güzel ve bir çırpıda okunabilen, akıcı kitaplardan biridir. okurken "gerçek değildir abi ya! buna da inanmazsınız be fedailer" dedirten ama düşününce de çağının ötesinde keşfedilmiş, düşünülmüş birçok şeyi o zamanlar ben de görsem "sanırım ben de inanırdım" dedirten kitaptır. ne kadarı gerçektir bilemem ama gerçekse de helal olsun. başka ne denir ki -kötüye kullanılmış olsa da- bu zekaya.
serinin ilkini daha az evvel bitirdim. neden elim varmadı bugüne kadar neden diye kendime kızıp duruyorum. dili apaçik, akıcı, yağ gibi... betimlemeler harikulade... kitap okumamış da film, dizi izlemişim sanki öylesine gözümün önünde her şey. ah memed ah! içimizdeki en derin yaraymışsın ya sen.
umarım tutmayanların tutanlara saygı gösterdiği gibi, tutanların da tutmayanlara saygı ve anlayış göstereceği bir ay olur. ve umarım "müslüman değil misin? neden tutmuyorsun?" gibi sorular daha az sorulur ve tutmadığı için insanlara saldırmaya çalışanların haberlerine daha az denk geliriz.
koca gövdesinin altında minnacık, pıtırcık, minnoşcuk bir çocuk barındıran, aynı zamanda yerine göre zeki, olgun, eğlenceli olabilen ama en önemlisi her zaman sadakatiyle hatırımda kalacak olan tam evlenmelik dizi karakteri.
sinemaya koşarak gitmeme sebep olan filmdir diyeceğim ama benim için belgesel tadında idi. gözlerim dolmuştu hep hem de en güzel en üzülmemem gereken sahnelerinde. o müthiş konserde, o minicik görünen binlerce insandan biriymişim gibi hissetmiştim. belki de queen'e olan hayranlığımdan ötürüdür bu coşkum bilemeyeceğim.
eleştirilere ve kadına baktıktan sonra net anladım ki aslında eleştirdikleri yönleri herkeste olan şeyler. ama sıradanliğı ile bu kadının bu hayatı yaşıyor olabilmesi insanlara garip geliyor sanırım. yani içten içe "bizim ülke şartlarında bu hayatı yaşayabilmek için çok büyük meziyetlere, çok büyük çabalara ihtiyaç duyması gerekirdi ama normal biri olarak bunu hak etmedi" düşüncesi var sanırım.
farkına varmadan olur. farkettigimizde ise acaba iyi mi olmuş kötü mü olmuş düşünmek gerek bence. değişimi en iyi eski fotoğraflara bakınca anlıyorum ben mesela. o fotoğrafları cekildigim zamanlari hatırlayınca o zamanlarda yaptıklarımı şimdi yapar mıydım diye sorguluyorum. genelde daha olgunlastigimi fatkediyorum. sonra geçen zamanin kısalığı aklıma geliyor şok oluyorum. her gün iyi ya da kötü birazcık değiştiğim yüzüme tokat oluyor sanki.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.