sokakta açlıktan kırılan, gelen geçenden en iyi ihtimalle tekme yiyen, en kötü ihtimalle yüzlercesinde olduğu gibi işkence görerek öldürülen hatta bazen direkt olarak istismar edilen köpeklerin sinirli olması normal değil mi? günlük besin ihtiyaçlarını karşılamayı geçtim bu ekonomik krizde insanlar kendi evlerine bile ekmek götüremezken o hayvanlar haftada bir bile olsa düzgünce beslenebiliyor mu zannediyorsunuz? sokakta bulunup kısırlaştırılmak için kliniğe götürülen köpeklerin midesinden toprak çıkıyor, bu hayvanlar açlıktan toprak yemeye çalışıyor. varsa yoksa sizin bu hayata olan nefretlerinizi sokak hayvanlarına ve hayvanseverlere göstermeniz ama en önemli olan yine sizsiniz. güzel olan her şeyi yok edip yasaklayıp hapseden, öldüren bu insanlarla aynı ülkede yaşıyoruz.
evet, bana dokunmayan, başkalarına dokunmayan köpek bin yaşasın. insanlara zarar veren köpeklerin çözümü onları zehirleyip öldürmek mi? yeri gelince çok vicdanlısınız ama. karnı tok, gelen geçenden dayak yememiş, istismar edilmemiş ve kısırlaştırılmış hayvanlar insanlara zarar vermez arkadaşlar. sokak hayvanı diye de bir şey yok ayrıca, onlar kendi doğal alanlarındayken biz buralara apartmanlar inşaa ederek o doğal alanları yok ettik. şimdi onlara bir hayat borcumuz varken bir de onları katletmeye çalışıyoruz.
ps: en büyük "itperest" benim hadi bakalım.
#3131283
doğal avlanma alanlarının betonlaşması, su kaynaklarının kirlenmesi ve ekosistem dengesinin bozulması, kedi ve köpeklerin doğal yaşam alanlarını işgal ederek hayatta kalmak için insanlara zorunlu olarak bağımlı hale getirmiştir. şehirlerde yaşayan sokak hayvanları, doğal ortamlarından uzaklaştırılmış, yiyecek ve su kaynaklarına erişimleri kısıtlanmış ve hayatta kalmaları zorlaşmıştır. hal böyleyken insanlığın neden olduğu bu dengesizliğin sorumluluğunu üstlenerek, sokak hayvanlarına destek sağlamak bir vicdani görevdir, yaparsınız yapmazsınız size kalmış.
"doğada kendi yiyeceğini bulamayan yok olur" görüşü ise, insanın doğaya yaptığı müdahalelerin sonucundaki sorunları göz ardı eder. yok ankara'nın şu ilçesinde şöyle olmuş da böyle olmuş bunu açıkla deniyor, ben ankara belediye başkanı mıyım? size bu konuda bir açıklama borcum mu var, ben tarihsel süreçten bahsediyorum siz ise münferit bir iki örnekle bu gerçeği çürütebileceğinizi sanıyorsunuz.
ayrıca sizin aklınıza gelmiyor olabilir ama benim aklıma "ne yiyor bu serçe, bu güvercin?" sorusu geliyor. ben çocukluğumdan beri ailem hayvanları besler, ben böyle öğrendim vicdanlı ve merhametli olmayı, "kendi başının çaresine bakmayanları öldürelim gitsin" düşüncesiyle değil.
ağızlık kullanımı da belirli cinsler için zaten zorunludur, toplu ortamlarda ağızlık takılması konusuna bir eleştiri de getirmedim.
ben ve benim gibi hayvanseverler, hayvanlar ve insanların ortak iyiliğini gözeterek belirli düzenlemeler yapılmasını talep ediyoruz. sizin gibi "sokak itleri öldürülsün" diyen, üslupsuz ve içindeki şiddeti ancak hayvanlara yansıtabileceği için buna kılıf bulmaya çalışan bir avuç insan gibi hayvan katliamını savunmuyoruz.
hayvanların öldürülmesini hiç vicdanı sızlamadan savunan kişiler, yeri geldiğinde o hayvanlara rahatlıkla şiddet de gösterebilir. siz bu kişilerle aynı toplumda yaşamak ister misiniz bilmiyorum ama ben istemem.
devamını gör...