zaman tüneli

baskıcı ve otoriter aile yapısında çocuk her kurala uymak zorundadır. katı ve sert bir disiplin uygulanır. çocuğun hata yapmasına fırsat verilmez. aile mutlaka çocuğun hareketlerinde kusur bulur. çocuğun her işine karışan bir tavır sergilerler.

baskıcı ve otoriter ailede büyüyen çocuğun özgüveni gelişmez. pasif, silik, çekingen, kolay etki altında kalan bir yapıya bürünür.

sürekli eleştirilme veya dayak çocuğun ruhsal yapısını bozar. çocuk kolayca ağlamaya başlar. arkadaşları ile uyumsuz ve kavgacı olabilir. ileri yaşlarda sıkıntılar karşısında dayanıksız ve çaresiz kalır.

bilinenin aksine çıkışı orta asya yada uzakdoğu değil anadoludur. 400-450 yılları arası konstantin patriklerinden nestorius'a ithaf edilse de, nestorius aslında hocası mopsuestia'lı theodor'un öğretisini izlemiştir. mopsuestia bugün adana sınırları içerisinde kalan misis'tir. ancak theodor kilisesini antakyada kurduğu için antakyalı theodor olarak da bilinir.



1600'lerde bir kısmı katolik kilisesi ile uzlaşarak birleşmişler ve keldaniler olarak anılmışlardır. 1500 ortalarından 1920lere kadar türkiyede özellikle doğu anadolu hakkari, şırnak dolaylarında önemli bir nüfusa sahiptirler. hatta 1662'den 1918'e kadar hakkari'nin kodşaniş köyü nasturi patrikliğinin merkezi kabul edilmiş ve nasturi patrikleri burada ikamet etmiş.

hatta islam tarihinde önemli bir anlatıdaki olay; peygamberimiz hz. muhammed'in çocuk yaşta amcası ebu talip ile bir ticaret kervanını şam'a götürürken, bir rahip(rahip bahira) yolda kervanın üzerindeki bir bulutun sürekli bir noktada kaldığını ve kervanla hareket ettiğini, daha sonra bunun üzerine bulutun gölgelediği çocuğun omuzuna bakarak nübüvet mührünü gördüğü ve onun son peygamber olduğunu, şam'a giderlerse yahudilerin bunu farkedip çocuğu öldüreceklerini ebu talibe söyler. ebu talip bunun üzerine şama gitmekten vazgeçip mallarını orada satarak döner. islam tarihinde siyerlerde önemli yer tutan hikayedeki rahip bahira önemli bir nasturi rahibidir aynı zamanda.

neticede sıfır sıfırdır. tükenmez. ancak, bazı durumları tasvir etmek için kullanılan bir deyimdir, sıfırı tüketmek.
şuan tam da böyle bir dönemdeyim şahsen. işyerinde ve aile içinde yaşadığım sorunlar nedeniyle çok büyük bir çıkmazın içindeyim, adeta sıfırı
tüketiyorum.

kargomu sözde akşam 10'da teslim etmişler. benim haberim yok teslim ettikleri hayali veya gerçek kişi kimdir diye merak etmekteyim.

türk halterci. degistirilen bulgarca adi (bkz: naum şalamanov)'dur.
bugun ölüm yildönümüdür.

(23 ocak 1967, kırcaali - 18 kasım 2017, istanbul)

maalesef sadece sözlügün degil, türkiye'nin genel sorunudur.
birakin insanlari özgürce yasasinlar. cenazesinde yakilmayi vasiyet edenin istegini yerine getirin, gömülmek isteyenin de.
nerden geliyor bu öfke ve bu kin?

(bkz: metin uca)'nin cenazesinde güzel konusmus chp baskani.
twitter özgür özel

o da bunun trollü işte. size hitap etmiyorsa ; merakınızı yenilmeyip hatta bu başlıkta amaç belli deyip türev başlıklara hiç uğramamak bir çözümdür. ha kesin çözüm değildir ama çözümdür işte.

her fikrin zıttı olmasa burası mahalle whatsapp grubuna dönmez mi? kek tarifi mi vermeye geldik buraya?

şu üslup olayı; 18+ insanlarız cem yılmaz küfür edince mizah deyip hoş görebiliyorsak, bir yazar sövünce de en azından konuşsun dursun diyebiliriz mesela . burası küfürsüz sözlük vs. kasmayın ya küfür de var hayatta. sonuçta bu insanlarla aynı evde yaşamıyoruz buralara giriyorsak bazı şeyleri göze almak gerekir.

(bkz: persea americana)
vatani amerika kitasi olan meyve. gariptir, önceden hic sevmezken simdi tadi cok farkli geliyor.
orjinal adina ek olarak (bkz: alligator pear) seklinde de adlandiriliyormus. ilginc.

ben ayna olan odada uyuyamıyorum. böyle bir odada kafayı yerdim herhalde.

yatak odasında ayna kullanmak son dönemde çok moda. tavan riskli bence. depremde falan indanın kafasına geçer o ayna. gerçi, ayna gibi kendinden yapışkanlı sert plastikten şeyler var. lakin siz aynadan korkan insanlarsınız. sözlükte bir sürü başlık var bu konuda. neyse bilemedim. herkesin fantezisine kimse karışamaz. fantastik insan sayısı çok olmalı ki kiraladığım evde yatağın karşısı ayna, son kaldığım üç otelin ikisinde yatağın karşı duvarı, birinde de yan duvar ayna kapalıydı.

orta ve doğu asya'daki pek çok türk ve moğol kabilesi (bilhassa moğol) tarafından benimsenmiş bir hristiyan mezhebidir. moğol istilası'nın şafağında kerayitler, merkitler, naymanlar, hıtaylar gibi kalabalık boylarda oldukça yaygın bir inanç sistemiydi.

zaten amaçta o değil mi. burada az çok işimiz bu ama belli zamanlarda da mutlaka faydalı olabiliyorsak olalım tabii ki.

uzak nedir?
kendinin bile ücrasında yaşayan benim için gidecek yer ne kadar uzak olabilir?
#ismet özel#

gercekten üzücü olay.

bugunkü cenazesinde mozart'in (bkz: türk marsi)'ni caldirarak giderayak yüzlerde bir tebessüm birakmistir. 7
twitter ismail saymaz
ruhun sad olsun büyük insan.

(bkz: 28 şubat süreci)

david dinkins, new york'un ilk siyah belediye başkanı olarak görevine başlamış...

pisa kulesi, 800 yıllık tarihi boyunca ilk kez o sene güvenlik gerekçesiyle ziyaretlere kapatılmış...

amerika birleşik devletleri'nin ilk zenci valisi l. douglas wilder, virjinya'da görevine başlamış...

mike tyson ağır sıklet boks şampiyonu unvanını buster douglas'a nakavt olarak kaybetmiş...

sovyetler birliği başkanı mihail gorbaçov, nobel barış ödülü'nü almış...

polonyalı futbolcu roman kosecki 2 milyon dolara galatasaray spor kulübü'ne transfer olmuş ve bu rakam türkiye'de o güne kadar ödenen en yüksek transfer ücretiymiş...

1975'ten beri devam etmekte olan lübnan iç savaşı o sene sona ermiş...

vincent van gogh'un yapıtı "doktor gachet'nin portresi" adlı tablo, o güne kadar bir resim için ödenen en yüksek fiyatla, 82,5 milyon dolara satılmış...

valla kısa bir arama ile web'de karşıma çıkanlar bunlar. daha bir sürü başka şeyler de olmuş...

maşallah zeka timsali bacım. israil kırmızı alarm verdi şu an bütün savaş bitti.

23 eylül 1861'de (bkz: ulm)'de dogup 12 mart 1942'de (bkz: stuttgart)'ta vefat eden alman mühendis, mucit. (bkz: bosch) markasinin kurucusu. firmanin asil ismi ise (bkz: robert bosch gmbh)

hayır yani bunlar da ayrı bir tarikat. bak kardeşim, inanmaman için kendince yeterli sebeplerin varsa harika bunu inanmadığın fikri, görüşü, düşünceyi aşağılayarak neden tatmin ediyorsun? sana da sevap mı kazandırıyor inanmadığına inandığın şey? gece gündüz iyi çalışıyorsunuz ha, misyonerliğe farklı bir boyut getirdiniz. saygı duyuyorum ama bu çocukça çaba sizin kendi görüşünüzü de yeterince idrak etmediğinizi, karşı fikri alt etme üzerine izlediğiniz videoların galeyanıyla dolup taştığınızı görmek kabak tadı veriyor. kendi tanrılarınızı da bir kenara çekip sorgulayın çok sorgulayan nerdler olur mu?