zaman tüneli

esir satan kimse.

esircilerin piri, beni israil zamanında naum adlı bir bezirgan idi, yusuf'u kuyudan çıkararak mısır'a götürüp aziz el mısri'ye satmıştı.

ruhsar vardı ya en efsanesi.

bugün tüm şarkılar şerefine çalacak yazarı,(bkz: rochesterlı köylü güzeli)
biz de pata gibi kenardan dinleyeceğiz.
hoş geldiniz.. iyi yayınlar..

bilmezler ki!
''hindistan (pakistan) müslümanlarının türkiye'nin kurtuluş savaşı’na mali katkısı’ türkiye için çok kritik iki savaşın kazanılmasında önemli kaynak oldu. bu para savaşta garp cephesi'ni ayağa kaldırdı, savaştan sonra da iş bankası’na sermaye olup, türkiye'yi yabancı banka egemenliğinden kurtardı.''
(bkz: https://www.hurriyet.com.tr...).
azeriler, anadolu türkleri gibi oğuz boyu'na mensuptur .

baba vardı. gerçi dizinin adı başka olabilir.

ayşecik vardı.

süper babaydı galiba.

bizans dünyasında "put kırıcılık" adı verilen devrede sarayburnundan çok sayıda heykel denize atılmıştır.

arkaya kıvrılan yatırtma tabir edilen kısım, omuzlara kadar inerdi.

bu disk 1 mayis'ta poposu tutustugundan taksim yerine kadikoy'de kutlama yapan sivil toplum orgutu degil mi? mazlumun yaninda durmayip, izmir gibi chp'ye ait olan bir belediyede borularini otturebilecegini dusunup boyle absurt taleplerde bulunabiliyor. vallahi samimiyetsiniz billahi samimiyetsiniz.

yiyorsa sanayi bolgesindeki islerin haklarini koruyun boyle ama yapamazlar tabii. ya da akp'nin oldugu belediyelere boyle taleplerle gidin*

edit: en son yazdigimin ustunde cok durulmus, onu da belirteyim.

yaklaş yaklaş bişey dicem. ben hala pringless almadım hiç. dgdgs

yenge var diye soramadım sadrazamın sol tarafında kim duruyor diyeceğim olmayacak ?*

... anadolu hareketine ve mustafa kemal kuvvetlerine karşı durmadan sövüp sayan bazı gazeteler bile sahifelerini boydan boya türk bayrakları ile; istiklal savaşının büyük kumandanlarının fotoğrafları ile; bu savaşın, bu zaferin en büyük ve gerçek temsilcileri bulunan mehmetçik resimleriyle doldurup taşırıyorlardı. hele bir gazete, düşmanı süngüsünün ucuna takarak denize iten bir türk askeri tablosu hazırlamış, resmin altına şu satırları yazmıştı: "hangi hayal bu hakikat kadar güzel olabilir?"

90'larda hangi film şirketiyle anlaştılarsa artık hep güzel aile filmleri olurdu.

migrenim tuttu, 0.125 bile fazla.

buyir

teşekkür ederim bugün dinleyeyim sizleri.

defalarca çöküp defalarca yeniden yapıldığını, ayrıca defalarca çöken veya tamiratı yapılan kubbesinin olup olmadığını bilmeyen;
ve bunları bilmeden merak eden düşman-cahillere iletmiş olalım, sarı selim döneminde mimar sinan tarafından yapılan eklemelerle günümüze kadar onca depreme rağmen ayakta kalması sağlanmıştır.
adına payanda denen bu eklemeler zaten ahşap, taş ve sıva ile yapılabilen yapıların teknolojisi bin yıldır aynı olup değişmediği için dahiyane eklemelerdir.
nitekim mihrimah sultan camii gibi insan ölçeğinden başlayıp süleymaniye ve selimiye gibi inanılmaz boyutlara sahip eserleri de gene osmanlı'nın imparatorluk gücü ile sinan'ın düşünme kabiliyeti bin sene sonra bir araya gelerek yapabilmiştir.
aynı malzemelerle şimdiki mühendislerin yapmaya büzüğü sıkmayacağı işler için bundan 500 sene önceki çok sınırlı imkanlara ve sadece el ile işleyen insan gücüne küfretmek ise başta belirtilen düşmanlık ve cahilliktir.
bunu birazcık kendini bilen yunan bile yapmaz.
(bir parantez açalım; şimdi biz bunları yazdık diye ırkçı falan oluruz(u: swh) ama bağzıları bizim ecdadımıza küfredince bir şekilde kendini sevgi kelebee ilan edebiliyor.)
ayasofya'nın adını 1453 itibari ile mesela fatih camii yapmayan ve tek başına entelektüel kapasitesi ve elinde tutup en üst imkanlarla daha da ileri taşıyarak yönettiği güç ile çağ açıp çağ kapatmaya muktedir fatih sultan mehmet ve onu işgalcilerden geri alan halaskar gazi paşa'mıza hürmetle...
bunların hepsi de bizde var başkasında yok.
çatlayın, patlayın.

on puan, on puan, on puan.

şu filmde deterjandan araba çıkıyordu.

bizlere okullarda anlatıldığının tersine, şehir üç gün yağma edildi. kadınların kızların ırzına geçildi. çok sayıda sivil katledildi. katliam ve yağma üçüncü gün sonunda fatih'in müdahalesiyle sona erdi.