zaman tüneli

ya böyle uğraştırmayın, nick verin hemen yenge listesine ekleyelim ki gidip kalpli gülücük falan atmayalım*

az veya çok hepsi de kahverengi değilmi ki.. :)
(kahverenginin elli tonu için birbirimizi boşuna eskitmeyelim derim.)

senden de, seni sevenlerden de etimle kemiğimle nefret ediyorum.

sen 300 milyonluk takımı anadolu takımı gibi oynatan bir vasatsın. sınırsız transfer bütçen var ve orta sahamız yok. sığır press dışında bir bok bilmiyorsun. transfer sezonunda "12 kişi mi oynayacağız ihihihi" diye falga geçtin. antrenman falan da yaptırmayı bilmiyorsun. takım dakika 70'ten sonra kıçından soluyor. topçular kolayca sakatlanıyor. erzurum'daki kankilerin kondisyoner antrenör olunca sonuç bu işte.

galatasaray'ı bitirdin lan. bizi de bitirdin lan. defolup gideceksin lan.

bu adamı seven sayan galatasaraylılığını sorgulasın, benimle de muhattap olmasın.

insanlığını kaybetmiştir..
duyarsızlaşmıştır.

bencilliğinde boğulmuştur.

allah hiç bir çocuğu aç uyutmasın. aminnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn...

aminnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn...

yazarken bile kalbim sıkıştı.

"bur sa lı sın
sen böy le sin" tekerlemesi. işaret diliyle söylenir.

insanların dürüstçe kendilerine baksalar aslında sevmedikleri insan tipi olduklarını göreceklerini düşünüyorum...
(bkz: insanın kendini kandırma riyakarlığı)..

merdivenden kaçanlar*

şu son zamanda hortlayan toksik ilişkileriyle sözlüğü yangın yeri yapan tipler.

huzur bırakmadınız anasını satayım.

müge anlının program dönüyor kaç gündür akışta.

allah kimseyi açlıkla imtihan etmesin. herkesin sofrasına bereket versin. benim en sevdiğim kelimelerden biri elhamdulillah'dır. içtiğin su, aldığın nefes, yediğin bir lokma şükür sebebi.

günümüzde evini zar zor geçindiren, aldığı maaşın yarısından fazlası kiraya giden pek çok aile var.

diğer yandan çok fazla şükürsüz insan da var. evine 150-200 bin girdiği halde fakirlikten dert yanan insanlar var. bunun en büyük sebebi bunlar hayatlarında hiç açlıkla imtihan olmamış.
(ben de hayatım boyunca hiç aç kalmadım çok şükür ancak annemden babamdan şükretmeyi öğrendim)

bizim şirkette yemekler burada yapılıyor. her insanın sevmediği sebze veya yemek olabilir ama o kadar çok şikayet eden var ki. sen 5. yıldızlı otele gelip gurme'cilik yapmıyorsun. amacın karnının doyması.
misal bugün çorba, bamya, pilav, cacık, salata vardı. bamya var diye gelmeyen çok kişi vardı. etli çiçek bamya mis gibi yapmışlar. üzerine de 2 dilim limon sıktım mükemmel oldu, değil 1 tabak 3 tabak olsa yerim. şu yemek fransız yemeğin olup adı le-bamya olsa, 500₺ verip "ulan fransızlar da ağzının tadını biliyor, bu le-bamya da ne kadar güzel yemek" diye hapur hupur yersin. ama yemekhanede çıkınca burun kıvırıyor.
keza bizim yemekhane tavuğu yumuşacık yapıyor. hergün mutlaka etli veya tavuklu yemek olur. bazen az bazen çok ama misal biz kendi evimizde sebze yemeklerine bu kadar et koymuyoruz.
insanların bu kadar şükürsüz olması beni çıldırtıyor.

bilerek veya ıq.su nedenli, din 'ticareti' yapıyor alet oluyorsa koyverin rahvan gitsin..

yanlış anlamayın hanımlar lütfen dediklerimi ama görselini attıklarınız yemek değil tatlı. kadın yazarların en son yaptığı tatlılar başlığına atarsanız daha uygun olur diye düşünmekteyim.

şu başlığı düzeltin artık

öğrenmeye açık bir yazar.

(bkz: domates)
(bkz: soda)
(bkz: kaynak suyu)
(bkz: kestane)
(bkz: şeftali)
(bkz: balkan göçmenleri)

böğürtlenli ve bol çikilatlı muffin.



kek harcını yaparken de eksik kalan sütü göz yaşlarımla tamamladım.
işte bunlar hep çalma listemi düzenlemememin zararları.

cıvıl cıvıl enerjik şarkılardan birdenbire kazım koyuncu'ya, oradan katatonia, neşet ertaş, anathema derken en son unlu ellerimlen telefona dokunma cesaretini göstererek müziği kapatabildim.

sonra şeker de yetmedi, unu bir tık fazla oldu, çikilatını içine koymayı unuttuğum için dışına saçma sapan şekilli şukullu bir şekilde bocaladım mecburen.
yine de olsundu, güzel bir terapi yöntemi.
hiç değilse benim açımdan.

beni yazana bedava kombi,klima tamiri.

trust me, ı am a mechanical engineer.

başlığa girince gün kokuyor.
40lı yaş kadınlar, birilerini çekiştiriyor

rüzgar yapmışız, affedin.

biri de benim herhalde. sokaktan geçerken yemek kokularından bile rahatsız oluyorum düşünün o derece. kokan insan zaten apayrı bir olay, yazın belki bir derece tolere edebilirsiniz ama aralık ayında bile kokuyorsa o kişinin kendisine saygısı yok demektir.