dareyn yazar profili

haddinde olmayan şeyleri konuşan insanları sevmem malesef.

türkiye uyarlamasının asla olamayacağı bir program. insanlar programa ilk başta tatil yapıp arkadaşlıklar kurabileceği bir yer zannedip katılıyor. taa ki aradan 12 saat sonra temas yasağı uygulanıyor. ödül 100.000$ iki çift ceza yediğinde grubun alacağı toplam ödül de azalıyor. anlayacağınız insanlar iradelerini ne kadar kontrol edebilir? tüm olay bu. bir de oradaki kişilerin s*ksiliği de bir başka tabi.

erkeklere mesaj atıldığında ya bilgisayar oyunu oynuyordur ya dizi izliyordur vs diyor kızlar gibi instagramda 3 saat gezmiyor diyor sanki kendisi çok yararlı işler yapıyormuş gibi* kızın nişanlısının zihniyeti çok garip aslında direkt türk erkeği zihniyeti. kız bir de yapılan eleştirilere karşı savunma yapmış. erkek kadınlarda kıl tüy olması durumunu hâlâ kabullenememiş 21. yy'dayız diyor. ne alaka? asıl şimdi kabullenmesi gerek. şimdi erkekler bile kıllarını alıyor o zaman biz de kılları olan erkekleri yadırgayalım. nude konusunda haklı mı emin değilim ama umarım değildir çünkü her erkeğin aynı olabileceğini düşünmüyorum. yalnız çok dobra konuşmuş. bir de zeki kız iyi değildir diyor erkekler zeki kız istemez zaten yine burada da doğru konuşmuş.

"o ölürse biz ne yaparız?" dediğim tavşanımı kaybettim. yaklaşık 9 aydır bizimle beraberdi. bizimle yer içerdi. bir gün birden felç geçirdi. veterinere götürsek de o gün akşamında kaybettik. şimdi 2 hafta oldu o gideli. çok özleyeceğim.

zaman kavramını gerektiren bir eylemdir. zamanla her şey değişir. insanlar değişmez denilse de, insanın düşünce yapısı değişir. 5 yıl önce tanıştığınız karaktersiz bir bireyi yıllar sonra kendini geliştirmiş, saygılı bir birey olarak görmeniz mümkündür. kısaca "insanlar değişmez" lafı yalandır.

iyi bayramlar sözlük! bundan daha güzel nice bayramlar yaşamak dileği ile.

bayram sabahı gelmişler davul zurna çalıyorlar. sinirlerim bozuldu. bayramda mutlu kalkmak yerine sinirli kalktım bu nedir be?

zıbınımsı body ler. altına pantolon giyilen...iğrenç.

kitap okumayı sevmeyebilir ama film izlemeyi sevmemesi daha üzücü.

f= m.a

olur olmadık yerde yanlışlıkla canlı yayın açma korkusu.
insanlara güvenme korkusu. herkes kurgu yapıp yalanlara sığındığı için birine güvenmek zor geliyor.
fotoğrafımı başka birine gönderip dalga geçme korkusu.
beni dinliyorlar mı acaba korkusu. konuştuğunuz bir ürünün reklamını görmek korkutuyor.
linç korkusu ve elestirilme korkusu.

iç güdüsel bir durum bence. memleketine hiç gitmeyip överek ....'lıyım diyen insan çok gördüm.

kendini ve sohbetini beğendiğim gibi nickini de çok havalı buluyorum. sohbeti heleki çok hoş, çok canayakın biri. daha bir kere konuşmuş olmamıza rağmen çok ısındım. hep buralara neşe ve ışık katması dileğiyle. *

vasattır. hele de bir insanı bu kadar üst seviyeye çıkartmak ultra vasatlıktır.

dizi: bartu ben, yarım kalan aşklar.
film: çok var aklıma gelmiyor.

bir de yeni sezon gelebilirmiş. saçma salak senaryolar uyduruluyor. bence artık devam etmemeli. oyuncular gerçek duyguyu katamıyor çok sahte geliyor replikleri bana. eda ece'den bahsetmiyorum bile kötü bence. entrika iyi sadece.

ikide bir böyle; insanların inandığı şeyleri yargılayan saçma başlıklar açılıyor. lütfen başka bir şeylerle uğraşın. saçma sapan başlık açacak kadar boş olmayın.

okulda bir tane kız vardı elden ele geziyordu kitabı herkese veriyordu. ben istediğimde ise başka birine söz verdim o okuyacak sonra başka biri derdi. tüm serileri sınıfa okutmuştu. kız ile muhabbetim olmasına rağmen bana sadece tek bir kitabını verebildi. hep kitabını erkeklerle paylaşıyordu çünkü neyse amaan bende de böyle bir anı kalmıştır.

ağustos böceği ile karınca hikayesinde ağustos böceğini haklı bulurdum. çünkü karınca büyüklük edip ona ders vermeye çalışmıştı.

bahsi geçen yazar sevilen biriydi. ben de severdim ama böyle bir şey olduğunu görmek beni biraz üzdü. kendisi tırnak içinin başka birinden alıntı yaptığını o amaçla kullandığını yazmış ama bir şeyi belirtmek için de kullanılır yani ben öyle anlardım. bir de alıntı butonuna basmak o kadar da zor olmamalı diye düşünüyorum ama yine de herkesin kendine göre doğruları vardır. yukarıda bir yazarın söylediği gibi baştan uyarmak daha da iyi olurdu. böylece kimsenin kalbi kırılmazdı ve linç yemezdi. linç yemek gerçekten de berbat bir durum. bir kere gururunuz eksiliyor. neyse ne diyelim ölen öldü kalan kaldı. hadi kal sağlıcakla.