zaman tüneli

sanayide yapılmış olması. içine motor yağı mı koyuyorlar ne yapıyorlar bilmiyorum. havasından mıdır çok lezzetli oluyor. ortamın salaşlığından da olabilir.

üzerine cıslatılan pul biberli, kızgın tereyağı.

içine mayonez, ketçap, domates vs doldurulmaması!

ya bir insan hangi mantıkla tostun içine domates koyar allah aşkına ya! düşünüyorum düşünüyorum aklım almıyor.

hayatta dış dünyaya hiç temas etmemiş, ömrünü mızrakla avlanarak ve çiğ et yiyerek geçirmiş bir yerli bulsan, onunla arkadaş olsan, zaman zaman bildiğin yemekleri yapıp ona ikram ediyor olsan ve bir gün de ‘tost yapayım’ deyip sucuğu kaşarı ekmeğin içine koyduktan sonra domatese davransan; o yerli, domatesi tutan o elini şöyle bir kenara ittirip; “hayırdır kardeş, yerliyiz, bazı şeyleri bimiyoruz diye benle t..ak mı geçiyorsun; s..rim seni de tostunu da” deyip kabilesine döner.

hiçbir şey de diyemezsin, haklı adam!

kdp lideri mesut barzani'den, şırnak'a yaptığı ziyaret hakkında kendisine eleştiride bulunan mhp lideri bahçeli'ye sert yanıt geldi.
barzani cephesinden yapılan açıklamada, " biz, allah'ın devlet bahçeli'ye hidayet verdiğini, ırkçılık ve şovenizmden vazgeçtiğini sanıyorduk." denildi.
devlet bahçeli, kdp lideri barzani'nin şırnak gezisi sırasında silahlı korumalarla kente gelişini eleştirmişti.
olayla ilgili soruşturma da başlatılmıştı.
kaynak

papa 14'üncü leo'nun ilk yurt dışı ziyaretini gerçekleştirdiği iznik'te kiralar yüzde 71 oranında arttı, iyi mi?
sosyal medyada "papa öncesi–papa sonrası ev fiyatları" başlıklı videolar peş peşe paylaşıldı.
emlak müşavirleri derneği bursa başkanı göksel birsen şu açıklamayı yaptı:
"papa'nın geleceği belli olduğu andan itibaren fiyat artışları başladı. özellikle göl manzaralılarda çok artış var. üstelik bu fiyat artışı, piyasa durgun olmasına rağmen yaşandı.

özellikle istanbullular çok yatırım yapıyor. osmangazi köprüsü açılınca ilk dalga gelmişti, bu da ikinci dalga.

mevlüt tezel

her sevgiliye aynı şeyleri söylemeye benzer, haberleri olursa ikisi birden tekmeyi atar aman diyeyim.

uzun uzun konuşmaya gerek yok, tam işsiz güçsüz aktivitesi bu.

browserda 3 adet farklı sözlük sekmeleri ve her sözlüğe entrylerini kopyala yapıştır yapmak marifetiyle düzenli bir paylaşım içerisindeyse bu kişi harbi işi gücü yoktur.

hayır bu kadar mükemmel ne yazıyorsunuz ki tüm platformlarda bu yazıları paylaşma gereği duyuyorsunuz o da ayrı komik. misal yazılarım bok gibi, tek platformu boklarım yeterli, arada yazar çıkarım biter gider.

bu kopyala yapıştırcılar deli baya,
edebi eser bırakıyorlar her sözlüğe teker teker
bu bir elmadır entrylerini 200 kişiye okutup mutlu oluyorlar
değişik bir dopamin ihtiyacı.

ben pilav ile yediğimde büyük zevk alıyorum. öyle yediğimi gören herkes biraz tuhaf karşılıyor ama bana ne. glck.

sözlüğe öneri yazasım geldi ancak uygun başlığı bulamadım. yapılmayacak lakin biz fikrimizi zikrimiz ile dost edelim yine de.

günlük başlık özelliği falan koysak nasıl olur. bir an filtresiz düşündüm beğenmezsen kafamıza vurma.
bu özellik ile açılan başlıklara yazılan her tanım 24 saat sonra silinsin. radyo başlıkları da bu özelliğe sahip olsa fena olmaz mesela, çene yapıyoruz yapıyoruz sonra sil sil bitmiyor tanımlar. tamam onları silmek işsizlik biliyorum ama orada gözükmelerini de istemiyorum ne yapayım.

minnettar olduğumuz, zor günde bize elini uzatan, bakış açımızı olumlu yönde etkileyen şarkı sözleridir.

minnettar olduğum bir şarkı sözünü bırakmam gerekirse;

" anılara kapılıp kanma
dünyanın da düzeni böyle... "

erkin koray
öyle bir geçer zaman ki

anılara kapılıp kalmamak ve önüne bakmaktan başka çare olmadığını hatırlatması açısından minnettar olunabilecek bir söz gibi duruyor.

hayatta her şey ve herkes hikâyenin sonunda bir anı olarak kalıyor olsa da, anıların geçmişte kaldığını kabullenmek gerektiğini hatırlatan bir sözdü.

#3810526
nickin tanımlara ilham veriyor xd.

günümüzde geç kalmışlık hissini oluşturan en büyük nedenlerden biri sosyal medyadır. insanların çoğu hayatlarını öyle olmasa bile çok güzel, başarılı, mutlu, zengin gibi gösterdiği için ekran başında bunu gören diğerleri kendi hayatına baktığında ve öyle olmadığını gördüğünde içine bir karamsarlık çöküyor. buna maruz kaldıkça da kendi içindeki potansiyel neşesini de kaybediyor.

sonuç olarak önce geç kalmışlık hissi, sonrasında da umutsuzluk ve pes etmişlik hissi baş gösteriyor.

çoğumuz yaşamışızdır bu durumu. fakat gerçekler bize gösterilenlerden veya bizim gördüklerimizden çok farklı olabiliyor. başkalarına odaklanıp kendi içimizdeki neşeyi törpülemek çok anlamsız.

aşağılıkça bir hareket. mehmet ali erbil yıllarca bu ülkenin televizyonlarında böyle iğrenç şeyler yaparak var oldu. bunları çıkardılar insanların karşısına, bunları meşrulaştırdılar.

bunlarla 2-3 neslin ahlakını, insan onuru algısını çürüttüler.

bunlarla kadınlara taciz eğlenceli bir şey gibi sunuldu, bunlarla iğrenç cinsel söylemler sıradanlaştırıldı, bunlarla erkekler kimliksizleştirilip alay nesnesi haline getirildi, bunlarla insanlar bir ‘ödül’ için yalvarır ve her türlü şaklabanlığı kabul eder hale getirilip dilenci muamelesi yapıldı.

biz çocukken bunlar vardı işte.

ve hala ortaya çıkıp o iğrenç hareketleri sergilemeye çalışıyor, gördükçe midem kalkıyor.

batar o bakkal.

mene men edilmiş bu.
seni yemeklikten men ediyorum yıkıl mene.

menem favorim oksijensiz hidrojensiz sudur balam.

bakakalmıştır belki. *

kiminin ilki, kiminin silkidir.

silk(ipek) demekmiş bilmeyen ya da aklına kötü bir şey gelen olursa diye bir düzeltme yapayım dedim.

bir n veya m ukdesidir.

bir hiroyoku morita filmidir.

ghibli stüdyosu tarafından hazırlanan bu animasyonun senaryosunu reiko yoshida, aoi hiiragi'nin aynı isimli mangasından uyarlamıştır. animenin danışmanlığını ise artık bir efsane haline gelmiş olan hayao miyazaki yapmıştır.

haru isimli on yedi yaşında bir kız bir gün bir araba tarafından ezilmekte olan ve ağzında bir hediye paketi olan bir kedinin hayatını kurtarır. geç kalması ile ünlü olan haru bugünden sonra tuhaf şeyler yaşamaya başlar.

çünkü kurtardığı kedi bir prenstir ve kedilerin kralı tarafından bu prensle evlenmek üzere kediler cennetine davet edilir haru.

bir anlamda alice tarzı dönüşümler yaşayan haru kralın davetine icabet etmek üzere yola çıktığında beyaz şişman bir kedinin peşine takılır ve bu yolculuk sonunda da baron isimli egzantirik bir kedi ile tanışır.

bundan sonraki mücadele ise baron, şişman kedi, yuki ve haru'nun kediler cenneti denen krallıktan kurtulma çabasıdır. zira haru yavaş yavaş bir kediye dönüşmektedir.

keyifle izlediğim ama hayran kalmadığım vasatın üzerinde bir animedir.

limon ve karabiber.

salça kavurup sürün içine pulbiberle.