3. sezonunun gelmeyecek olması cidden çok yazık.
çok kaliteli bi işti bu. castı mükemmeldi. bu kadar olur.

holden ve ed kemper’ ın bi sahnesi var. holden kadar ben de nefesimi tutmuştum ikisini izlerken.

holden’ ın totosuyla ilgili de çok gif dolanıyodu o zamanlar. yani komik ölçüde belirgindi. sapık gibi link koymayım şimdi. konu o değil, amme hizmeti bu diil.

neyse işte.
ahh ahh, güzel işler uzun ömürlü olmuyor
bir diğeri, (bkz: hannibal).
devamını gör...

finalini izlediğimde uyuyamamıştım. sanki bi yakınımı kaybetmişim gibi yas tuttum yahu. öyle içime düştü. bu dizi vallahi kalbimde bi sızı. breathe me etkisini çok daha arttırıyor o son 10 dakikanın. şarkının linki eksik kalmasın. lütfen dokunun.



yazmaya ara verdim çünkü duramadım. yine izledim o son sekansı, şu an ağlayarak yazıyorum. aferin bana.
şeyi fark ettim. üzümlü kekim ruth 2025’te vefat ediyormuş. ah işte.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

dostyaski eserleri arasında sona bırakın diyolla bu kitap için.
benim ilk okuduğum kitabıydı. akışına, çok katmanlı oluşuna hayran olmuştum.
ben alyoşacıydım ama gri bir kitap bu. her karakterini iyisiyle kötüsüyle benimsetiyor çünkü.
devamını gör...

yeni bitirdiğim film.
toplumsal cinsiyet rollerinin ait olunan ekonomik sınıflardaki izdüşümünü göstermiş.

müjde ar ve macit koper başrollerde. macit koper’i ilk başta tanıyamadım. yaş aldıkça yüzü epey değişmiş.

filmde sık sık asiye nasıl kurtulur’ a selam çakılmış. ki zaten, iki filmi de aynı yılda çıkartmış yönetmen. o filmin tiyatrosunu izlemiştim ben.hala diyaloglar ezberimdeymiş. kafam zehir.

yönetmenin diğer filmlerinden arkadaşım şeytanla da anlatımı benziyor.

aktı, gitti. farklı ve güzel bir filmdi.
devamını gör...

şerif gören filmi, 87 yapımı. bazı spoilerlar içerebilir.

kar, kıyamet hakim filmin evrenine. uçsuz beyazlık.
üç tutuklunun sevkini yapıyor askerler.

karakterler masum ve içten çoğunlukla. suçlu olan kaçmayacağına söz veremiyor. askerler kolasına evet hayır oynuyor. reelde imam olan asker vakit namazlarını kaçırmıyor. rütbeli olanları terhis için gün sayıyor, spor malzemeleri tükkanı açacak. gazeteci kadınla küçük flörtler dönüyor.

şey detayını bile düşünmüş yönetmenim. asker namazdayken tehlikeli bir olay vuku buluyor. asker önce selam vererek namazını bitiriyor.

kadir inanır’ın canlandırdığı rüstem karakterinin yoz inadına sinir oldum. ölümün önüne geçemedi, yenilerine sebep oldu. arkadaşını namusunu temizle diye diye darladı, katırlaşmış rüstem.

halil ergün de oynuyor filmde, apturaman rolünde. adam o zamanlarda da yaşlıymış hafiften. nasıl desem, ali rıza beyin 5 yıl önceki hali gibi. ama diziden 30 sene önce çekilmiştir film. münir özkul gibiymiş o da.

sonundaki flash tv vari şimdi neredeler kısmı da hoş olmuş.

klasiklerdendir yahu, izlenmez mi.
devamını gör...

ödüllü ve konulu bir film.
arkadaş tavsiyesiyle ramazan ayında izledim. aman allahım ne göreyim. safi seks. yılan kadın. izle de izle diye tutturdu bi de.

gerçekten ciddiyim. o sahneleri çıkarsak film yarı yarıya hafiflermiş gibi.

başroldeki kız güzel mi çirkin mi onu da çözemedim. galiba dans ederken güzel. evet.
hele onun o sümüklü kocası. evlerden ırak.

gel gelelim igor’a.
igooor, igoooor.
adına başlıklar açılası igor.
erkekliğinin zekatını ver igor.
temennim, bir an evvel sıcak denizlere inmen.

filmden anladığım yanlış arkadaş seçimleri yaptığım. ve önemli olanın igor’lara denk gelmek olduğu.
devamını gör...

son zamanlarda izlediğim en sağlam filmlerden.

müzikleri çok iyiydi öncelikle. olay akışı, incelikle işlenmiş diyalogları, kadrosu.
ben diyeyim ralph fiennes sen de stanley tucci.

2 saat sürdü ve hiç sıkılmadım. sadece bir yerde içim geçmiş lanet olsun, o da en kritik sahnesiydi.
sonu da güzeldi. gidin izleyin bence.
devamını gör...

kemal sunalın başrolünde oynadığı, şerif gören imzalı absürt komedi filmi.
ana karakterin gülmemesi, gülememesi üzerine kurulu.
benim hoşuma gitti, orta yaşlı kemal sunalı özlemişim.

köy yaşamı bazen fazlaca karikatürize edilmiş. bazı karakterler ya çok iyi ya çok kötü olur ya, öyle. bunu eleştirebilirim.

ve epey sert diyaloglar var. sansür mansür hak getire.
aşağıya bir örneğini iliştiriyorum.
boşuna tüketirsin nefesin
bir dikilesi zar için
devamını gör...

1926 yılı versiyonunu izlediğim, fantastik korku filmi.
siyah beyaz filmlere kapılmayı seviyorum. yani böylesine zamansız ve evrensel olmaları çok güzel. ölümsüzlük bu işte.
diyalogsuz ve piyano eşliğinde bir akış mevcut ama vallahi sıkmıyor. ilk 5-10 dakikada zorlandım da ben de yorgundum, ondan olabilir.
bundan sonrası spoiler.
salgın var. insanlar ölüyor. elinden bir şey gelmeyen doktorumuz isyan ediyor, şeytanla anlaşıyor.
sonrasında dünyevi zevklere, zaaflarına yeniliyor. ruhunu şeytana satıyor. gencecik kızın başını yakıyor. sonundaki kararı birazcık içimin yangınını aldı ama neye yarar. vah gidenlere. çok kişi öldü. ne için. faustun uçkurunun zoru. ne anladın faust. boyun posun devrilsin.
devamını gör...

türkan şorayın kanun manun tanımadığı filmdir.
bunda, söz konusu kanunlarının ortaya çıkmasına vesile olan ve öncesinde 20 yıl kadar birliktelik yaşadığı rüçhan adlı beyefendiyle ayrılmış olmasının etkisi vardır muhtemelen.

ilginçtir, sette tanıştığı ve başrolleri paylaştığı cihan ünal ile evlenir sonrasında.

sonu ile içimizin yağlarını eritir ayrıca film.

bi şey daha var. ben bu filmde iyice ikna oldum. türkan şoray michael jacksona benziyor.
devamını gör...

bu kurbağalar size ne etti dedirten film.

bir kurbağa soykırımına şahit oluyoruz.
ilk sahnelerde ana karakterimiz bir mental breakdown yaşıyor ve deşarj olması noktasında ona bir çuval kurbağa yardımcı oluyor. bununla sınırlı kalır diye düşünmüştüm ama öyle olmadı. kurbağa sahneleri çok rahatsız edici ama çok sıradan ve sıradan olması rahatsız ediciliğini pekiştiriyor. unutamam muhtemelen o görüntüleri. amanın neler gördük.


kurbağa meselesini aşabildiysek; işte kasaba boğuculuğu, namus bekçiliği, cinsel açlık falan filan var.
devamını gör...

adıyla müsemma güzel bir film.
orta karadenizin küçük bir sahil ilçesi var, cide. ilk görev yerime çok yakın olduğu için görme fırsatım da olmuştu.
ben filmin cide’de geçtiğini bilmiyordum, sürpriz oldu. film boyunca, geçip bulunduğum yerleri görmek çok farklı hissettirdi. özlemişim. orta karadeniz çok tadında resmedilmiş.

konusu çok ilginç ve gerçek bir dayanağının olması hikayeyi daha da ilginçleştiriyor. hem güldüm hem ağladım sözlük.

kadrosu zaten çok sağlam. tek eleştirim biraz şive aradım naçizane. haa bi de fazlaca ataerkil bir tavır takınılıyor filmde, özellikle bir konuda. bu bence kültürel anlamda gerçek dışı olmuş. spoiler vermemek için ne yapacağımı şaşırdım.

öyle işte. izleyin bence. iyi hissettiren filmlerden.
devamını gör...

ben ne izledim dedirten bir film.
bilet fiyatlarından mütevellit mubiden izleyelim dedik, iyi ki de öyle yapmışız.
çarpıcı ve eleştirel bir yerden kök almış, çok daha farklı işlenebilirdi ama nasıl söyleyeyim absürtlüğü komedi derecesine vurmuş kötü bir bilim kurgu filmi.
hele son kısımları evlere şenlik. sinirim bozuldu, gülerek izledim.
yönetmen bir şey denemiş ya da trollemek istemiş bilmiyorum.
izlenmese olur, ben vaktime üzüldüm.
devamını gör...

izlerken böyle bir şeyle karşılaşacağımı bilmiyordum. belki de bundan, ağlattı beni. her detayıyla çok sahici. bazı nüanslar güldürdü de valla. ayrıca süresi oldukça makul. ana karakterleri de iyi oyuncular oynayınca almış götürmüş, sevgili sözlük.
ama uyarayım; aktarılan huzursuzluk, çaresizlik insanı hırpalıyor biraz. bundan mütevellit; umuda ihtiyacı olan duygusal pıtırcıklar izlemesin, naçizane tavsiyem.
devamını gör...

françois ozon filmi, en iyisi olmasa da. başrolündeyse ciddi anlamda güzel olan*, değerli marine vacth oynuyor. soundtrackleri hoş, philippe rombi yine iyi iş çıkarmış. süre açısından da sıkmıyor izlerken.
genel anlamda beğenmekle beraber sonunu vasat buldum ama.

17 yaşındaki isabelle'nin travmaları ve fantezileri odağında benliğini keşif süreci aktarılmış, karakter gelişimi mevsimlerle tasvir edilmiş.
arı kovanına çomak sokmak gibi olmuş ama ahlaki ikiyüzlülük, dolaylı yollara sapmadan işlenmiş. izlerken sık sık sorguluyorsanız zaten amacına ulaşmış demektir.
isabelle ve georges arasındaki ilişkiyi ayrı bir yere koymak gerekiyor. hali hazırda sorunlu olan baba-kız ilişkilerini birbirleriyle tatmin etmeye çalışıyorlar, filmi özel kılan detay da bu bence.
devamını gör...

ari aster'in ikinci uzun metraj filmi. ilk filmi hereditary ile arasında tema açısından büyük benzerlikler var. kaldı ki iki film birer yıl arayla çekilmiş. yine de bu benzerlikler bana bayağı gelmedi. yönetmenimiz farklı açılardan yorumlayabilmeyi ve bunu görsellerle de destekleyebilmeyi başarmış.

midsommar özelinde konuşacak olursam ilk yarım saat fazla durağan ve olaylar bu yarım saatten sonra gelişiyor. anlıyorum, ilişki dinamiklerini öğreneceğiz falan ama daha kısa tutulabilirmiş gibi geldi yine de.
en çok sevdiğim kısım ise kesinlikle sunulan görsel tezatlık. yukarıda da değinilmiş; korkutucu, iç karartıcı çoğu olay gün ışığı altında gerçekleşiyor. yine hastalıklı ritüeller yapılırken ortam ve hatta insanlar çiçeklerle bezeli. hikayeye tanık olmak iç sıkıntısı yaşatıyor ama bir yandan da görsel açıdan sunulan şey muazzam. bu tezatlığı hissettirmesini sevdim. sonu da güzeldi bence, anlamlı buldum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim