zaman tüneli

modern zaman kölelerinde içten içe öfke uyandıran zengindir..

sırf şanslı doğdu diye adamın günahı ne?

aynı zamanda doğuştan zengin olan kişidir.

pek tanımıyorum ama duru bir lisanı var. söylemek istediğini anlatabiliyor, en azından ben anlıyorum.

biz bunu egede kahvaltıda yapıyoruz. zeytinyağı içine biraz kekik, biraz pul biber, biraz tuz, ban ekmeği oh mis.

al işte..! zavallı masum basit bir yemek konusunda bunca fırtına kopartılırsa olacağı buydu...
("al kırdın kırdıın..." :)

enişte: yaaa seni de bi evlendiremedik gitti kayınço. yok mu bi gelin adayı, arkadaş filan?

kayınço: yok be enişte.. huyu, suyu güzel, sözüne güvenilir, eli yüzü de düzgün kadın şans işi.. bizde ne arar o şans. talihin güzel olacak.. çıkmadı henüz öyle biri karşıma..

enişte: olur bee kayınçooo, dert etmeee. bak bana ablan çıktı işte karşıma.. sen de hayırlısıyla bulursun.. istersen ben bizimkilere de söylerim. şöyle helal süt emmiş, eli yüzü düzgün tanıdıkları bir kız var mı diye..

kayınço: eksik olma enişte.. ama nerde bizde o şans.. valla ablam kadar güzel ahlaklı, güzel, yuvasına bağlı bir kadın bulsam ben de kaçırmam. ben de evlenirim. ama nerdeee. zor işler zor...

herhalde aralarında böyle bir diyalog geçiyor olsa gerek.

kökü güçlü olanın dalları da sağlam olur........

çok makul ve mantıklı sorular soran bir yazar. epeydir böyle konuşmuyoruz aslında resmen ayran içtik ayrı düştük.

(bkz: ali koç)

futbol hakkında yazılanları okumak için donanımhaber futbol forumuna geçtim. inanın ekşi'den daha kaliteli bir ortamı var.

dh futbol'u bulduktan sonra ekşi'ye girmeyi tamamen bıraktım.

bunu tam olarak şimdi düşündüm:

"kıskançlık duygularından arınmanın en iyi yolu kendini geliştirmektir." — dahlvier

bu tabii ki herkes için geçerli olmayabilir, çoğu sözde olduğu gibi. ben bu şekilde kıskançlık hislerimden arındım galiba. yani yaşla da alakalıdır tabii de işte kendimi de istediğim alanlarda yeterince geliştirmem de eziklik, kıskançlık, kompleks gibi negatif duygulardan arınmamda önemli rol oynamış olmalıdır.

bu, herkes için geçerli olmadığı gibi, her durumda da geçerli olabilecek bir söz değil tabii. yani sevdiğini kıskanmak diye bir şey de var ve bu durumda sizin kendinizi geliştirip geliştirmemeniz bir anlam ifade etmez/etmeyebilir.

yani kendini belirli alanlarda yetersiz görmekten doğan, o alanlarda başarılı olan insanlara yönelik olan kıskançlık hislerini aşmanın yolu kendini geliştirmekten geçer, demek istiyorum.

ilk okuduğumda "bu ne len" diyerek bir kenara attığım fakat sonra bir şans daha verdiğimde post-modern türün en iyisini elime aldığımı fark ettiğim kitap. kitabın genelinde ise aslında hep yarım kalan hikayelerle baş başa kalıyoruz. zaten yaşam da hep yarım kalan hikayelerden ibaret değil mi?

(bkz: kasayı yan yatır)

türkiye de kanunsuz zenginlerin hukuk devleti var. aç kalmış gariban marketten yiyecek çalarken yakalansa anasını belliyorlar lakin sermaye sahipleri tek seferde 300 500 milyon çalıyor nerdeyse teşekkür edecekler.

mesela seyyar satıcı görseler sokakta adamın hem tezgahını alıyor hem de darp ediyorlar vergi vermiyorsun diye, ama 5 li çetenin milyarlık vergi borcunu tek kalemde siliyorlar. adalet ve hukuk devleti be kardeşim.

bu ayrı bir level bence. bir de olum şimdi yanlış anlaşılmasın ama çok güzeller nasıl bakmayalım ki yemin ediyorum insan evriminin geldiği son nokta. fiziğin sınırı...

bir zamanlar epey popüler olan internet siteleri. facebook twitter instagram gibi başka siteler tarafından bitirilmişlerdir. güncel haberlerden tutun hobilere fobilere kadar pek çok başlık açıp altında insanlar kendi görüşlerini falan yazabilirler tabi sözlük olmadığı için tanıma da gerek olmaz. mesela elan bu sözlükteki "sözlük yazarlarının" diye başlayan herşey forum tarzıdır. zamanında forum tarzı entry o yazının silinmesini gerektirecek bir suç unsuru teşkil ederdi. neyse meselemiz forum geri dönelim forumda bir avatarınız bir imzanız ve rep seviyeniz olurdu yazdıklarınızı beğenenler size artı oy vererek selam ederdi. özel mesajlaşma ile de muhabbetler kurulur sonra bura kasıyor msn var mı teranesi nağmeli söylenir bol titreşimli konuşmalar yaşanırdı. tabii bu bahsettiklerim bundan 20 yıl evveli falan. fena girmiş hayatımıza internet.

takipte olunan yazar.

babağzı aneyzinin göğsüne bakmayan erkeklerin feyz alacağı olgunluk erişimidir.

babeyzinin gözlerinden aneyzinizin göğsü gibi görünür tüm kadınların göğsü işte o zaman.

bir kadın neresini göstermek istiyorsa orasına bakarım...