de birbirlerinden hoşlanıyorlar. adam kadının o olduğunu fark ettikten sonra yurtdışında yapılacak olan boks maçına hazırlanmaya başlıyor. ama ölümü de göze alıyor. hatta ölmek için çıkıyordu yanlış hatırlamıyorsam, bilerek yenilecek ve kazandığı para ile hazal'ın gözlerini açtıracak.
maç oluyor, maçı kazansa bile maç sonunda bıçaklanıp dövülüyor, konuşamaz hale geliyor ve türkiye'de bir hastaneye yatırılıyor. hazal ise artık görüyor. sevdiği adam ortalarda yok. derken bir gün klinik/ hastane gibi bir yere ziyarete masaja yapmaya geliyor. sevdiği adam da orada yatıyor, hâlâ iyileşmemiş, onun da sırtına masaj yapıyor, ama onu gözleri kör iken hiç görmediği için onun sevdiği adam olduğunu anlamıyor. sadece kemikleri tanıdık geliyor. hissediyor.
adam ise ağlamamak için kendini zor tutuyor. hatta sesinden anlamasın diye konuşmuyor.
daha sonra ise adam eski dükkanlarına geliyor bir su kaplumbağası sayesinde onun o olduğunu anlıyor...
filmimiz böyle. ilk izlediğimde ön yargılı yaklaşmıştım ama izlerken bazı sahnelerde gerçekten etkileyiciydi.
sinematografik açıdan da güzeldi, görüntü ve müzikler, açılar iyiydi.
tavsiye edilir.
filmin müziği ise ferda anıl yarkın'a ait.
sonuna kadar geldim aşkın
kavuşamadım ben sana
yetişemedim ben sana
anlatamadım derdimi
ağla gönül ağla
bekledim inan seni her gün
dayanamadım sevgisiz
yaşayamadım ben sensiz
anlatamadım derdimi
ağla gönlüm ağla
yazık ettin yazık
kendinden çok bana
gücüm kalmadı artık
her yokluğunda
aylar geçse de yıllar
geçse de bir ömür
böyle sürse de
ben seni unutamam.

ben seninle çok mutluyum, hiçbir şeye ihtiyacım yok ki benim.
izleyeli çok olsa da başlığının açılmadığını görünce şaşırdım, yazayım dedim, belki izleyen olur. ^^
hazal ve eski boksör ali'nin aşkını, ali'nin geçmişte yaptığı bir hata sonucu bilmeden bir kadının kaza yapmasına sebep olması sonucu gözlerini kaybetmesini, onunla yıllar sonra tanışmasını, onun kör olmasına kendinin sebep olduğunu anlayışını, ama önce ona aşık olmasını anlatıyor.
hazal görme engelli ve çok güzel bir kadın, çağrı merkezinde çalışıyor ve tek yaşıyor çünkü ailesini o kazada kaybetti.
ali ise boksör ve romantik.
bir gün bir adamın yerine işe girmesi ile hazal ile tanışıyor ve ilişkileri ilerliyor, görmese de birbirlerinden hoşlanıyorlar. adam kadının o olduğunu fark ettikten sonra yurtdışında yapılacak olan boks maçına hazırlanmaya başlıyor. ama ölümü de göze alıyor. hatta ölmek için çıkıyordu yanlış hatırlamıyorsam, bilerek yenilecek ve kazandığı para ile hazal'ın gözlerini açtıracak.
maç oluyor, maçı kazansa bile maç sonunda bıçaklanıp dövülüyor, konuşamaz hale geliyor ve türkiye'de bir hastaneye yatırılıyor. hazal ise artık görüyor. sevdiği adam ortalarda yok. derken bir gün klinik/ hastane gibi bir yere ziyarete masaja yapmaya geliyor. sevdiği adam da orada yatıyor, hâlâ iyileşmemiş, onun da sırtına masaj yapıyor, ama onu gözleri kör iken hiç görmediği için onun sevdiği adam olduğunu anlamıyor. sadece kemikleri tanıdık geliyor. hissediyor.
adam ise ağlamamak için kendini zor tutuyor. hatta sesinden anlamasın diye konuşmuyor.
daha sonra ise adam eski dükkanlarına geliyor bir su kaplumbağası sayesinde onun o olduğunu anlıyor...
filmimiz böyle. ilk izlediğimde ön yargılı yaklaşmıştım ama izlerken bazı sahnelerde gerçekten etkileyiciydi.
sinematografik açıdan da güzeldi, görüntü ve müzikler, açılar iyiydi.
tavsiye edilir.
filmin müziği ise ferda anıl yarkın'a ait.
sonuna kadar geldim aşkın
kavuşamadım ben sana
yetişemedim ben sana
anlatamadım derdimi
ağla gönül ağla
bekledim inan seni her gün
dayanamadım sevgisiz
yaşayamadım ben sensiz
anlatamadım derdimi
ağla gönlüm ağla
yazık ettin yazık
kendinden çok bana
gücüm kalmadı artık
her yokluğunda
aylar geçse de yıllar
geçse de bir ömür
böyle sürse de
ben seni unutamam.

ben seninle çok mutluyum, hiçbir şeye ihtiyacım yok ki benim.
devamını gör...
aniden gelen artık evlenmem gerek hissi
25 iken puffff ne acelem var yaaa demek iyiydi dimiii.
devamını gör...
pozitif yazıyoruz kampanyası
şu an şöminenin karşısında, ayı postu önümüzde piko ile petrus yudumluyoruz, fonda blues, hizmetçimiz mutfakta hazır olda, piko bana rols roycesini yollamış, sabah parise uçacağız kahvaltıya, sonra yat turu, yeni aldığı adayı gezdirecek bana...ulan hayal gücüm bile körelmiş yazamıyorum...20 yaşında baba parası yeyip semiren tikiler....lütfen...please....
devamını gör...
ab'nin türkiye'ye 400 milyon euro'luk deprem yardımı göndermesi
baya para toplandı ama insanlar ya çadırda ya da konteyner kentlerde süreyle (3ay) kalabiliyor.
bu en az mı en fazla mı tam bilemiyorum ama süreye bağlı (aylara) olması beni şaşırtmıştı...
ayrıca onu geçtim hâlâ doğru düzgün sosyal destek sağlanmıyor.
bu en az mı en fazla mı tam bilemiyorum ama süreye bağlı (aylara) olması beni şaşırtmıştı...
ayrıca onu geçtim hâlâ doğru düzgün sosyal destek sağlanmıyor.
devamını gör...
pozitif yazıyoruz kampanyası
tam destekle buradayım, burada tek gayem zaten hep buydu.
devamını gör...