zaman tüneli

neredeyse orgazm olacaktım. size şimdi yanlış gelir. geçen gün öyle hoş okudu ki... ben bunu öbür dünyada konu etmeyeceğim... güzel bir ezan vardı, dinledim, ağlamaklı oldum, geçti bitti.

yak. beni 10. katında yak. allah'a savaş açanlar kaybeder. est. ne kadar kötü kul olduğumu söylemek istiyorum.

" gizlenmek zevklidir, bulunmamak felaket.. "

donald woods winnicott

senaryosu ömer faruk güler tarafından yazılan ve yine aynı ismin yönetmen koltuğunda oturduğu kısa film; kadrosunda nihal güven öztemizel ve ayşe güler rol almış iken 2020 yılında yayınlanmıştır.


orta yaşlı bir kadının banyoda düşmesi sonucu çare bekleyişini, yalnızlığı, hayatın bir anda bitiyor olmasının kişi üzerindeki etkileri konu ediniliyor.

çocukları o sırada evde olmayan ve kendisi de orta yaşlı bir kadın olan kerime, bir kadın arkadaşıyla oturmaktadır, arkadaşı gitmek istediği yere onu da götürmek ister, ancak ayakları ağrıdığı için gidemez,
çaresizdir, arkadaşını yolcu ettikten sonra ise duşa girmeye karar verir, duşa girmeye hazırlanırken beyin kanaması geçirir ve sesini duyuramayacak kadar kötü durumdadır artık...

düştüğü zeminde debelenir ve çare beklerken hayatının bu şekilde bitiyor olma ihtimâli ile burun buruna gelir, hiç beklemediğin bir anda ölmek, belki de dünyanın en korkunç şeyidir, sesini duyuramaması bir felâkettir.

kurtarılmayı beklemesi ve bir çare bulamamasıyla filmin sonuna doğru yaklaşılır.

şimdi ise filmle kişisel fikirlerime geçmek istiyorum.

sinematografik açıdan biraz dikkate değer gibi bulsam da derinlikleri olan bir kısa film değildi benim için, üzerine düşündürücü bulduğum tek konu ise şuydu filme dair;

çare bulabilseydin, çaresi olsaydı, hayatın ve her şey daha farklı, bambaşka olabilir miydi?

cehennemde kemiklerim eriyecek.
erisin.

ben, en müslümandan daha hayırlı bir insanım. sadece amcam hariç.
allah beni 7 değil 8. katında yaksın.

ben, peygamberi kadar düzgün bir hayat yaşadım yaşım 33.
sadece içtim.

içtim diye, beni yakacaksa. 9. katında yaksın.

ben böyle bir uhreviyeti hak etmedim ama allah bilir.

ben ziyadesiyle gülerek izledim. çağlar çorumlu ve mehmet özgür'ün, oyuncu olduklarını bilmesem, kendileri gibi olsunlar diye özel seçilmiş gerçek kişiler olduğuna inanırdım.
keza serkan keskin'in.. (mükemmeller.)

cengiz holding, konuyla ilgimiz yok diye birazdan açıklama geçer.. (cengiz bey milletle ilgileniyor muş.!)

bir defter buldum sandım kendimi tanrı
suçluları tek tek yazdım adıma dedim kira
l geldi karşıma dedim sıçtık aha
zekiyim diyorum kızım anlasana

geldim gördüm gezdim arkamda ryuk
gözlerinden öpüyorum ağrıyor mu uyluk
bir defter uğruna düştük bir belaya
tabancayı unutmuşum la helada

allah'ın oğlu yere inecek, ona siktiri ilk ben çekmezsem kafamı kesin.

bildiğim şeyi demekten vazgeçmeyeceğim.
çünkü allah'ın oğlu yok.

tek dozluk göz damlası. göz kuruluğunun semptomlarını tedavi etmek amacıyla kullanılıyor. benim gözlerimi yaktı. göz kuruluğu için kullanılan göz damlasının gözleri yakmasına anlam veremedim. novaqua daha iyi.

çok az karakter vardır ki rock lee gibi bir delikanlı, bir cengaver olsun. çok az insan vardır ki rock lee’yi dövüşürken izleyip hayran olmasın.

onu eğiten sensei bile ona hayrandı; böyle bir kraldır.

rock lee ilk başta chuunin sınavlarında hyuga neji ve tenten’in olduğu takımda yeşil eşofman giyen bir karakter olarak karşımıza çıkar. bölüm ilerledikçe bir anda sasuke denilen tipi tipi madara etmiş, sonrasında da kral arkasına bile bakmamıştır.

sınavlarda herkesin tir tir titrediği gaara denilen ucubenin ağzını burnunu dağıtacaktır ama mangaka izin vermemiştir yoksa top gibi sektirdi reis.



ustası might guy sensei, hatta takım arkadaşı hyuga neji bile kendisinden bir tık çekinir.

seni doğuran ana “bir aslan doğurdum.” desin be kral.

bu eleman öyle “elimle mühür yaptım, totomdan ateş attım” gibi takılmaz ha; bu öyle delikanlıdır ki jutsu falan kullanacak vasıf yoktur kendinde. ama yumruk yumruğa “vs gel” diye okul çıkışına çağırsa jutsucular altına 3 kilo bırakır.

yetmedikleri de olur.. bir tanesinin bile fazla geldiği de.. ( ama sorun kelimelerde değildir. herkeste bunu bilir.)

''acı da iyi bir duygudur, çünkü incinen kısmın henüz çürümemiş olduğunu gösterir."


spinoza/ethica

fakir pandaya hediye etmek isteyen olursa edebilir.

benim kralımdır.
ülkenin gol kralıdır.
milli takım gol kralıdır.

fetö fetö diyenlerin belçika maçında yükselip attığı gol, analarının makatından girsin.

bu ülkeye en güzel hizmeti yaptı. goller attı. babalarınıza sorun, analarınız bilmez... *

şöyle yada böyle.. önemli mi ki..? "biz"den olmaz demiş. nitekim olmamış.. kim'le olup olmadığının konuyla ilgisi artık yok sayılmalı..

kolektif bilinci yansıtan duygusal, düşünsel bir alan ; psişik bir katman.

götüyle, her yeriyle gol atardı.
bu da fenerbahçe'ye gidip, orada da golller atıp mahvolan 1 kimse...

altın ayakkabı,
gümüş ayakkabı,
bronz ayakkabı,

sahibi.

fakat esamesi okunmaz. çünkü galatasaray'ı sattı.

galatasaray'ı satanı galatasaraylılar unutur. yani tüm türkiye.

takımsız geberip gidecek.

uzatmak mı bırakmak mı.. :)
(sanırım panda da gen havuzu mağdurlarından.)

doğduğum aydır, severim kendisini.

sonradan da zavallı aralığı suçlamayalım ama: ' la bu nası hoşluktur" diye.. malum memleketin hali ortada. bi hoşluk yaratacaksa millet kendisi yaratacak.. durum vaziyetleri ortada iken, aralık ne yapsıın ocak ne yapsın.. gerçekçi olalım.. (zira haşarat tayfa çamdı, noeldi perişanlığa bahane yaygarasına amade aportta bekliyor. yalan mı.?)