sayende kendinden ölesiye nefret eden bir kız var şimdilerde, seni kendinde öldüremediği için her an biraz daha kendini yok eden bir kız çocuğu, ne de yazık...
bir insanın ömründe savaşabileceği, sonunun kaybetmekle biteceği bir savaş... ne yaparsan yap o savaşa girdiğin anda kaybetmeye mahkumsundur. ne kaçabilirsin, ne kazanabilirsin. öyle bir savaş..
-ay ne güzel çabuk atanıyorsunuz siz,
-işiniz de kolay bi iğne bi serum,
-gece nöbetlerinde hep uyuyorsunuz
-milattan önce hastanede yatarken hemşirenin biri canımı çok yakmıştı
-hemşireler çok suratsız oluyor sen de öyle misin?
birkaç arkadaşım bunu yapmayı çok severlerdi, ne dersen de hep sidik yarışına girerlerdi; en büyük dert bende, en çok ben üzüldüm, en iyisi benim. ay tamam al hepsi senin olsun uzak kalsın benden
tek başıma koca kupada içtiğim ama aslında sevilen birkaç kişiyle içilen içecek. başkalarını bilmem ama birileri ile türk kahvesi içmek bende ayrı yer edinmiştir hep
kokular, çocukluk hissini yaratan belli kokular var onları çok özlüyorum. mesela bi ıslak mendil markası vardı ilkokuldayken herkeste ondan vardı çok güzel kokardı onu özlüyorum, hep ekmek aldığımız ekmek fırınındaki odun ekmeği kokusu, evdeki fırına sinen kek kokusu, kandillerde evlerden gelen pişi kokusu, kışın gelen soba kokusu, soba üstünde yanan ekmeğin kokusu, camı açınca eve giren yanık odun kokusu, babamın o zamanlar kullandığı parfümünün kokusu ve gazete kağıdının üstünde bekleyen böreğin kokusu... özlüyorum işte
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.