140journos'un tarih tekerrür videosu
başlık "prusyadaki kral" tarafından 12.04.2021 07:39 tarihinde açılmıştır.
1.
140 journos adlı youtube kanalının yeni videosudur. video gerçekten çok başarılı olmuş. buradan
devamını gör...
2.
ibret alınsa tekerrür etmezmiş.
devamını gör...
3.
hoş bi belgesel ancak kötü bi liberal ekonomi güzellemesi yapılmış, daha doğrusu eleştirisi yapılmamış. liberal ekonomi anlayışı devam etse her şey sütliman olacaktı gibi bi mesaj barındırıyo. onu da geçtim, siyasi gelenek ve ekonomi politikaları bi çok yerde birbirine karıştırılmış. bi devlet otokratik olarak yönetilse bile liberal ekonomik politika üretebilir.
devamını gör...
4.
rok babacan'ın dönemindeki ekonomi politikasını eleştireyim derken akpye friendly fire atmış.
devamını gör...
5.
türkiye'yi düşük döviz kuru ve tasarrufsuzluk mahvetti kim ne derse desin. 2013'teki siyasi hatalar da bunun tuzu biberi oldu. sonuç; otokratik, güvensiz, verimsiz, adaletsiz bir sistem.
devamını gör...
6.
tam kadro liberalizm propagandasını geçiyorum, bu kanaldan başka bir şey bekleyen de çok bekler zaten. yedikleri kaba pislemeleri mümkün değil çünkü. anlatılanların, şöyle-böyle oldu denenlerin hepsi yalan dolan veya nereye çekerseniz oraya esneyebilecek yarı-doğrulardan ibaret. hele o rok oyunculuğu yok mu, iğrenç herif ya.
devamını gör...
7.
eğer bu içeriğin mevcut iktidara rağmen özellikle rok'un da katılımıyla istedikleri şekilde çekilebildiğine inanıyorsanız sizde don lastiğisinizdir arkadaşlar. ne tarafa çekilirseniz o tarafa uzarsınız, üzgünüm. içerikte 2001- 2007 arasında yabancı yatırım aktı demiş rok paşa, e adama demezler mi özelleştirilen fabrikalar, köprüler, kurumlar sayesinde oldu bunlar diye. bir de şu var yap-işlet-devret modeli ile yandaş çaktırmadan zengin edilirken ekonomi düzeliyor, yollar yapılıyor kısmından hiç bahsetmemişler. 2011 sonrasını hazırlayan 2001-2011 arası üretken olmayan, mevcut kaynakları tüketerek ilerleyen ekonomik politikadır. 2011 yılında kabul edilmeyen plan ise bu politikanın sonuçlarını aza indirgemeyi engellemiş ve mevcut ekonomik varlığı da tüketerek türkiye'yi çıkmaza sokmuştur. türk insanının duygularıyla oynayarak, arkaya bir iki duygusal parça koyarak hatta üstüne üstlük bir de tarih tekerrür edebiyatı yaparak belgesel çekilmez. ilave tv'den bir farkınız olsun be kardeşim. mesela adamlar tarihin nasıl tekerrür etmeyeceğine dair fikirler sunsunlar tarih tekerrür nasıl etmez onu anlatsınlar. sen tutup masal anlatır gibi belgesel anlatırsan bunun sonucunda altında ancak ekonomik durumdan yakınan, youtube videosunda yorum olarak hayatının demagojisini paylaşan bir kitle yakalarsın. o kitle de hiçbir şeyi değiştiremez.
devamını gör...
8.
eklemeler yapılması gereken oldukça eksik "belgesel" ayrıca isim babası ben olsam net şekilde "tarih tesettür (kapanma)" ismini koyardım.. çok söylenmiş gibi ancak çok şey flu! bir kısım şeyler ise yoğ!!
1-öncelikle 1:20 kadar olan berat albayrak tiratı ve sunumu enfestir.
2- rasim ozan kütahyalı(rok), gerçekten bu şahıs'ın ifadeleri komple yanlıştır.
-tr'de 70 yıldır hep aynı (bu da kabaca 1950 demek oluyor). külliyen yanlış.
-önce tr'de döviz yükselir, cari açıkla tr büyür. cari açık belli noktaya geldikten sonra patlar. ya develüasyon olur eski sistemde ya kur krizleri olur hep aynı.. yüksek faiz, düşük kur, düşük faiz yüksek kur. bu denklemden tr ekonomisi zaten çıkamıyor.
-cari açık, kabaca ithal edilen mal sayısı > ihraç edilen mal sayısıdır. dolayısıyla döviz kurlarının değeri arttıkça ithalat düşer, ihracat artar. dolayısıyla cari açıkla büyüme denilen olgu teknik olarak hatalıdır. ithal girdilerle büyüme demeye çalışmışsa da argüman şurada tıkanıyor: madem son 70 yıl böyle ise 1984'de döviz serbest bırakılana kadar özellikle ithal mallar üzerindeki yasakları ne yapacağız? 2. nokta da bahsedilen dönem içerisinde kktc ve afyon ambargoları, petrol krizleri, bunlara bağlı üretim krizleri, bütçe açıkları ve son olarak siyasi-askeri krizleri ne yapacağız?? dolayısıyla "bu denklemden türk ekonomisi" zaten çıkamıyor demek bu haliyle indirgemeci ve yanlış kalıyor. hep aynı şeyde değil, işte sayın çokbilir, enflasyon krizleri var, bütçe açıkları var.. var oğlu var. 80 öncesinde keynesyen, sonrasında ise neoliberal devlet yapısı var ancak işte kahvehane ağzıyla ve derinliğiyle konuşmuş kendileri her zamanki gibi. ayrıca develüasyonlar konusuna girmiyorum bile.
3-"1990'lı yılların ikinci yarısı, siyasi iktidarın ve koalisyonların ekonominin önüne geçtiği yıllar oldu". burada ifade edilmek istenen eğer: siyasetin ekonomik karar merciilerin önünde/kurallarına aykırı hizmet-tutumları ise bu durumu 12 eylül ve sonrasında ki özallı yıllardan almak gerekir. özal'ın fonları herkesin malumudur. ha yok, ekonominin siyasi amaçlara kurban edilmesi ise özal özelleştirmeleri ve/veya popülist kamu çalışanları zamları, kit'lerin boşaltılması gibi konularda gene/yine özal'a yazar, başlatan o (maaş hariç).
4-erbakan konusunda denecek bir şey yok. siyasi-dini olarak katılırsın/katılmazsın ancak ekonomik olarak elle tutar yanı yok. faizi sadece "yahudiler"e indirgemek zatallerine nasip olurdu zaten.
5-suni yollardan kasıt sanırım: çiller'in bir gecede faizleri kafasına göre düşürmesi kastediliyor sanırım.
6-2000'li yıllara gelmeden hemen önce sorunlarımız 1.enflasyon sorunu, 2.cari açık sorunu, 3.bütçe açığı, 4. 99 depremi (tr açısından maliyeti oldukça yüksektir). ((bunu da kitaplarda yazmazlar ancak tr'de sanayi üretimi sorunsalı da o dönemlerde önemliydi. bu durum hem var olanların ithal girdilerle yaşaması hem de yeterli üretim olmamasından kaynaklı japon malları başta olmak üzere dışa bağımlılık olarak döndü bize. )
7-ekleme derviş, 1994'de türkiye'de olan sonrasında ise dünya bankası'nda çalışan bir kişidir.
8-"imf gelir ne yapılmasını söyler.. böyle değil" diyen sahışa lütfen stand-by nedir, neden-nasıl ve kim hazırlar? sorularını sorarsa yakınları sevineceğim... valla öyle be kanka.. ^^ yahu imf desteklerine mahsar olabilmek için öncelikle hukuki metni imzalatılır.. `stand-by`...
9-"kamu ihale kurumu'ndan mb'ye kadar bir çok değişikliğe gittik.." kamu ihale kurumu söz konusu dönem yok.. 2002 ocak kuruluşlu, stand-by ve ab kriterler'ince öngörülen bir yapıdır. ha ocak 2002'de kurlan yapıyı, kasım'a kadar değiştirdiyseniz bilemeyeceğım tabi.. ^^ bu iki kurum'un yapısı da neoliberalizmin sefaflık-kurumsallık çerçevesinde özerkliği hedeflenen kurumlardır, stand-by'lar da da ab tarafından da db (wb) taradından da özellikle istenen kurumlardır.
10-" dpt, planlama uzmanı (1979-2016)" yazan arkadaşa sevgiler.. ya uğur hoca uçmuş ya da o yazıyı ekleyen arkadaş hayaller aleminde.. (bkz: dpt'nin 2011 yılında kapanmış olması). bence 2'incisi ^^...
11-bu arada imf programı kapsamında yapılacak neoliberal dönüşümler, krizle mücadele yöntemleri-önlemleri vs. adı `güçlü ekonomiye geçiş programı`dır.
11-rte'nin çizdiği tablo hatalı değil, olamaz, asla!!
12- rok'un, akp-derviş programı konusunda dediklerinde haklı. ab rüzgarını arkasına aldı demesi ise bildiğin işte ab'de ile uzlaşı-ortaklık içerisinde hareket ettiler. yabancı yatırımcı konusunda dedikleri hatalı: gelen yatırımcıların büyük çoğunluğu "doğrudan" değil, dolaylı şekilde gelen bir yabancı yatırımcıydı.
13-içerde de iyi işler yapılıyordu.. ne diyeceğimi bilemedim.. ^^
14- güçlü büyüme diyen arkadaş oransal büyümeden bahsetse de sonrasında "istihdamsız büyüme" olarak adlandırılacak dönemdir. enflasyon-faiz azaltımları konusunda haklı. çok başarılı-örnek gösterilecek dönem dediği dönem tarımın altına dinamit konularak tarım-hayvancılığın altına dinamit de konulduğu dönemdir.. görece üretici olan tr yerine şantiye türkiye'ye geçildiği dönem.. ^^ "doğru işler yapılıyordu" diyene de atfediyorum bu maddeyi..
15-2009 krizi'nden kastı, 2008 krizi'de sanırım tr'de ana etkisini 2009'da gösterdiği için öyle ifade edilmiş.. cidden olur böyle karmaşalar.. ne diyeyim (bkz: sosyal bilim)
15- o %10'larda işte istihdam yaratmadı be hocam.. ^^ frene bastık benzetmesini ise ben anlamadım.. anlayan beri gelsin.. ^^
16-lale devri ve üretkenlik meselesinde rok haklı ancak eksik. merkez ülkelerden (gelişmiş ülkelerden), çevre ülkelere (gelişmiş dışındaki ülkelere) sermaye akışı hızlandı ancak bunlar dolaylıydı, bu yüzden de istihdam ve üretim anlamında etkisi oldukça sığ kalmıştır. rok'un atıfları görece doğru.. söz konusu büyüme gelir dağılımı bakımından ise oldukça sorunludur. yani zengin zenginleşirken, yoksul-orta sınıf görece gelir kaybetmeye yine bu dönem başlamıştır... buna rağmen göstergeler finansal araç-kurumların gelişimi ile tüketimi artmış, sanal bir refah noktası oluşmuştur... daha açık şekilde ifade etmek gerekirse krediler ve kartlar üzerinden narkoz etkisi görülmüş, alım gücü aynı/düşme eğilimine girse de tüketici bunu hissetmek bir tarafa, tüketimini arttırmıştır. böylece hem faiz hem de kâr üzerinden sermayeye, diğer sınıflardan gelir-kaynak transferi oluşturulmuştur.
17-gaz-fren meselesini hala anlamadım.. büyüme konusunda diyorsa valla hiç öyle değildi.. faiz konusudna diyorsa da değildi.. o zaman mesele neydi?? cidden anlamadım.. devamındaki yasadan bahsediliyorsa zaten vazgeçildiği alenen söyleniyor.
18-söylenmeyen bir şey ise kamu ihale kanunlarında 2311823 kez yapılan değişiklikler, 5018'in bürokrasi üzerinde yükü ve bürokratik zihniyette dayattığı rekabetçi-yalnız-piyasacı yaklaşım, kamu ihale kurumu'nun asla ve katha özerkliği konusunda yeterli adımlar atamaması, bu konuda bürokratından siyasetcisine, ab'ine 2009 sonrası imf'ine kadar kimsenin sessiz kalmaması.. şu an tartışılan kamu-özel işbirlikleri (geçilmeyen otoyol-köprü garantileri) vs o dönem başlamıştır.
19-imf'ten sıyrıldık ise tamamen eksik.. 2007 ya da 2008 yılında bitiyordu derviş dönemi imf programı.. yalnız nasıl olduğu bilinmez şekilde ve hukuksuzca "olağanüstü dönem kredisi" vermeye imf ikna edildi ve seçim öncesinde alındı.. böylece 2010'a kadar sürdürülecek bir program akp'ye imf tarafından sunuldu.. bu konuda boratav'ın türkiye iktisat tarihi kitabında ve n.ekzen'in türkiye kısa iktisat tarihi kitabında anlatılır.
20-tr kırılganlığını bir kenara bırakmadı.. özelleştirmelerle başta tarım-hayvansal üretimi destekleyici model-rol oynayan kurumlar elden çıkarılırken diğer yandan ara girdi üreten fabrika/kurumlar özelleştirildi. böylece bu kesimler ve bu kesimlerce istihdam edillmesi muhtemel kesimler kırılgan ve işsiz kalmıştır.
21-gelişmiş ülkeler sürecine geçme iddiası ise büyüme ile kalkınma arasındaki farkı bilmeyen zihinlerce ifade edilecek sığ bir bakıştır.. bunu da siz araştırın.. rusya-çin milyarder çıkarma rekorları kıran ülkeler ya da suud'lar ama ne kadar gelişmiş/kalkınmış bi bakı verin hele.. ^^
22-teknokratlar kenara çekilmeye başladı sözü de keza eksiktir.. söz konusu yetişmiş teknokratlar finans sermaye dışında neredeyse diğer tüm sektörleri üretimini sekteye uğratacak hal-durum ve tutum içerisinde adımlar atmış, özelleştirilecek kurum-kuruluş yokluğunda "atılacak adım" bulamamış kadrolardır. ha bulut'tan görece başarılı olsalarda şöyle anlatayım, satacak bir şey sayelerinde satacak bir cacık kalmamış, bu durumda kamu ihale kurumu özerkliği gibi konuları bir tarafa bırakalı çok olmaktadır. dolayısıyla herkes suçlu bunlar masum demek yanlış.. ayrıca bir unatıkan vardı sahi niden ona girmedik acep?? ^^
23-bu arada unakıtan nerede ve ne kadar teknokrattı.. ayrıca 94 seçimleri de 94 ibb kadroları da görmezden gelinmiş.. oysa bazı bakanlar direk oradan alınmadır..bu da zaten başta inşaat mantığı çerçevesinde hükümet politikasını içerlemiş bir noktaya gelmiştir.
yoruldum, bir ara devam ederim üşenmediğim dönem.. ^^
edit: ikinci 14dk'ya devam edelim..
24-meseleyi teknotratlara indirgenecekse ve/veya övülecekse gerek erdoğan'ın babacan konusunda (en azından babacan'ın ifadesine göre) kalması yönünde duruşu gerekse şu an ki hükümette ets tur'un sahibi olması, tarım bakan'ının yine u.arası tarım holding'inden gelmesi gerekse de sağlık bakan'ının özel hastanelerinin olması gibi bir çok durum ve tutum (ki bakan yardımcıları da fena değildir cv'leri) bu durumu askıya almaktadır. her ne kadar videoda alenen `babacan'a övgü` olsa da (el altından), `lütfi elvan`'ın cv'i sayılan isimlerden aşağı kalır yanı yoktur.. dolayısıyla elde kalan kıt kaynak ve siyasi-bürokratik bir biatçılıktır. kıt kaynakları dağıtmaya çalışan ve biat edilen şahıs ne derse o yapılmak istenmektedir. aynı `babacan`'ın yaptığı gibi. bunun yıllarca işe yaramasının(!) nedeni de uluslararası konjentür ve `2 ayyaşın`(!) bıraktığı "deniz"dir... yemeyen de kerizdir, yenmiştir. ^^ hemide parsel parsel.. ^^
25-"erdoğan kendi kadrosuna daha çok söz tanımaya başlamıştır".. asdhgadghah.. pardon hangi kadrolar? yiğit bulut ise mesele erdoğan yarın adını yanlış söylesin, "asrın lideri doğrusunu bilir" diyip adını erdoğan'ın teleffuz ettiği şekilde değiştirecek kadar bağlıdır. ha erdoğan kadroları aranıyorsa 1994-02 arasında ibb kadrolarında kim varmış nolmuş bunlara sonracığıma.. ya da kobi-toki bunlardan önce neymiş, ibb şirketlerinden hangileri nasıl baz alınarak ve neoliberal yapıya da uyumlaştırılarak dönüştürülmüş?? ne güzel dışardan sallamak.. ^^ kadro arayan oralara baksın pls!
26-oldukça yaygın görüşlerdir. bknz: `neoliberalizm` ha bi de `reiscilik`bu ikisinin sentezidir... garibim anlamamış.. ^^ bir de erdoğan etken değil, edilgenmiş bu anlayışa göre.. halbuki (bkz: ekonominin sorumlusu benim ben) .
27-emre hoca, 2013'de başlatması hatalı. `12 eylül 2010 anayasa değişikliği referandumu`.. ha mesele toplumsal infial ise `ergenekon``balyoz`meseleleri.. yok toplumsal eylem ise `cumhuriyet mitingleri`..
28-"arap baharında türkiye aktör oldu.".. rok'dan yine mehterlik hareketler 2 ileri bir geri..
29-esad devrilmeyince tayyip beyde yalnızlaşma neden ve niçin artıyor? pardon?? akp, kimyası buradan böyle nasıl bozuluyor pardon?? bu mantık ya net hatalı ya da rte'ye "esadsız bir kimyası bozulacak kadar kırılgan" demektir. ciddi manada hatalı.. resmen sallamadır.
kelime kelime yazayımda cidden saçmalamayı görün:
"-türkiye aktör oldu,
-sonra mısır'da darbe oldu,
-suriye olayında bir türlü başarı gelmedi, esad devrilmedi,
-bütün bunlar tayyip bey'de yalnızlaşmayı arttırdı.
-akp'nin de kimyası bozuldu..
-kolay bir şey değil valiler, emniyet müdürleri, generaller, ordunun yarısı, generallerin yarısı fethullahçıydı (( bakın fetö demiyor)) nese..
-tabi tayyip beyin haklı olarak vehimi de arttı..
-ben size bir olay anlatım ... herkeste bir çekinme var korku var.. bir geri çekiliyor , hepiniz mi bana komplo kuruyorsunuz ya diyor? kendinin yalnızlaştığının hissettiği olaydır."
bu aktarımın alt metinlerini irdelemeye benim totom yetmedi.. ^^
30-herkes fetö'den dem vurmuşta kimse de dememiş parsel parsel... ^^ lan bari arınç'ın ifadesini koyaydınız..hadi onu da geçtim rus büyükelçi'yi koyaydınız.. yoğ!
31-"fethullahçılar sadece aileyi hedef aldı".. (bkz: istifa eden bakanlar)
(bkz: fuat avni)(bkz: mit müsteşarı)(bkz: mit tırları) doru! aile siyasallaştı??
32-2013 sonrasında aile siysallaştı?? halbuki sümeyye hanım, kadem kurulana kadar 2013'e kadar yani akp genel başk. dan. ve başbakan'ın gönüllü siyasi danışmanlığını [web.archive.org/web/2020062... yürüttü.] esra erdoğan ise yeşilay ve türgev üzerinden çalışmalarını sürdürdü. burak erdoğan ise şirketiyle ilgilendi. bilal erdoğan ise türgev ve okçuluk vakıflarında çalışmalarını sürdürmektedir. ha mesele sn. emine erdoğan ise cb sitesinde aynen: "sosyal ve siyasal hayatta daima aktif roller üstlenmiş, başbakan eşi olduğu yıllarda da faaliyetlerini artırarak sürdürmüştür" [www.tccb.gov.tr/emineerdoga... geçmektedir..].. ha mesele berat albayrak ise o yıl olarak olmasa tutuyor 2015'de akp m.vekili.. 2013 yılında köşe yazıyor sanırım onu anlatmaya çalışıyor, sn rok.. aile sadece berat albayraktan ibaret!!!! ha balkon meselesi ise bence tamamen saray'in bitirilmesinden ibaret. yani ne ilk evinde öyle bir meydan/balkon vardı ne de sonra taşındığı konutta.. saray'ın heybeti'nden ve ailesinin birliğinden yararlanmak istedi. (bkz: karizmatik lider) (bkz: andrew heywood) ayrıca rok'un eksiklerini yine topluyalım, söz konusu alanda burak erdoğan olmadığı gibi ali babacan gibi bakanlarda balkondaydı.. yok öyle tam kadro ailesiyle çıktı diye [ sallamak...]
33-"merkezi otoriyeyle uyumlu çalışabilecek, onların söylediklerini sorgulamadan kabul edebilecek... " o'nu anladım da "lara" kafam basmadı..:)
34- kurumlar tamamda, yasama-yürütme-yargı'yı es geçiyoruz herhal.. hadi geçelim..
35- tek doğru soru "tasvir edebilir misiniz?"
36-partili cumhurbaşkanı, iması yapılsa da bu durumun hukuki tarafı sorgulanmamış.. kaldı ki benzer çıkışlar özal'da da vardı.. yaşları yetmemiş 140'ın yoksa eminim o kadar entelektüel kadroları var, babacanciğerciler'in.. ^^
37- "kemalist rejim çöktü... sonra gülenist rejim çöktü.." rok. türkiye cumhuriyet'î anayasası'nda tek bir rejim tanımlaması yapılmakta ve rejim anayasa+tck tarafından korunmakta.. yani alenen bu ifadeler anayasa'ya ve tck'ya aykırı görünmektedir. ayrıca bir kez daha `fetö` denmemekte bu seferde `gülenist`denmektedir. üstelik bu ifadeler döneminde iktidar partisi olan akp'de "gülenist" rejim tarafından kapsanmakta yani bu ifadelerle `akp zan altında bırakılmakta`dır.
38-" tabi bunların hepsi'de devrimle olduğu için bir sürü haksızlık hukuksuzluk oluyor, işin gerçeği de bu" rok. böylece hem `yüce türk yargısı` hem de akp (ki 2.kez) `zan altında bırakılmış`tır.
39-"devlet sektörü paramparça oldu" . devlet bir sektör değildir, kamu bir sektördür. yine engin rok tabirleri. üstelik yine anayasaya göre türkiye cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne muhalet edilmiştir. neden? bütünlük sadece sınırsal-karasal değil aynı zamanda hukukidir, anayasaya göre. 2. ve 3. md.
40-"kendinizi azade hissetmek"?? referandumla hukuki olarak "his" değil fiiliyat gerçekleştirildi. biri lütfen teyzeye yapılan değişiklikleri ve meallerini anlatsın pls! ^^
41-"kanundan istisna tutmak" teaa 2006'da başladı.. (bkz: kamu ihale kanunu)
42-herkes parçası haline gelmiyor, müsiad ve kobi'ler üzerinden zaten alet olunmuştu.. 2003/2004 yılında boş yere yapılmadı kosgeb ve kamu ihale kanunu'nda değişiklikler.. ya da imar/inşaat düzenlemeleri..
43-havu. sopa değil be teyzem.. `bitaraf olan bertaraf olur` (bkz: 2010 referandumu) şuanda değil yani canım teyzem. ^^
44-siz 5 tane müteahhit görüyorsunuz.. ben 1994'de satın alınan `imar weıdleplan`yani `kiptaş` görüyorum.. `anadolu kaplanları`, `kob`i'ler, `müsiad`fetö öncesinde `tuscon`görüyorum.. onlarca taşeron bu işte..
45-"sizlere kaynak kalmadı gençler" ellerinden öptüm teyzem..
46-"merkez bankası araç bağımsızlığı" yok kardeşim-abim. merkez bankası özerkliği var.. başkanını ve politikaları kendi belirlemeyi de kapsayan bir özerklik bu.. kurallar değiştirilmedi, kurallara rağmen/aykırı eylemler yapıldı.
47-kuralsızlık değil, kurallılık var ancak söz konusu kural ne nesneldir ne ayni.. tamamen şahsi'dir.
48-"akp bürokratları, akp'yi denetlemeye başladı.. " %1-%2'lik denetim midir sorunsalı.. ^^
49-kamu ihale kurumu için (bkz: çiğdem toker)(bkz: korkut boratav)(bkz: ayşe buğra)
50-ahmet hakan.. yorumsuz'dur.
51-" utanma duygusu" bu videonun gerçekten tek elle tutulur, mesajı/tespiti.
52-"allah'ın dediği olur".. neyse.. ben bişi demiyorum.. tatlı sular da emre hoca, herhal.. ^^
53- bugünkü durum hem ekonomik hem siyasidir. zati hali hazırda ekonomi politiktir..
54-"başa dönmüş" hissetmeniz hatalıdır. (bkz: köi) 'ler
55-"belli şeyler aşılamıyor.. türkiye dönüyor dolaşıyor aynı yere geliyor" net yanlış. 17. ekonomiden 19'a geriledik, tüketici-hanehalkı borçları uçtu gitti, köi'leri dahil etmediğimiz durumda bile kamu borçları uçtu, şirket borçları 2002 yılını aştı.. tcmb rezervleri 2002'yi aratır halde.. hukuksal durum, basın özgürlüğü vs.. dahil ettiğimiz de aynı yerde olmadığımız aşikâr.
56- lastik örneğini burada vermek net hatalıdır.. dünya yazılım-donanım noktasında başka yere gitmiştir/gitmektedir. borçlanma noktasında, farklı yerlere evrilmiştir. tarımsal üretimi, sanayi üretimi farklı noklara gelmiştir(!) hatta anayasa göre verilmesi gereken bütçe'nin en az %2'i kadar tarımsal destek paketleri yıllardır nerededir bilinmemektedir..
sözün özü: eğer bir şey uzayıp, eski noktasına geliyorsa zaten anlamsal olarak da geri gidiş vardır. çetin altan'ın söylemi net hatalıdır. yani argüman kendi içerisinde hatalıdır. üstelik denkleme diğer ülkeleri de eklerseniz net geri gidiş vardır.. kaldı ki ne uzar ne kısalırsa da zaten bırakılacak kadar da uzayamaması gerekmektedir..
sözün özü: video tam olarak sığdır. belgesel değildir. belge hiç değildir.. anca seldir.. çarpık-yanlış ve yaygaracı bir yapıda bir sel.
1-öncelikle 1:20 kadar olan berat albayrak tiratı ve sunumu enfestir.
2- rasim ozan kütahyalı(rok), gerçekten bu şahıs'ın ifadeleri komple yanlıştır.
-tr'de 70 yıldır hep aynı (bu da kabaca 1950 demek oluyor). külliyen yanlış.
-önce tr'de döviz yükselir, cari açıkla tr büyür. cari açık belli noktaya geldikten sonra patlar. ya develüasyon olur eski sistemde ya kur krizleri olur hep aynı.. yüksek faiz, düşük kur, düşük faiz yüksek kur. bu denklemden tr ekonomisi zaten çıkamıyor.
-cari açık, kabaca ithal edilen mal sayısı > ihraç edilen mal sayısıdır. dolayısıyla döviz kurlarının değeri arttıkça ithalat düşer, ihracat artar. dolayısıyla cari açıkla büyüme denilen olgu teknik olarak hatalıdır. ithal girdilerle büyüme demeye çalışmışsa da argüman şurada tıkanıyor: madem son 70 yıl böyle ise 1984'de döviz serbest bırakılana kadar özellikle ithal mallar üzerindeki yasakları ne yapacağız? 2. nokta da bahsedilen dönem içerisinde kktc ve afyon ambargoları, petrol krizleri, bunlara bağlı üretim krizleri, bütçe açıkları ve son olarak siyasi-askeri krizleri ne yapacağız?? dolayısıyla "bu denklemden türk ekonomisi" zaten çıkamıyor demek bu haliyle indirgemeci ve yanlış kalıyor. hep aynı şeyde değil, işte sayın çokbilir, enflasyon krizleri var, bütçe açıkları var.. var oğlu var. 80 öncesinde keynesyen, sonrasında ise neoliberal devlet yapısı var ancak işte kahvehane ağzıyla ve derinliğiyle konuşmuş kendileri her zamanki gibi. ayrıca develüasyonlar konusuna girmiyorum bile.
3-"1990'lı yılların ikinci yarısı, siyasi iktidarın ve koalisyonların ekonominin önüne geçtiği yıllar oldu". burada ifade edilmek istenen eğer: siyasetin ekonomik karar merciilerin önünde/kurallarına aykırı hizmet-tutumları ise bu durumu 12 eylül ve sonrasında ki özallı yıllardan almak gerekir. özal'ın fonları herkesin malumudur. ha yok, ekonominin siyasi amaçlara kurban edilmesi ise özal özelleştirmeleri ve/veya popülist kamu çalışanları zamları, kit'lerin boşaltılması gibi konularda gene/yine özal'a yazar, başlatan o (maaş hariç).
4-erbakan konusunda denecek bir şey yok. siyasi-dini olarak katılırsın/katılmazsın ancak ekonomik olarak elle tutar yanı yok. faizi sadece "yahudiler"e indirgemek zatallerine nasip olurdu zaten.
5-suni yollardan kasıt sanırım: çiller'in bir gecede faizleri kafasına göre düşürmesi kastediliyor sanırım.
6-2000'li yıllara gelmeden hemen önce sorunlarımız 1.enflasyon sorunu, 2.cari açık sorunu, 3.bütçe açığı, 4. 99 depremi (tr açısından maliyeti oldukça yüksektir). ((bunu da kitaplarda yazmazlar ancak tr'de sanayi üretimi sorunsalı da o dönemlerde önemliydi. bu durum hem var olanların ithal girdilerle yaşaması hem de yeterli üretim olmamasından kaynaklı japon malları başta olmak üzere dışa bağımlılık olarak döndü bize. )
7-ekleme derviş, 1994'de türkiye'de olan sonrasında ise dünya bankası'nda çalışan bir kişidir.
8-"imf gelir ne yapılmasını söyler.. böyle değil" diyen sahışa lütfen stand-by nedir, neden-nasıl ve kim hazırlar? sorularını sorarsa yakınları sevineceğim... valla öyle be kanka.. ^^ yahu imf desteklerine mahsar olabilmek için öncelikle hukuki metni imzalatılır.. `stand-by`...
9-"kamu ihale kurumu'ndan mb'ye kadar bir çok değişikliğe gittik.." kamu ihale kurumu söz konusu dönem yok.. 2002 ocak kuruluşlu, stand-by ve ab kriterler'ince öngörülen bir yapıdır. ha ocak 2002'de kurlan yapıyı, kasım'a kadar değiştirdiyseniz bilemeyeceğım tabi.. ^^ bu iki kurum'un yapısı da neoliberalizmin sefaflık-kurumsallık çerçevesinde özerkliği hedeflenen kurumlardır, stand-by'lar da da ab tarafından da db (wb) taradından da özellikle istenen kurumlardır.
10-" dpt, planlama uzmanı (1979-2016)" yazan arkadaşa sevgiler.. ya uğur hoca uçmuş ya da o yazıyı ekleyen arkadaş hayaller aleminde.. (bkz: dpt'nin 2011 yılında kapanmış olması). bence 2'incisi ^^...
11-bu arada imf programı kapsamında yapılacak neoliberal dönüşümler, krizle mücadele yöntemleri-önlemleri vs. adı `güçlü ekonomiye geçiş programı`dır.
11-rte'nin çizdiği tablo hatalı değil, olamaz, asla!!
12- rok'un, akp-derviş programı konusunda dediklerinde haklı. ab rüzgarını arkasına aldı demesi ise bildiğin işte ab'de ile uzlaşı-ortaklık içerisinde hareket ettiler. yabancı yatırımcı konusunda dedikleri hatalı: gelen yatırımcıların büyük çoğunluğu "doğrudan" değil, dolaylı şekilde gelen bir yabancı yatırımcıydı.
13-içerde de iyi işler yapılıyordu.. ne diyeceğimi bilemedim.. ^^
14- güçlü büyüme diyen arkadaş oransal büyümeden bahsetse de sonrasında "istihdamsız büyüme" olarak adlandırılacak dönemdir. enflasyon-faiz azaltımları konusunda haklı. çok başarılı-örnek gösterilecek dönem dediği dönem tarımın altına dinamit konularak tarım-hayvancılığın altına dinamit de konulduğu dönemdir.. görece üretici olan tr yerine şantiye türkiye'ye geçildiği dönem.. ^^ "doğru işler yapılıyordu" diyene de atfediyorum bu maddeyi..
15-2009 krizi'nden kastı, 2008 krizi'de sanırım tr'de ana etkisini 2009'da gösterdiği için öyle ifade edilmiş.. cidden olur böyle karmaşalar.. ne diyeyim (bkz: sosyal bilim)
15- o %10'larda işte istihdam yaratmadı be hocam.. ^^ frene bastık benzetmesini ise ben anlamadım.. anlayan beri gelsin.. ^^
16-lale devri ve üretkenlik meselesinde rok haklı ancak eksik. merkez ülkelerden (gelişmiş ülkelerden), çevre ülkelere (gelişmiş dışındaki ülkelere) sermaye akışı hızlandı ancak bunlar dolaylıydı, bu yüzden de istihdam ve üretim anlamında etkisi oldukça sığ kalmıştır. rok'un atıfları görece doğru.. söz konusu büyüme gelir dağılımı bakımından ise oldukça sorunludur. yani zengin zenginleşirken, yoksul-orta sınıf görece gelir kaybetmeye yine bu dönem başlamıştır... buna rağmen göstergeler finansal araç-kurumların gelişimi ile tüketimi artmış, sanal bir refah noktası oluşmuştur... daha açık şekilde ifade etmek gerekirse krediler ve kartlar üzerinden narkoz etkisi görülmüş, alım gücü aynı/düşme eğilimine girse de tüketici bunu hissetmek bir tarafa, tüketimini arttırmıştır. böylece hem faiz hem de kâr üzerinden sermayeye, diğer sınıflardan gelir-kaynak transferi oluşturulmuştur.
17-gaz-fren meselesini hala anlamadım.. büyüme konusunda diyorsa valla hiç öyle değildi.. faiz konusudna diyorsa da değildi.. o zaman mesele neydi?? cidden anlamadım.. devamındaki yasadan bahsediliyorsa zaten vazgeçildiği alenen söyleniyor.
18-söylenmeyen bir şey ise kamu ihale kanunlarında 2311823 kez yapılan değişiklikler, 5018'in bürokrasi üzerinde yükü ve bürokratik zihniyette dayattığı rekabetçi-yalnız-piyasacı yaklaşım, kamu ihale kurumu'nun asla ve katha özerkliği konusunda yeterli adımlar atamaması, bu konuda bürokratından siyasetcisine, ab'ine 2009 sonrası imf'ine kadar kimsenin sessiz kalmaması.. şu an tartışılan kamu-özel işbirlikleri (geçilmeyen otoyol-köprü garantileri) vs o dönem başlamıştır.
19-imf'ten sıyrıldık ise tamamen eksik.. 2007 ya da 2008 yılında bitiyordu derviş dönemi imf programı.. yalnız nasıl olduğu bilinmez şekilde ve hukuksuzca "olağanüstü dönem kredisi" vermeye imf ikna edildi ve seçim öncesinde alındı.. böylece 2010'a kadar sürdürülecek bir program akp'ye imf tarafından sunuldu.. bu konuda boratav'ın türkiye iktisat tarihi kitabında ve n.ekzen'in türkiye kısa iktisat tarihi kitabında anlatılır.
20-tr kırılganlığını bir kenara bırakmadı.. özelleştirmelerle başta tarım-hayvansal üretimi destekleyici model-rol oynayan kurumlar elden çıkarılırken diğer yandan ara girdi üreten fabrika/kurumlar özelleştirildi. böylece bu kesimler ve bu kesimlerce istihdam edillmesi muhtemel kesimler kırılgan ve işsiz kalmıştır.
21-gelişmiş ülkeler sürecine geçme iddiası ise büyüme ile kalkınma arasındaki farkı bilmeyen zihinlerce ifade edilecek sığ bir bakıştır.. bunu da siz araştırın.. rusya-çin milyarder çıkarma rekorları kıran ülkeler ya da suud'lar ama ne kadar gelişmiş/kalkınmış bi bakı verin hele.. ^^
22-teknokratlar kenara çekilmeye başladı sözü de keza eksiktir.. söz konusu yetişmiş teknokratlar finans sermaye dışında neredeyse diğer tüm sektörleri üretimini sekteye uğratacak hal-durum ve tutum içerisinde adımlar atmış, özelleştirilecek kurum-kuruluş yokluğunda "atılacak adım" bulamamış kadrolardır. ha bulut'tan görece başarılı olsalarda şöyle anlatayım, satacak bir şey sayelerinde satacak bir cacık kalmamış, bu durumda kamu ihale kurumu özerkliği gibi konuları bir tarafa bırakalı çok olmaktadır. dolayısıyla herkes suçlu bunlar masum demek yanlış.. ayrıca bir unatıkan vardı sahi niden ona girmedik acep?? ^^
23-bu arada unakıtan nerede ve ne kadar teknokrattı.. ayrıca 94 seçimleri de 94 ibb kadroları da görmezden gelinmiş.. oysa bazı bakanlar direk oradan alınmadır..bu da zaten başta inşaat mantığı çerçevesinde hükümet politikasını içerlemiş bir noktaya gelmiştir.
yoruldum, bir ara devam ederim üşenmediğim dönem.. ^^
edit: ikinci 14dk'ya devam edelim..
24-meseleyi teknotratlara indirgenecekse ve/veya övülecekse gerek erdoğan'ın babacan konusunda (en azından babacan'ın ifadesine göre) kalması yönünde duruşu gerekse şu an ki hükümette ets tur'un sahibi olması, tarım bakan'ının yine u.arası tarım holding'inden gelmesi gerekse de sağlık bakan'ının özel hastanelerinin olması gibi bir çok durum ve tutum (ki bakan yardımcıları da fena değildir cv'leri) bu durumu askıya almaktadır. her ne kadar videoda alenen `babacan'a övgü` olsa da (el altından), `lütfi elvan`'ın cv'i sayılan isimlerden aşağı kalır yanı yoktur.. dolayısıyla elde kalan kıt kaynak ve siyasi-bürokratik bir biatçılıktır. kıt kaynakları dağıtmaya çalışan ve biat edilen şahıs ne derse o yapılmak istenmektedir. aynı `babacan`'ın yaptığı gibi. bunun yıllarca işe yaramasının(!) nedeni de uluslararası konjentür ve `2 ayyaşın`(!) bıraktığı "deniz"dir... yemeyen de kerizdir, yenmiştir. ^^ hemide parsel parsel.. ^^
25-"erdoğan kendi kadrosuna daha çok söz tanımaya başlamıştır".. asdhgadghah.. pardon hangi kadrolar? yiğit bulut ise mesele erdoğan yarın adını yanlış söylesin, "asrın lideri doğrusunu bilir" diyip adını erdoğan'ın teleffuz ettiği şekilde değiştirecek kadar bağlıdır. ha erdoğan kadroları aranıyorsa 1994-02 arasında ibb kadrolarında kim varmış nolmuş bunlara sonracığıma.. ya da kobi-toki bunlardan önce neymiş, ibb şirketlerinden hangileri nasıl baz alınarak ve neoliberal yapıya da uyumlaştırılarak dönüştürülmüş?? ne güzel dışardan sallamak.. ^^ kadro arayan oralara baksın pls!
26-oldukça yaygın görüşlerdir. bknz: `neoliberalizm` ha bi de `reiscilik`bu ikisinin sentezidir... garibim anlamamış.. ^^ bir de erdoğan etken değil, edilgenmiş bu anlayışa göre.. halbuki (bkz: ekonominin sorumlusu benim ben) .
27-emre hoca, 2013'de başlatması hatalı. `12 eylül 2010 anayasa değişikliği referandumu`.. ha mesele toplumsal infial ise `ergenekon``balyoz`meseleleri.. yok toplumsal eylem ise `cumhuriyet mitingleri`..
28-"arap baharında türkiye aktör oldu.".. rok'dan yine mehterlik hareketler 2 ileri bir geri..
29-esad devrilmeyince tayyip beyde yalnızlaşma neden ve niçin artıyor? pardon?? akp, kimyası buradan böyle nasıl bozuluyor pardon?? bu mantık ya net hatalı ya da rte'ye "esadsız bir kimyası bozulacak kadar kırılgan" demektir. ciddi manada hatalı.. resmen sallamadır.
kelime kelime yazayımda cidden saçmalamayı görün:
"-türkiye aktör oldu,
-sonra mısır'da darbe oldu,
-suriye olayında bir türlü başarı gelmedi, esad devrilmedi,
-bütün bunlar tayyip bey'de yalnızlaşmayı arttırdı.
-akp'nin de kimyası bozuldu..
-kolay bir şey değil valiler, emniyet müdürleri, generaller, ordunun yarısı, generallerin yarısı fethullahçıydı (( bakın fetö demiyor)) nese..
-tabi tayyip beyin haklı olarak vehimi de arttı..
-ben size bir olay anlatım ... herkeste bir çekinme var korku var.. bir geri çekiliyor , hepiniz mi bana komplo kuruyorsunuz ya diyor? kendinin yalnızlaştığının hissettiği olaydır."
bu aktarımın alt metinlerini irdelemeye benim totom yetmedi.. ^^
30-herkes fetö'den dem vurmuşta kimse de dememiş parsel parsel... ^^ lan bari arınç'ın ifadesini koyaydınız..hadi onu da geçtim rus büyükelçi'yi koyaydınız.. yoğ!
31-"fethullahçılar sadece aileyi hedef aldı".. (bkz: istifa eden bakanlar)
(bkz: fuat avni)(bkz: mit müsteşarı)(bkz: mit tırları) doru! aile siyasallaştı??
32-2013 sonrasında aile siysallaştı?? halbuki sümeyye hanım, kadem kurulana kadar 2013'e kadar yani akp genel başk. dan. ve başbakan'ın gönüllü siyasi danışmanlığını [web.archive.org/web/2020062... yürüttü.] esra erdoğan ise yeşilay ve türgev üzerinden çalışmalarını sürdürdü. burak erdoğan ise şirketiyle ilgilendi. bilal erdoğan ise türgev ve okçuluk vakıflarında çalışmalarını sürdürmektedir. ha mesele sn. emine erdoğan ise cb sitesinde aynen: "sosyal ve siyasal hayatta daima aktif roller üstlenmiş, başbakan eşi olduğu yıllarda da faaliyetlerini artırarak sürdürmüştür" [www.tccb.gov.tr/emineerdoga... geçmektedir..].. ha mesele berat albayrak ise o yıl olarak olmasa tutuyor 2015'de akp m.vekili.. 2013 yılında köşe yazıyor sanırım onu anlatmaya çalışıyor, sn rok.. aile sadece berat albayraktan ibaret!!!! ha balkon meselesi ise bence tamamen saray'in bitirilmesinden ibaret. yani ne ilk evinde öyle bir meydan/balkon vardı ne de sonra taşındığı konutta.. saray'ın heybeti'nden ve ailesinin birliğinden yararlanmak istedi. (bkz: karizmatik lider) (bkz: andrew heywood) ayrıca rok'un eksiklerini yine topluyalım, söz konusu alanda burak erdoğan olmadığı gibi ali babacan gibi bakanlarda balkondaydı.. yok öyle tam kadro ailesiyle çıktı diye [ sallamak...]
33-"merkezi otoriyeyle uyumlu çalışabilecek, onların söylediklerini sorgulamadan kabul edebilecek... " o'nu anladım da "lara" kafam basmadı..:)
34- kurumlar tamamda, yasama-yürütme-yargı'yı es geçiyoruz herhal.. hadi geçelim..
35- tek doğru soru "tasvir edebilir misiniz?"
36-partili cumhurbaşkanı, iması yapılsa da bu durumun hukuki tarafı sorgulanmamış.. kaldı ki benzer çıkışlar özal'da da vardı.. yaşları yetmemiş 140'ın yoksa eminim o kadar entelektüel kadroları var, babacanciğerciler'in.. ^^
37- "kemalist rejim çöktü... sonra gülenist rejim çöktü.." rok. türkiye cumhuriyet'î anayasası'nda tek bir rejim tanımlaması yapılmakta ve rejim anayasa+tck tarafından korunmakta.. yani alenen bu ifadeler anayasa'ya ve tck'ya aykırı görünmektedir. ayrıca bir kez daha `fetö` denmemekte bu seferde `gülenist`denmektedir. üstelik bu ifadeler döneminde iktidar partisi olan akp'de "gülenist" rejim tarafından kapsanmakta yani bu ifadelerle `akp zan altında bırakılmakta`dır.
38-" tabi bunların hepsi'de devrimle olduğu için bir sürü haksızlık hukuksuzluk oluyor, işin gerçeği de bu" rok. böylece hem `yüce türk yargısı` hem de akp (ki 2.kez) `zan altında bırakılmış`tır.
39-"devlet sektörü paramparça oldu" . devlet bir sektör değildir, kamu bir sektördür. yine engin rok tabirleri. üstelik yine anayasaya göre türkiye cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne muhalet edilmiştir. neden? bütünlük sadece sınırsal-karasal değil aynı zamanda hukukidir, anayasaya göre. 2. ve 3. md.
40-"kendinizi azade hissetmek"?? referandumla hukuki olarak "his" değil fiiliyat gerçekleştirildi. biri lütfen teyzeye yapılan değişiklikleri ve meallerini anlatsın pls! ^^
41-"kanundan istisna tutmak" teaa 2006'da başladı.. (bkz: kamu ihale kanunu)
42-herkes parçası haline gelmiyor, müsiad ve kobi'ler üzerinden zaten alet olunmuştu.. 2003/2004 yılında boş yere yapılmadı kosgeb ve kamu ihale kanunu'nda değişiklikler.. ya da imar/inşaat düzenlemeleri..
43-havu. sopa değil be teyzem.. `bitaraf olan bertaraf olur` (bkz: 2010 referandumu) şuanda değil yani canım teyzem. ^^
44-siz 5 tane müteahhit görüyorsunuz.. ben 1994'de satın alınan `imar weıdleplan`yani `kiptaş` görüyorum.. `anadolu kaplanları`, `kob`i'ler, `müsiad`fetö öncesinde `tuscon`görüyorum.. onlarca taşeron bu işte..
45-"sizlere kaynak kalmadı gençler" ellerinden öptüm teyzem..
46-"merkez bankası araç bağımsızlığı" yok kardeşim-abim. merkez bankası özerkliği var.. başkanını ve politikaları kendi belirlemeyi de kapsayan bir özerklik bu.. kurallar değiştirilmedi, kurallara rağmen/aykırı eylemler yapıldı.
47-kuralsızlık değil, kurallılık var ancak söz konusu kural ne nesneldir ne ayni.. tamamen şahsi'dir.
48-"akp bürokratları, akp'yi denetlemeye başladı.. " %1-%2'lik denetim midir sorunsalı.. ^^
49-kamu ihale kurumu için (bkz: çiğdem toker)(bkz: korkut boratav)(bkz: ayşe buğra)
50-ahmet hakan.. yorumsuz'dur.
51-" utanma duygusu" bu videonun gerçekten tek elle tutulur, mesajı/tespiti.
52-"allah'ın dediği olur".. neyse.. ben bişi demiyorum.. tatlı sular da emre hoca, herhal.. ^^
53- bugünkü durum hem ekonomik hem siyasidir. zati hali hazırda ekonomi politiktir..
54-"başa dönmüş" hissetmeniz hatalıdır. (bkz: köi) 'ler
55-"belli şeyler aşılamıyor.. türkiye dönüyor dolaşıyor aynı yere geliyor" net yanlış. 17. ekonomiden 19'a geriledik, tüketici-hanehalkı borçları uçtu gitti, köi'leri dahil etmediğimiz durumda bile kamu borçları uçtu, şirket borçları 2002 yılını aştı.. tcmb rezervleri 2002'yi aratır halde.. hukuksal durum, basın özgürlüğü vs.. dahil ettiğimiz de aynı yerde olmadığımız aşikâr.
56- lastik örneğini burada vermek net hatalıdır.. dünya yazılım-donanım noktasında başka yere gitmiştir/gitmektedir. borçlanma noktasında, farklı yerlere evrilmiştir. tarımsal üretimi, sanayi üretimi farklı noklara gelmiştir(!) hatta anayasa göre verilmesi gereken bütçe'nin en az %2'i kadar tarımsal destek paketleri yıllardır nerededir bilinmemektedir..
sözün özü: eğer bir şey uzayıp, eski noktasına geliyorsa zaten anlamsal olarak da geri gidiş vardır. çetin altan'ın söylemi net hatalıdır. yani argüman kendi içerisinde hatalıdır. üstelik denkleme diğer ülkeleri de eklerseniz net geri gidiş vardır.. kaldı ki ne uzar ne kısalırsa da zaten bırakılacak kadar da uzayamaması gerekmektedir..
sözün özü: video tam olarak sığdır. belgesel değildir. belge hiç değildir.. anca seldir.. çarpık-yanlış ve yaygaracı bir yapıda bir sel.
devamını gör...
9.
yeni yayımladıkları videodur.
türk ekonomisinin son yıllarda nereye geldiği ile ilgili bir video.
türk ekonomisinin son yıllarda nereye geldiği ile ilgili bir video.
devamını gör...
"140journos'un tarih tekerrür videosu" ile benzer başlıklar
tekerrür
12
140journos
60