zaman tüneli

takipçiler kim, uzaylı mı?

kişinin, hedeflerindeki kariyere sahip olan insanların özgeçmişini araştırma ve analiz etme durumu.
bunu yaparak notlar almaya başlayacağım. bu sayede kafamdaki birçok soruya cevap bulacağımı düşünüyorum. söz konusu kişinin okuduğu bölüm/üniversite, ailesinin maddi durumu ve sahip olduğu imkanlar, aldığı eğitimler/kurslar/belgeler, katıldığı konferanslar, gruplar vs . bana faydalı veri sağlayacak her türlü bilgiye*bakacağım. bu sayede hedefleri daha gerçekçi ele alıp, gerekirse mail vs atmayı düşünüyorum. şubat ayındada kariyer danışmanı ile daha net bir karar vereceğim. (bkz: üniversitede bölüm değiştirmek) (benzer bölüm olacak zaten biyolojiden, yaban hayatı ekolojisi ve yönetimine geçiş. bunun dışında veterinerlik ve zootekni de var aklımda ama yaban hayatı ekolojisi ve yönetimi daha uygun gibi şimdilik.

bazen onlarca saat mesaj beklersiniz gelmez sonra bir bakarsiniz yine gelmez.
t:umudu kaybetmek icin sebep olan durum.

bazen cok basit bazen cok zor olan is.

uydurulmuş çatışma.

kardeşim yerdeki düz kalasın üstünde yürürsen bir şey olmaz , ama kalası 5 metreye çıkartıp altında durursan çekim yasası gereği o kalas kafana düşer. bunu hıritiyan da inkar etmez, müslüman da , ateist de. tüm insanlar bunu kabul eder ve duyulur dünyanın bu kanununa göre yaşar sıkıntı yok.

ama bilim, dünyanın tek gerçekliği fizik gerçeklik demeye kalkarsa , başka hiç bir gerçeklik yok derse o zaman kendi alnından çıkıp felsefenin dünyasına girmiş olur. yani faşistlik yapıp hem dine hem de felsefenin alanına saldırmış ve tecavüz etmiş olur.

hem bilim hiç bir şeyin niçinini araştırmaz , sadece nasılını araştırır diyeceksin hem de fiziksel gerçeklikten başka hiç bir gerçeklik yoktur diyeceksin. yok öyle çakallık sayın bilim. otur oturduğun yerde adam gibi uslu uslu bilimini araştır. sedat peker'e tüm pisliklerini anlattırırım yoksa. kafana sıkarım senin kafana.

anarşizm en iyi kuraldır.

koyulan bir kural da varsa hiç birini tanımamak. yakıp yıkıp, yerle yeksan etmek. ilişkide kural nedir aga bu arada? hayırdır sağlık bakanı ile çevre ve ormancılık bakanı aşk mı yaşayacak da bu kadar resmi prosedür falan koyuyorsunuz?

bu durum beni benden alıyor. bahsettiğim şey otobüs, okul, kütüphane gibi bir yerde bir vesileyle plansız şekilde gelişen sohbetler değil. hani yere bir şey düşürür toparlamasına yardım edersiniz, kulak misafiri olur gayri ihtiyari bir cevap verirsiniz falan değil. bahsettiğim şey bir anda vahiy yoluyla aklına gelmişcesine mesaj kutusuna düşen "sohbet etmek istemiştim" mesajları.

* abiciğim, ablacığım, güzel kardeşim; ben seni tanımam, sen beni tanımazsın. sohbet edip benden ne gibi bir bilgi almayı düşünüyorsun? bu sohbet sürecinde sen bana ne katacaksın, ben sana ne katayım? ayrıca gerçekten anlamıyorum, alnımda "sohbet hayratı" yazıyor da benim mi haberim yok? o mesaja evet desem bir dert, çünkü konunun ne olacağını bilemiyorum ve geçmiş tecrübelerim hiç hoş şeyler olmayacağını söylüyor. hayır desem başka dert, belki muhteşem bir şey öğreneceğim senden ve bundan mahrum kalmak istemiyorum. soru sormak istiyorsan sor, cevaplayayım, geç git. bu kadar basit. n'olursun, rica ediyorum; bana bunu yapmayın. sosyal fobiyi büyük oranda yenmiş olabilirim fakat bu durum benim içimde kalan o minik sosyal fobi damlasını kaynatıp kabartıyor. lastik gibi gerildikçe geriliyorum. *

o anda, o an gibi anlamlara gelir.

örnek/ o esnada mutfakta yemek yapıyordu.

ordu geçtikten sonra, borazanı g..üne sok borazancı efendi. şeklinde açıklanacak geri geliştir.

asrın icadı bu olur bence.

buradan isveçli bilim adamlarını göreve davet ediyorum. akşama kadar eşşek gibi okuyorsunuz ne akşamı lan 6 ay gece zaten sizin orada, 6 ay boyunca kafayı kaldırmadan okuyup duruyorsunuz ve bu aklınıza gelmiyor. ne biçim bilim adamısınız siz? bilim adamıysanız ve adamsanız bunu icat ederseniz.

canlıları oluşturan biyomoleküllerin yapılarını, işlevlerini ve genetik bilgilerinin nasıl aktarıldığını inceleyen bilim dalıdır.

çalışma alanları

eğitim ve araştırma hastanelerinde
ilaç firmalarında
kök hücre merkezlerinde
biyoteknoloji araştırma merkezlerinde
tüp bebek merkezlerinde
üniversitelerde

buradan

(bkz: peygamber olabilmek için aranan özellikler) (bkz: peygamber olmak için gerekli ölçütler)

son dönem modernizm tartışmalarında buna atık insan diyorlar.

kelime biraz insan onuruna hakaret eden bir kelime gibi olsa da kendini gerçekleştirememiş, hak ettiği yerde olmadığına inanan insanlara bu adı vermişler. bana kalırsa herkes hak ettiği yerde ve tam olarak istediği konumda. sen ne olmak istemişsen zaten o olmuşsun dostum.

peygamber olabilmek için her şeyden önce, orta doğu'da doğmak ve semitik ırktan olmak gerekir. dinler tarihindeki peygamberler, ibrani'dir ve arap'tır; özellikle ibrani/yahudi peygamberlerin sayısı baya bir fazladır. samiler dışındaki toplumlarda "peygamberlik" diye dini bir kurum yoktur. bir de bunların yanında erkek olmak, iyi bir hitabet ve belagat gücü, kurnaz ve girişimci bir zeka, medya ve siyaset gücü, peygamberliğini iddia ettikten sonra şansının yaver gitmesi gibi diğer etmenler de dahildir. (bkz: peygamber olabilmek için aranan özellikler) (bkz: peygamber olmak için gerekenler)

boşuna kasmayın gençler herkes karşısındakini geri zekalı gibi görür zaten.

allah 2 kilo akıl göndermiş dünyaya 1 kilosunu bana vermiş geri kalanını diğer insanlara dağıtmış kafasında herkes. hem cidden iq un einstein’den daha yüksek olsa bile kimse beğenmez aklını.

zaten bu dünyada nazar değmeyen tek şey akılmış. zira kimse kimsenin aklını beğenmediği için imrenerek bakmadığı için nazar değmezmiş. anladın mı zihinsel özürlü , pirinç ve mercimekten daha küçük beyne sahip, frontal lobunu fareler kemirmiş , nöronlarını karga gagalamış allah’ın geri zekalısı. işte böyle buyurdu kanatları yelelenmiş şekilde uçuşan büyük zerdüşt.

geldi, kendince bir şeyler yaptı ve yine gitti. hiçbirinde ben ve duygularım yoktu, kendi gönül davama bile seyirci kaldım. bırak dosyayı, binayı bile ateşe verdim. şimdi yaz kızım... the amount of fucks i give, anymore.

hallederizz

bu kelimeden sonra içimden gelen bi “bir ay sonra falan” cümlesi oluyor maalesef ki

yaşadığım bir durumdur, özellikle kış aylarında anlık bir sıkıntı değil de "hayatımda şuanda beni heyecanlandıran hiçbir şey yok"diye ağladığım çok oldu. genelde de en fazla 2 hafta heyecansız geçince böyle bir hale düşüyorum, nasıl adlandırılır bilmem.

meleyen kuşak. tüm kuşaklar içinde mevcut.

garip bi hal hatır sorma sorusu.

"nasılsın yaşamım" diye niye sorulmuyor mesela. ikisi de eş anlamlı değil mi?