1.
insanı rahatlatan şeyler
hızlı adımlarla yürümek de o listeye dahildir.
devamını gör...
son tanımları
2.
geceleri uyutmayan dertler
gün içerisinde söylenmek isteyip de söylenemeyen her şey dert kategorisine dahildir.
devamını gör...
3.
artık şiir okuyan hiç kimsenin kalmaması
artık "okuyan" kimsenin kalmaması tanımının açılması gereken başlıktır. her şeyi o denli hızlı tükettik ki şiir ya da düzyazı farketmeksizin okuma kültürü denen şeyden çok fazla uzaklaştık.
devamını gör...
5.
yalnızlığın en iyi tanımı
zannımca, en güzel benzetmeyi can yücel yapmıştır.
"saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi.."
(bkz: sevgi duvarı)
"saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi.."
(bkz: sevgi duvarı)
devamını gör...
6.
erteleme hastalığı
oblomovluk hastalığı da denilebilir. her insanda az da olsa mevcuttur.
devamını gör...
7.
korkuyu beklerken (kitap)
"yalnız yaşayan insanların, kendi içlerinde başlayıp biten eğlenceleri vardır."
devamını gör...
8.
yarpuz
yabani nane olarak bilinir. ekşili çorbası ülkemizin güney doğusunda sıklıkla yapılır. baharda her pazarda rahatlıkla bulabilirsiniz.
devamını gör...
10.
mutlu olma yolunda en büyük engel
kanımca beklentilerdir. gerçekleşse bile hiçbir zaman kafamızda kurduğumuz gibi olmayacak olması ve yarattığı hayalkırıklığı mutsuzluklarımızın en temel nedenidir.
devamını gör...
11.
gerçekleşmeyeceğini bildiğin halde bir hayali kurmak
ahmed arif boşuna hayal kurmamış.
"ve hep olmayacak şeyler kurarım,
gülünç, acemi, çocuksu..."
"ve hep olmayacak şeyler kurarım,
gülünç, acemi, çocuksu..."
devamını gör...
12.
heves ettiğiniz şeylerin olmaması
sabahattin ali, "beni en güzel günümde sebepsiz bir keder alır” sözlerini bu duruma istinaden yazmış sanki .
devamını gör...
14.
onur bağı
şair şükrü erbaş'ın, şair hicri izgören'e ithaf ettiği şiiridir.
"birimizin kalbi ötekinde acı
şu farkla yaşıyoruz aynı kaderi:
sen, yaralarını gösteriyorsun
kimliğini sorduklarında
ben, kimliğimi gösteriyorum
utancım sorulduğunda..."
(bkz: hicri izgören)
(bkz: şükrü erbaş)
"birimizin kalbi ötekinde acı
şu farkla yaşıyoruz aynı kaderi:
sen, yaralarını gösteriyorsun
kimliğini sorduklarında
ben, kimliğimi gösteriyorum
utancım sorulduğunda..."
(bkz: hicri izgören)
(bkz: şükrü erbaş)
devamını gör...
15.
en passion
ıngmar bergman tarafından yönetilen 1969 yapımı; başrollerinde liv ullmann, max von sydow, bibi andersson ve erland josephson'un yer aldığı filmdir.
devamını gör...
17.
anne with an e (dizi)
bu soğuk kış günlerinde özellikle izlenilesi dizilerden biridir. dizideki görüntüler ve yaşam bile içinizi ısıtmaya yetecektir.
devamını gör...
18.
mezarlıklardan neden korkarız sorunsalı
mezarlıkları gezmeyi ve mezar taşlarını okumayı seven bir insan olarak katılmadığım tespittir. küçük bir arkadaş grubum var, ne zaman farklı yere gitsek kendimizi o şehrin mezarlığını gezerken buluyoruz. korku denen şey, tamamen çocukluktan beri pompalanmış olan hikayelerden kaynaklanıyor bence. yoksa mezardakierin kimseyle ne alıp veremediği var ki.
devamını gör...
19.
sadık hidayet
"tek tesellim, ölümden sonra hiçlik ümidiydi, orada tekrar yaşamak düşüncesi içime korku salıyor, beni hasta ediyordu. ben ki henüz yaşadığım dünyaya bile alışmamışım, bir başka dünya neyime yarardı benim? "
devamını gör...
20.
tatar çölü
beklemenin kendisini anlatan kitaptır.
"insanın, tek başına olduğu ve hiç kimseyle konuşamadığı zaman bir şeye inanması zordur. işte tam o dönemde, drogo, insanların her zaman birbirlerinden uzakta olduklarını fark etti, birisi acı çektiğinde, acısı sadece kendisine ait oluyor, hiç kimse o acıyı birazcık olsun dindiremiyordu; bir insan acı çektiğinde diğerlerinin, duydukları sevgi ne denli büyük olursa olsun, bu yüzden acı çekmediklerini ve yaşamdaki yalnızlığı işte bu durumun oluşturduğunu fark etti."
"insanın, tek başına olduğu ve hiç kimseyle konuşamadığı zaman bir şeye inanması zordur. işte tam o dönemde, drogo, insanların her zaman birbirlerinden uzakta olduklarını fark etti, birisi acı çektiğinde, acısı sadece kendisine ait oluyor, hiç kimse o acıyı birazcık olsun dindiremiyordu; bir insan acı çektiğinde diğerlerinin, duydukları sevgi ne denli büyük olursa olsun, bu yüzden acı çekmediklerini ve yaşamdaki yalnızlığı işte bu durumun oluşturduğunu fark etti."
devamını gör...