zaman tüneli
tahammülünüzün kalmadığı şeyler
tükürüklerini yalayan iki yüzlü siyasetçiler…
devamını gör...
hayat boyu aranılan şey
valla anlam falan aramadım hiç, arayacak kadar yeterli bir ömüre sahip olduğumuzu düşünmüyorum onun yerine içinde bulunulan anı yaşamak lazım, anlam sonradan gelir siz hayatı yaşadıkça, deneyimledikçe, gözlemledikçe... genel olarak bir şey aramamalıyız bence, biz yolumuzda giderken karşımıza çıkacaktır zaten çıkan, örneğin; gerçek aşkı arayarak yaşayıp sonra bulamadan ölünce ne yapacaksınız? yani bir amaç uğruna öldünüz ama sonuç? bundan dolayı anı yaşamak lazım acısıyla,tatlısıyla... (acı derken ciddiyim, vücuduma ekstra gereksiz ilaç almıyım diye ameliyat sonrası ağrı kesici almayı reddeden biriyim, çünkü burun ameliyatında öyle manyak bir ağrısı yoktu (ağrı eşiğim yüksektir ondan da olabilir )
devamını gör...
kleopatra'nın her iki kardeşiyle birden evlenmesi
ben tek kardeşi var diye biliyordummm.
(bilgi eksikliği ya da yanlışlığı olunca sinirlerim bozuluyor. bir gidip bakayım.)
evet iki, ilki en küçüğü bu yüzden bir savaştan kaçıp nil nehrinde boğularak ölüyor.
ikinciyi de ablası/karısı öldürüyordu. kardeşinin yanında olan sinsiden ötürü. bir de aralarındaki anlaşmazlık sezar'a kadar gidiyordu. çözüm olarak ikisinin yönetmesini dile getirmişti ama yok. kardeşinin yanındaki kötü ve sinsi adam kleopatra'yı istemiyordu. ama insanın istemediği ot burnunda bitermiş. (:
(bilgi eksikliği ya da yanlışlığı olunca sinirlerim bozuluyor. bir gidip bakayım.)
evet iki, ilki en küçüğü bu yüzden bir savaştan kaçıp nil nehrinde boğularak ölüyor.
ikinciyi de ablası/karısı öldürüyordu. kardeşinin yanında olan sinsiden ötürü. bir de aralarındaki anlaşmazlık sezar'a kadar gidiyordu. çözüm olarak ikisinin yönetmesini dile getirmişti ama yok. kardeşinin yanındaki kötü ve sinsi adam kleopatra'yı istemiyordu. ama insanın istemediği ot burnunda bitermiş. (:
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
seni ilk gördüğüm günden beri, unutamadım
sana takıldı aklım geceleri hiç uyuyamadım
hiç mi sevmedin beni
gözyaşlarımı görmedin
bana hiç mi değer vermedin
hala seni bekliyorum
umudumu ufuklarda buldum
buluştuğumuz o yerlerde
hep seni aradım durdum
gece saçlım
hüzün bakışlım
seninle bir olup bulutlara...
sana takıldı aklım geceleri hiç uyuyamadım
hiç mi sevmedin beni
gözyaşlarımı görmedin
bana hiç mi değer vermedin
hala seni bekliyorum
umudumu ufuklarda buldum
buluştuğumuz o yerlerde
hep seni aradım durdum
gece saçlım
hüzün bakışlım
seninle bir olup bulutlara...
devamını gör...
tahammülünüzün kalmadığı şeyler
*başlıktaki yazım yanlışı düzeltilebilir mi? kelime 4 noktayla sınırlıymış gibi diğerlerine basmamış sanki. (:
güzel ve doğru olmayan her şeyi içeren insanlara ve olaylara.
insan olmak için değil bozulmak için yaşıyor gibiler. yaşayışlarında doğru düzgün insan dışında her şey olmuşlardan nefret ediyorum mesela. insan görmeye de dayanamıyorum artık.
depremden sonra kalabalık arttı, çekirdek aileden çok aylardır geniş aile şeklinde devam ediyoruz. ve o kadar saçma sapan hareket ve sözler var ki anneme "ben tarlaya gidiyorum." deyince "her gün gidiyorsun zaten bugün gitme." diyor bazen ve sinirleniyorum "zevkten değil buradakileri görmemek için gidiyorum. çekirdek aileni çitleyip atmamak için kendimi zor tutuyorum. o yüzden bana hiç gitme deme. evimde gram huzur ve rahatlığım yok. onların sorunlarını bu kadar rahat konuşmasından ve 7/24 eve taşımasından haz etmiyorum. tartışma sesleriyle bir gün uyanırken elimde kalma ihtimalleri gün geçtikçe artıyor anladın? o yüzden beni tutmak için değil yollamak için çabala. doldum ve dayanmakta zorlanıyorum." demiştim. tabi bunların hepsini bir anda demedim. birkaç kere engellemek istediğinde.
kitabımı, kulaklığımı, çizim/yazı defterimi, boyalarımı vs. alıp gidiyorum tabi peşime takılan tırsak (kedim)'ta var. bir de beni onlar alıştırdı. bitki ekmiştik. her gün sulanması lazım. evde buna en müsait olan da ben olduğum için her gün gidiyordum ne var yani bunu dezavantajdan avantaja çevirmişsem? bitkileri suluyorum. yeni yapılan odadan sandalye ve masa çıkarıp oturuyorum. minik tüp ve az çok mutfak eşyası da var. kahve yapıyorum vs. yani keyfime diyecek yok. ben, kahve, müzik ve tırsak oluyoruz genelde. onunla oyunlar oynayıp seviyorum tüylerini.
günün bu 2-4 saati meditasyon gibi. ki eve bile gelesim yok. babama "odayı yaptık ama sineklikler kaldı ve de birkaç çekyat koyacaktın hani? odanın işlerini hızlandıralım ben orada yatıp kalkmak istiyorum. kapının anahtarını da çoğaltacağız." deyince annem "biraz ıssız yerde tek başına ne yapacaksın, bir ses duysan aklın çıkacak?" demişti. "ya sen bırak ne yapacağımı. sineklik, korkuluk ayarlansın ve perdeler. ses olayına girersekte çifti alırım olur biter. en azından tek kurşunu verirsiniz?" deyince annem evhamlanarak "bey, bu kızın korku filmlerindekiler gibi. ses duyunca kaçmaz ona gider. korka korka gider allah'ın gereksiz meraklısı." deyip babama karşı beni gömerken "ıhmm hani buradayım ben, ayıp değil mi? tek kalmak sıkıntı yaratıyorsa tek kalmanın sıkıntı olmayacağı bir hâle getirmeye bakın o zaman. başka kaçacak yerim yok bunlardan. bazen size bile zor tahammül ederken onlara hiç yani. sınırım baya aşıldı dayanamıyorum. -babama dönüp - baba sen beni daha çok anlıyorsun, karına bir şey söyle." deyip ona yavru köpek bakışlarımı atıyordum. ve "abilerinle kalabilirsin ama tek hayır. her şey çıkabilir ve wc oda dışında bunu unutuyorsun." demişti ve ben "hiiiiiii tamam ben bence de tek kalmayayım. gündüz vakti geçerken yavru kertenkeleyi göremeyip kuyruğuna basmışım. ertesi gün gördüm ağlamaklı oldum. gece ışık açmakta daha riskli hayvanlar açısından. baba wc'yi biraz lüks hâle mi getirsen? yenisini yapalım boşluksuz olsun. orada deliğe bile bir gözümü kapatıp bakıyorum hep. aşağıdan yüzüme doğru kertenkele ya da yılan bakıyor mu, bakmıyor mu kontrol ediyorum. uykuluyken oraya gitmek sıkıntılı, düşün bir de sıkışıp gitmişsin ve onlardan biri sana bakıyor ve üstüne doğru gelmeye başlıyor? o sırada sanırım ben altıma yaptım? çünkü sıkışmışken rahat koşulamaz, malum salmak gerekiyor. ayy, ya katısına sıkışmışsak bir de?" deyip sinirden gülmeye başladım annemler şaşkınlık ve ürpertiyle bana bakarken, bize kulak misafiri olmuş ama korkulu bir ifadeyle bana dönmüş ablam "senin beyninin çalışma şekline katı(!) yapsınlar asra, yemin ediyorum çok değişiksin. bazen nefret ediyorum senden." demişti bıkmış ifadeyle. çünkü o böceklerden bile çok korkuyor. o olayı yaşarsa aklı gider. "kapıya silahla gitsek koşmamaza ve salmaya gerek kalmaz. tabi sıkışmadan değil de bazıları korkudan salsa ona çözümüm en fazla bez takarak uyuması olabilir. gece ben pek gitmem zırt pırt gidenler düşünsün. :d" deyince ablam kırlent fırlatmıştı. "pisliğin tekisin." deyince "annem allah seni ne etmesin, senin yüzünden o deliğe korkum oluştu. bence wc'yi yıkıp direkt oda dibine minik bir oda şeklinde yapalım. en azından tek sorunumuz delik olur." deyince "woo anne hanım, kapmışsın bir şeyler." deyip sırıtmıştım...
olayı şaka arasında döndürüyorum ama ciddiyeti de var yani. gece biri ısırılsa aracın gelmesiydi, acile yetişmesiydi vs. çok uğraştırıcı. ve kız böcekten korkuyor dedim o kertenkele olayını kendi yaşasa sanırım wc ' de çığlık atarken bayılırdı. kuyruktan kendini yenilebiliyor olması sevindirici ama sonuçta ezmişim bu da canını yakmışım demek o yüzden üzüldüm.
ablamın vereceği tepkiyi tavandan sırtıma ya da kafama düşse verirdim ben. o yüzden ilk tavan sonra delik, sonra yanlara vs bakıyorum ben. çatı yapımında kullanılan kırmızı renkli ince metal yüzeyli kaplama var ya onunla yapılmış. bu yüzden dıştan vuruyorum da. hareketlilik sağlar. her şeyiyle garantiye alarak geçmek önemli.
düşünün ki bu şeyleri insanlara tercih ediyorum, tek başıma. korkmuyor muyum korkuyorum biraz ama kontrol edemeyeceğim kadar değil. çünkü doğup büyüdüğümüz ortam hep bu tarz. orası doğaya daha çok yaklaşmış sadece hepsi bu.
güzel ve doğru olmayan her şeyi içeren insanlara ve olaylara.
insan olmak için değil bozulmak için yaşıyor gibiler. yaşayışlarında doğru düzgün insan dışında her şey olmuşlardan nefret ediyorum mesela. insan görmeye de dayanamıyorum artık.
depremden sonra kalabalık arttı, çekirdek aileden çok aylardır geniş aile şeklinde devam ediyoruz. ve o kadar saçma sapan hareket ve sözler var ki anneme "ben tarlaya gidiyorum." deyince "her gün gidiyorsun zaten bugün gitme." diyor bazen ve sinirleniyorum "zevkten değil buradakileri görmemek için gidiyorum. çekirdek aileni çitleyip atmamak için kendimi zor tutuyorum. o yüzden bana hiç gitme deme. evimde gram huzur ve rahatlığım yok. onların sorunlarını bu kadar rahat konuşmasından ve 7/24 eve taşımasından haz etmiyorum. tartışma sesleriyle bir gün uyanırken elimde kalma ihtimalleri gün geçtikçe artıyor anladın? o yüzden beni tutmak için değil yollamak için çabala. doldum ve dayanmakta zorlanıyorum." demiştim. tabi bunların hepsini bir anda demedim. birkaç kere engellemek istediğinde.
kitabımı, kulaklığımı, çizim/yazı defterimi, boyalarımı vs. alıp gidiyorum tabi peşime takılan tırsak (kedim)'ta var. bir de beni onlar alıştırdı. bitki ekmiştik. her gün sulanması lazım. evde buna en müsait olan da ben olduğum için her gün gidiyordum ne var yani bunu dezavantajdan avantaja çevirmişsem? bitkileri suluyorum. yeni yapılan odadan sandalye ve masa çıkarıp oturuyorum. minik tüp ve az çok mutfak eşyası da var. kahve yapıyorum vs. yani keyfime diyecek yok. ben, kahve, müzik ve tırsak oluyoruz genelde. onunla oyunlar oynayıp seviyorum tüylerini.
günün bu 2-4 saati meditasyon gibi. ki eve bile gelesim yok. babama "odayı yaptık ama sineklikler kaldı ve de birkaç çekyat koyacaktın hani? odanın işlerini hızlandıralım ben orada yatıp kalkmak istiyorum. kapının anahtarını da çoğaltacağız." deyince annem "biraz ıssız yerde tek başına ne yapacaksın, bir ses duysan aklın çıkacak?" demişti. "ya sen bırak ne yapacağımı. sineklik, korkuluk ayarlansın ve perdeler. ses olayına girersekte çifti alırım olur biter. en azından tek kurşunu verirsiniz?" deyince annem evhamlanarak "bey, bu kızın korku filmlerindekiler gibi. ses duyunca kaçmaz ona gider. korka korka gider allah'ın gereksiz meraklısı." deyip babama karşı beni gömerken "ıhmm hani buradayım ben, ayıp değil mi? tek kalmak sıkıntı yaratıyorsa tek kalmanın sıkıntı olmayacağı bir hâle getirmeye bakın o zaman. başka kaçacak yerim yok bunlardan. bazen size bile zor tahammül ederken onlara hiç yani. sınırım baya aşıldı dayanamıyorum. -babama dönüp - baba sen beni daha çok anlıyorsun, karına bir şey söyle." deyip ona yavru köpek bakışlarımı atıyordum. ve "abilerinle kalabilirsin ama tek hayır. her şey çıkabilir ve wc oda dışında bunu unutuyorsun." demişti ve ben "hiiiiiii tamam ben bence de tek kalmayayım. gündüz vakti geçerken yavru kertenkeleyi göremeyip kuyruğuna basmışım. ertesi gün gördüm ağlamaklı oldum. gece ışık açmakta daha riskli hayvanlar açısından. baba wc'yi biraz lüks hâle mi getirsen? yenisini yapalım boşluksuz olsun. orada deliğe bile bir gözümü kapatıp bakıyorum hep. aşağıdan yüzüme doğru kertenkele ya da yılan bakıyor mu, bakmıyor mu kontrol ediyorum. uykuluyken oraya gitmek sıkıntılı, düşün bir de sıkışıp gitmişsin ve onlardan biri sana bakıyor ve üstüne doğru gelmeye başlıyor? o sırada sanırım ben altıma yaptım? çünkü sıkışmışken rahat koşulamaz, malum salmak gerekiyor. ayy, ya katısına sıkışmışsak bir de?" deyip sinirden gülmeye başladım annemler şaşkınlık ve ürpertiyle bana bakarken, bize kulak misafiri olmuş ama korkulu bir ifadeyle bana dönmüş ablam "senin beyninin çalışma şekline katı(!) yapsınlar asra, yemin ediyorum çok değişiksin. bazen nefret ediyorum senden." demişti bıkmış ifadeyle. çünkü o böceklerden bile çok korkuyor. o olayı yaşarsa aklı gider. "kapıya silahla gitsek koşmamaza ve salmaya gerek kalmaz. tabi sıkışmadan değil de bazıları korkudan salsa ona çözümüm en fazla bez takarak uyuması olabilir. gece ben pek gitmem zırt pırt gidenler düşünsün. :d" deyince ablam kırlent fırlatmıştı. "pisliğin tekisin." deyince "annem allah seni ne etmesin, senin yüzünden o deliğe korkum oluştu. bence wc'yi yıkıp direkt oda dibine minik bir oda şeklinde yapalım. en azından tek sorunumuz delik olur." deyince "woo anne hanım, kapmışsın bir şeyler." deyip sırıtmıştım...
olayı şaka arasında döndürüyorum ama ciddiyeti de var yani. gece biri ısırılsa aracın gelmesiydi, acile yetişmesiydi vs. çok uğraştırıcı. ve kız böcekten korkuyor dedim o kertenkele olayını kendi yaşasa sanırım wc ' de çığlık atarken bayılırdı. kuyruktan kendini yenilebiliyor olması sevindirici ama sonuçta ezmişim bu da canını yakmışım demek o yüzden üzüldüm.
ablamın vereceği tepkiyi tavandan sırtıma ya da kafama düşse verirdim ben. o yüzden ilk tavan sonra delik, sonra yanlara vs bakıyorum ben. çatı yapımında kullanılan kırmızı renkli ince metal yüzeyli kaplama var ya onunla yapılmış. bu yüzden dıştan vuruyorum da. hareketlilik sağlar. her şeyiyle garantiye alarak geçmek önemli.
düşünün ki bu şeyleri insanlara tercih ediyorum, tek başıma. korkmuyor muyum korkuyorum biraz ama kontrol edemeyeceğim kadar değil. çünkü doğup büyüdüğümüz ortam hep bu tarz. orası doğaya daha çok yaklaşmış sadece hepsi bu.
devamını gör...
hayat boyu aranılan şey
ademe cennet bahçesinde olan her şeye ad verme görevi verilmişti, bitiremeden kovuldu. şimdi burda ilk koşullanmayla devam edecektir elbet. yaşasın yerli yersiz anlam verenler.
devamını gör...
kleopatra
kendi adımı soyadımı görüyorum sanki sol frame’de.
şaka bir yana insana en güzel gelen kelime kendi adıymış diye duymuştum bir yerde. o bilgi doğrusuysa hakikaten şuur altındaki adım bu olmalı.
şahsiyetine gelirsek, bu kadın sağlam bir loser bana göre. kime elini atsa elinde kalmış.
şaka bir yana insana en güzel gelen kelime kendi adıymış diye duymuştum bir yerde. o bilgi doğrusuysa hakikaten şuur altındaki adım bu olmalı.
şahsiyetine gelirsek, bu kadın sağlam bir loser bana göre. kime elini atsa elinde kalmış.
devamını gör...
kilo vermeyi hızlandıran şeyler
kas yapmak.
devamını gör...
kilo vermeyi hızlandıran şeyler
spor yapmak
devamını gör...
kalp ritmini hızlandıran şeyler
derbi heyecanı, fenerbahçenin tüm maçları.
fixbetx.com/
fixbetx.com/
devamını gör...
yazarların bugünkü mutluluk sebebi
ormandan ev iki kırık dal daha getirdim, kışlık odunum tamam sayılır, artık kesmeye başlayabilirim. bu pazar soba yakılacak. pis soğuk geliyor. kalın şeyler giyin gari.
devamını gör...
kilo vermeyi hızlandıran şeyler
diyatisyeni dinlemeyip araöğünsüz atıştırmasız iki öğün takılmak
devamını gör...
günaydın mesajı flört müdür sorusu
niyet....
devamını gör...
gecenin efendisi ama kirilmis
sözlükte dolanırken birden esti de düştüm, nick6 giren dostlarım varmış eskiden, bir kısmı "kalbimiz seninle" diyerek uğurlanmış, çoğu da tanıdık simalar, eskisi kadar entry girmediklerini de fark ettim, okuyan ya da uğrayan olursa bu yazar dede oldu arkadaşlar, ikinci yılımı dolduruyorum.
güzel elleriniz ile benim için yazdığınız tüm entry'ler için hepinize çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız, vardınız, özlemedim de değil.
kalın sağlıcakla.
güzel elleriniz ile benim için yazdığınız tüm entry'ler için hepinize çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız, vardınız, özlemedim de değil.
kalın sağlıcakla.
devamını gör...
dünyanın en çabuk biten şeyi
winston xsence gray :)
devamını gör...
günaydın mesajı flört müdür sorusu
iyi geceler olsa, olmayabilir derim ama günaydın biraz şey, nasıl desem gerçi hiç bir zaman günaydın yazmadım kimseye. günaydın sonrası dönen muhabbet belirleyicidir burda bence, oda belli olmassa yüksek mahkemeye başvurun.
devamını gör...
günaydın mesajı flört müdür sorusu
sevgiyle sevgiyle...
devamını gör...
günaydın mesajı flört müdür sorusu
günaydın mesajına bu kadar anlam yüklemek doğru mu sizce?
bence değil. sırf günaydın mesajı yazıldı diye flörtleşiliyorsa ohooo vay halimize.
gerçekten arkadaş olmayı unutuyor muyuz bazen?
ben mi çok genişim bilmiyorum.
bence değil. sırf günaydın mesajı yazıldı diye flörtleşiliyorsa ohooo vay halimize.
gerçekten arkadaş olmayı unutuyor muyuz bazen?
ben mi çok genişim bilmiyorum.
devamını gör...
kız kulesi'ne ebu ubeyde posteri asılması
ebu ubeyde kim allasen? neyin kafasındasınız emevisever nursuzlar? allah hidayet versin idrak yollarınıza!
devamını gör...