12 monkeys (film)

1995 yılı yapımı bilim-kurgu filmidir. zaman yolculuğu temasının pik yaptığı bir dönemde,böyle bir filmin çıkması beni şaşırtmadı aslında. filmin fanı olması yanında, izlemekten keyif almayanları da var. ben kendimi ,fan kefesine koyuyorum.

filmin konusuna kısaca değineyim önce. gelecekte bir dönemde, insan nüfusu bir virüs nedeniyle büyük kayıp vermiş ve bir avuç insan kalmıştır. bu çaresizlik içinde çare olması amacıyla bir zaman makinesi icat ederler*). sonra james adlı birini seçip,geçmişe gönderiyorlar. james'in görevi, virüs ortaya çıkmadan önce,buna engel olmasıdır. zaman makinesi işe yaramıştır ama gelin görün ki,gelecekten geldiğinden bahsedince deli damgası yer ve akıl hastanesine gönderilir.

filmde olanlar gerçek mi değil mi diye bir soru işareti beliriyor kafamızda. bu da filmin gizemli kısmı. çekildiği zamanı da göz önüne alalım. şimdi böyle bir film çıksa muhtemelen sıkıcı gelecektir. ama o dönem için özgün bir filmdi ve bu filmi o dönemde izleyenler hemfikir olacaklardır ki, film efsane olan filmlerden biridir.

ayrıca filmi izleyenlere veya izlemeye niyetlenenler öncelikle la jetée filmini izlemesini tavsiye ederim. 1962 yılında yayınlanan bu filmin, izlediğiniz çoğu zaman yolculuklu filmlere ilham verdiğini görebilirsiniz.ayrıca filmle ilgili çok ilginç bir detay var:


yani efendim, kısacası izlenecek filmdir. hatta zaman yolculuğu geçen ,bu filmden önceki filmleri de izlediyseniz, bu filmde onlardan minnak parçalar bulabilirsiniz. izlemediyseniz ve izleyecekseniz iyi seyirler.

müthiş bir film gibi başlayan sona doğru normale dönen film.
bir yönetmenin gücü filme süper bir giriş yapmasında ve geliştirmesinde yatmaz, filmin sonunda izleyiciye o vay be dedirten indirici darbeyi vurabilmesinde yatar. buna şefin dokunuşu da diyebilirsin.

çok ilgi çekici bir film başlangıcı da çok güzel, özellikle giriş ve orta kısma doğru gelişme bakımından kusursuz ilerlemiş, bilim kurgusal ayrıntılar oldukça gerçekçi ama bir noktadan sonra film zıvanadan çıkmış, bütün yönetmenlerin düştüğü tuzağa düşmüş, filmin başında atılan düğünler birbirine dolaşmış film kendi konusu ekseninde boğulmuş ve bu kadar emeğe bu kadar müthiş bir giriş ve gelişmeye karşın vasat bir sonla film son bulmuş, her zaman söylüyorum bir filmin girişine muhteşem yapmak kolaydır ama muhteşem başlayan bir filme muhteşem bitirmek işte zor olan budur bunu okuyan yönetmen varsa buna odaklanmalı, bu arada filme notum 10 üzerinden 7

usta yönetmen terry gilliam'ın muhteşem ötesi bir distopik filmi.

bruce wills ve madeleine stowe'nin baş rollerde oldduğu filmde brad pitt abimizi değişik bir rolde izlememin şokunu yaşamıştım filmi ilk izlediğimde
distopik dünya filmlerini seviyorsanız kaçırmamanız gerekli.