zaman tüneli

bana hiç bi şi komaz valla. ne terkedilmek ne kaybetmek ne o ne bu. bana ağır gelen tek his haketmediğin şeyler duymak, aptal yerine konmak. hoş henüz koyabileni görmedimde koymaya çalışan çok oldu.

konuyla ilgili fikrim yok. kalabalık olsun diye geldim. populasyon hakkında az çok fikir verir size.

çay/ kahve derken şaraba doğru evrilenler de bugün ıtır.

nvidia hisselerim %10 değer kaybetti. hem de yüksek kar açılanmasının ardından.#3807204burdan okuyabilirsiniz.

bağırmak istiyorum. hatta bağırmanın ötesine geçip, bağırırken bi yerlerimi yırtasım var.

odak kimya satıyor.
eskiden bedava dağıtılan şey şimdilerde bilmem kaç yüz euro…*
almak isteyen olursa haber versin, indirim kanalı mevcut.

tanım: pantone renkleri, kod kod ayırmış şekilde onları oluşturan renkleri hemen altında yazan rehber.

esat kabaklı- memi kirve

yine türkülere düştük iyi mi?

yasak barbie, aşkı barbie, barbie dökümü, barbienin öcü, barbiezel, barbie vadisi. evet dizi çekeyim en iyisi bunlarla.

(bkz: gesi bağları) / (bkz: barış manço)
ah be barış ağabey, ah bee…

nvidia*, bir chip üreticisi olarak dünya lideri h-tech şirketi dir. 2025 dördüncü çeyrek için ''tüm zamanların en yüksek karını'' yaptı: 57 milyar dolar. neredeyse ayda yirmi milyar dolar! bu efsanevi bir firma karlılığı sayılabilir.

ancak bitirdiğimiz hafta borsadaki hisse değerleri düştü! evet düştü. herkes şaşırdı. bazı teknoloji şirketleri elindeki tüm nvidia hisselerini 24-26 kasım aralığında sattıklarını açıkladı. bu alışılmadık bir hareketlilik.

beklenen, olması gereken hisse değerliliğinin artmasıydı. ama azaldı!

işte bu az görülmüş durum gelecekte; ''nvidia paradoksu'' olarak derslerde anlatıacak. tarih kaynaklarında da okuyacağız, bence.

bunun açıklaması nedir? 'ölçekleme kuralı'* sarsılmış diyorlar. bu yapay zekanın ölçek arttırımı ile öğrenme yeteneğinin sınırına gelindiği ve artık arttırılamayacağı endişesinin sonucu mu? tartışmanın ucu yok. ne yaşandığı, niye yaşandığı anlaşılacak önün de sonun da. bana da buna isim koymak düştü: nvidia paradoksu. evt

yasemin mori'nin en iyi şarkıları listesinde ilk 10'a girer.

ben arada köye gidip yapıyorum. kurda kuşa rezil oluyoruz ama yapacak bir şey yok. muhtemelen benim için geldi bizim deli diyorlardır.

baskıda kabul gören hem kuşe gibi zeminlere parlak baskı (coated), hem de hamur kağıtlara mat daha doğrusu cansız soluk diyebileceğimiz kıvamda olan (uncoated) ve üzerlerinde cmyk renk formülleri bulunan ayrıca her boya firmasının kendine göre revize edip güncelledigi katalog.
ayrıca çok zor bulunur pahalıdır.

melike şahin/ ahmet ali arslan- gurbet türküsü

gbt için durdurulmayacak kadar temiz, kamuda çalışamayacak kadar kirli.

insanları yüksek sesli müziğe maruz bırakan kafeler ve restoranlar için toplu bağırma eylemleri yapılabilir. illaha bağırmak istiyorsanız buraları seçin.
bağırarak müziğin sesini bastırabilir ve sesimizi karşımızdaki kişiye duyurabiliriz.
bugün tam dört kez aynı şey söyledim:
-saçım çok dökülüyor..
+ne oldu saçına?
-saçım çok ..
+saçında ne var?
-saçım....
+ne?
-saç... (saçını tutuyor yolarcasına)
saçını başını yoluyor ama müzik susmuyor..


gelin bu bağırma isteğini sosyal sorumluluk projesine çevirelim...

#3801339 buna güncelleme geldi.

burası çok küçük bir alan. günlük aktıf sayısı 500 oldugu yazsa da 200 anca vardır. kısa süredir düzenli yazıyorum.
farklı insanlar var. kiminin paylaşımını yani günlüğünü hikaye okuma modunda okuyorum. görmediğim insanların hayatına şahit oluyorum. duyduguma göre hikaye yazan,gerçekliğini gizleyen yazarlar da varmış. demek ki bilinçli ruh hastaları da var.

burası bir köy aslında. her türlüsü var. buradaki sosyolojık tespitlerın kötü yorumlarını anlamanız için başlık verebilirim.

'' isim vermeden bir yazara seslen'' başlığı anadolu irfanı kadar gerçek.

sözlükte küçük insana rastlamadım. gençler bilmiyor. tahmınım yoğunluğu 30-45 yaş ağırlığında bir yer burası. benzer skalada olmak buranın havasını bence iyi yapıyor.

burada yazarken çok rahatım. kim ne olursa olsun hakaret edene denk gelmedım. standartta saygılı yazarlar.

öteki her yere gidiyor da, bir bakkal kalmışsa, biz karışmayalım derim. tamam gidemeyen de belki biraz suçlu da.. (bakkalların bu smokin mecburiyeti, malum genel bir şikayet konusu.. hani utanmasalar 'damsız girilmez' yazacaklar.. :)

6 aydır belki de kutusunda duruyordu. amca, "birlikte mickey mouse yapalım," isteklerine yenik düştüm.