superelevation yazar profili

superelevation kapak fotoğrafı
superelevation profil fotoğrafı
rozet
karma: 2508 tanım: 71 başlık: 13 takipçi: 60

son tanımları


istanbul deprem senaryosu

uzun zamandır değinmediğim bir konuya değinmek istiyorum, daha önce 1766 #1337942 ve 1509 #556890 istanbul depreminin etkilerinden bahsetmiştim ve bu bakış açısı ile istanbul büyükşehir belediyesinin hazırladığı deprem raporlarının zayıf olduğunu düşünüyordum..

yeni gelen ibb yönetimi de sanırım benzer görüşte ki bu konuyla ilgili olarak tekrar bir çalışma yapmaya başlamışlar ve güncel yapı stoğu verilerine göre çok ağır hasar alacak bina sayısını 49binlerden 91 civarına doğru keskin bir artış ile yükseltmişler.. (bu konuyla ilgili başka bir platformda yaptığım yuvarlak bir hesap vardı o sebeple tekrar bu konuya girmeyeceğim)

buna göre 91 bin civarı binanın ortalama 4 kat ve her katta 2 daire ve her dairede de ortalama 3 kişin yaşadığı yuvarlak hesabı ile (bu rakam minimal tutulmuştur) bir binada ortalama 24 kişi yaşadığını düşünür iseniz ortalama 2 milyon insanın çok büyük tehlike içinde olduğunu öngörebilirsiniz..

konuyla ilgili güncel kaynak linki :
ıstanbul depremi güncellenen rapor
devamını gör...

öldükten sonra ne olacak sorunsalı

yaşayan her insanın merak ettiği ama dinsel eleştiriler düzeyindeki bilgiler ile ya düşünmemeyi tercih ettiği ya da toptan yok saydığı sorunsal..

dinsel yaklaşımlar açısından bakarsak dinlerin tam bir cennet* haline dair tasvirleri islamiyet ve hristiyanlık dinlerinde çok net şekilde mevcuttur. tevrat konuyla ilgili çok net tanımlar yapmamakla birlikte hinduizm, brahmanizm ve de şintoizm inançlarında öte dünyaya ait bir cennet cehennem sistemi mevcut değildir..

günümüz insanı bu bilgileri baz aldığında bilimin bugünkü düzeyinde bu eski bilgilerin yetersizliği konusunda çıkarımlar yapmaktadır ki dinsel öğretilerin içindeki problemli noktalar dolayısı ile haksız olduğu söylenemez..

fakat bu yaklaşım dinsel öğretilerin içindeki tüm bilgileri reddeden bir anlayışa sebep olmaktadır ki kurunun yanında yaşın yanması gibi de bir durumu ortaya çıkarmaktadır..

günümüz modern toplumu konuyla ilgili bilimsel verileri değerlendirerek özellikle kısa süreli kalbi durarak bir kaç dakika tıbbi olarak ölmüş olan kişilerin hayata döndükten sonra yaptıkları açıklamalardan yararlanmaktadır. bu tür deneyimler yaşamış insanların genel olarak verdikleri bilgiler birbirlerine çok benzemekle birlikte özellikle batı toplumunda yapılan bu araştırmalar sebebiyle biraz hristiyanlık sosu içerdiğini de kabul etmek gerekir..

nete nette ölümden sonra neler olacağına odaklanma yerine insanların önce buralardaki insani gelişimlerine odaklanmaları kendi yaşamsal dersleri açısından daha önemlidir, merak edenler için aşağıdaki tanımlar fikir verici olabilir:

ölmeden önce ölünüz:#1193844

vicdan: #1686685

müslüman olmayanların cennete gidemeyecek olması #1629394
devamını gör...

insan mantıkla mı karar verir yoksa duygularıyla mı sorunsalı

insanların davranışsal karar alma mekanizmaları ruhsal seviyeleri ve eşkoşmalarının durumu ile doğru orantılıdır..
insanda üç ana karar alma merkezi vardır, bunlar:
iç güdü ve hareket merkez, duygu merkezi ve zihin merkezi..
genelde ruhsal açıdan henüz daha genç olan varlıklar ağırlıklı olarak iç güdü ve hareket merkezlerini kullanarak karar vermeye ve hayatlarını idame ettirmeye çalışırlar. toplumda görürsünüz , trafikte ani sinirlenmeler ya da bir alış veriş kuyruğunda ansızın parlayan insanlar gibi hareketlerini dizginleme iradesinden (bkz: irade) yoksun insanlar genelde bu sınıfta varlıklara tekabül ederler..

ikinci olarak duygu merkezi vardır ve karar alma mekanizmasında bu merkezi öne çıkarak insanlar rasyonaliteden kopuk ya da drama kraliçesi olarak tanımlayabileceğiniz davranışlar sergileyebilirler..

son olarak zihin merkezi vardır ve bu merkezde tüm rasyonel kararların verilmesinden sorumlu olan merkezdir. ve fakat bu merkezin en üst seviye merkez olduğunu düşünmeniz sizi yanılgıya düşürebilir çünkü insan bazı kesimlerin iddia ettiği gibi bir robot değildir ve duygusal tesirlerin altında öğrenerek tekamülünü (bkz: tekamül) devam ettirmektedir..

o sebeple ideal insan içgüdü merkezini ( bunu dengelemenin en pratik yolu içgüdü merkezini yormaktır, bildiğiniz yormak, bu tür bir insan ani kararlar vermek yerine yürüme , koşmalı hareket etmeli ve içgüdü merkezini dengeye getirmelidir) devre dışı bırakarak zihin ve kalp merkezlerini dengeli şekilde kullanabilen insan kararlarını en vicdani şekilde verebilen insan olmaktadır..
devamını gör...

rudolf steiner

uzun zamandır ukdelerimin arasında yer alan nevi şahsına münhasır insan ..

önce kendisi ile ilgili kitabi tanımları hızlıca yapalım *

kendisi 1861 yılında avusturya'da doğmuş ola bir filozof, mimar ezoterist ve aynı zamanda klervoyandır*(bkz: klervoyan) (bkz: clairvoyant).
aynı zamanda da antropozofi *(bkz: antropozofi) derneği kurucusu ve teozofi akımının güçlü bir temsilcisi olan bir şahsiyet kendisi..

kitabi tanımları bitirdiğimize göre kendisini biraz daha geniş perspektiften tanıyabiliriz. yaşadığı dönemdeki teozofi ve ruhçu akımların materyalist çevreler tarafından deli saçması bulunması çok doğal olmasına rağmen rudolf bey bu tanımın dışına çıkan bir profil izliyor..

öncelikle viyana teknik okulunu bitirmesine müteakip kendisi goethe'nin (bkz: goethe) doğa bilimsel yazılarının kurschner cildini yayınlamaya davet ediliyor ve sonrasında "goethe'nin dünya görüşündeki örtük bilgi kuramı" adlı eserini yazarak akademik çevrelerde ünlenmeye başlıyor ve sonrasında goether schiller arşivlerinde birkaç yıl akademisyenlerle beraber çalışmaya hak kazanıyor. akademideki çalışmalarının sonucunda "goethe'nin dünya görüşü" adlı eseri yazarak kendisi goethe'nin metodolojisinin önemli bir savunucusu haline geliyor..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
genç rudolf görsel kaynak


bunların devamında akademik olarak ilerleyeme başlayan artık nispeten tecrübeli sayılabilecek rudolf yavaş yavaş nietzsche'nin (bkz: nietzsche) çevresindeki gruba dahil olmaya başlıyor. buradaki izlenimlerinin devamında "friedrich nietzsche: kendi zamanına karşı bir savaşçı" adlı ilginç bir eserle nietzsche'nin hayatının geri plandaki trajik deneyimlerinden de bahsediyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
akademik rudolf görsel kaynağı,

sonrasında akademik ilerlemesinin yanı sıra ruhsal konulara eğilmeye başlıyor ve büyük felsefi yapıtı olan "manevi faaliyetin felsefesi " adlı kitabını yayınlıyor ve avrupa çapında konferanslar vererek bu konularda insanlara bilgi vermeye başlıyor.

ama deneyimli rudolf kabına sığmayan bir insan ve sadece akademik ve ruhsal konular kendisini tatmin etmediği için büyüyen çocuğun doğasında yatan etmenlere dayalı, öğrenme süreçlerini ve modern yaşamın zorunluluklarını kapsayan, gençlere ve çocuklara yönelik bir müfredat programı tasarlıyor. tüm avrupa'da meşhur olan bu eğitim sistemi bizim bildiğimiz adıyla waldorf eğitimi günümüzde hala etkin şekilde öğretilmeye devam etmektedir.

ufak bir parantez bilgi olarak 1913'de goethe'nin yazılarından esinlenerek goetheanum adıl bir bina yapıyor ve bu bina aynı zamanda antropozofin derneğinin merkezi oluyor ve 1922'de bina yangında kül olunca mimar rudolf öne çıkıyor ve kendi çizdiği yeni bina'da dernek faaliyetleri devam ediyor..

bunların dışında rudolf'un faaliyet konularından başlıca sayılabilecek olanlar şunlardır:

biyodinamik çiftçilik ve bahçecilik
eurythym sanatı *
özel bakıma ihtiyaç duyan çocuk evleri

görüldüğü gibi neredeyse nefes almaya vakti olmayan rudolf 64 yıllık kısa yaşamına bu kadar farklı konu sığdırabilmiş tam bir vazife insanıdır..

özellikle antropozofi konusu üzerinden manevi konularla ilgili yazdığı kitaplar bugün benim diyen bilim kurgu yazarının tahayyül sınırlarını aşacak derece çığır açıcıdır. "dünyanın ve insanın tarih öncesi kozmik hafıza" (bkz: kozmik hafıza)* ve "gizli bilim" (bkz: gizli bilim) kitapları ayrıca uzun uzun anlatılması gereken kitaplardır.
devamını gör...

geceye ilginç bir bilgi bırak

hipnoz ekolünde bir bedeni bir noktadan sonra bir ruh varlığının bırakıp başka bir ruh varlığının kullanabileceğine dair bir düşünceye karşılık (bkz: dolores cannon) bunun olmasının mümkün olmadığını kabul eden ve ruh varlığının cenin halinde iken bedenle birleşmesi gerektiğini kabul eden diğer bir ekol bulunmaktadır. (bkz: michael newton)

işin enteresan tarafı bu bilgiyi iki ekoldeki insanlarda hipnoz esnasında yaptıkları geçmiş yaşam regresyon terapileri sonucu elde etmektedirler..
devamını gör...

anın fotoğrafı

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

corona ile ilk tanışma, yordu son 3 gündür..
devamını gör...

bir ateistin iyilik yapmasının nedeni

uzun zamandır yazmak istediğim bir başlık idi ve genel olarak konuyla ilgili yazılmış tüm entryleri de okumaya çalıştım. yazarlar ağırlıklı olarak dinsel nedenlere ihtiyaç duymayan insanların da iyi ve vicdan sahibi olabileceği üzerinde durmuş ki konunun çevresinde dolanıyor olsa da haklı bir söylem olduğunu belirtmeliyim..

biraz uzun bir yazı olabilir ama umarım sıkılmazsınız *
tanım olarak ateizm, tanrının ya da tanrıların varlığına olan inancın yokluğudur. bu fikir akımına dahil olanlara "ateist" denir.

ateizm nedir

bu kısa açıklamadan yola çıktığımızda ateizmi düşüncesine yakın insanların evreni ve düzeni yorumlama biçiminde herhangi bir yaratıcı fikri olmadığı esas alınır. bu yorumu dinler üstü bir şekilde yorumlarsak da deizm'e ulaşmış oluruz. (bkz: deizm)

bu noktada ilginç bir ikilem ile karşı karşıya kalıyoruz; herhangi bir tanrı fikrine uzak olan insanlar neden iyilik yapıyorlar. ahlak, çevresel faktörler, evrimsel süreç gibi bir sürü etken bununla ilgili sıralanmaktadır fakat şunu unutmamalıyız ki varlıksal olarak özgür iradenin kısıtlı olduğuna dair deneyler yapılıyor olsa da (bkz: benjamin libet) libet deneyi herhangi bir şeyi yapıp yapmamaya dair karar alma mekanizmasının varlığın elinde olduğuna dair deneysel gözlemler bulunmaktadır.

devam edersek birey herhangi bir dine ya da tanrıya inanmıyor olmasına rağmen neden iyilik yapmaya devam eder. girişte bahsettiğimiz esas olgu olan vicdan konusuna geri dönebiliriz.

daha önceki entylerde bahsettiğimiz vicdan (bkz: vicdan) #1686685 konusu varlıksal olarak hepimizin içgüdüsel olarak az ya da çok hissettiğimiz bir olgudur ve bir nevi ilahi pusula vazifesi görmektedir. din, ırk, renk ya da cinsiyet fark etmeksizin bu beden prototipini kullanan her varlık kendi çevresel faktörlerinin de etkisi ile belli bir dünya görüşünün etkisi altında deneyimler yaşamaktadır ve bu kesintisiz şekilde devam etmektedir. o sebeple bir ateistinde aynı bir dindar gibi iyilik yapabiliyor olması sadece çevresel, evrimsel ya da ahlaksal (ahlak ve vicdan birbirine benzer kavramlar olmakla birlikte tam olarak birbirlerini karşılamamaktadır) açıklamalardan ziyade ikisinin de aynı ruh varlığının farklı tezahürleri olmasından kaynaklanmaktadır ve vicdan pusulası her varlıkta standart paket olarak gelmektedir. *

özet olarak şunu diyebiliriz ki vicdan pusulasının gösterdiği yöne doğru yürüyen her varlık ister ateist olsun ister deist ya da koyu bir müslüman fark etmeksizin tekamül (bkz: tekamül) yolunda kendi doğruları ile ilerlemektedir *
devamını gör...

seçim hakkınız olsa dünyaya gelir miydiniz sorunsalı

çok basit görünen zor sorulardan birisi..
genel olarak insanların yorumlarını okumaya çalıştım; büyük bir kısım insan kesinlikle gelmezdim görüşünde, bir kısmı gelsem de bu ülkeyi seçmezdim diye düşünüyor, az bir insan gelirdim diye yorumlamışlar dünyaya gelme seçimlerimizi..

konuyu yine ruhsal perspektiften yorumlamaya çalışırsak eğer madde evreninde deneyimler edinen ruh varlığı ( bu demek değildir ki ruh varlığı başka evrenlerde de aynı anda deneyim elde edinemez) (bkz: paralel evren) kendi özünü keşfedebilme yolculuğunda hem maddeyi hem de kendini geliştirerek bu evrendeki yolculuğuna devam etmektedir ve edecektir.

dünyaya enkarne olmuş kısıtlı bilincimiz çektiğimiz zorluklar ve de yaşadığımız kaotik hayat sebebi ile bu zorlukları bile bile neden çekmiş olayım ki daha rahat ülkeler varken diye düşünerek buradaki varoluşumuzu reddetmeye meyletmektedir ve bu çok doğaldır ve nefsani bir yaklaşımdır..

fakat ruh varlığına ait kısıtlanmamış bilincin bu seçimleri yaparken mevcut ailenizi ve ülkenizi seçerken neden sonuç yasası gereği (bkz: neden sonuç yasası) göz önüne aldığı şartları ve geçmişten gelen tamamlamamız gereken dersleri şu an ki kısıtlı bilincimiz ile bilememekteyiz ve de bilmememiz gerekmektedir.

o sebeple insanın şu anda yaşadığı olaylar ve şartlar her daim her varlık için içinde bulunup, derslerini alıp tekamülüne (bkz: tekamül) devam edebilmesini sağlayan en optimum şartlardır. nasıl şu anda bulunduğunuz şartlardan daha iyi ülkeler ve şartların olduğunu biliyorsanız esasında bu şartlardan kat be kat kötü şartlarda yaşayan insanların bu dünyaya enkarne olup dersler aldığını da bilmekteyiz görmekteyiz. (bkz: afganistan) (bkz: suriye)(bkz: kuzey kore)

sonuç olarak insanın olumlu ya da olumsuz şartlara odaklanmaktan ziyade kendine ve öz varlığına odaklanarak bunu geliştirmek, ilerlemek ve de daha vicdanlı bir insan olabilmek adına çabalaması için bulunduğu tüm şartlardan zorluklardan derslerini alarak yoluna devam etmesi gerekmektedir ve hiç birimiz bu seçimleri yapmadan bu zorlu dünya şartlarına gelmedik gelmiyoruz. komando tarzı eğitim verilen dünya şartlarında bu dünya derslerini alabiliyor olmak ruh varlıkları adına da kıymetlidir ve buna inanmak zor olsa da bu deneyimleri elde edebilmek için varlıkların belli seviyelere gelebilmiş olması gerekmektedir..

velhasıl kelam kendinizi ve bulunduğunuz seviyeyi küçümsemeyiniz ve de dünyadaki varlığınıza "ama çok zor" , "fakat bu ülkenin bu dönemine gelmeyi seçerek gelmiş olmam imkansız" , " daha bir sürü rahat ülke var" gibi cümlelerin arkasına sığınmak yerine ilerlemek ve yolumuza devam etmek zorundayız..

nazım hikmet'in dediği gibi :

bu cehennem, bu cennet bizim.
bu memleket, bizim.

daha iyiye ve güzele çabalayabilmemiz ümidi ile..
devamını gör...

vicdan

vicdan genel olarak entrylerimde bahsettiğim konuların temelini oluşturan bir kavram ve yazılmış diğer entryler'den özellikle #768470 bu entry kavramsal ve kökensel açıklamaları yeterince yapmış olması sebebiyle konuyu daha ruhsal bakış açısı ile yorumlamaya çalışacağım..

vicdan tdk'ya göre : kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç..
türk dil kurumu kaynak

benzer şekilde kelimenin ingilizce karşılığı olan conscience'da latince kökeni olan conscire kelimesinden gelmektedir.

latince'deki concire kelimesi de from con- + sciō ("know") köklerine dayanır ki burada kast edilen esasında varlığın kendini bilmesine dayanmaktadır.
consire kaynak

vicdan konusu toplumların ilk şehirleşme çabaları ile beraber yazı dilinde de ifade etmeye başladıkları varlıksal bir olgu.

ruhsal terminoloji açısından benzer ifadelerle betimlenebilir ki yine ruh varlığının kendini bilme ve anlamlandırma çabası için dünya maddesi ile temas ederken elde ettiği deneyim ve kazanımlar sonucu tekamül edebilmesi için içine yerleştirilmiş olan varlıksal pusula diye özetleyebiliriz ..

buradaki karmaşa madde ile temas noktasında başlamaktadır. şöyle ki yaratıcının yaratmış olduğu ruh varlığı madde evreni ile temas etmeye başladığı noktada tam bir bilinçsizlik ve şaşkınlık (teşevvüş) (bkz: teşevvüş) hali ile yolculuğa başlıyor ve maddenin cezbedici etkisi ile vicdan pusulasının ses desibeli varlıklar arasında farklılık göstermeye başlıyor..

ruh varlığı madde evrenindeki uzun yolculuğunda yatay tekamülü (bkz: yatak tekamül) tercih etmeye devam ettiği müddetçe vicdan pusulasının sesi kısık kalmaya devam ediyor ve bencil, sorumsuz, kibirli ya da en basit tabiri ile vicdansız diye tabir ettiğimiz güruhu oluşturmaya devam ediyorlar. bu seviyede varlıklar çeşitli ıstıraplar ve eprövler (bkz: epröv) vasıtası ile tekamül planları için çizilmiş anayola geri çıkarılmaya çalışıyorlar. varlıklar burada evet ben maddeyi yeteri kadar öğrendim ve onunla olan ilişkimi minimize etmeye başlıyorum diyerek otomatizmadan çıkmaya karar verdiği ölçüde vicdan pusulasının sesi giderek yükselmeye başlıyor ve yavaş yavaş dikey tekamül (bkz: dikey tekamül) yolunda adımlar atmaya da bu vesile ile başlamış oluyor. ama hayır ben madde ile ilişkimi henüz yeteri kadar geliştirmediğim dediği müddetçe vicdan pusulasının sesi kısık kalmaya ve bu varlıklar ister kötülük deyin ister şeytan deyin ister geri varlık deyin o seviyelerin varlığı olarak deneyimlerine devam ediyorlar. fakat burada atlanmaması gereken husus şudur ki eninde sonunda tüm varlıklar tekamül planları doğrultusunda önce vicdan sonra sevgi ve de son olarak vazife planlarına dahil olarak madde evreni yolculuklarına devam edeceklerdir. ruh varlıklarının buradaki deneyimlerindeki fark vicdan seviyelerinin farklılığından değil madde ile temas seviyelerinin farklılığından kaynaklanmaktadır.

son hızla devre sonuna yaklaşan insanların bu devreyi de vicdan seviyesi açısından çok efektif değerlendirmediği düşünüldüğünde yolculuğumuzun sonraki dönemlerde tam vicdanlı devam edebilmesi ümidi ile lütfen elden geldiğince kendinizi bilmeye, tanımaya ve pusulanın gösterdiği yönü bulmaya çalışmaktan vazgeçmeyiniz..

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görsel link
devamını gör...

insan neden çocuk yapar sorunsalı

cevabı çok basit gibi görünen ve tüm insanlık ve de varlık tarihini içinde barındıran soru...

aşk, bebeklerin şirinliği, malı mülkünü devredebilme gibi genel cevapların hepsi esasında doğruluk içerir..

ve fakat insanın ısrarla ve ısrarla genetik mirasını devam ettirmesinin sebebi madde dünyasındaki deneyimlerini devam ettirebilme çabasından başka bir şey değildir. varlıkların dünyaya gelip deneyimler elde ederek tekamül (bkz: tekamül) edebilmeleri için yeni ruh varlıklarını dünyaya davet etmeleri gerekmektedir. dünya üzerindeki tüm varlıksal düzen genetik mirasın devamlılığı üzerine düzenlenmiştir ve de varlıkların tüm yaşam düzeni nesillerin devam ettirilmesine bağlıdır.

laboratuvar ortamında yapılabilecek ufak bir genetik müdahale ile insanların neslinin devamını sağlayan geni izole ediyor olsak muhtemelen çok kısa sürede insan varlığının sonu gelebilirdi. fakat dünyasal genetik materyal bunu gözetecek şekilde hazırlanmıştır ve dünya nüfusu belli bir noktaya kadar nesillerini devam ettirmeye ve de deneyimlere dünya kaynakları izin verdiği ölçüde devam edecektir.

o sebeple yaşanacak olası yeni felaketlere (bkz: kıyamet) kadar çocuk yapmaya ve deneyimlere devam edilecektir..
devamını gör...

müslüman olmayanların cennete gidemeyecek olması

konu yine bıçak sırtı kavramlar içermekte olup genel oturmuş itikat ve kanaatlerin dışına taşan bir bakış açısı ile bakmak belki biraz daha etkili olabilir..

yine tdk üzerinden devam edelim, müslüman türk dil kurumuna göre :
"islam dininden olan kimse, muhammedî, müslim, müselman, mümin.
islam dininin kurallarını yerine getiren kimse.
doğru, haktan ayrılmaz kimse."

tdk müslüman

şeklinde tanımlanmaktadır.

dini tanımlarını bildiğimizi göz önüne alırsak buradaki esas dikkate çekmesi gereken tanımı az kullanılan 3. tanımdır. müslüman kişi doğru, haktan ayrılmayan vicdanı ile hareket edebilen ve bu sebeple gerekirse canını bile hiçe sayabilecek kadar doğru ve vazife bilinci ile hareket edebilen ideal insan profilini temsil etmektedir ki bu tanım islam dini özelinde hz. muhammed'i ifade etmektedir.

fakat bu genel tanımla baktığımızda farklı dinlere mensup bir sürü iyi yürekli, vicdanlı ve de inançlı itikatlı insanlar bulunmaktadır.

bu insanların öldükten sonra ne ile karşılacağı ile ilgili bu seferde cennet tanımı üzerinden devam edelim..

cennet tdk'ye göre cennet:

tdk cennet

dinî inanışlara göre imanlı, dünyada iyi işler yapmış kimselerin öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt:
herhangi bir şeyden fazlasıyla bulunan yer:
herhangi bir şeyin kolayca yapıldığı yer:
çok güzel, huzur veren (yer):

görüldüğü üzere cennet tasvirleri hep sonsuz mutluluk, kolaylık, ferahlık gibi unsurlar içeren biraz da biz beşer varlıklarının dünya ve maddeyi anlama kapasitemize uygun tanımlar içermektedir. bu tanımları bizim algı kapasitelerimizi devre dışı bırakarak yorumlamaya çalışır isek bir insanın ölüm sonrası hayatında cennet düzeyinde devam edebilmesi için tüm maddeye dair eşkoşmalarından ve de nefsanilikten sıyrılması gerekmektedir ki ruh varlığını enerjisini belli bir düzeyin üzerine çıkararak tekamülüne devam edebilsin.



yukarıdaki açıklamalara istinaden başlıktaki tanımı ; vicdanlı (bkz: vicdan) ve madde dünyasının üzerinde yarattığı tesirlerden tam anlamıyla sıyrılabilmiş bir insan varlığı ölümden sonraki vazife planlarına doğru devam eden tekamülünde kendi vicdan sorgulamasında çok fazla zorlanmadan yoluna devam edebilir mi şekline çevirir isek bu noktadan itibaren bir insanın herhangi bir ırka dine ya da topluluğa üye olmasının artık herhangi bir anlam taşımadığını anlayabiliriz.

o sebeple şekillere, sembollere ve de gizli anlamalara takılmadan hayatlarımıza basit, sade ve maddenin cezbedici etkilerinin farkında bir vicdan varlığı olarak devam edebilmek tüm "müslüman" olmak isteyen insanların asli tekamül görevidir..
devamını gör...

teşevvüş

teşevvüş ruhsal terminolojiye göre bir haldir. ruh varlığı realite değişikliği yaşadığında (bkz: ölüm) yeni geçtiği boyuta hemen adapte olamaması sebebiyle bir anlamlandıramama, karışıklık hali yaşar ve buna eski dilde teşevvüş hali denirdi.
varlığın yeni realitesine adapte olmasıyla birlikte yavaş yavaş bu halden çıkarak bulunduğu duruma adapte olmaya başlar.. (bkz: kıyamet) (bkz: kıyam etmek)

ruh varlığının dünya ile bağlantısını kesmeye başladığı ve hala dünyada yaşadığını sandığı bu yarı ölüm halinde varlıklar bedenin tesirleri engelleyici zırh görevini de kaybetmesi sebebiyle varlığı bu aşamada tesirler etkilerinden uzak durabilmeleri sebebiyle korumaya alırlar. varlık bu esnada kendi özü ile baş başa kalarak durumunu ve öldüğünü yavaş yavaş fark etmesi gerekmektedir. bu uyanma ve spatyoma(bkz: spatyom) geçtiğini fark etme durumunun süresi çok değişkendir. kendisinin farkında ve vicdani seviyesi yüksek varlıklar çok kısa sürede bu teşevvüş halinden çıkabilirken dünya maddesine bağlanmış ya da kendisi onunla eşkoşmuş varlıklar ya da çok ani ölmüş (savaş durumu ya da kaza hali) ve intihar etmiş varlıkların bu teşevvüş halinden çıkabilmeleri de çok ama çok uzun süreler alabilir.

kimi varlıklar ise dünya maddesine aşırı düşkünlükleri sebebiyle buraya hala tesir gönderebilecek kadar güçlü psişeye sahip olabiliyorlar ki bu varlıklarında teşevvüş halinden çıkabilmeleri için bir noktadan sonra onlara da yardım edilebilmektedir..

bununla ilgili esasında ilginç bir dizi de bulunmaktadır. eski ama konuya ilgisini olanlara ilgisini çekmesi açısından ghost whisperer (bkz: ghost whisperer) ) dizisi bu teşevvüş halindeki varlıklara medyumatik yetenekleri ile yardım etmeye çalışan bir insanı anlatıyor olması açısından bilgi olarak değerlidir. detaylı açıklamayı #1222305 yazdığı detaylı entry'de bulabilirsiniz.
devamını gör...

tanrının acımasız olma ihtimali

insanların yüzbinlerce yıldır çözmeye çalıştıkları çetrefilli sorulardan birisidir bu, eski mısır'dan antik yunan'a roma 3 büyük dinden rönesans sonrası oluşan felsefi akımlara kadar herkesin sorduğu ve cevap aradığı büyük soru ..

soruyu köklerine ayırarak irdelemeye çalışalım ve yine türk dil kurumu sözlüğünü baz alalım:

tanrı: kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık

acımasız: sıfat: acıma duygusu olmayan, katı yürekli, merhametsiz

tdk sözlük

önce islam dini yaklaşımı üzerinden konuyu yorumlayamaya çalışalım. islam inancına göre allah'ın 99 ismi bulunmaktadır ve bunları islami inancı kuvvetli insanlar ezbere bilirler.
(bkz: esma'ül hüsna)

allahın adları

bu isimler bolluk bereket, merhamet eden, bağışlayan, ölüyü dirilten ve hatta cezalandırıcı gibi anlamlar içerir.

fakat burada acımasızlık gibi bir tanım bulunmaz. çünkü acımasızlık bir haldir ve sıfattır, allah ise yaratıcı olarak herhangi bir yaratılmışın sıfatı olamaz, olması dahi düşünülemez..

konuya ruhsal perspektiften bakarsak yaratıcı 3 boyutlu evrenin ilahi irade yasaları ile oluşmasından sonra madde üzerinde deneyim yaşayan ruh varlıklarına özgür irade yasası gereği tekamül hedefi (bu husus çok önemli) doğrultusunda özgür irade verilmiştir. varlıklar vicdan seviyelerinin gelişkinlik seviyesine göre tekamül ederken nefsani yaklaşımlar insanların tekamül hedeflerine doğru tekrar toparlayabilmesi için bir takım uyarılar verilmesine sebep olur (bu uyarılar her daim o hayatın içinde olmak zorunda değildir ve tekamül sonsuza doğru uzanan bir olgudur)..

bu bakış açısı ile bizim dünyamıza ait realitelerden olan acı, mutluluk, nefret, sevgi gibi kavramlar üst realiteler için bir anlam ifade etmiyor olabilir. yaratıcı düzeyinden bakarsak, ruh varlığının kendisi de dahil olmak üzere spatyomda bulunan astral bedenimizde dahil (bkz: spatyom) olacak şekilde bizim madde ile olan temaslarımızda yaşadığımız deneyimlerin anlık getirdiği etkilerden ziyade yaşanılan deneyimden elde edilen tecrübe ve ruh varlığının öğrendikleri mühimdir. o sebeple de yaratıcıya böyle sıfatlar yakıştırmak tamamen insani bir yaklaşım olup ilahi yasalarda bir karşılığı bulunmamaktadır..
devamını gör...

tenasüh

tenasüh ve reenkarnasyon birbiri ile karıştırılan ve birbirlerine yakın kavramlardır.
reenkarnasyon ruhun yaşadığı hayat boyunca aldığı ve almadığı derslerin varlığın vicdanı tarafından değerlendirilerek buna göre eksik kalan yönleri ile ilgili kendine yeni bir yol planı çizerek tekrar bedenlenmesi şeklinde tanımlansa da bu öğreti biçiminde varlığın kazandığı liyakat gereği başka bir canlı olarak bedenlenmesi yaklaşımı yoktur. bu bakış açısı ile bir ahiret kavramı reenkarnasyon yaklaşımında mevcuttur.

hinduizm ve brahmanizm kökenli tenasüh kavramı ise belirtildiği üzere ruh göçü kavramı üzerine şekillenmiştir ve ahiret inancını içermeyen bir kavramdır. bu yaklaşıma göre varlık kadim olan alemlerde hayatı boyunca yaşadığı deneyimler sonucunda elde ettiği kazanımlar ya da kaybettikleri vasıtası ile sonraki hayatında insan formunda farklı olarak bitki, böcek ya da hayvan varlıklarından birisi olarak reenkarne olarak yaşamında devam edebilir.

tenasüh yaklaşımına dair inisiyelerin oluşuturduğu brahmanizmin (bkz: brahmanizm) sonraki yorumları olan hinduizm(bkz: hinduizm) ve budizm'de (bkz: budizm) brahman mantralarının (bkz: mantra) içindeki gizli bilginin çarpıtılarak verildiğine ve brahman öğreti sisteminde bunların metaforik yaklaşımlar olduğuna dair kimi yorumlar da mevcuttur..
devamını gör...

yolcu

her ne kadar neşet ertaş'ın tasavvuf , uzak doğu dinleri, spiritüalizm ve dini bilgilerinin kökeni ve nerelere dayandığı konusunda en ufak bir bilgim olmasa da bu söz ve şarkı ile neredeyse tüm konulara değindiği muhteşem türküsü..

türkü olarak dinlenmesinden öte şiir olarak okunduğunda dizelerin ağırlığına daha net vakıf olabiliyor insan..

bu noktadan itibaren görüşüme göre dizeleri aşağıdaki şekilde yorumlayabiliriz:

"bir anadan dünyaya gelen yolcu, görünce dünyaya gönül verdin mi?" açılış dizeleri ile üstat daha girişte insanların dünya maddesi ile temas etmeye başladığında madde ile kendini eşkoşmaya başladığını ve bu eşkoşma ruh hali ile kendini maddi zevklere kaptırdığını betimlemeye çalışıyor ..

"kimi böyük kim böcek kimi kul, merak edip hiçbirini sordun mu?" aristo'dan beri gelen bu topraklardaki felsefi yaklaşım ile dünyanın düzeni ve yaşamın amaçları ile ilgili insanların bilimsel ve felsefi amaçlarla düşünmeleri ve yaşamaları gerektiğini öğütlüyor..

"insan ölür ama ruhu ölmez" gibi net tanımlarla devam eden türkü, "insandan doğanlar insan olurlar , hayvandan doğanlar hayvan olurlar" uzak doğu dinlerinde yer alan tenasüh (bkz: tenasüh)#1480436 kavramının geçersizliğine dair bir yorumda bulunuyor..

"garip bülbül gibi feryat ederiz, cehalet elinde küskün kederiz" kısmında ise biz insanların hayat karmaşası içinde kendini bilmeye ve anlamaya dahi çalışmadan hayatımızı heba edip hayat boyunca kendimizi vicdani olarak geliştirmeye çalışmadan ve bunu amaçlamadan buralardan terki diyar eylememize atıfta bulunuyor..

üstat vurucu kısmı ise tabi ki sona saklamış :

"hep yolcuyuz böyle gelir gideriz, dünya senin vatanın mı yurdun mu?" cümlesi ile yukarıdaki dizilerde tenasühe inanmadığını belirtmesine rağmen kendini vicdani yolda geliştirmeyen tüm insanların (kendini dahi dahil ediyor buna) dünyanın maddi etkilerine tekrar tekrar maruz kaldığını belirterek reenkarnasyon (bkz: reenkarnasyon) ile hayatlar boyunca insanların kendilerindeki nefsani cahilliği giderebilmek adına dünyaya gelip gittiğini ama dünya maddesinin onun yuvası olmadığını ruhun madde boyutunun üzerinde bir varlık olduğunu betimleye çalışıyor olabilir..

bu müthiş türkü için üstada teşekkürü bir borç bilirim..

türkünün tüm sözlerini aşağıda bulabilirsiniz :


bir anadan dünyaya gelen yolcu
bir anadan dünyaya gelen yolcu
görünce dünyaya gönül verdin mi?
görünce dünyaya gönül verdin mi?
kimi böyük kim böcek kimi kul
kimi böyük kim böcek kimi kul
merak edip hiçbirini sordun mu?
bunlar neden nedenini sordun mu?
insan ölür ama ruhu ölmez
insan ölür ama ruhu ölmez
bunca mahlukat var hiçbiri gülmez
bunca mahlukat var hiçbiri gülmez
cehennem azabı zordur çekilmez
cehennem azabı zordur çekilmez
azap çeken hayvanları gördün mü?
azap çeken hayvanları gördün mü?
insandan doğanlar insan olurlar
insandan doğanlar insan olurlar
hayvandan doğanlar hayvan olurlar
hayvandan doğanlar hayvan olurlar
hepsi de bu dünyaya gelirler
hepsi de bu dünyaya gelirler
ana haktır sen bu sırra erdin mi?
ana haktır sen bu sırra erdin mi?
vade tekmil olup ömrün dolmadan
vade tekmil olup ömrün dolmadan
emanetçi emanetini almadan
emanetçi emanetini almadan
ömrünün bağının gülü solmadan
ömrünün bağının gülü solmadan
varıp bir canana ikrar verdin mi?
varıp bir cananın kulu oldun mu?
garip bülbül gibi feryat ederiz
garip bülbül gibi feryat ederiz
cehalet elinde küskün kederiz
cahiller elinde küskün kederiz
hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
dünya senin vatanın mı yurdun mu?
dünya senin vatanın mı yurdun mu?
hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
dünya senin vatanın mı yurdun mu?
devamını gör...

anın fotoğrafı

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

soğuk gecenin ışıkları..
devamını gör...

bilginin kanıtlanabilen bir inanç olması

güzel bir ukde imiş

tdk'ya göre :

bilgi : insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat.

inanç: inanılan şey, görüş, öğreti:

tdk sözlük

başlığı açan yazarın da belirttiği gibi aradaki fark insanın aklının ermesi ve ermemesi noktasında kurgulanıyor. deneylerle kanıtlayarak sonuçların üzerinde insanların yorum yapıp belli bir noktada anlaşabildikleri olgular bilgi içeriyor oluyor ve tüm insanlıkça kabul görüyor. mesela newton'un kütle çekim yasası bir amerikalı içinde bir asyalı içinde bir afrikalı içinde aynı bilgiyi paylaşıyorsa geçerlidir.

fakat inanç insanın aklının ermediği bir olgudur ve fizik üstü bir durum içerir. bu sebeple bir avrupalı koyu hristiyan olup belli kurallarla hayatını yaşarken bir müslüman bambaşka dinamiklerle ya da bir asyalı ikisinin de uygulamadığı kendine has ritüelleri ile hayatına devam eder ve genelde bir orta noktada anlaşamazlar..

bu bakış açısı ile eğer fizik üstü olgular bilim tarafından kanıtlanabilir duruma gelse ve herkesin üzerinde anlaşabildiği tek bir olgu durumuna gelebilirse inançlar da tüm insanlık arasında eşitlenmiş olur..

tüm insanlığın aynı bilgiye sahip olabilmesi ümidi ile..
devamını gör...

insan iyi midir kötü müdür sorunsalı

bin yıllardır sorulan ve tanım itibariyle insana net bir özellik yüklenmesini gerektiren soru öbeğidir ..

ıyi kelimesi tdk sözlük anlamı ile: istenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan
tdk

kötü kelimesi ise yine tdk sözlük anlamı ile :istenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena,

şeklindedir..

buradan özetle iyi ve kötü kavramları gözleme dayalı olgulardır ve tüm dinsel kurumlarda bu olguyu temel alarak oluşturulmuştur.

halbuki insanların diğer entrylerde de özetlediği gibi insan tam iyi ya da tam kotu olarak tanımlanamayacak bir varlıktır ve ikisinin ortasında bir yerlerde dolanıyor desek sanırım herkes hem fikir olacaktır ..

çocuklarla ilgili yapılmış bir deney ise çocukların eğitimle daha iyi varlıklara dönüşebildiği ve eğitim olmazsa kötü davranışlar sergileyebileceği olgusunu anlatır ki kelimeleri değiştirirsek doğru bir deneydir..
ahlaki ilkeler doğuştan mı geliyor?

şimdi izninizle iyi kelimesi yerine vicdanı kötü kelimesi yerine ise nefsani kelimesini koyalım ve konuyu bu şekilde ele almaya çalışalım..

insan varlık olarak tekamül etmeye gelişmeye çalışan bir varlıktır ve maddeyi daha yeni tanımaya çalışan bir varlık olarak nefsani yönü her daim ağır basabilir çünkü maddenin cezbedici yapısı gereği kendisini madde ile eşkoşmaya yatkındır ve bunun için de egoist/nefsani davranabilir ki bu dünyaya gelirken genetik yatkınlığımızda gayet net görünmektedir. ve fakat videodaki eğitimle belli bir seviyeye getirebilen çocuklar örneği üzerinden devam edersek, insan varlığı nefsaniyetten kurtularak vicdan varlığına dönüşebilir ve bunu eğitimle belli bir seviyeye getirmek ve insanı tümden bir vicdan varlığına dönüştürmek doğru inisiyasyon (bkz: inisiyasyon) yöntemleri eşliğinde her daim mümkündür...

sonuca gelirsek insan ne iyi ne de kötüdür , insan her daim özündeki bilgiyi keşfetmek için tekamül (bkz: tekamül) etmeye çalışan ve bunu yapabilmek içinde sürekli madde ile etkileşimde bulunan bir varlıktır.
devamını gör...

inemuri

japon uyku sanatı..
köken olarak inemuri (居眠りhala oradan iken uyumak anlamına gelen bir kelime öbeğidir. japonlar için geceleri çok uzun süre uyumak ayıplanacak bir şey olarak düşünülürken gündüz bu şekilde uyuyor olmak onlar için saygı duyulan ve o kişinin rahatsız edilmemesini gerektiren bir davranış biçimi.

bir japon için geç saatlere kadar çalışmak ve çaba sarf etmek çok değerli bir olgu olması sebebiyle bu kişinin bir toplantıda ya da çalışırken masasında kestiriyor olması ayıplanmanın tam tersi olarak takdir edecek bir davranış olarak görülür ve kişinin uykusuzluğuna karşın çaba sarf etmesi, kişinin nefsini ve fiziksel zaaflarını yenmesi olarak görülür. bu şekilde bakıldığında inemuri yaklaşmışında japon şintoizm (bkz: şintoizm) inancının insana ve hayata saygılı olma öğretisinin etkilerini de görebilmek mümkündür..

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görsel kaynak-1
görsel kaynak-2
devamını gör...

kodama

japon geleneksel kültürüne göre ağaçların arasında yaşayan ruhlar ya da ağaç tanrıları demektir.

japon diline göre en eski kullanımı 古多万 şeklinde olup, açıklaması 古 – (ko; eski) – 多- (da; çok) – 万 (ma; 10,000) şeklindedir. bu şekilde açıklanmasının sebebi ile eski japon kültüründe yazım bulunmamakta olup japonlar çin kültüründen yazım karakterlerini aldıktan sonra kanji (bkz: kanji)karakterlerini sesten ziyade anlamları ile sınıflandırdılar. bu sebeple de birbirleri ile ilgisiz olan semboller japonca telaffuzuna yaklaştırabilmek için bir araya getirilmiş.

sonrasında ise yazı dilinin oturması ile 木魂 (木 ; ko; ağaç– 魂 ; dama; ruhu) ve modern zamanlarda 木霊 (木 ; ko; ağaç) – 霊 ; dama; ruhu) şeklinde kullanılmaya başlanmış. ayrıca " 谺 " eko/yankı anlamına gelen kanji'de kodamalar için kullanılmaktadır.

kodamalar japon tarihinin devamında kadim zamanlarda doğa tanrıları olarak adlandırılırken sonrasında ormanlarda yaşayan ruhlar & minik goblinler (görünümleri ile ilgili farkı yorumlar bulunmakta olup mononoke hime (princess mononoke) princess mononokefilmi dolayısı ile en meşhur görünümleri aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır). olarak tanımlanmaya başlamıştır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
resim kaynak

günümüzde bazı japon adalarında hala küçük tapınaklar kodamalar adına kurulup duat edilmekte olup mitsune köyünde her yıl kodamalar adına bir festival düzenlenmektedir.


kaynak-1
kaynak-2

genel bilgiler ışığında insanlığın geçirdiği tarihsel devinim ve verilen tepkiler birbirinden alakasız bir çok ülke ve kültürde benzer sonuçlar çıkarmıştır.

bu bağlamda japonlardaki kodama kültürü, kelterdeki druid (bkz: druid) , hindulardaki yakshini yakshini tanrısı ve slavların pagan mitolojindeki yorumu olan leshy'lere leshy benzemektedir.

milattan önceki çok fazla ormanlık bölgede yaşayan toplumların ağaçların sesleri ve toplumlar üzerindeki etkilerinin birbirlerinden on binlerce kilometre uzaktaki toplumlarda benzer etkiler yaratmış olması de mitoloji uzmanları ve tarihçiler açısından incelenmesi gereken kayda değer bir konudur..

edit: kaşkolnikov'un ukdesi idi..
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim